Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/5699 E. 2023/4339 K. 15.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/5699
KARAR NO : 2023/4339
KARAR TARİHİ : 15.06.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2021/993 E., 2022/1483 K.
SUÇ : Nitelikli cinsel saldırı
HÜKÜM : Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İstanbul 40. Ağır Ceza Mahkemesinin, 10.03.2021 tarihli ve 2020/403 Esas, 2021/120 Karar sayılı kararı ile sanığın nitelikli cinsel saldırı suçundan 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraatine karar verilmiştir.

2. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin, 20.06.2022 tarihli ve 2021/993 Esas, 2022/1483 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince nitelikli cinsel saldırı suçundan kurulan hükme yönelik sanık müdafileri ile katılan Bakanlık vekilinin istinaf başvurularının kabulüne karar verilerek duruşmalı yapılan inceleme neticesinde 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak 5237 sayılı Kanun’un 102 nci maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci ve 53 üncü maddeleri uyarınca 10 yıl hapis cezası ile hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

3. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 18.04.2023 tarihli ve 9-2022/117488 sayılı, özetle; soruşturma aşamasında beyanları alınan…, …’nin kovuşturma aşamasında dinlenmeden eksik kovuşturma yapılması nedeniyle bozma görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık Müdafilerinin Temyiz İstemi
Sübuta, katılanın disiplin soruşturmasındaki ilk beyanı ile sonraki beyanlarının çelişkili olduğuna, Bölge Adliye Mahkemesince katılanın beyanının alınmamasına, olaya doğrudan tanık olmayanların yeminsiz beyanlarının hükme esas alınmasının usule aykırı olduğuna ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurduğuna, raporu hazırlayan uzman kişilerin duruşmada dinlenilmesi gerektiğine, sanık beyanlarının hangi delille uyum göstermediğinin açıklanmadığına, katılan ile sanık arasındaki mesajların incelenmesi sonucunda hata hükümlerin uygulanması gerektiğine, 07.01.2020 tarihli raporun katılan beyanını desteklemediğine ilişkindir.

B. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi
Sanık hakkında alt sınırdan, eksik hüküm tesis edilmesi, sanığın hükümle birlikte tutuklanması gerekirken tutuklanmamasının usul ve kanuna aykırı olduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince; ”Sanık ile katılan …’nin lise yıllarına dayanan 5 senelik bir arkadaşlıklarının olduğu, her iki tarafında kabulünde olduğu üzere aralarında bir sevgililik ilişkisi olmamasına rağmen karşılıklı rızaya dayalı birden fazla cinsel birliktelik yaşadıkları, aralarında cinsel espriler yapabildikleri, sanığın hayatında başka bir sevgilisi olduğu aynı zamanda katılan Yasemin’in de hayatında başka bir sevgilisi olduğu, olay günü 06/01/2020 tarihinde katılanın sabah sıralarında Zekeriyaköy yakınlarında bulunan Üniversitenin yurdundaki odasında bulunduğu, arabasının yurdun önünde olduğu, sanığın okuldan eve giderken otoparkda katılanın arabasını görüp mesaj attığı, mesaj üzerine cevap olarak katılanının da “seks yapıyorum, katılacan mı” diye sorması üzerine sanığın katılanın odasına geleceğini mesaj ile bildirdiği ve katılan Yaseminin de sanığa gelebilirsin diye mesajla karşılık verdiği, birkaç saat sonra yine her iki tarafın kabulünde olduğu üzere sanığın daha önce de gittiği ve katılan Yasemin ile cinsel birliktelik yaşadığı katılanın kaldığı odaya sanığın geldiği, katılanın aşamalarda sanık tarafından zorla birden fazla kez cinsel organına sanığın parmağını soktuğu, boğazını sıktığı, bu şekilde odasında 35-40 dakika kaldığı, korktuğu şeklinde iddialarda bulunduğu ancak böyle vahim bir cinsel saldırıya maruz kalan yaşı ve eğitim seviyesi itibariyle (06/01/2020) olay tarihinde Hukuk fakültesi 2. Sınıf öğrencisi olan katılan Yasemin’in 06/01/2020 olay tarihinden yaklaşık 6 ay sonra 03/07/2020 tarihinde sanık hakkında şikayette bulunmasının hayatın olağan akışına aykırı düşdüğü, katılanın olay tarihinde kendisine zorla cinsel saldırı gerçekleştiğini iddia etmesine karşı, olay anında kendi beyanına göre kaçma imkanı varken kaçmaması, duruşmada gözlemlenen fiziksel özellikleri itibariyle sanığa direnmemesi ve karşı koymaması ve yurt odasında herhangi bir şekilde bağırmaması, yine olay sonrasında darp, cebir veya cinsel saldırı nedeniyle değil de; regl ağrısı sebebiyle sağlık kuruluşuna müracaat etmesi ve müracaat sonrası düzenlenen 07/01/2020 tarihli muayene raporu ile tüm dosya kapsamı birlikte değerledirildiğinde… sanığın atılı suçlardan CMK’ nın 223/2-e maddesi uyarınca ayrı ayrı beraatine” şeklinde hüküm tesis edilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Bölge Adliye Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde mağdurenin beyanlarının gerekli ayrıntıları taşıdığı, samimi açıklamalar içerdiği, dosyadaki delillerle uyumlu anlatımlar taşıdığı sonucuna varıldığı, sanığın savunmaları yönünden yapılan değerlendirmede ise; “Tüm aşamalarda avukatları aracılığı ile savunmalarda bulunmasına rağmen, her aşamada verdiği beyanlarına diğer aşamada yeni şeyler eklediği, avukatlarının katılımı ile vermiş olduğu özellikle suç teşkil eden açıklamalarını bir sonraki beyanında kabul etmeyerek değiştirdiği, Savunmalarının dosyadaki deliller ile örtüşmediği ve kendisini cezadan kurtarmaya yönelik savunmalar yaptığı sonucuna Dairemizce ulaşılmıştır. Örneğin Cumhuriyet Savcılığında hazır bulunan avukatlarının katılımı ile vermiş olduğu savunmasında; ‘Ben elimle cinsel bölgesini okşadım, parmağımı, cinsel ön bölgesine soktum zaten her zaman yaptığımız şeydi’ şeklinde beyanda bulunmuş iken bu beyanını Sulh Ceza Hakimliğinde ‘Ön sevişmenin bir noktasında gideceği yere yetişeceği için yarıda bıraktık. Hiç bir zaman cinsel organımı sokmadım. Hiç bir şekilde parmağımı da sokmadım… tam olarak parmağımı sokup sokmadığımı hatırlayamıyorum daha önceki sevişmelerimizde de olduğu gibi cinsel organını parmağımla okşamıştım” şeklinde değiştirmiş , Yerel mahkemede ise bu defa; ‘Daha sonra kendisi ile sevişmeye başladık, ön sevişmenin bir noktasında duralım yoksa geç kalacağız dedi, ben yatakta oturmaya devam ederken kendisi bavulları hazırladı. Beni erekte halde bıraktığı için ben de gidip bir bardağa boşalırım diye espiri yaptım, bu espriyi aramızdaki hukuka binaen yaptım, kendisi ile bu şekilde konuşuruz sürekli. Sonra güldü ve eşyalarını toplayıp çıktı’ şeklinde yeniden değiştirmiştir.
Yine Cumhuriyet Savcılığında vermiş olduğu savunmasında: ‘Dosyada müşteki vekilinin şikayet dilekçesine eklediği, mesajlar okundu. Aramızda bu mesajlaşma olmuş olabilir.’ şeklinde vermiş olduğu beyanını Yerel mahkemede ise: ‘ Bunlar snapchat uygulamasıdır ve 24 saat içerisinde otomatik olarak silinir, ben bardak ile ilgili bir yazışmamız olduğunu biliyorum fakat içeriklerini kabul edemem çünkü hatırlamıyorum, snapchat uygulamasındaki mesajlar whatsapptaki gibi telefonda kalmaz, 24 saat içerisinde silinir. Beni telefonuna Arda Ti diye kaydetmişti, ben bu sebeple okumuş olduğunuz bu mesajların bana ait olmadığını düşündüğüm için görüşme içeriklerini kabul etmiyorum,’ şeklinde değiştirmiştir.
Sanığın ve mağdurenin beyanları birlikte incelendiğinde, olay öncesinde tarafların zaman zaman sevgili olmadan cinsel birliktelik yaşadıkları anlaşılmaktadır. Yine bu beyanlara göre taraflar arasında bir husumette bulunmamaktadır. Dolayısı ile mağdurenin sanığa iftira atmasına gerektiren bir durumu da yoktur. Her ne kadar bu durumu gören sanık kovuşturma aşamasında ‘Beni şikayet etmesinde ki neden şu

