Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/4341 E. 2023/6745 K. 25.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/4341
KARAR NO : 2023/6745
KARAR TARİHİ : 25.10.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2021/329 E., 2023/26 K.
SUÇLAR : Reşit olmayanla cinsel ilişki, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Bakırköy 16. Ağır Ceza Mahkemesinin, 16.01.2023 tarihli ve 2021/329 Esas, 2023/26 Karar sayılı kararı ile Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 13.06.2022 tarihli ve 2021/3852 Esas, 2022/5967 Karar sayılı bozma kararına karşı direnme kararı verildiği, Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 29.06.2021 tarihli ve 2020/2672 Esas, 2021/17074 Karar sayılı bozma kararına karşı ise bozmaya uyulmasına karar verildiği anlaşılmakla, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 6763 sayılı Kanun’un 36 ncı maddesiyle değişik 307 nci maddesinin dördüncü fıkrası ile 6763 sayılı Kanun’un 38 inci maddesiyle 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 10 uncu maddesi uyarınca yapılan incelemede;

Sanık hakkında Mahkemece verilen direnme kararı ile bozmaya uyulmasına dair verilen kararların, karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edildi, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Sanık hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının, 22.01.2014 tarihli ve 2014/3644 Esas sayılı iddianamesi ile sanık hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kamu davası açılmıştır.

2. Bakırköy 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 16.09.2014 tarihli, 2014/67 Esas, 2014/279 Karar sayılı kararı ile sanığın çocuğun nitelikli cinsel istismarı eylemi, reşit olmayanla cinsel ilişki kabul edilerek bu suçtan 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan ise 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.

3. Sanık hakkında reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına kararına itiraz edilmesi üzerine Bakırköy 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinin 10.11.2014 günlü, 2014/1021 D. iş sayılı kararıyla vaki itiraz kabul edilerek hüküm kaldırılmıştır.

4. Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükmün temyizi üzerine Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 29.06.2021 tarihli ve 2020/2672 Esas, 2021/17074 Karar sayılı kararı ile “Sanığın suç tarihinde onbeş yaşından küçük ve rızası hukuken geçersiz mağdureyi cebir tehdit veya hile olmaksızın alıkoyduğu tüm dosya içeriğinden anlaşıldığından, eyleminin 5237 sayılı …nın 109/1-f-5 maddelerinde düzenlenen kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde beraat kararı verilmesi” kanuna aykırı olduğundan bahisle bozulmasına karar verilmiştir.

4. Sanık hakkında reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın itiraz sonrası kaldırılması üzerine Bakırköy 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 19.12.2014 tarihli, 2014/381 Esas, 2014/397 Karar sayılı kararı ile sanığın reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 104 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 62 nci maddesi uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve cezanın ertelenmesine karar verilmiştir.

5. Sanık hakkında reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan kurulan hükmün temyizi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 13.06.2022 tarihli ve 2021/3852 Esas, 2022/5967 Karar sayılı kararı ile “Anayasa Mahkemesinin 25.06.2020 tarih ve 2020/16 Esas-2020/33 sayılı Kararı ile 5271 sayılı Kanuna 7188 sayılı Kanun’un 31 inci maddesiyle eklenen geçici 5 inci maddesinin (d) bendinde yer alan ‘Kovuşturma evresine geçilmiş’ ibaresinin, aynı bentte yer alan ‘basit yargılama usulü’ yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmesi karşısında, anılan karara istinaden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

6. Her iki kararın da Yargıtay incelemesi sonrası bozulması üzerine dava dosyalarının Bakırköy 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/329 Esas sayılı dosyada birleştirilmesine karar verilmiş ve Bakırköy 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 12.01.2023 tarihli, 2021/329 Esas, 2023/26 Karar sayılı kararı ile Yargıtay 9. Ceza Dairesinin, 13.06.2022 tarihli ve 2021/3852 Esas, 2022/5967 Karar sayılı bozma kararına karşı direnme kararı verildiği, Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 29.06.2021 tarihli ve 2020/2672 Esas, 2021/17074 Karar sayılı kararına ise uyulmasına karar verilerek 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (f) bendi ve beşinci fıkrası ile 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan Mağdure Vekilinin Temyiz İstemi
Sanığın, Mahkemece kabul edilen reşit olmayanla cinsel ilişki eyleminin, çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunu oluşturduğu ve sanığın bu suçtan dolayı cezalandırılması gerektiği, ayrıca sanık hakkında kurulan tüm hükümler yönünden alt sınırdan uzaklaşılarak hüküm tesis edilmesi gerektiği yönündedir.

B. Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi
Sanığın kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan beraat etmesi gerekirken hakkında mahkumiyet hükmü kurulmasının hukuka aykırı olduğu yönündedir.

III. OLAY VE OLGULAR
Sanık ile mağdurenin 2013 yılı Aralık ayı sonunda sosyal paylaşım sitesi üzerinden tanıştıkları, belli bir süre mesajlaştıkları, olay günü mağdurenin kendi rızasıyla hiçbir kimsenin zorlaması olmadan sanığın evine geldiği, evde sanık ve mağdure dışında sanığın iki küçük kardeşi ve sanığın kuzeninin de bulunduğu, sanık ve mağdurenin birlikte sanığın odasına geçerek bir süre konuştukları ve cinsel ilişkide bulundukları anlaşılmış olup;

Sanık tarafından mağdurenin on beş yaşını bitirmiş olduğunu zannettiği şeklindeki sanık savunması karşısında, mağdurenin on beş yaşından küçük olduğunu bilerek cinsel ilişkiye girdiğine ilişkin sanığın mahkumiyetini gerektirir kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden sanığın eyleminin reşit olmayan ile cinsel ilişkiye girmek suçunu oluşturduğundan bu suçtan mahkumiyetine,

Sanığın reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu teşkil eden eylemini her ne kadar mağdurenin rızası dahilinde gerçekleştirdiği kabul edilmişse de; mağdurenin olay tarihindeki yaşı itibarıyla rıza açıklamaya hukuken ehil bulunmadığı, bu nedenle cinsel eyleminin gerçekleştiği sırada mağdurenin özgürlüğünden yoksun bırakıldığı, alıkoyulduğu anlaşıldığından sanığın kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan mahkumiyetine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
A. Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçundan Kurulan Mahkumiyet Hükmü ile İlgili Olarak Yapılan Değerlendirmede
1. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.11.2013 tarihli, 2013/50 Esas, 2013/525 Karar sayılı kararına ve süreklilik kazanmış uygulamalarına göre, şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi; bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak, bozma kararında tartışılması gerektiği belirtilen hususları tartışmak, bozma sonrasında yapılan araştırmaya, incelemeye, toplanan yeni delillere dayanmak, ilk kararda yer almayan ve Daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurmak suretiyle verilen karar; özde direnme niteliğinde olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde ise incelemenin Yargıtay’ın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekir.

2. Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 13.06.2022 tarihli ve 2021/3852 Esas, 2022/5967 Karar sayılı bozma ilamından sonra İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda önceki uygulama aynen benimsenmiş ise de; Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin bozma ilamı üzerine, Bakırköy 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 12.01.2023 tarihli, 2021/329 Esas, 2023/26 Karar sayılı inceleme ve değerlendirmesinde; bozma kararının yerinde olmadığı belirtilip, basit yargılama usulünün uygulanmaması ile ilgili olarak ilk kararda yer almayan ve Daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçeleyle hüküm kurmak suretiyle gerekçenin genişletilmiş olduğunun görülmesi karşısında, İlk Derece Mahkemesinin son uygulaması özde direnme kararı niteliğinde olmayıp, yeni hüküm niteliğinde olduğundan, direnme kararının bozmaya eylemli uyma olarak kabulü ile inceleme yapılmıştır.

3. Oluşa uygun kabule göre yargılama konusu eylemin, 5237 sayılı Kanun’un 104 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturduğu; anılan kanun maddesi uyarınca belirlenecek cezanın türü ve üst haddine göre 5237 sayılı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi gereği 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin öngörüldüğü anlaşılmıştır.

4. Aynı Kanun’un 67 nci maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca zamanaşımı süresini kesen son işlemin Bakırköy 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/381 Esas, 2014/397 Karar sayılı ve 19.12.2014 tarihli mahkumiyet kararı olduğu ve bu tarihten sonra zamanaşımını kesen işlemin Bakırköy 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/329 Esas, 2023/26 Karar ve 16.01.2013 tarihli mahkumiyet kararı olduğu, belirtilen tarihler arasında 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin geçmiş olduğu belirlenmiştir.

