YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/5568
KARAR NO : 2023/5144
KARAR TARİHİ : 13.09.2023
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2022/759 E., 2022/674 K.
SUÇ : Çocuğun cinsel istismarı
HÜKÜM : Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama
Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 14.09.2021 tarihli ve 2021/253 Esas, 2021/351 Karar sayılı kararı ile sanığın çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci ve üçüncü cümlesi, 103 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (c) bendi, 103 üncü maddesinin dördüncü fıkrası, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası ve
53 üncü maddesi uyarınca 28 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesinin, 02.11.2021 tarihli ve 2021/1693 Esas, 2021/2025 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince çocuğun cinsel istismarı suçuna yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar vermiştir.
3. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesi kararının, sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 03.10.2022 tarihli ve 2022/565 Esas, 2022/8497 Karar sayılı kararı ile “…sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak; Mahkemece kurulan hükmün kabul ve uygulama bölümünde sanığın kızı olan on beş yaşından küçük, mağdureye yönelik farklı tarihlerde gerçekleştirdiği cinsel istismar eylemlerinden sonra olayın ortaya çıkmasından duyduğu endişe ile tehdit eyleminde bulunduğu, anılan tehdit eylemini mağdureyi zorlama ve direncini kırma saikiyle gerçekleştirmediğinin anlaşılması karşısında koşulları oluşmadığı halde müsnet suçtan belirlenen temel cezanın 5237 sayılı TCK’nın 103/4. maddesi ile artırılması nedeniyle, anılan karara yönelik istinaf başvurusunun kabulü yerine esastan reddedilmesi…” nedeniyle bozulmasına ve dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
4. İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 26.12.2022 tarihli ve 2022/759 Esas, 2022/674 Karar sayılı kararı ile sanığın çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci ve üçüncü cümlesi, 103 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (c) bendi, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 18 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık Müdafilerinin Temyiz İstemi
Dosyada mevcut bulunan CD görüntüsünün hukuka aykırı olduğunu, bu delilin yaratılmasında rol oynayan mağdurenin annesinin ve tanık olarak dinlenen mağdurenin teyzesinin beyanlarının hukuka aykırı delil olması nedeniyle hükme esas alınamayacağı, zira söz konusu kayıt işleminin tesadüfen veya ani gelişen bir olay şeklinde cereyan etmesi gerekirken planlı ve sanığı tuzağa düşürme amaçlı yapıldığı, mağdurenin, annesinin ve teyzesinin yönlendirmesi altında beyanlarda bulunduğu ve bu beyanlara da itibar edilemeyeceği anlaşılmakla açıklanan nedenlerle sanık hakkındaki mahkumiyet hükmünün bozulması istemine yöneliktir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Olay tarihinden iki hafta öncesinden başlamak üzere babasının kendisine yönelik davranışları değiştiğini söyleyen mağdurenin beyanında; annesi yokken babasının, kendisini kucağına oturtarak dudağından ve boynundan öptüğü, göğüs ve kalçalarına da dokunduğunu ifade ettiği, olay sürecinde dudağındaki morluğu fark eden annesine babasının kendisine yaptıklarını söylemesi üzerine annesi ve teyzesinin olay günü odaya önceden yerleştirdikleri telefonla sanığın, kızı olan mağdureye karşı gerçekleştirdiği eylemleri kayıt altına aldıkları, 12.04.2021 tarihli video görüntü inceleme tutanağı ve bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere, sanığın mağdureyi kalçadan kavrayarak kucağa aldığı, mağdurenin boyundan ve dudaklardan art arda öptüğü, bir müddet sonra dilini dışarı çıkartarak mağdurenin dudaklarından yaladığı anlaşılmış olup sanığın eylemlerinin öz kızına karşı çocuğun cinsel istismarı suçunu oluşturduğu kabul edilmiştir.
2. Her ne kadar sanık müdafii tarafından söz konusu görüntü kaydının hukuka aykırı delil olduğu iddia edilmiş ise de; Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesinin 2011/4573 Esas, 2012/11354 Karar sayılı ilamında açıklandığı veçhile aile içi pek mahrem bir alanda işlendiği iddia edilen çocuğa yönelik cinsel istismar eyleminin tespit ve delillendirilmesi adına yapılan kayda alma olgusu çocuğun üstün yararı gözetildiği vakit usule uygun olduğu saptanmıştır.
3. Sanığın aşamalarda birbiri ile çelişen beyanlarının suçtan ve cezadan kurtulmaya yönelik olduğu ve her bir aşamada bir öncekinden daha farklı bir savunmada bulunduğu görülmüş ve beyanlarına itibar edilmemiştir.
4. Her ne kadar sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin dördüncü fıkrasının uygulanması istemi ile kamu davası açılmış ise de; sanığın mağdureye yönelik farklı tarihlerde gerçekleştirdiği cinsel istismar eylemlerinden sonra olayın ortaya çıkmasından duyduğu endişe ile tehdit eyleminde bulunduğu, anılan tehdit eylemini mağdureyi zorlama ve direncini kırma saikiyle gerçekleştirmediğinin anlaşılması karşısında koşulları oluşmadığı kanaati ile sanık hakkında aynı Kanun’un 103 üncü maddesinin dördüncü fıkrası tatbik edilmemiştir.
IV. GEREKÇE
Yargılama sürecindeki işlemlerin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırılarak vicdani kanıya ulaşıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, kurulan hükümde hukuka aykırılık görülmemiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle, İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 26.12.2022 tarihli ve 2022/759 Esas, 2022/674 Karar sayılı kararında sanık müdafilerince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden, 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
13.09.2023 tarihinde karar verildi.