Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/608 E. 2023/1873 K. 03.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/608
KARAR NO : 2023/1873
KARAR TARİHİ : 03.04.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR :Reşit olmayanla cinsel ilişki (sanık …’ın mağdure …’a yönelik), kişiyi hürriyetinden yoksun kılma (sanık …’ın mağdure …’a, sanık …’ın mağdure …’ya yönelik)
HÜKÜMLER : Mahkumiyet, beraat

Sanıklar hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz eden sanık … müdafiinin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı, katılan Bakanlık vekilinin ise kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan verilen hükümleri; eylemlerin çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunu oluşturması ve bu suçun mağdurunun çocuğun kanunî temsilcisi olması sebebiyle temyize hak ve yetkisinin bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 21.11.2013 tarihli ve 2011/324 Esas, 2013/384 Karar sayılı kararı ile sanık …’ın mağdure …’a yönelik çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin ikinci ve altıncı fıkraları, 62 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 12 yıl 6 ay, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan aynı Kanun’un 109 uncu maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (f) bendi, beşinci fıkrası, 62 inci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
Sanık …’ın mağdure …’ya yönelik çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraatine karar verilmiştir.

2. İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 21.11.2013 tarihli ve 2011/324 Esas, 2013/384 Karar sayılı kararının sanık … müdafii, o yer Cumhuriyet savcısı ve mağdure … vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay kapatılan 14. Ceza Dairesinin 01.11.2016 tarihli ve 2016/7143 Esas, 2016/ 7517 Karar sayılı kararı ile sanık … hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan beraat hükmünün onanmasına, sanık … hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, sanık … hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kurulan hükümlerin mağdurelerin suç tarihindeki yaşları hususunda Adli Tıp kurumundan rapor alınması gerektiğinden bahisle bozulmasına karar verilmiştir.

3. İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 13.07.2018 tarihli ve 2016/223 Esas, 2018/307 Karar sayılı kararı ile bozmaya uyularak mağdure … hakkında Adli Tıp Kurumundan aldırılan raporda suç tarihi itibariyle on beş yaşını doldurmadığının belirtilmesi, mağdure …’nun yargılama aşamasında vefatı nedeniyle rapor aldırılamamasının sanık lehine değerlendirilmesi ve on beş yaşını doldurduğunun kabul edilmesi nedeniyle sanıkların yeniden ikinci bentte bahsi geçtiği üzere cezalandırılmasına karar verilmiştir.

4. İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 13.07.2018 tarihli ve 2016/223 Esas, 2018/307 Karar sayılı kararının sanık … müdafii, katılan Bakanlık vekili ve mağdure … vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 08.12.2021 tarihli ve 2021/7231 Esas, 2021/9858 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında hata hükümlerinin uygulanma koşullarının oluşup oluşmadığının gerekçeli kararda tartışılması gerektiğinden bahisle bozulmasına karar verilmiştir.

5. İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 04.11.2022 tarihli ve 2022/37 Esas, 2022/436 Karar sayılı kararı ile sanık …’ın mağdure …’a yönelik reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 104 üncü maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararı gözetilmek suretiyle hak yoksunluklarına,
Sanık …’ın mağdure …’ya, sanık …’ın mağdure …’a yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca beraatlerine karar verilmiştir.

6. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan,02.01.2023 tarihli ve 2022/159616 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık … Müdafiinin Temyiz İsteği
Hata hükümlerinin uygulanma koşullarının oluşması nedeniyle sanığın cinsel eylemi nedeniyle beraat kararı verilmesine ilişkindir.

B. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İsteği
Sanıklar hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan verilen beraat kararlarının sebep bildirmeksizin bozulmasına, Bakanlık lehine vekalet ücreti takdir edilmesine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Babasının kayıp başvurusu üzerine bulunan mağdure …’ın soruşturma aşamasında sanık … tarafından iradesi dışında bir eve götürülerek organ sokma suretiyle istismara uğradığını, arkadaşı mağdure …’nun ise emniyet ek ifadesinde sanık Ramadanla rızası ile gittiği evde isteği ile cinsel ilişki yaşadıklarını beyan etmeleri sonucunda sanıklar hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kamu davası açıldığı, sanıkların mağdurelerin rızası ile kaçtıklarını, sanık …’ın mağdure …’ın rızası ile bir defa cinsel ilişki yaşadıklarını, sanık …’ın ise mağdure … ile cinsel ilişki yaşamadıklarını beyan ederek atılı suçlamaları reddettikleri, Adli Tıp Kurumundan aldırılan 21.04.2017 ve 27.06.2014 tarihli raporlarda hastane doğumlu olmayan mağdurelerin suç tarihi itibariyle on beş yaşını doldurmadıklarının tespit edildiği, mahkemece yapılan yargılama sonucunda adli rapora göre mağdure …’ta darp izi olmaması, aynı evde bulunan diğer mağdure … ve sanık …’ın mağdure …’ın zora dayalı ilişki iddiasını doğrulamamaları, sanık …’ın değişmeyen rıza savunması, mağdure …’ın çelişkili beyanları, mağdure …’nun ise yargılama aşamasında sanık … ile rızası ile kaçtığına ve cinsel ilişki yaşamadıklarına dair anlatımları dikkate alınarak mağdurelerin rızasının bulunduğu kabul edilerek, sanıklar ve mağdurelerin kısa süredir tanışık olmaları, sosyal ortamlarının bulunmaması, mağdure …’ın sanık …’ın açık kimlik bilgileri ve adresini bilmediğine dair beyanı, aynı mahallede oturmamaları ve ortak arkadaşlarının olmaması, sanıkların mağdurelerin yaşlarını kolayca öğrenme imkanlarının bulunmaması, Adli Tıp Kurumu raporlarında mağdurelerin fiziksel görünümlerinin takvim yaşlarıyla uyumlu olduğunun belirtilmesi dikkate alınarak hata hükümlerinin uygulama koşullarının oluştuğu kanaatine varılmış, sanık … hakkında mağdure …’a yönelik cinsel eylemi nedeniyle reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan mahkumiyet, on beş on sekiz yaş grubunda kabul edilen mağdurelerin rızalarının bulunması nedeniyle her iki sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan unsurlarının oluşmaması nedeniyle beraat kararı verildiği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
A. Katılan Bakanlık Vekilinin Sanıklar Hakkında Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçundan Kurulan Hükümler Yönünden
İntikal şekli ve zamanı, mağdurelerin beyanları, sanıkların yaş savunmaları, tanık ifadeleri, raporlar ve tüm dosya kapsamına göre; İlk Derece Mahkemesince hata hükümlerinin uygulama koşullarının oluştuğuna ve mağdurelerin rızalarının bulunduğuna dair kabulü yerinde görülmüş; ancak sanıkların suç tarihinde on beş on sekiz yaş grubunda bulunan ve evden kaçan mağdureleri cebir, tehdit veya hile olmaksızın bir eve götürüp birlikte kalmaları şeklindeki eylemlerinin 5237 sayılı Kanun’un 234 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenen çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunu oluşturduğu, bu suçta on sekiz yaşını bitirmeyen çocuğun annesi ile babasının çocuk üzerinde sahip oldukları velayet haklarının koruma altına alınması nedeniyle atılı suçun mağdurunun çocuğun kanuni temsilcisi olup, çocukların babaları olan şikayetçi Tuncay ve Mahmut’un yokluklarında verilip usulüne uygun şekilde tebliğ edilen hükümleri temyiz etmemeleri karşısında, katılan Bakanlık vekilin kararı temyize hakkı bulunmadığından, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi uyarınca REDDİNE,

B. Sanık … Müdafiinin Sanık … Hakkında Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
1. İntikal şekli ve zamanı, mağdurenin beyanı, sanık savunması, tanık ifadeleri, raporlar ve mahkemenin gerekçesine göre; İlk Derece Mahkemesince hata hükümlerinin uygulama koşullarının oluştuğuna, mağdure …’ın rızasının bulunduğuna ve sanığın eyleminin Türk Ceza Kanunun’un 104 üncü maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen reşit olmayanla cinsel ilişki suçu kapsamında kaldığına dair kabulü yerinde görülmüş ancak bu suç için öngörülen cezanın üst sınırının iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektirmesi ve mahkemece mahkumiyet hükmü kurulmasının ardından 17.10.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanun’la yeniden düzenlenen 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesindeki basit yargılama usulüne dair kanuni düzenlemeden sonra 7188 sayılı Kanunun geçici 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine yönelik olarak 19.08.2020 günlü, 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 25.06.2020 tarih ve 2020/16 Esas-2020/33 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Kanun’a 7188 sayılı Kanun’un 31 inci maddesiyle eklenen geçici 5 inci maddesinin (d) bendinde yer alan “kovuşturma evresine geçilmiş” ibaresinin, aynı bentte yer alan “basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilmesi karşısında, anılan karara istinaden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması nedeniyle hukuka aykırı bulunmuştur.

2. Mahkemenin kabulü ve uygulamasına göre, karar başlığında suç tarihinin 11.04.2011- 13.04.2011 tarihine kadar yerine, 11.04.2011 olarak yazılması hukuka aykırı bulunmuştur.

3. Ret ve bozma sebebine uygun olarak Tebliğnamede onama isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.

V. KARAR
A. Katılan Bakanlık Vekilinin Sanıklar Hakkında Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçundan Kurulan Hükümler Yönünden
Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenlerle İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 04.11.2022 tarihli ve 2022/37 Esas, 2022/436 Karar sayılı kararırına yönelik katılan Bakanlık vekilinin temyiz isteklerinin, 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle REDDİNE,

B. Sanık … Müdafiinin Sanık … Hakkında Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçenin (B) bölümünde açıklanan nedenlerle, İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 04.11.2022 tarihli ve 2022/37 Esas, 2022/436 Karar sayılı kararına yönelik sanık … müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

03.04.2023 tarihinde karar verildi.

Hükme iştirak eden üye …’un karar yazımından önce 28.07.2023 tarihinde vefat etmesi nedeniyle imza eksikliğinin giderilemediğine dair 5271 sayılı CMK’nın 232/5. maddesine istinaden düşülen iş bu şerhin altı imzalanmıştır.