5. Yukarıdaki bentlerde açıklanan nedenle Tebliğnamedeki onama isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.

B. Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçundan Kurulan Mahkumiyet Hükmü İle İlgili Olarak Yapılan Değerlendirmede
Sanığın çocuğun nitelikli cinsel istismarından açılan davayla ilgili Mhkemenin gerekçesinde belirttiği hususlar sonucunda olayda 5237 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesinde düzenlenen hata hükümlerinin uygulanması gerektiği nazara alınarak sanık hakkında reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan hüküm kurduğu, mevcut haliyle kendi rızasıyla sanığın evine gelen mağdureye karşı cinsel eylemi işlediği sırada ve eylemle sınırlı süreyle mağdurenin iradesiyle hareket etme imkanını ortadan kaldıran sanığın eyleminin, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturmayacağı, kişinin vücudunun suçun konusu olması nedeniyle mağdurenin hareket özgürlüğü ortadan kaldırılmadan bu suçun işlenemeyeceği nazara alındığında; olay günü sanığın, cinsel eylemi dışında mağdurenin hürriyetini kıısıtlayan başkaca bir hareketinin bulunmaması nedeniyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun kanuni unsurları itibariyle
oluşmadığı gözetilerek bu suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuş, Tebliğnamede onama isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.

V. KARAR
A. Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenlerle Bakırköy 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 16.01.2023 tarihli, 2021/329 Esas, 2023/26 Karar sayılı kararına yönelik katılan mağdure vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesinin birinci fıkrası gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereği gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, Tebliğname’ye aykırı olarak, üye …’ın karşı oyu ve oy çokluğuyla DÜŞMESİNE,

B. Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçenin (B) bölümünde açıklanan nedenlerle Bakırköy 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 16.01.2023 tarihli, 2021/329 Esas, 2023/26 Karar sayılı kararına yönelik katılan mağdure vekili ve sanık müdafiinin temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, üye …’ın karşı oyu ve oy çokluğuyla BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

25.10.2023 tarihinde karar verildi.

KARŞI OY

Mevcut nüfus kaydına göre 07.11.1999 doğumlu olan ve olay tarihinde 14 yıl 2 aylık olan mağdureye karşı gerçekleştirilen eylemlerle ilgili olarak; sanığın tüm aşamalarda, mağdurenin kendisine on altı yaşında olduğunu söylediğine ilişkin savunması karşısında, mağdurenin 20.03.2014 tarihli celsede; “Ben sanığa 15 yaşında olduğumu ve lise 1’e gittiğimi söylemiştim.” şeklindeki ifadesi ile sanığın beyanlarını doğrulamaması, mağdure ile sanığın ortak beyanlarında tanışıklıklarının olaydan bir ay öncesine dayandıklarını beyan etmeleri, her ne kadar mağdureye ait facebook adresinde mağdurenin yaşı mevcut nüfus kaydındaki yaşından iki yaş daha büyük olarak yazılmış ise de, sanığın, sosyal paylaşım sitesinde beyan edilen bu yaşa itibar ederek mağdure ile cinsel ilişkiye girme iradesi göstermesinin sanığın eylemini meşru hala getirmeyeceği, olay tarihindeki yaşı itibariyle mağdurenin yaşını olay tarihinden 1 ay önce tanışmaları da dikkate alınarak az çok bilebilecek olgunlukta olan sanığın, mağdurenin yaşının küçük olduğunu düşünüp, bunun bilincinde olarak hareket etmesi ve yaşı küçük mağdureye karşı gerçekleştirdiği cinsel eylemleri mağdurenin rızası dahilinde olsa dahi gerçekleştirmemesi gerektiği, bu haliyle sanığın eyleminin çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunu oluşturduğu kanaatinde olduğumdan, eylemin reşit olmayanla cinsel ilişki suçu kabul edilmesi sonucu kamu davasının düşmesi yönündeki görüşe katılmadığım gibi açıklanan nedenlerle mahkemenin kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuyla alakalı kurmuş olduğu mahkumiyet hükmünün yerinde olduğu düşüncesinde olduğumdan yine sayın heyetin bu hususta sanık hakkında beraat hükmü kurulmasına yönelik kararın bozulmasına yönelik görüşe de iştirak edemiyorum.