Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/4658 E. 2023/6687 K. 24.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/4658
KARAR NO : 2023/6687
KARAR TARİHİ : 24.10.2023

MAHKEMESİ :Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2022/350 E., 2022/487 K.
SUÇ : Çocuğun cinsel istismarı
HÜKÜM : Beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Suça sürüklenen çocuk hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İstanbul Anadolu Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinin 21.06.2021 tarihli ve 2021/92 Esas, 2021/284 Karar sayılı kararı ile suça sürüklenen çocuğun 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi, 31 inci maddesinin ikinci fıkrası ve 62 nci maddesi gereğince cezalandırılmasına karar verilmiştir.

2. Dairemizin 19.04.2022 tarihli ve 2021/27439 Esas, 2022/3646 Karar sayılı kararı ile suça sürüklenen çocuğun oluşan şüphe nedeni ile beraatine karar verilmesi gerekirken mahkûmiyetine karar verilmiş olması nedeni ile bozma kararı verilmiştir.

3. Bozma ilamı üzerine yapılan yargılama sonunda İstanbul Anadolu Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinin 22.12.2022 tarih ve 2022/350 Esas, 2022/487 Karar sayılı kararı ile suça sürüklenen çocuğun 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi gereğince beraatine karar verilmiştir.

4. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 16.03.2023 tarihli ve 9-2023/23275 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan Mağdure Vekilinin Temyiz İstemi
Dosya kapsamına göre suça sürüklenen çocuğun suçunun sabit olduğunu, cezalandırılması gerektiğini ve diğer temyiz sebeplerini beyan ederek temyiz isteminde bulunmuştur.

