Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/4824 E. 2023/6680 K. 24.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/4824
KARAR NO : 2023/6680
KARAR TARİHİ : 24.10.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2022/2372 E., 2022/2644 K.
SUÇ : Çocuğun cinsel istismarı
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı, yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle;

Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, İlk Derece Mahkemesinde silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkesi doğrultusunda savunmaya yeterli imkânın sağlanması ve bu hakkın etkin şekilde kullandırılmış olması, temyiz denetiminde sınırsız şekilde yazılı savunmayı kullanılabilme olanağının bulunması karşısında savunma hakkının kısıtlanması söz konusu olmadığından, 01.02.2018 tarihli ve 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca takdiren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Ünye Cumhuriyet Başsavcılığının 13.04.2022 tarihli ve 2022/718 Esas sayılı iddianamesi ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi, üçüncü cümlesi, üçüncü fıkrasının (c) bendi, dördüncü fıkrası ve 43 üncü maddesi gereğince cezalandırılması ve 53 üncü maddesi gereğince hakkında hak yoksunluklarına karar verilmesi istemli kamu davası açılmıştır.

2. Ünye Ağır Ceza Mahkemesinin 15.11.2022 tarihli ve 2022/96 Esas, 2022/235 Karar sayılı ilâmı ile sanığın 2014 yılı için üzerine atılı çocuğun cinsel istismarı suçundan 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi gereğince beraatine, 2020 yılı ve devamındaki eylemleri bakımından 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci ve üçüncü cümleleri, üçüncü fıkrasının (c) bendi ve dördüncü fıkrası ile 43 üncü ve 62 nci maddelerinin birinci fıkraları uyarınca 23 yıl 5 ay 7 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiştir.

3. Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi 30.12.2022 tarihli ve 2022/2372 Esas, 2022/2644 Karar sayılı kararı ile istinaf başvurularının esastan reddine karar vermiştir.

4. Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 22.03.2023 tarih ve 9-2023/28220 sayılı Tebliğnamesi ile onama görüşlü olarak Dairemize tevdii edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanığın Temyiz İstemi
İftiraya uğradığını, aile ile arasında husumet bulunduğunu, katılan mağdure ile yalnız kalmadığını ve diğer temyiz sebeplerini beyan ederek temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi
Katılan mağdurenin soruşturma ve kovuşturma aşamasındaki çelişkili beyanlarının yerel mahkemece giderilmediğini, her türlü şüpheden uzak, somut ve inandırıcı delilin bulunmadığını ve sanığın beraatine karar verilmesi gerektiğini, ilk olayın gerçekleştiği iddia edilen fındık zamanı ile ilgili olarak soyut mağdur beyanı dışında somut delil olmadan eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, mağdurun kendisine karşı gerçekleştiği idda edilen olaydan sonra sanık ile birden fazla bir araya geldiği hususu sabit olduğundan katılan mağdurenin beyanlarının itibar edilemez ve soyut nitelikte olması nedeniyle beraate karar verilmesi gerekirken mahkûmiyet kararı verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, mağdur ve ailesi ile sanığın aralarında husumet olup olmadığı husus netlik kazanmadan yerel mahkemece hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, su kuyusunun bulunduğu yer ile ilgili olarak yeterli araştırma ve keşfin yapılmadığını, iddia edilen suçlamaların sarkıntılık düzeyinde kaldığını, çelişkili ve soyut katılan mağdure beyanları doğrultusunda sanığın 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin dördüncü fıkrası gereğince cezalandırılmasının yasaya aykırı olduğunu ve diğer temyiz sebeplerini beyan ederek temyiz isteminde bulunmuştur.

C. Katılan Mağdure Vekilinin Temyiz İstemi
Beraat kararının hukuka aykırı olduğunu, sanığın indirim olmadan ve en üst sınırdan cezalandırılması gerektiğini ve diğer temyiz sebeplerini beyan ederek temyiz isteminde bulunmuştur.

