Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/5221 E. 2023/4959 K. 07.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/5221
KARAR NO : 2023/4959
KARAR TARİHİ : 07.09.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2017/2117 E., 2017/2650 K.
SUÇLAR : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı (… ve …), kişiyi hürriyetinden yoksun kılma (…)
HÜKÜMLER : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Kısmî ret, kısmî onama

Hükümden sonra mağdure tarafından sunulan 16.02.2023 tarihli dilekçenin, mahiyeti itibariyle temyiz niteliğinde olmayıp sanık lehine beyan içerdiği belirlenmiştir.

İlk Derece Mahkemesince suça sürüklenen çocuk … hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan verilen beraat kararı ile istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince verilen esastan ret kararı dikkate alındığında, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (g) bendi uyarınca hükmün temyizinin mümkün olmadığı belirlenmiştir.

İlk Derece Mahkemesince suça sürüklenen çocuk … ve sanık … hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

Sanık müdafiinin kanuni süresinden sonra yaptığı duruşmalı inceleme talebinin 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Bursa 5. Ağır Ceza Mahkemesinin, 09.03.2017 tarihli ve 2015/221 Esas, 2017/76 Karar sayılı kararı ile
a. Suça sürüklenen çocuk … hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca ayrı ayrı beraatine,
b. Sanık … hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan Şubat 2014 tarihindeki eylemi için, 6545 sayılı Kanun ile değişiklik öncesi 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (c) bendi, altıncı fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 15 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına; Eylül 2014 tarihindeki eylemi için, 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (c) bendi ve 53 üncü maddesi uyarınca 24 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına,
karar verilmiştir.

2. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin, 05.12.2017 tarihli ve 2017/2117 Esas, 2017/2650 Karar sayılı kararı ile sanık … ve suça sürüklenen çocuk … hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik katılan Bakanlık vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

3. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 19.06.2021 ve 30.03.2023 tarihli kısmî ret, kısmî onama görüşlü asıl ve ek Tebliğnameler ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi
Sanık …’ın üst sınırdan takdiri indirim uygulanmadan cezalandırılması, mağdurenin soruşturma beyanları dikkate alınarak suça sürüklenen çocuk …’ın da atılı suçtan cezalandırılması gerektiğine, Bakanlık lehine vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkindir.

B. Sanık … ve Müdafiinin Temyiz İstemi
Sanığın atılı suçları işlediğine dair delil olmadığına, İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesince mağdurenin beyanlarının dikkate alınmadığına, bu konuda yeterli açıklama da yapılmadığına, 09.09.2014 tarihinde gerçekleşen eylem yönünden suçunu ikrar ettiği ancak 28.02.2014 tarihinde gerçekleştiği iddia edilen olayı kabul etmediğine, gerekirse duruşma açılarak mağdurenin ve sanığın dinlenmesi istemine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1. Mahkemece dosyada mevcut bilgi ve belgelere göre, sanık … ile olay tarihi itibariyle 15 yaşından küçük olan hafif mental retarde olan mağdurenin kardeş oldukları, sanığın askerlik sırasında ilk izne geldiği Şubat 2014’de geceleyin yatağında uyumakta olan mağdurenin yanına gelerek rızası haricinde mağdurenin elbiselerini çıkararak cinsel organını mağdurenin cinsel organına soktuğu ve bu durumu kimselere söylememesini mağdureden istediği, bu olaydan sonra sanığın askerlikten izinli olarak geldiği Eylül 2014’de geceleyin mağdurenin yatağına gelerek cinsel organını mağdurenin cinsel organına soktuğu ve mağdurenin hamile kalması üzerine eylemlerinin ortaya çıktığı ve mağdurenin doğum yapması üzerine yapılan DNA çalışmasında … çocuğun sanığa ait olduğunun tespit edildiği anlaşılmış, ilk eylemle ikinci eylem arasında geçen ve makul sayılmayacak olan altı aydan fazla bir süre, bu zaman zarfında sanık ile mağdurenin aynı evde ve ortamda bulunmamaları, sanığın askerde olması hususları değerlendirildiğinde sanığın aynı suç işleme kararıyla değil çıkan fırsatlardan yararlanmak suretiyle ikinci eylemi gerçekleştirdiği düşünülerek sanığın ayrı suç işleme kastı ve her seferinde yenilenen kastıyla 2 kez çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan cezalandırılmasına karar verilmiş, dosya kapsamındaki diğer tüm deliller, olayların seyri, mağdurenin beyanı da dikkate alındığında sanığın ilk eylemi gerçekleştirmediğine yönelik kısmî inkarına itibar edilmemiştir.

