Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/5710 E. 2023/5875 K. 03.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/5710
KARAR NO : 2023/5875
KARAR TARİHİ : 03.10.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2022/1219 E. 2022/1691 K.
SUÇLAR : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı, çocuğun cinsel istismarı, sağlık için tehlikeli madde temini
HÜKÜMLER : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Katılanlar vekili ile katılan Bakanlık vekilinin sağlık için tehlikeli madde temini suçu yönüyle yapmış olduğu temyiz istemlerinin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (g) bendi uyarınca reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararların; 5271 sayılı Kanun’nu 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir oldukları, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü;

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Çankırı Ağır Ceza Mahkemesinin 02.08.2022 tarihli ve 2022/73 Esas, 2022/202 Karar sayılı kararı ile;

a) Sanık … hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 13 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına,

b) Suça sürüklenen çocuk … hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan , 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca beraatine,
karar verilmiştir.

2. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesinin 16.12.2022 tarihli ve 2022/1219 Esas, 2022/1691 Karar sayılı kararı ile sanık … suça sürüklenen çocuk hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik sanık müdafileri, katılanlar vekili ve katılan Bakanlık vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

3. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 04.04.2023 tarihli ve 9-2023/38022 sayılı onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılanlar Vekilinin Temyiz İstemi
Sanık … hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan alt sınırdan uzaklaşılarak mahkumiyeti ile cezalandırılması gerekirken alt sınırdan ceza tayin edilmiş olmasına, sağlık için tehlikeli madde temini suçundan mahkumiyeti ile cezalandırılması yerine beraatına karar verildiğine, suça sürüklenen çocuk hakkında çocuğun cinsel istismarı suçuna yardım etme suçundan mahkumiyeti ile cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiğine, sanık … hakkında taktiri indirim sebebi uygulanmaması gerektiğine ilişkindir.

B. Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi
Mağdure beyanı ile dosyadaki delillerin çelişkili olduğuna, mağdurenin sanıkla rızalı buluştuğuna, mağdurenin suça süreklenen çocuk İclal Dila’nın eve gelmeyeceğinden haberdar olduğuna, sanık evine mağdurenin girerken gören komşuların şüpheli bir duruma rastlamadıklarını bildirdiklerine, olay yerinde çekilen video kaydının mağdurenin olay yerine zorla getirilip zorla tutulmadığını gösterdiğine, mağdurenin soruşturmada tecavüz etti ama beceremedi demesine rağmen Mahkemede vajinal bölgesine organ sokulduğu yönünde çelişkili beyanda bulunduğuna, tanıkların mağdurenin bağırma sesini duymadığını beyan ettiklerine, Mahkemece mağdurenin bir kısım beyanlarına itibar edilmez iken bir kısım beyanlarına itibar edilerek hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğuna, Mahkemenin gerekçesinde belirttiği gibi mağdurenin olayı hemen intikal ettirmediğine, olayı mağdurenin annesinin kolluğa intikal ettirdiğine, mağdurenin ailesinin tepkisiyle karşılaşacağından gerçeğe aykırı beyanda bulunduğuna ilişkindir.

C. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi
Sanığa ceza verilirken üst sınırdan ceza verilmesinin ve verilen cezada takdiri indirim nedenlerinin uygulanmaması gerektiğine, vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine, sanık … suça sürüklenen çocuk hakkında verilen beraat kararlarının yerinde olmadığına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince; “Mağdur katılan … ile sanık … ve suça sürüklenen çocuk …’nın arkadaş oldukları, olaydan birkaç gün önce … ve SSÇ’nin …’ların evinde buluşmaya karar verdikleri ancak SSÇ’nin gitmediği, olay günü için de sanık, SSÇ ve mağdurun sanığın evinde buluşup alkol alıp vakit geçirmek üzere anlaştıkları, buluşma günü yaklaştığında suça sürüklenen çocuk …’in, katılan mağdur …’nın dosyada tanık olarak dinlenen … isimli arkadaşı ile de daha önce …’nin erkek arkadaşı ve başka bir erkek kişinin de bulunduğu bir ortama gidip mağdura bu başka kişi tarafından yaklaşılması meselesi dolayısıyla mağdurun bir problem yaşadığını bilen suça sürüklenen çocuğun mağdurla aslında aynı ortamda bulunmak istemediği, hatta mesaj içeriklerinden anlaşılacağı üzere mağdura katlanamadığını da sanık …’a bildirdiği, bu sebeple …’ların evinde gerçekleşmesine karar verdikleri buluşmaya gitmek istemediğini sanık …’a bildirdiği, ancak sanığın ısrarla kendisinin ve mağdurun gelmesini istediği, bunun üzerine suça sürüklenen çocuk tarafından gidip gitmeme hususunda sanığa net bir şey söylenmemiş ise de, mağdura, suça sürüklenen çocuğun sanık …’ın evine gitmeyeceğini bildirdiği ve aksi tespit edilemeyen beyanına göre şarjının bittiği, o gün Çankırı genelinde de elektriklerin kesik olması dolayısıyla bunu mağdura bildirdikten sonra telefonunun kapandığı, bu aşamadan itibaren artık mağdur katılan …’nın, suça sürüklenen çocuk …’nın sanık …’lara gelmeyeceğini bildiği hususunda mahkememizce bir kanaate varılmış, dolayısıyla suça sürüklenen çocuğun zorla, ikna ile, yalan veya hile ile mağdur katılanı sanık …’ın evine gitmeye ikna ettiğine dair dosya kapsamında katılan tarafın soyut beyanları dışında başkaca bir delile ulaşılamamış, hal böyleyken suça sürüklenen çocuğun üzerine atılı suç açısından savunmalarının aksini kanıtlayacak, mahkumiyetine yeter her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilememiş olması dolayısıyla müsnet suçtan beraatine karar verilmiş,
Sanık … açısından ise mağdur katılan her ne kadar kolundan çekiştirme sonunda sanığın evine gitmek zorunda kaldığını belirtmiş ise de, bir kaç gün öncesinde sanığın evinde buluşmaya karar verdikleri, buna rızasının olduğu, kendi beyanı ve dosya kapsamında alınan diğer savunma ve beyanlardan da anlaşılacağı üzere mağdur katılanın başka bir kız arkadaşı ile iki erkeğin bulunduğu bir evde de daha önce bulunduğu, hülasa mağdurun sanığın evine zorla götürüldüğüne dair yine kendi soyut beyanı dışında başkaca bir delilin dosya kapsamında yer almadığı, kaldı ki, yaş ve fiziki görünüm itibarıyla kendini ifade edebilecek ve savunabilecek konumda olduğunu düşündüğümüz mağdurun o gün sanık tarafından eve zorla götürülmesine veya çekiştirilmesine direnebilmesinin mümkün olduğu gibi, dışarıda bağırması veya kaçması halinde sanığın elinden kurtulmasının da mümkün olduğu, ayrıca dışarıda tanıdıklarının da olduğunu belirtmesi karşısında zorla sanık tarafından eve götürülmesi durumunda bunu, orada bulunan tanıdıklarına söylemesinin de mümkün olduğu, ancak mağdur katılanın böyle bir yola başvurmadığı, bu cümleden hareketle mağdurun aslında başından beri sanıkla aynı evde bulunmaya rızasının olduğu, bu kanaatimizi destekleyecek şekilde mağdurun snapchat isimli sosyal paylaşım sitesi için çektiği ve dosyada yer alan, duruşmada da izlenen videodan da anlaşılacağı üzere elektrikler kesik olduğu halde renkli bir ışık topunun sanık … mağdurun bulunduğu ortamda yandığı, yüksek sesle müzik dinledikleri, mağdur katılanın dinledikleri şarkıya eşlik ettiği, sanığın izlenen görüntülerde normal bir vaziyette durduğu, mağdurun zorla götürüldüğüne veya alıkonulduğuna dair hiçbir durumun söz konusu görüntülerden tespit edilmediği, aksine bu aşamaya kadar mağdurun istek ve rıza ile ve ayrıca mutlu bir şekilde bu ortamda bulunduğu, önlerindeki sehpada alkollü içeceklerin de bulunduğu görülmüş, ancak bu aşamadan sonrası için video kaydının sonlanmasını müteakip her ne kadar daha önce sanık mağdurun, cinsel organını ağzına aldığını sonrasında sırt üstü uzandığını ve cinsel organını mağdurun vajinasına soktuğunu, ilişki sırasında kalçalarına ve yüzüne tokat atmasını istediğini, sonrasında uzandığını ve mağdurun üzerine çıkarak cinsel ilişkiye devam ettiklerini, anal yoldan bir birliktelikleri olmadığını belirtmiş ise de, mağdur hakkındaki 23/01/2022 tarihli raporda bakire olduğu ve ayrıca her iki tarafın da anal yoldan birlikte olduklarına dair herhangi bir iddia ya da ikrarları olmadığı hususu da göz önüne alındığında sanığın, mağdur katılanın anal ya da vajina bölgesine