Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/4302 E. 2023/3112 K. 15.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/4302
KARAR NO : 2023/3112
KARAR TARİHİ : 15.05.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Çocuğun cinsel istismarı
HÜKÜM : İstinaf başvurularının esastan reddi kararı

Sanık hakkında cinsel taciz suçundan, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 231 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının aynı Kanun’un 231 inci maddesinin onikinci fıkrası gereği itiraz yoluna tabi olduğu ve bu karara yönelik sanık müdafiinin itiraz yoluna başvurması ile bu hususun mahallinde merciince değerlendirilerek itirazın reddine karar verildiği anlaşıldığından, incelemenin sanık hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan kurulan hükümle sınırlı yapılmasına karar verilmekle, dosya tetkik edildi.

İlk Derece Mahkemesince çocuğun cinsel istismarı suçundan verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, İlk Derece Mahkemesinde silahların eşitliği ve çekişmeli yargılama ilkesi doğrultusunda savunmaya yeterli imkânın sağlanması ve bu hakkın etkin şekilde kullandırılmış olması, temyiz denetiminde sınırsız şekilde yazılı savunmayı kullanabilme olanağının bulunması karşısında savunma hakkının kısıtlanması söz konusu olmadığından, 01.02.2018 tarihli ve 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca takdiren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Isparta 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 08.09.2022 tarihli ve 2021/301 Esas, 2022/181 Karar sayılı kararı ile sanığın çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi, üçüncü fıkrasının (c) bendi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. Anılan karara karşı katılan mağdure vekili, katılan Bakanlık vekili, sanık ve sanık müdafiinin istinaf yoluna başvurması üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesinin 06.12.2022 tarihli ve 2022/1851 Esas, 2022/1929 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

3. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 22.03.2023 tarihli ve 9-2023/28547 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan Mağdure Vekilinin Temyiz İstemi
Sanığın eylem ve davranışlarının ağırlığı gözetilerek üst sınırdan ceza tayini ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği ile takdiri indirim hükümlerinin uygulanmasının hatalı olduğuna ilişkindir.

B. Sanığın Temyiz İstemleri
Katılan mağdurenin kendisine ait gömleği yırttığını beyan etmesine karşın bu gömleği delil olarak sunamadığından üzerinde DNA incelemesi yapılamadığına, katılan mağdurenin aşamalarda çelişkili anlatımlarda bulunduğuna, dosyaya sunulan ses kaydının hukuka aykırı olarak elde edildiğine, katılan mağdure ile eski eşinin bir plan dahilinde hareket ederek asılsız iddialarda bulundukları ve bu ses kaydının da bu plan dahilinde oluşturulduğuna, bu nedenle hükme esas alınamayacağına ilişkindir.

C. Sanık Müdafiinin Temyiz İstemleri
Baştan itibaren samimi bir şekilde beyanda bulunan sanığın eşinin bir başkasıyla ilişki yaşadığının ortaya çıkması ile açılan boşanma davasının ardından ses kaydı ile istismar iddiasının gündeme geldiğine, iddia konusu suçlamaya ilişkin somut bir delilin söz konusu olmadığına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Sanığın, on dört yaşındaki katılan mağdurenin halası olan tanık … ile evli olduğu ve sanık ile katılan mağdurenin ailesinin birbirine yakın mevkilerdeki konutlarda ikamet ettikleri, hayvancılık yapmak suretiyle geçimini sağlayan taraflardan sanık ile katılan mağdurenin aynı bölgede hayvanlarını otlatmakta oldukları, 2021 yılının Ağustos ayının ilk günlerinde sanık ile katılan mağdurenin anılan mevkide hayvanlarını otlattıkları sırada sanığın, katılan mağdurenin yanına gelerek sarılıp kıyafet üzerinden göğüs kısımlarına dokunmaya başladığı, katılan mağdurenin bağırarak karşı koymasına karşın sanığın katılan mağdurenin kıyafetlerini çıkarıp öpmeye çalışmak suretiyle eylemine devam ederek adı geçeni sevdiğini ve evlenme niyetinde olduğunu söylediği, katılan mağdurenin direnmesi ile sanığın eylemine son verdiği, katılan mağdurenin anılan mahalden koşarak ayrılıp yaşadığı olayın etkisi ile yerde bulduğu cam kırıkları ile kollarını çizerek yaraladığı, devam eden günlerde de aynı eylemine devam eden katılan mağdurenin durumunu gören annesi katılan …’nin, ne olduğunu öğrenmesi için kardeşi tanık …’ten yardım istediği ve katılan mağdurenin, kendisi ile konuşan tanık …’e yaşadıklarından bahsettiği, ailesinin kendisine inanmayacağından endişe duyduğunu söylemesi üzerine tanık …’ün yönlendirmesi sonucu sonraki günlerde sanık ile yapmış olduğu konuşmayı kaydederek ailesine bu kaydı dinletip durumu anlattığı, devam eden günlerde sanığın, katılan mağdureyi arayarak rahatsızlık verme şeklindeki eylemlerine devam etmesi üzerine durumun kolluk kuvvetlerine intikal olduğu iddiasıyla düzenlenen iddianamenin kabulü ile Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde dosyaya sunulan ve ikrar mahiyetli anlatımların bulunduğu sanığa ait ses kaydı, katılan mağdurenin kollarında beyanla uyumlu şekilde çiziklere rastlanıldığına dair adli muayene raporu, katılan mağdurenin kendi iffetiyle ilgili iftirada bulunmasının olağan hayat tecrübelerine aykırı oluşu, sanık savunması ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek üzerine atılı suçu işlediği kabul olunmakla sanığın mahkumiyetine dair hüküm kurulmuştur.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
İlk Derece Mahkemesi tarafından sanık ile katılan mağdure arasında geçtiği iddia edilen ses kaydı hükme esas alınmış ise de, şikayet tarihinden bir ay önce gerçekleşen eylem sonrası katılan mağdurenin, ailesine karşı ispatı mümkün kılabilmek için dayısı olan tanık …’ün yönlendirmesi ile sanıkla yüz yüze yaptığı görüşmeye dair adli mercilere sunduğu ses kaydının temin şekli itibarıyla 5271 sayılı Kanun’un 206 ıncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendiyle 217 nci maddesinin ikinci fıkrası kapsamında yasak delil niteliğinde olduğu kabul edilmekle, dosyadaki diğer deliller kapsamında yapılan değerlendirmede; olayın intikal şekli ve zamanı, sanığın aşamalardaki inkara dayalı savunmaları, sanığın eşi tanık …’ün sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği iddiası üzerine çıkan husumet sonrasında katılan mağdurenin şikayet hakkını kullanması ve tüm dosya kapsamına göre sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi karşısında istinaf başvurusunun kabulü yerine esastan reddedilmesi hukuka aykırı bulunmuş, açıklanan gerekçeyle katılan mağdure vekilinin temyiz istemi yerinde bulunmamış, Tebliğname’deki onama isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle, sanık ve müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesinin 06.12.2022 tarihli ve 2022/1851 Esas, 2022/1929 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, sayın üye …’in karşı oyu ve oy çokluğuyla BOZULMASINA,

