Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/4800 E. 2023/6264 K. 11.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/4800
KARAR NO : 2023/6264
KARAR TARİHİ : 11.10.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2022/2762 E., 2023/23 K.
SUÇLAR : Nitelikli cinsel saldırı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜMLER : Mahkumiyet, beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Kısmî ret, kısmî onama

Mağdureye atanan vasinin kovuşturma evresinde usulüne uygun şekilde katılma talebinde bulunmaması ve kanun yolu aşamasında davaya katılmanın mümkün olmaması karşısında vasi ile mağdure vekilinin temyize haklarının bulunmadığı belirlenmiştir.

Sanık müdafiinin temyiz istemi yöününden; sanık hakkında kurulan hükümlerin karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 20.10.2020 tarihli ve 2019/249 Esas, 2020/289 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında, mağdureye karşı eylemleri nedeniyle nitelikli cinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 102 nci maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (a) bendi, 43 üncü maddesi ve 62 nci maddeleri uyarınca 18 yıl 9 ay hapis cezası ile aynı Kanun’un 109 uncu maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (f) bendi, beşinci fıkrası ve 62 nci maddesi uyarınca 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. Adana Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin, 18.01.2022 tarihli ve 2022/46 Esas, 2022/70 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafii ile mağdur vekilinin istinaf başvurularının nitelikli cinsel saldırı suçu yönünden esastan reddi ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu yönünden düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

3. Kararın sanık müdafii ile mağdure vekilince temyizi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 21.09.2022 tarihli ve 2022/4944 Esas, 2022/8043 Karar sayılı kararı ile;”İlk derece mahkemesi kararının istinaf edilmesi üzerine,başvurusunun kanuni süresinde yapılıp yapılmadığının 5271 sayılı CMK’nın 279/1-b. maddesi uyarınca dosya üzerinde gerçekleştirilen ön inceleme neticesinde verilen kararla tespit edilip, anılan maddeye göre Bölge Adliye Mahkemesince verilen istinaf başvurusunun süre yönünden reddine dair kararın itiraz kanun yoluna tabi olduğu ve kanunda yazılı bu usul dışında mahkemece esasa ilişkin hükümle birlikte süreden ret kararı verilmesinin yapılan işlemin mahiyeti ile kanun yolunu değiştirmeyeceği nazara alındığında,mahkemece süre yönünden verilen ret kararına yönelik itirazla ilgili kanun yolu işletildikten sonra verilecek karar da nazara alınarak dosyanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken mercii kararı beklenmeden karar verilmesi” nedeniyle bozulmasına ve dava dosyasının 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

4. Adana Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin, 05.01.2023 tarihli ve 2022/2762 Esas, 2023/23 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında, nitelikli cinsel saldırı suçundan 5237 sayılı Kanun’un 102 nci maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (a) bendi, 43 üncü maddesi ve 62 nci maddeleri uyarınca 18 yıl 9 ay hapis cezası ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan beraatine karar verilmiştir.