cinsel organını sokmak suretiyle herhangi bir istismar eylemi olmadığı, ancak mağdurun tüm aşamalarda, sanığın kendisini öptüğü, izin vermemesi üzerine hakkındaki adli raporla da uyumlu olacak şekilde çene alt kısmında beyanlarıyla uyumlu darp izinin olduğu, bunun üzerine sanığın kendisinden cinsel organını ağzına almasını istediğini ve hatta cinsel organını ağzına soktuğunu, kendisinin su içmeye ihtiyacı olduğunu söylediği hususu da göz önüne alındığında sanığın mağdurun ağız bölgesine cinsel organını soktuğu, bu haliyle üzerine atılı organ sokmak suretiyle çocuğu cinsel yönden istismar ettiğine mahkememizce tam kanaat getirilmiş, zira her ne kadar mağdurun sanıkla aynı ortamda bulunmaya başta rızası olmuş ise de, hiçbir şekilde sanığın cinsel bir eylemine mağdurun rızasının olmadığı, tüm aşamalarda tutarlı bir şekilde belirttiği üzere sanıktan kaçmaya çalışırken darp edildiği, kendi beyanları ile uyumlu olacak şekilde istismar anında arkadaşı olan tanık Rumeysa aradığında da bulunduğu ortama dikkat çekecek şekilde kaç işareti yaptığı, bunun Rumeysa tarafından da doğrulandığı, olayın meydana geldiği 23 Ocak tarihinin kış ayının ortasına denk geldiği ve havaların soğuk olmasına rağmen mağdurun iç çamaşırını giymeden veya normal bir şekilde bir evden ayrılıp veda ederken montunu, kabanını almamasının hayatın olağan akışı kapsamında değerlendirilecek bir durum olmadığı, olaydan hemen sonra ailesi ile birlikte mağdurun durumu adli makamlara intikal ettirmiş oluşu, aileler arasında iftira atmayı gerektirir, önceye dayalı herhangi bir husumetin dosyaya yansımamış oluşu gibi sebepler bir bütün olarak değerlendirildiğinde, sanık savunmalarının kendisini suçtan kurtarmaya yönelik savunmalar olduğu, bu sebeple mahkememizce bu savunmalara itibar edilmeyerek mağdurun ağız bölgesine organ sokmak suretiyle mağduru cinsel yönden istismar ettiğine tam kanaat getirdiğimiz sanığın cezalandırılmasına karar verilmiş, almış olduğu sonuç ceza miktarı ve tutuklulukta geçirdiği süre göz önüne alınan sanığın tutukluluk halinde makul süreyi aşan bir durum olmadığı kanaatiyle tutukluluk halinin devamına karar verilmiş,
Sanık …’ın üzerine atılı sağlık için tehlikeli madde temin etme suçu açısından, mağdur her ne kadar enerji içeceği içtiğini ve alkol almadığını belirtmiş is ede, mağdur, sanık … SSÇ’nin daha önceden sanığın evinde alkol almaya yönelik uyumlu bir iradelerinin olduğu, sanık …’ın savunmalarında da geçtiği üzere evde bulunan bu alkollü içeceği birlikte içtikleri, tanık … ve katılan …’nin beyanlarında da mağdurun alkollü koktuğu ve bundan mütevellit tanık …’nin evine kustuğu, mağdur hakkında alkollü içecek aldıklarına kanaat getirdiğimiz saatten yaklaşık 10 saat sonra aldırılan raporda mağdurun hala 0,55 promil alkollü oluşu da göz önüne alındığında olayın meydana geldiği saatlerde mağdurun yaklaşık 2,00 promil alkollü olduğunun kabulünün gerektiği, sanığın mağdura tekila alarak alkollü içki sunduğunun mağdur hakkındaki rapor ile sanığın ikrarı ile sabit olduğu, ancak her ne kadar sanık hakkında Sağlık İçin Tehlikeli Madde Temin Etme suçunu işlediğinden bahisle TCK’nın 194. Maddesi gereğince cezalandırılması amacıyla kamu davası açılmış ise de; 11/06/2013 tarihinde yürürlüğe giren 4250 sayılı İspirto ve İspirtolu İçkiler İnhisarı Kanunu’nun 6487 sayılı Kanunla değiştirilen 6. maddesinin 3. fıkrası yollamasıyla 7. maddesinin 2. fıkrasına göre, 18 yaşını doldurmamış kişilere alkollü içki satılması veya sunulması sonucunda çocuğun sağlığının tehlikeye sokulması halinde ayrıca TCK’nın 194. maddesine göre cezaya hükmolunacağı, eylemin çocuğun sağlığını tehlikeye sokmaması halinde ise aynı Yasanın 7. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi gereğince münhasıran idari para cezası verileceği şeklinde yaptırıma bağlandığı, Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 2021/11542 Esas, 2022/526 Karar, 18.01.2022 tarihli ilamının da bu yönde olduğu, ancak iş bu dosyada mağdurun alkol muayenesinin yapıldığı ve fakat içtikleri tespit edilen alkollü içeceğin kişilerin sağlığını tehlikeye düşürdüğüne ilişkin bir rapor veya bu yönde başkaca tespitin de bulunmadığının anlaşıldığı, dolayısıyla sanığın sabit olan eyleminin yalnızca idari para cezasını gerektirdiği anlaşıldığından, sanığın üzerine atılı TCK’nun 194. Maddesinde yer alan Sağlık İçin Tehlikeli Madde Temin Etme suçundan CMK’nun 223/2-e bendi gereğince beraatine, 5326 sayılı kabahatler kanunu 24. maddesine göre eylemin kabahat oluşturması hâlinde mahkemenin de bu kabahatin karşılığı idari yaptırımı uygulayabileceği hususu da göz önüne alındığında sanık hakkında 4250 sayılı yasanın 7/1-b maddesi gereğince takdiren alt sınırdan ceza tayini ile kabahatin işlendiği tarih de göz önüne alınarak 32.355,00 TL idari para cezası ile cezalandırılması” şeklindeki gerekçe ile hüküm kurulmuştur.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediğinden istinaf talepleri esastan reddedilmiştir.

