Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/4469 E. 2023/3579 K. 29.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/4469
KARAR NO : 2023/3579
KARAR TARİHİ : 29.05.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Çocuğun cinsel istismarı
HÜKÜM : İstinaf başvurularının esastan reddi

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, İlk Derece Mahkemesinde silahların eşitliği ve çekişmeli yargılama ilkesi doğrultusunda savunmaya yeterli imkânın sağlanması ve bu hakkın etkin şekilde kullandırılmış olması, temyiz denetiminde sınırsız şekilde yazılı savunmayı kullanabilme olanağının bulunması karşısında savunma hakkının kısıtlanması söz konusu olmadığından, 01.02.2018 tarihli ve 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca takdiren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Küçükçekmece 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 21.09.2022 tarihli ve 2021/20 Esas, 2022/205 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının üçüncü cümlesiyle üçüncü fıkrasının (c) bendi, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 inci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 18 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. Anılan karara karşı katılan mağdur ve katılan vekili, katılan Bakanlık vekili ve sanık müdafiinin istinaf yoluna başvurması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesinin 27.12.2022 tarihli ve 2022/2222 Esas, 2022/2552 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

3. Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 17.03.2023 tarihli ve 9-2023/23555 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan Mağdure ve Katılan Vekilinin Temyiz İstemleri
Delillerle desteklenen katılan mağdurun, anlatımlarına itibar edilerek eylemin çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunu oluşturduğunun kabulü ile üst sınırdan ceza tayin edip takdiri indirim hükümlerinin uygulanmaması gerektiğine ilişkindir.

B. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemleri
Katılan mağdurun, istikararlı, samimi, tanık anlatımları ve mesaj kayıtları ile desteklenen beyanlarına itibar edilerek eylemin nitelikli cinsel istismar suçunu oluşturduğunun kabul edilmesi, olayın üzerinden zaman geçmesi sebebiyle alınan adli maueyene raporuna itibar edilemeyeceği, üst sınırdan ceza tayininin gerektiği hususlarına ilişkindir.

C. Sanık Müdafiinin Temyiz İstemleri
Katılan mağdurun aşamalarda farklılık barındıran anlatımlarda bulunduğu, katılan mağdurun kaldığı odada birden fazla kişinin uyuması sebebiyle iddia konusu suçun işlendiği iddiasının hayatın olağan akışına aykırılık teşkil ettiği, tanık …’in soruşturma aşamasında dile getirilmeyip mahkeme aşamasında tanık olarak ifadesinin alınmasının kurgulanmış bir iradenin ürünü olduğunu gösterdiği, tanık …’un beyanının alınmayarak eksik inceleme yapıldığına, adli muayenede suça ilişkin delil elde edilemediği ve mahkumiyete yeterli delil bulunmadığı hususlarına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Kayden on dört yaşında bulunan katılan mağdurun, sanığın torunu olduğu, 2014 yılı içinde katılan mağdurun anne ve babasının boşanması sonrasında adı geçenin kardeşi tanık … ile sanık ve babaannesi tanık …’ın yanında kalmaya başladığı, bu süreçte sanığın, katılan mağdurun on iki yaşından küçük olduğu dönemden 2020 yılının Kasım ayına kadarki zaman zarfı içinde farklı zamanlarda aynı suç işleme kararının icrası kapsımında katılan mağdurun uyuduğu sırada odasına gelerek elini giysilerinden içeriye sokup vajina, popo ve göğüs kısımlarına dokunmak, vajinasını öpmek ve cinsel organını cinsel bölgelerine sürtmek suretiyle istismar ettiği, devam eden eylemler üzerine katılan mağdurun 2020 yılının Kasım ayı içinde durumu tanık …’a anlattığı, tanık …’ın olayı geçiştirmesi üzerine ilerleyen vakitlerde sanık ile katılan mağdur arasında çıkan tartışma üzerine katılan mağdurun durumu ailesine bildirmesi ile kolluk kuvvetlerine intikalin gerçekleştiğinin kabulüne dair mahkeme gerekçesinde katılan mağdurun aşamalarda istikrarlı anlatımları, tanıklar … ve …in, katılan mağdurun iddialarını doğrulayan anlatımları, soruşturma ve katılan mağdurun psikososyal gelişiminin yaşıtları ile uyumlu ve ifadesinin güvenilir olduğuna dair adli görüşmeci raporu, makul sürede şikayet hakkının kullanılması, taraflar arasında önceye dayalı husumet yokluğu, şikayet sonrası anılan olaydan dolayı velayetin değiştirilmesi için dava açılması, 28.12.2020 tarihli mesaj kayıtları ve tüm dosya kapsamı itibariyle sanığın inkara dayalı savunmasının suçtan kurtulmaya yönelik olduğu değerlendirilerek itibar olunmadığı ve alınan adli muayene raporunda fiili livata yoluyla istismara dair bulguya rastlanılmaması sanık lehine değerlendirilerek çocuğun basit cinsel istismarı suçunu oluşturduğunun kabulü ile mahkumiyetine dair hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
A. Katılan Mağdure ve Katılan Vekili ile Katılan Bakanlık Vekilinin Üst Sınırdan Ceza Tayini ile Takdiri İndirim Hükümlerinin Uygulanmaması Gerektiğine Yönelik Temyiz İstemleri Yönünden
Dosya kapsamı ve İlk Derece Mahkemesinin kanuni ve yeterli gerekçesi dikkate alınarak katılan mağdure ile katılan vekili ve katılan Bakanlık vekilinin bu yöndeki temyiz istemleri yerinde görülmemiştir.

B. Suçun Vasfı ile Sübutuna Yönelik Temyiz İstemleri Yönünden
1. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırılarak vicdanî kanıya ulaşıldığı, eylemlere uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği, buna ilişkin gerekçelerin hukuka uygun olduğu anlaşılmış, bu kapsamda Bölge Adliye Mahkemesi tarafından gerçekleştirilen inceleme neticesinde kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2. Oluşa uygun varılan kabulde katılan mağdurun beyanı doğrultusunda son eylemin 2020 yılının Kasım ayında işlenmesine karşın karar başlığında suç tarihinin “2020” olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak kabul edilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesinin 27.12.2022 tarihli ve 2022/2222 Esas, 2022/2552 Karar sayılı kararında katılan mağdure ve katılan vekili, katılan Bakanlık vekili ve sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Küçükçekmece 2. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

29.05.2023 tarihinde karar verildi.

Hükme iştirak eden üye …’un karar yazımından önce 28.07.2023 tarihinde vefat etmesi nedeniyle imza eksikliğinin giderilemediğine dair 5271 sayılı CMK’nın 232/5. maddesine istinaden düşülen iş bu şerhin altı imzalanmıştır.