5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 24.03.2023 tarihli ve 9-2023/26897 sayılı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu yönünden ret, nitelikli cinsel saldırı suçu yönünden onama isteyen Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık Müdafiin Temyiz İstemi
Mağdure beyanlarının çelişkili olduğuna, aldırılan raporlarda sanığa ait bulguya rastlanmadığına ve dosyada her türlü şüpheden uzak delil bulunmadığına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Bozma Sonrası Yapılan Yargılama Neticesinde Bölge Adliye Mahkemesi Kabülü
Bölge Adliye Mahkemesince “Sanık …’ın aşamalardaki beyanları, 27/03/2017 tarihli duruşmada okunup kendisince de kabul edilen sanığın aynı tarihli yazılı savunması, katılan-mağdur …’nın aşamalardaki anlatımları, sosyal inceleme raporu, fotoğraf teşhis tutanağı, tanık …’ın aşamalardaki beyanları, sanığın cezai ehliyetinin tam olduğuna dair Adana Dr. Ekrem … Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinin 28/12/2017 ve 02/06/2020 tarihli heyet raporları, mağdur adına Adana Devlet Hastanesi, Dr. Ekrem … Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi, Adli Tıp Kurumu Adana Şube Müdürlüğü ve 6. İhtisas Kurulu’nca düzenlenen tıbbi muayene raporları, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama, Dairemizce yapılan yargılama, adli sicil ve nüfus kayıtları ile tüm dosya kapsamına göre; sanık …’ın, suç tarihlerinde 18 yaşından büyük olan ancak dosya kapsamında mevcut Adana Dr. Ekrem … Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi’nin sağlık kurulu raporları ile Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulu’nun raporlarından “olaydan önce hafif – orta derece sınırında zeka geriliği bulunan, bu nedenle olayın hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve fiile ruhsal yönden mukavemete mani olacak mahiyet ve derecede zeka geriliği olması” nedeniyle rızası hukuken geçerli bulunmadığı anlaşılan mağdur … ile (mağdurun 06/01/2017 tarihli kolluk beyanında da anlattığı üzere bu tarihten 2 yıl kadar bir süre önce başlamak üzere farklı tarihlerde sayısı tam olarak tespit edilemeyen) birden fazla kez olmak üzere vajinal yoldan organ sokmak suretiyle cinsel ilişkiye girerek zincirleme şekilde nitelikli cinsel saldırı suçunu işlediği yönünde tam bir vicdani kanaat oluştuğu,

Her ne kadar sanığın kovuşturma aşamasında bazı savunmalarında “mağdur ile cinsel ilişkiye girmediği” yönünde inkara yönelen beyanlarda bulunduğu görülmüş ise de; mağdurun vekili huzurunda alınan 06/01/2017 tarihli kolluk ifadesi içeriği ile sanığın 27/03/2017 tarihli duruşmada “kendi evinde mağdur ile rızası doğrultusunda 3 ya da 4 kez cinsel ilişkiye girdim” yönünde ikrarını içeren anlatımı ve bu duruşmada okunup sanık tarafından kabul edilen 27/03/2017 tarihli yazılı savunmasında da mağdur ile 3-4 kez birlikteliği olduğunu tekrarlaması, tanık …’ın aşamalarda “mağdurun evinde sanık ile mağduru cinsel ilişkiye girerken gördüm” yönündeki mağdurun anlatımlarını doğrulayan beyanlarda bulunması, başka kişilerle de ilişkiye girdiğini beyan eden ve sanık dışında başka bir kişiden … bebeği olan mağdurun geçmişe dönük olarak sanığın eylemi sonucunda hymen (kızlık zarının) yırtılıp yırtılmadığının bu aşamada tespitinin mümkün olmaması karşısında, sanığın inkara yönelik savunmalarına itibar edilmemiş olup,

Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulu’nun 21/04/2017 tarihli raporuna göre “kendisinde mevcut zeka geriliğinin hekim olmayanlarca anlaşılamayabileceği, ancak yakın çevresinde tanıyanlarca ve tekrarlayan görüşmeler ile anlaşılabileceği, beyanlarına ana hatları ile itibar edilebileceği” belirtilen mağdurun sanığın halasının kızı olması nedeniyle sanığın mağdurda mevcut zeka geriliğini bilebilecek durumda olması ve sanığın 07/01/2017 tarihli Sulh Ceza Mahkemesi sorgusunda “mağdurun zihinsel engelli olduğunu biliyorum” yönündeki beyanı da birlikte değerlendirildiğinde; sanığın, zeka geriliği nedeniyle ruh ve beden bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunduğunu bildiği anlaşılan mağdur … ile aynı suçu işleme kararının icrası kapsamında farklı tarihlerde vajinal yoldan organ sokmak suretiyle cinsel ilişkiye girerek zincirleme şekilde nitelikli cinsel saldırı suçunu işlediği anlaşılmış olup, eylemine uyan TCK’nın 102/2, 102/3-a, 43/1 ve 62. maddeleri uyarınca aşağıda yazılı şekilde mahkumiyeti cihetine gidilmiştir.