IV. GEREKÇE
A. Sanık Hakkında Sağlık İçin Tehlikeli Madde Temini Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
1. 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (g) bendinde yer verilen; “On yıl veya daha az hapis cezasını veya adlî para cezasını gerektiren suçlardan, ilk derece mahkemesince verilen beraat kararları ile ilgili olarak istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararları”nın temyiz incelemesine tabi olmadığına ilişkin düzenleme ile incelemeye konu suçun, aynı Kanun’un 286 ncı maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında da bulunmadığı dikkate alındığında, katılanlar vekili ile katılan Bakanlık vekilinin temyiz isteminin, reddinin gerektiği anlaşılmıştır.

2. Ret sebebine uygun olarak Tebliğnamede onama isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.

B. Suça Sürüklenen Çocuk … Hakkında Çocuğun Cinsel İstismarı Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
İlk Derece Mahkemesi ile Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçesi ve tüm dosya kapsamına göre, yargılama sürecindeki işlemlerin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, dosya içindeki belge

ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırılarak vicdani kanıya ulaşıldığı anlaşılmakla, katılanlar vekili ile katılan Bakanlık vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir.

C. Sanık … Hakkında Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
1. Tüm dosya kapsamı ve gerekçe içeriğine göre; yargılama sürecindeki işlemlerin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olduğu, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği, anlaşıldığından mahkûmiyet hükmünde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2. Mahkemece 5237 sayılı Kanun’un Cezanın belirlenmesi başlıklı 61 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen kriterler ile aynı Kanun’un 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında ifade edilen cezada orantılılık ilkesi göz önünde bulundurulmak suretiyle sanık hakkında kurulan hükümde, suçun işleniş biçimi, suçun işlendiği yer ve zaman, suç konusunun önem ve değeri ile sanığın amaç ve saiki dikkate alınarak temel cezanın alt sınırdan belirlenmesi suretiyle kurulan hükümde bir isabetsizlik görülmediğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

3. Sanık hakkında kurulan hükümde 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamında takdiri indirim nedeni uygulanmasına karar verilip verilmeyeceğinin değerlendirildiği ve yerinde, yeterli ve kanunî gerekçeye istinaden sanık hakkında takdiri indirim nedeni uygulanmasına karar verildiği anlaşılmakla, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

4. 5271 sayılı Kanun’un 237 ve devamı maddelerindeki katılma hakkına ilişkin suçtan zarar görme şartı katılan Bakanlık için söz konusu olmadığı ve vekili lehine koşulları sağlanmadığından vekalet ücretine hükmedilmemesinde, hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
A. Sanık Hakkında Sağlık İçin Tehlikeli Madde Temini Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenlerle katılanlar vekili ile katılan Bakanlık vekilinin temyiz isteminin, 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle REDDİNE,

B. Suça Sürüklenen Çocuklar İclal Dila Hakkında Çocuğun Cinsel İstismarı Suçundan Kurulan Hüküm ile Sanık … Hakkında Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı Suçundan Kurulan Hükümler Yönünden
Gerekçenin (B) ve (C) bölümlerinde açıklanan nedenlerle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesinin 16.12.2022 tarihli ve 2022/1219 Esas, 2022/1691 Karar sayılı kararında katılanlar vekili, katılan Bakanlık vekili ve sanık müdafiilerince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Çankırı Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

03.10.2023 tarihinde karar verildi.