III. OLAY VE OLGULAR
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
İlk derece mahkemesince; “…Sanık …’in katılan …’nın kardeşi, mağdurun amcası olduğu, 2021 yılı Haziran ayında katılan …’nın ailesi ve sanık … ile birlikte Rize’ye çay toplamaya gittikleri, Rize’de mağdurun hal ve tavırlarından endişelenen annesi katılan …’ın mağdura ne olduğunu sorduğu, mağdurun sanık … tarafından birden fazla kez babaannesinin evinde, fındık toplarken su kuyusunun dibinde olmak üzere cinsel istismara maruz kaldığını anlattığı, katılan …’ın aynı gün eşi katılan …’ya sanığın mağdura karşı cinsel istismarda bulunduğunu anlattığı, katılan …’nın kardeşi sanık …’i yanına çağırarak mağdura cinsel istismarda bulunup bulunmadığını sorduğu, sanığın kabul etmeyerek mağdura kötü birşey yapmadığını, isterlerse doktora götürüp kontrol ettirebileceklerini söyleyerek durumu geçiştirdiği, Rize’den ayrılarak Ünye’ye döndüğü, katılan …’ın kızının olayı anlatmasından takriben bir hafta sonra Ünye’ye döndüklerinde karakola gidip sanıktan şikayetçi olduğu, mağdurun aşamalarda alınan beyanında 2020 yılı yaz aylarında Ünye’de fındık toplama sezonunda sanık …’in de aile ile birlikte fındık topladığı sırada annesinin sanık … ile birlikte tanık …’nın fındık bahçesi içerisinde bulunan su kuyusundan su getirmesi için gönderdiği, su kuyusunun etrafının açık herkesçe görünür bir yerde olmadığı, bu hususun tanık …, … ve katılan beyanlarından sabit olduğu, suyu doldurdukları sırada sanığın mağdurun alt kıyafetlerini çıkardığı, dizine kadar indirdiği ve dudaklarından öptüğü, sanığın özel bölgesini mağdurun özel bölgesine sürttüğü, mağdurun yaşı itibariyle olanlara anlam veremediği, “yapma” dediği ancak sanığın “korkma sokmayacağım” diyerek hareketine devam ettiği ve sanığın özel bölgesinden beyaz sıvının geldiği, sanığın bu sıvıyı yere akıttığı ve “işte benim çocuğum” dediği, sanığın “kimseye söyleme yoksa seni öldürürüm” diyerek tehdit ettiği, ardından sanığın mağduru kucağına alarak özel bölgesini mağdurun özel bölgesine sürttüğü ancak sokmadığı, ardından da olay yerinden ayrıldıkları, mağdurun korktuğu ve olanları kimseye anlatamadığı, bir sonraki olayın ise mağdurun babaannesinin evinden gerçekleştiği, her ne kadar babaanne tanık … mağdurun evine gelmediğini beyan etmekte ise de, tanık ile katılanlar arasında katılanların kendisini dövdüğünü iddia etmesinden kaynaklı husumet olabileceği, sanık …’in annesi tanık …’ın evinde kaldığının bir kısım tanık beyanlarıyla sabit olduğu, mağdurun ailesinin evi ile bu evin yakın olduğu bu nedenle tanık …’ın beyanlarına itibar edilemeyeceği, mağdurun evde babaannesini ararken sanığı gördüğü, sanığın mağduru yanına çağırdığı, yanına gittiğinde sanığın dudaklarından öptüğü, alt bölgesini açtığı ve ayakları yerde olacak şekilde yüzüstü yatağa yatırdığı, boynundan ve dudaklarından öptüğü ve özel bölgesini mağdurun özel bölgesine sürttüğü, son olayda ise yine mağdurun babaannesinin evinde yalnız bulunduğu esnada sanığın kendisini diğer odaya götürüp ayakta öptüğü ve alt kıyafetlerini çıkararak ön özel bölgesini kendi ön özel bölgesine sürttüğü ve sanığın cinsel organından sıvı geldiğini ve bu sıvıyı da yere akıttığını yine sanığın kendisine bu olay sırasında mağduru olayı söylediği taktirde kendisini öldürmekle tehdit ettiği, olaylara maruz kaldığı esnada bağırmaması için sanık tarafından tehdit edildiği, ayrıca babaannesinin evinde gerçekleşen bir olayda da sanığın kendisini yanına çağırmasına mağdurun olumsuz karşılık vermesinin ardından ölümle tehdit ederek kendisini yanına çağırdığı mahkememizin kabulüdür.

