Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/4272 E. 2023/3717 K. 31.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/4272
KARAR NO : 2023/3717
KARAR TARİHİ : 31.05.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2022/487 E., 2023/47 K.
SUÇ : Cinsel saldırı
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 13.07.2021 tarihli iddianamesiyle, sanığın katılana yönelik nitelikli cinsel saldırıya teşebbüs suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.

2. Bakırköy 17. Ağır Ceza Mahkemesinin 12.10.2021 tarihli ve 2021/353, 2021/419 Karar sayılı kararı ile, sanığın katılana yönelik nitelikli cinsel saldırıya teşebbüs suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 102 nci maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (c) bendi, 35 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 12 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

3. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesinin, 12.10.2021 tarihli ve 2022/39 Esas, 2022/102 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

4. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesi kararının, sanık müdafii ile katılan Bakanlık vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 19.10.2022 tarihli ve 2022/8867 Esas, 2022/9278 Karar sayılı kararı ile, sair temyiz itirazları reddedilip, katılanın aşamalardaki beyanları, kolluk personelince düzenlenen olay tutanağı, savunma ve tüm dosya içeriği nazara alındığında, ilk derece mahkemesince sanığın olay günü öz annesi olan katılanın evine girdikten sonra katılanı duvara yaslayıp, göğüslerine dokunması ve dudaklarından öpmeye çalışması şeklindeki eyleminin cinsel saldırı suçunu oluşturduğu gözetilerek hüküm kurulması gerekirken suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek nitelikli cinsel saldırı suçuna teşebbüsten mahkumiyet kararı verilmesi karşısında, söz konusu hükme yönelik istinaf başvurusunun kabulü yerine esastan reddedilmesinin kanuna aykırı olduğundan bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

5. Bakırköy 17. Ağır Ceza Mahkemesinin, 07.02.2023 tarihli ve 2022/487 Esas, 2023/47 Karar sayılı kararı ile, sanığın katılana yönelik cinsel saldırı suçundan 5237 sayılı Kanun’un 102 nci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi ve üçüncü fıkrasının (c) bendi uyarınca 12 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi
Sanık hakkında alt sınırdan uzaklaşılıp, üst sınırdan ceza verilmesi gerektiğine ilişkindir.

B. Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi
Katılanın beyanları dışında somut delil bulunmadığına, sanığın aşamalardaki beyanlarının samimi olduğuna, sanığın beraatine karar verilmesi gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Mahkemece, iddia, sanık savunmaları, katılan beyanları, kolluk tutanakları, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesinin 2022/39 Esas 2022/102 Karar sayılı ilamı, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 2022/8867 Esas 2022/9278 Karar sayılı ilamı, nüfus ve adli sicil kayıtları, esas hakkında mütalaa ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiştir.
Sanık …’ın katılan …’nın öz oğlu olduğu, olay günü sanığın annesi Şefika’nın ikametine geldiği, katılanın sorunlu birisi olması sebebiyle sanığı önce eve almadığı, ancak sanığın kapıyı ısrarlı bir şekilde
çalması ve banyo yapıp hemen çıkacağını belirtmesi üzerine onu eve aldığı, sanık …’ın banyoya girmek için üzerini çıkardığı ve üzerinde sadece alt iç çamaşırı kalmış şekilde annesi olan katılanın yanına geldiği, katılana “anne ben seni çok seviyorum” dediği, sonrasında “anne seni özledim, seni bir kere öpeyim mi” dediği bunun üzerine katılanın oğluna sarıldığını ve yanağından öptüğü, oğlu olan sanığın da katılanı yanağından öptüğü, sonrasında sanığın katılanı dudağından öpmek istediğini söylediği, katılanın engel olmaya çalıştığını ancak gücü yetmediği, sanığın katılanı duvara doğru yaslayarak göğüslerini tutup sıktığı, sonrasında katılanı banyoya götürdüğü ve burada alt iç çamaşırını çıkararak “benimle birlikte olacaksın, seni seviyorum” dediği, katılanın kaçmaya çalışırken tekrar sanığın annesini yakalayarak bu sefer yatak odasına götürdüğü, katılanın uğraşları sonucunda kaçmayı başararak dışarıya çıktığı sonrasında şikayetçi olduğu mahkemece anlaşılmıştır.
Sanık …’ın aşamalarda verdiği beyanlarında suç tarihinde banyo yapmak için annesinin evine gittiğini, banyoya girdiği sırada annesinin anlamsız bir şekilde bağırmaya başladığını, annesinin “polis çağırın” şeklinde bağırması üzerine ne olduğunu anlamadan aceleyle elbiselerini giyip evden uzaklaştığını beyan ettiği görülmüşse de; cinsel suçlarda en önemli delilin mağdurun beyanı olması hususu ile katılanın sanığın öz annesi oluşu, maruz kaldığı cinsel saldırı olayını ayrıntıları ile anlatması, müştekinin öz oğluna karşı iffetini ortaya koyacak kadar iftira atmasını gerektirir herhangi bir husumetin bulunmaması, sanığın olay sonrası evden kaçmış olması hususları dikkate alındığında sanığın savunmalarına mahkemece itibar edilmemiştir.
Her ne kadar sanık hakkında nitelikli cinsel saldırı suçuna teşebbüs suçundan cezalandırılması istenmişse de; katılanın aşamalardaki beyanları, kolluk görevlileri tarafından düzenlenen olay tutanağının içeriği, savunma ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında sanığın olay günü öz annesi olan katılanın evine girdikten sonra katılanı duvara yaslayıp, göğüslerine dokunması ve dudaklarından öpmeye çalışması şeklindeki eyleminin tamamlanmış basit cinsel saldırı suçunu oluşturduğu ve sanığın değişen suç vasfıyla üzerine atılı suçu işlediği mahkemece sabit kabul edilmiştir.
Sanığın sabıkalı geçmişi, suçtan sonra pişman olmayan tutum ve davranışları ve cezanın olası etkileri nazara alınarak hakkında takdiri indirim nedenlerinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
A. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz Sebeplerine Yönelik
Mahkemece 5237 sayılı Kanun’un cezanın belirlenmesi başlıklı 61 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen kriterler ile aynı Kanun’un 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında ifade edilen cezada orantılılık ilkesi göz önünde bulundurulmak suretiyle sanık hakkında kurulan hükümde, temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak “8 yıl” olarak belirlenmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden, hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

B. Sanık Müdafiinin Temyiz Sebeplerine Yönelik
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ve yaptırımın doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle, Bakırköy 17. Ağır Ceza Mahkemesinin, 07.02.2023 tarihli ve 2022/487 Esas, 2023/47 Karar sayılı kararında sanık müdafii ile katılan Bakanlık vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca Bakırköy 17. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

31.05.2023 tarihinde karar verildi.