an ki ilişkimi kıskandığı içindir’ şeklinde beyanda bulunarak mağdurla arasında dosyadaki anlatımlar ile uyumsuz , suni husumet yaratmaya çalışmış ise de bu savunmaya Dairemizce itibar edilmemiştir. Zira savcılık şikayet tarihi olaydan çok sonra ise de, mağdurenin aynı olay sebebiyle sanığı okula şikayet tarihi olaydan 2 gün sonradır.
Yine dosyada bulunan polis tarafından bilgi sahibi olarak beyanları alınan kişilerin açıklamaları mağdurenin beyanları ile birlikte değerlendirildiğinde, mağdurenin olayın hemen akabinde olanları arkadaşlarına, öğretmenlerine anlattığı, okul idaresine şikayette bulunduğu, doktora gittiği, dolayısı ile eylemlere hemen tepki verdiği anlaşılmaktadır. Dolayısı ile sanığın ‘Beni şikayet etmesinde ki neden şu an ki ilişkimi kıskandığı içindir’ şeklindeki savunmasının yerinde olmadığı sonucu ortaya çıkmıştır.
Dosyada mübrez mağdura ait hastane tedavi evrakları ve mağdureye ait raporlar mağdure anlatımlarını destekler niteliktedir.
Bu durumda sevgili olmadan suç tarihinden önce zaman zaman cinsel ilişki yaşamak için bir araya gelen, lise yıllarından bu yana iyi arkadaş olan mağdurenin ortada hiç bir sebep yok iken sanığa iftira atmasını gerektirecek bir husumeti yoktur. Sanık savcılıkta avukatı ile birlikte vermiş olduğu savunmasında olay günü mağdurenin vajinasına parmağını soktuğunu kabul etmiştir. Mağdurenin iddiası bu eylemin zorla yapıldığı yönündedir. Yine mağdure olayın devamında sanığın odada ki bir karton bardağa menilerini boşaltarak bırakıp gittiğini de belirtimiştir. Sanıkta bu iddiayı doğrulamıştır. Bu davranış hayatın olağan akışı içerisinde gerçekleşmesi gereken normal bir davranış değildir. Sanıkla mağdurenin olay öncesinde rızaları ile zaman zaman cinsel ilişkiye girmeleri mağdure tarafından şikayet konusu yapılmamıştır. Taraflar arasında bir husumet yoktur.
Mağdurenin olayın hemen akabinde arkadaşlarına gönderdiği mesajlar, ses mesajları gerek bilirkişi rapor ve gerek ise muhatapları tarafından doğrulanmıştır.
Bu durumda mağdureye olay günü sanık tarafından yapılan ve Cumhuriyet Savcılığı savunmasında da sanık tarafından kabul edilen vajinaya parmak sokma eyleminin mağdurenin rızası hilafından yapıldığı” gerekçesi ile sanık hakkında nitelikli cinsel saldırı suçundan mahkumiyet hükmü kurulmuştur.

IV. GEREKÇE
Sanık hakkında kurulan hükümde, delillerin ve olguların açıklandığı ve ilişkilendirildiği, buna ilişkin gerekçelerin hukuka uygun olduğu anlaşılmış, bu kapsamda Bölge Adliye Mahkemesi tarafından gerçekleştirilen inceleme neticesinde kurulan hükme yönelik temyiz sebepleri yerinde görülmeyip hukuka aykırılık görülmemiştir.Bu nedenle bozma isteyen Tebliğname görüşüne iştirak edilmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin, 20.06.2022 tarihli ve 2021/993 Esas, 2022/1483 Karar sayılı kararında, sanık müdafileri ile katılan Bakanlık vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca İstanbul 40. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 15.06.2023 tarihinde karar verildi.