Mağdurun annesinin sıkıştırması üzerine olanları anlattığı, tanık …’in olay anında mağdur ile sanık …’i su kuyusuna giderken gördüğünü, yalnız olduklarını, sanığın elini mağdurun omzuna atmış vaziyette gittiklerini, tanık …’in olayın gerçekleştiği yer olan tanık …’nın bahçesindeki su kuyusunun diğer bahçelerden görünmediğini, tanık …’in diğer yeğenlerinin sanıkla oynadığı halde mağdur …’in sanık …’in yanına gitmediğini gözlemlediğini, yine akşam ev yemeklerinde de bir araya geldiklerinde mağdur …’in sanık …’in yanına gitmediğini, bu durumu mağdura sorduğunda mağdurun ağlayarak durumu geçiştirdiğini, sanık … ile katılan … arasında herhangi bir husumet olmadığı şeklindeki beyanları bir bütün olarak değerlendirildiğinde mağdurun aşamalardaki beyanlarını destekler mahiyette olduğu, tanıklar … ile eşi tanık …’nin sanık ile katılanlar arasında husumet bulunduğunda dair beyanlarının diğer tanık anlatımları ile uyumlu olmadığı gibi sanığın akrabaları olmaları ve sanık tarafından yönlendirilme ihtimalleri dikkate alındığında itibar edilmemiştir.
Sanığın üzerine atılı eylemi işlediğine dair kanaatin oluşumunda suçun vasfının ve mahiyeti itibariyle olayın ne şekilde soruşturma merciine intikal ettirildiği, mağdurenin iftira atmasını gerektirecek herhangi bir sebebinin bulunup bulunmadığı, mağdurenin soruşturma ve kovuşturma aşamasında alınan beyanlarının soyut olup olmadığı, çelişki bulunup bulunmadığı hususları dikkate alınarak değerlendirme yapılmıştır. Bu bağlamda, her ne kadar sanık üzerine atılı suçlamayı reddine yönelik savunma yapmış ise de; mağdurun annesi katılan …’a olanları anlattığı sırasında sanığın Rize’de mağdur ve ailesi ile birlikte çay toplamaya gittikleri, bu nedenle husumet iddialarına itibar edilmesinin mümkün olmadığı, mağdurun annesinin sıkıştırması sonucu olanları anlatması, sanığın mağdura kötü bir şey yapmadım diyerek geçiştirip Rize’den ayrılması, tanıklar …, …’in beyanlarının katılan ve mağdur beyanları ile uyumlu olması nazara alındığında namusunu ortaya koyarak sanığa iftira atmasını gerektirecek bir nedeni olmayan mağdurun olayın ortaya çıkmasında herhangi bir gayreti olmayıp tam aksine 3. kişilere anlatması ile soruşturmanın başladığı; mağdurun iddia edilen olaya ilişkin zaman ve mekan mefhumu çerçevesinde çelişki barındırmayan, bir kısım tanık beyanları ile uyumlu beyanı nazara alındığında sanık savunmasının kendisini cezadan kurtarmaya yönelik olduğu kabul edilerek mahkememizce sanığın savunmasına itibar edilmemiştir.
Bu bağlamda mağdurun safahatta özü itibari ile değişmeyen tutarlı ve istikrarlı ifadeleri, sanığa iftira atması için herhangi bir sebep bulunmaması hususları da hep birlikte göz önüne alındığında, sanığın su kuyusunda, mağdurun babaannesinin evinde olmak üzere mağduru dudaklarından öptüğü, özel bölgesini mağdurun özel bölgesine sürttüğü, boynundan ve dudaklarından öptüğü, sanığın özel bölgesine sürttüğünde sanığın cinsel organından sıvı geldiği, mağdurun aşama beyanlarından da anlaşılacağı üzere sanığın mağdura yönelen istismar eylemlerinde gerek eylem esnasında bağırmaması için gerekse de eylem öncesinde yanına çağırırken tehdit içerikli sözler söylediği ve mağdurun zaman içerisinde kendisine yönelen tehdit içerikli sözlerin etkisiyle süregelen eylemlerde korku tesiri altında istismar eylemlerine maruz kaldığı anlaşılmakla sanığın cinsel istismar suçunu işleme kararı kapsamında değişik zamanlarda mağdura karşı birden fazla kez işlediği ve zincirleme şekilde çocuğun basit cinsel istismarı suçunu gerçekleştirdiği anlaşılmakla müsnet suçtan sanığın cezalandırılmasına dair karar verilmesi yoluna gidilmiştir.