III. OLAY VE OLGULAR
İlk Derece Mahkemesince bozma ilâmı üzerine; “Suça sürüklenen çocuğun olay tarihinde mahallesinde ikamet eden küçük mağduru Beykoz Çamlıbahçe Mahallesi su deposu mevkiinde tenha bir yere götürerek burada mağdurun elbisesini çıkartarak kendi cinsel organını mağdurun ağzına ve cinsel organına sokmaya çalıştığı, böylelikle mağdura cinsel saldırıda bulunduğu, müştekilerin suça sürüklenen çocuktan şikayetçi oldukları adli mercilere intikal eden olayda;
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller, SSÇ savunmaları, katılanlar ve katılan mağdur beyanları, dinlenen tanıkların anlatımları, Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin 15/07/2013 tarihli 2013/60 Esas sayılı katılan mağdurenin ruh sağlığına ilişkin raporu, Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Beykoz Şube Müdürlüğü’nün 2011/1532 Esas sayılı 16/09/2011 tarihli raporu, Kriminal Polis Laboratuvarı Dairesi Başkanlığı’nın 17/10/2011 tarihli Ekspertiz Raporu, Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Beykoz Şube Müdürlüğü’nün 2011/1535 Esas sayılı 16/09/2011 tarihli katılan mağdurenin iç-dış beden muayene raporu, Yargıtay bozma ilamları ve tüm dosya kapsamı bir bütün halinde incelenmiş ve değerlendirilmiş, inceleme ve değerlendirme neticesinde; olay tarihinde dört yaşı içerisinde bulunan mağdurenin duruşmada alınan beyanında olay günü oyun oynamak için arkadaşlarının yanına giderken SSÇ ve … ile karşılaştığını, kendisini kandırarak merdivenlerden aşağı su deposunun bulunduğu yere götürdüklerini beyan etmiş ise de, …’ın tanık olarak verdiği ifadesinde olay günü SSÇ ile karşılaştığını, bakkala gittiklerini, bakkal sahibi …’un isteği üzerine SSÇ ile birlikte çuvalları taşıyıp bakkala geri döndüklerini, burada mağdure ile karşılaştıklarında annesinin kucağında olduğunu, bakkalın önünde kadınların … … …’e vurmaya başladıklarını, SSÇ’nin hiçbir şekilde yanından ayrılmadığını, ne kendisinin ne de SSÇ’nin mağdure ile karşılaşmadığını beyan ettiği, tanık beyanlarının katılan mağdurenin anlatımlarını doğrulamadığı, diğer tanıkların olaya ilişkin görgüye dayalı bilgisinin olmadığı; her ne kadar SSÇ hakkında organ sokmak suretiyle cinsel istismara teşebbüs suçundan kamu davası açılmışsa da 20.11.2012 tarihli duruşmada mağdura bilirkişi tarafından ısrarla sorulmasına rağmen SSÇ hakkında cinsel istismar sayılabilecek ne gibi bir eylemde bulunduğunu açıklamadığı, bu husus tekrar sorulduğunda ise “hatırlamıyorum” dediği; Kriminal raporunda mağdurenin elbiseleri üzerinde herhangi bir kan ve meni lekesine rastlanmadığı, ATK raporunda da mağdurede darp cebir izi olmadığı, cinsel istismar ve fiili livata eyleminin tıbbi delillerinin bulunmadığı ve bakire olduğunun bildirildiği hususları ile Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin 2021/27439 Esas ve 2022/3646 Karar sayılı 19/04/2022 tarihli bozma ilamı, Mahkememizce 22.12.2022 tarihli celsede bozma ilamına uyulmuş olması ve mağdurun olayın oluş şekline ilişkin detaylı anlatımlarının da bulunmadığı hususları hep birlikte değerlendirildiğinde mağdurun anlatımlarının doğruluğu hususunda şüphenin ortayı çıktığı ve Yargıtay C.G.K.’nun 31.03.2009 tarihli ve 2008/6-256- 2009/79 sayılı içtihatlarında da belirtildiği gibi; “Ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan “kuşkudan sanık yararlanır” kuralı uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulu, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlıdır. Gerçekleşme şekli kuşkulu ve tam olarak aydınlatılmamış olan olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkumiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkumiyeti, yargılama sürecinde toplanan kanıtların bir kısmına dayanarak ve diğer bir kısmı gözardı edilerek ulaşılan ihtimali kanıya değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat, hiçbir kuşku ve başka bir türlü oluşa olanak vermeyecek açıklıkta olmalıdır. Yüksek de olsa bir olasılığa dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza yargılamasının en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan varsayıma dayalı olarak hüküm vermek anlamına gelir. O halde, ceza yargılamasında mahkumiyet, büyük veya küçük bir olasılığa değil, her türlü kuşkudan uzak bir kesinliğe dayanmalıdır” kararı da Mahkememizce göz önünde bulundurularak suça sürüklenen çocuğun, atılı suçu işlediğini gösterecek bu suçtan ceza hükmü kurabilmeye elverişli ve itibar edilebilecek somut delil olmadığı, bu doğrultuda SSÇ’nin mahkûmiyetine yeterli, inandırıcı ve her türlü şüpheden uzak delil elde edilemediğinden CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca beraatine karar verilmesi gerektiği;
Sonuçlarına ulaşılarak Mahkememizde oybirliğiyle oluşan vicdanî kanaat ve takdire göre aşağıdaki şekilde hüküm tesisinin adalet ve hakkaniyete uygun düşeceği benimsenmiştir.
” gerekçeleriyle suça sürüklenen çocuğun beraatine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Suça sürüklenen çocuk hakkında kurulan hükümde, delillerin ve olguların açıklandığı ve ilişkilendirildiği, buna ilişkin gerekçelerin hukuka uygun olduğu anlaşılmış, bu kapsamda ilk derece mahkemesi tarafından gerçekleştirilen inceleme neticesinde kurulan hükme yönelik temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle İstanbul Anadolu Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinin 22.12.2022 tarihli ve 2022/350 Esas, 2022/487 Karar sayılı kararında katılan mağdure vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan mağdure vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

24.10.2023 tarihinde karar verildi.