Bozma nedeni dikkate alınarak sanığın TAHLİYESİNE, başka suçtan tutuklu veya hükümlü olmadığı takdirde derhal salıverilmesinin ilgili yerlere en seri şekilde bildirilmesi için müzekkere yazılmasına,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca Isparta 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

15.05.2023 tarihinde karar verildi.

KARŞI OY

Sanık …’in, katılan mağdure …’e yönelik çocuğun cinsel istismarı suçunu işlediği iddiası ile İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde eylemin sübuta erdiği kabul olunarak kurulan mahkumiyet hükmüne karşı gidilen istinaf başvurusunun esastan reddedilmesi ile temyiz yoluna başvurulması üzerine onama görüşlü Tebliğname ile Dairemize tevdi edilen dosyada sayın çoğunluğun görüşü ile sanık …’in atılı suçu işlediğinin sabit olmaması bozulmasına karar verilmiş ise de;
Sanık ile katılan mağdure arasındaki görüşmeye dair ses kaydının temin şekli itibarıyla 5271 sayılı Kanun’un 206 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendiyle 217 nci maddesinin ikinci fıkrası kapsamında yasak delil niteliğinde olduğu kabul edilmekle birlikte dosyadaki diğer deliller kapsamında değerlendirmede,
Tanıklar …, …, … ve …’in anlatımlarında yer aldığı üzere sanığın eşinin sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği iddiasının gündeme gelmesinden evvel katılan mağdurenin istismara uğradığını beyan etmesi karşısında istismar olgusu ile aldatma iddiası arasında zaman itibariyle illiyet bağının kurulamadığından husumet halinden söz edilemeyeceği, keza tanık …’in de istismar olayından sonra tanık … ile sanığın barışmasından korkarak tanık ile arasındaki ses kayıtlarını ailesine dinlettiğini beyan etmesinin de bu durumu desteklediği, katılan mağdurenin anlatımı üzerine ailesinin sanık ile görüşmesi sırasında sanığın hata ettiği ve pişman olduğuna dair söylemlerde bulunduğuna dair tanık … ile …’in beyanları, katılan mağdurenin olayı ailesi dışında tanık …’e olay örgüsü tutarlı şekilde anlattığının tanık anlatımıyla beyan olunması ve katılan mağdurenin istismar eylemine tepki olarak kollarında çizik oluşacak şekilde kendisini yaraladığının tespit olunması karşısında, İlk Derece Mahkemesince sanığın üzerine atılı eylemle ilgili yasak delil haricindeki mevcut deliller itibariyle oluşa uyan bir şekilde varılan kabulle kurulan mahkumiyet hükmünün onanması gerektiği kanaatinde olduğumdan, kararın bozulması yönünde oluşan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.

Hükme iştirak eden üye …’un karar yazımından önce 28.07.2023 tarihinde vefat etmesi nedeniyle imza eksikliğinin giderilemediğine dair 5271 sayılı CMK’nın 232/5. maddesine istinaden düşülen iş bu şerhin altı imzalanmıştır.