Her ne kadar sanık … hakkında mağdur …’a yönelik 2014 tarihli eylemi nedeniyle çocuğun cinsel istismarı suçunu işlediğinden bahisle cezalandırılması istemi ile hakkında kamu davası açılmış ise de; yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı (katılan beyanlarında mağdurun 2014 yılında yaşanan eylemlerden ayrıntı vererek bahsetmediği ve bu haliyle sanıktan sadır olduğu iddia edilen eylemlerin ne olduğunun tespit edilememiş olduğu hususu dikkate alındığında) anlaşılmakla CMK’nın 223/2-e maddesi gereğince bu eylem yönünden müsnet suçtan sanığın beraatine dair karar verilmesi yoluna gidilmiştir.
Cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesi amacıyla yapılan değerlendirmede; Temel cezanın belirlenmesi; Sanık …’ın üzerine atılı katılan mağdur …’a yönelik işlediği sabit olan çocuğun cinsel istismarı suçundan dolayı eylemine uyan TCK’nın 103/1.1.cümle.3.cümle gereğince suçun işleniş biçimi, suç konusunun önem ve değeri, sanığın kasta dayalı kusurunun ağırlığı ve suç tarihinde yasada öngörülen yaptırım miktarı göz önüne alınarak takdiren alt sınırdan hüküm kurulmak suretiyle temel ceza belirlenmiştir.
Yasal Artırım; Sanığın, katılan mağdurenin öz amcası olduğu anlaşılmakla, sanık hakkında hükmolunan cezadan TCK’nın 103/3-c. maddesi uyarınca yarı oranında artırım yapılmıştır.
Sanığın eylemini cebir veya tehdit kullanarak gerçekleştirdiği anlaşılmakla TCK’nın 103/4. maddesi uyarınca cezasından yarı oranında artırım yapılmıştır.
Sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında atılı suçu birden fazla kez işlediği anlaşıldığından sanık hakkında TCK’nın 43/1. maddesi uyarınca takdiren 1/4 oranında artırım yapılmıştır.
Takdiri indirim; Sanığın yargılama sürecindeki olumlu davranışları göz önüne alınarak hakkında TCK’nın 62/1. maddesi uyarınca takdiren 1/6 oranında indirim yapılarak aşağıda şekilde hüküm tesis edilmiştir. ” gerekçeleriyle sanık hakkındaki hükümler tesis edilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi 30.12.2022 tarihli ve 2022/2372 Esas, 2022/2644 Karar sayılı kararı ile istinaf başvurularının esastan reddine karar vermiştir.

IV. GEREKÇE
5271 sayılı Kanun’un 288 ve 294 üncü maddelerinde yer alan düzenlemeler nazara alınıp, aynı Kanun’un 289 uncu maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri ile sanık müdafiisi ve katılan mağdure vekilinin temyiz dilekçelerinde belirttikleri nedenler de gözetilerek yapılan değerlendirmede, sanık hakkında kurulan hükümlerde, delillerin ve olguların açıklandığı ve ilişkilendirildiği, buna ilişkin gerekçelerin hukuka uygun olduğu anlaşılmış, bu kapsamda Bölge Adliye Mahkemesinin hükümlerinde isabetsizlik görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 30.12.2022 tarihli ve 2022/2372 Esas, 2022/2644 Karar sayılı kararında sanık ve müdafii ile katılan mağdure vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca, Ünye Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin ise Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

24.10.2023 tarihinde karar verildi.