Ayrıca sanığın adli sicil kaydında yer alan Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/31 Esas 2008/142 karar sayılı ilamı ile nitelikli yağma suçundan verilen 4 yıl 2 ay hapis cezasının tekerrüre esas olduğu anlaşılmakla, zincirleme şekilde nitelikli cinsel saldırı suçundan tayin olunan hapis cezasının TCK’nın 58/6-7. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve cezanın infazından sonra sanık hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmesi cihetine gidilmiştir.

Bunun yanında, her ne kadar sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı anlaşılmış ise de;

İlk Derece Mahkemesince ve Dairemizce yapılan yargılama, mağdurun, sanığın, tanık …’ın ve müşteki …’nın aşamalardaki anlatımları ile tüm dosya kapsamına göre; sanığın 27/03/2017 tarihli celse ikrarında ve bu celsede okunan yazılı savunmasında yer alan ikrarında ”Mağdur ile mağdurun kendi evinde 3-4 kere cinsel ilişkiye girdiğini” belirtmesi, mağdurun 06/01/2017 tarihli kolluk ifadesinden kovuşturma beyanlarında dönmesi ve tanık …’ın aşama anlatımlarında ”mağdurun evinde iken sanık ile mağdurun cinsel ilişkiye girdiklerini gördüğü” şeklinde sanığın bu husustaki beyanını doğrular mahiyetteki beyanlarına göre; sanık ile mağdur arasında gerçekleştiği anlaşılan cinsel ilişkilerin mağdurun evinde gerçekleştiğinin kabulünün gerektiği,

Sanığın işlediği anlaşılan nitelikli cinsel saldırı suçunun konusunun mağdurun vücudu olduğu, suçun işlendiği sırada ve işlendiği süre ile sınırlı bir zaman diliminde mağdurun hareket etme olanağının ortadan kaldırılmasının cinsel saldırı suçunun unsuru olduğu, zira mağdurun hareket etme olanağı ortadan kaldırılmadan bu suçun işlenemeyeceği, dosya kapsamına göre sanığın akıl zayıflığı nedeni ile zihinsel engelli olan mağdura karşı mağdurun kendi evinde nitelikli cinsel saldırı suçunu gerçekleştirmeye yönelik eylemleri dışında mağdurun hürriyetini kısıtlayan başkaca da bir eylemi bulunmadığının anlaşılması karşısında, sanık hakkında yasal unsurları oluşmadığı anlaşılan kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince beraatine karar verilmesi gerekmiştir.” şekilindeki gerekçeyle hükümler kurulmuştur.

IV. GEREKÇE
A. Mağdure Vekili İle Vasinin Temyiz İstemleri Yönünden
1. Kovuşturma aşamasında sanık hakkında şikayetçi olmayan mağdure vasisinin 5271 sayılı Kanun’un 237 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre kanun yolu muhakemesinde davaya katılma talebinde bulunulamayacağının anlaşılması karşısında, vasi ile mağdure vekilinin davaya katılma ve hükümleri temyize hakları bulunmadığı gibi istinaf aşamasında verilen katılma kararı da bu hakkı vermeyeceğinden vaki temyiz istemlerinin 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerektiği belirlenmiştir.

2. Tebliğnamede mağdure vekili ile vasinin temyiz istemlerinin esastan incelenmesi gerektiğine yönelen görüşe iştirak edilmemiştir.

B. Sanık Hakkında Nitelikli Cinsel Saldırı Suçundan Kurulan Hükme Yönelik Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi Yönünden
Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçesi ve tüm dosya kapsamına göre, yargılama sürecindeki işlemlerin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırılarak vicdani kanıya ulaşıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşılmakla, yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir.

V. KARAR
A. Mağdure Vekili İle Vasinin Temyiz İstemleri Yönünden
Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenle mağdure vekili ile vasinin temyiz istemlerinin, 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle REDDİNE

B. Sanık Hakkında Nitelikli Cinsel Saldırı Suçundan Kurulan Hükme Yönelik Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi Yönünden
Gerekçenin (B) bölümünde açıklanan nedenle Adana Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin, 05.01.2023 tarihli ve 2022/2762 Esas, 2023/23 Karar sayılı kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Adana Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

11.10.2023 tarihinde karar verildi.