2. İstanbul Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen 16.09.2015 tarihli rapora göre olaydan dolayı mağdurenin ruh sağlığının kalıcı olarak bozulduğu tespit edilmiş, sanığın Şubat 2014 tarihindeki eyleminden dolayı 5237 sayılı Kanun’un 7 nci maddesinin ikinci fıkrası gereğince suç tarihinde yürürlükte olan ve lehine bulunan 6545 sayılı Kanun’la değişiklik öncesi hükümlerin, Eylül 2014 tarihindeki eyleminden dolayı 6545 sayılı Kanun’la değişiklik sonrası hükümlerin uygulanmasına karar verilmiştir.

3. Suça sürüklenen çocuk olan …’ın mağdureye yönelik organ sokmak suretiyle nitelikli cinsel istismarda bulunduğuna ve hürriyetinden yoksun kıldığına dair, inkara yönelik savunmasının aksine bu suçlardan mahkumiyetine yeterli, her türlü şüpheden arınmış, kesin ve inandırıcı nitelikte yeterli delil elde edilemediğinden 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin (e) bendi uyarınca beraatine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
A. Suça Sürüklenen Çocuk … Hakkında Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (g) bendinde yer verilen; “On yıl veya daha az hapis cezasını veya adlî para cezasını gerektiren suçlardan, ilk derece mahkemesince verilen beraat kararları ile ilgili olarak (…) istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararları”nın temyiz incelemesine tabi olmadığına ilişkin düzenleme ile incelemeye konu suçun, aynı Kanun’un 286 ncı maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında da bulunmadığı dikkate alındığında, Bakanlık vekilinin temyiz isteminin, 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca reddine karar verilmesi gerektiği belirlenmiştir.

B. Suça Sürüklenen Çocuk … Hakkında Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
5271 sayılı Kanun’un 288 ve 294 üncü maddelerinde yer alan düzenlemeler nazara alınıp, aynı Kanun’un 289 uncu maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri ve katılan Bakanlık vekilinin temyiz dilekçesinde belirttiği nedenler de gözetilerek yapılan değerlendirmede, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından gerçekleştirilen inceleme neticesinde vaki istinaf başvurusunun esastan reddine dair kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

C. Sanık … Hakkında Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı Suçundan Kurulan Hükümler Yönünden
1. Sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında kız kardeşi mağdureye yönelik Şubat 2014 de ilk eylemi gerçekleştirdikten sonra hukuki kesintiye uğramadan Eylül 2014 tarihinde ikinci eylemi gerçekleştirdiği, sanığın suç işleme kastının yenilendiğini gösterir delillerin bulunmadığının anlaşıldığı olayda, eylemlerin zincirleme şekilde gerçekleştirildiği gözetilerek 6545 sayılı Kanun’la anılan maddelerde yapılan değişiklikler de dikkate alınıp 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (c) bendi ve 43 üncü maddesinin birinci fıkrasının uygulanması gerekirken her bir suçtan ayrı ayrı ceza tayin edilmesi karşısında anılan hükme yönelik istinaf başvurusunun kabulü yerine esastan reddedilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.

2. Bozma sebebine göre Tebliğnamede onama isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.

V. KARAR
A. Suça Sürüklenen Çocuk … Hakkında Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenle katılan Bakanlık vekilinin temyiz isteminin, 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, Tebliğname’ye uygun olarak oy birliğiyle REDDİNE,

B. Suça Sürüklenen Çocuk … Hakkında Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçenin (B) bölümünde açıklanan nedenle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin, 05.12.2017 tarihli ve 2017/2117 Esas, 2017/2650 Karar sayılı kararında katılan Bakanlık vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

C. Sanık … Hakkında Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı Suçundan Kurulan Hükümler Yönünden
Gerekçenin (C) bölümünde açıklanan nedenle katılan Bakanlık vekili ile sanık … ve müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin, 05.12.2017 tarihli ve 2017/2117 Esas, 2017/2650 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca Bursa 5. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

07.09.2023 tarihinde karar verildi.