Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/4116 E. 2023/3217 K. 17.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/4116
KARAR NO : 2023/3217
KARAR TARİHİ : 17.05.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2022/397 E., 2022/527 K.
SUÇ : Çocuğun cinsel istismarı
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İncilenmeksizin iade

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyiz hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Tokat 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 17.05.2021 tarihli ve 2020/295 Esas, 2021/190 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında;
Çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının üçüncü cümlesi, üçüncü fıkrasının c bendi, 43 üncü maddesi ve 62 inci maddesi uyarınca 22 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. Bu kararın katılan Bakanlık vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 21.09.2021 tarihli ve 2021/1292 Esas, 2021/1588 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik katılan Bakanlık vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

3. Kararın sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 08.06.2022 tarihli ve 2022/197 Esas, 2022/5778 Karar sayılı kararı ile sair temyiz itirazlarının reddi ile sanığın eylemlerinin sarkıntılık düzeyinde kaldığı gözetilerek hüküm kurulması gerektiğinden bozulmasına karar verilmiştir.

4. Bozma ilamı üzerine Tokat 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 14.12.2022 tarihli ve 2022/397 Esas, 2022/527 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında;
Sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının üçüncü cümlesi, üçüncü fıkrasının c bendi, 43 üncü maddesi ve 62 inci maddesi uyarınca 11 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık Müdafisinin Temyiz İsteği
Tüm dosya kapsamına göre sanığın atılı suçtan cezalandırılmasına yeterli delil olmadığına ve saire ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
Mahkemesinin Kabulü
“Sanık savunmaları, mağdur ve müşteki beyanları, tanık anlatımları, doktor raporları, ATK raporları ve tüm dosya kapsamından; Mağdur … ***’nin iki arkadaşı ile birlikte rehber öğretmenin yanına giderek babası tarafından kendisine cinsel saldırıda bulunulduğunu iddiası ilgili olarak Niksar Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatıldığı, Mağdur … ***’in Niksar Cumhuriyet Başsavcığında alınan ifadesinde aynen, “Ben olayın geçmişini tam olarak hatırlamıyorum. Babam bundan 3-4 sene kadar önce benim göğsüme ellemek suretiyle eylemlerine başladı benim babamın davranışlarından tedirgin olduğum durumlar oluyordu. Babam beni yalnız kaldığımız zamanlarda kucaklıyordu, yakın bir zamanda da babam göğüsüme elledi. Öpme olayı olmadı. Beni öpmeye çalışmadı. Elle temas şeklinde olay gerçekleşti. Babamın psikolojisinin bozuk olduğunu düşünüyorum. Cezaevine de girmesini istemiyorum. Tedavi olmasını istiyorum. Bu olayla ilgili benim de psikolojim bozulmuştur. Ben de tedavi olmak istiyorum daha sonra babam ile aynı evde yaşamak istiyorum. Bunlar babamın psikilojisinin bozuk olduğundan yaptığını düşünüyorum iyileştiği zaman baba kız olarak aynı evde yaşamaya devam etmek istiyorum” şeklinde beyanda bulunduğu, kovuşturma aşamasında alınan beyanında ise babasının kendisi ve kardeşleriyle ilgilenmemesi nedeniyle bu şekilde beyanda bulunduğunu beyan ederek şikayetinden vazgeçtiği, sanık … ***’in Niksar İlçe Emmniyet Müdürlüğünde avukat huzurunda alınan ifadesinde “kızı olan … ***’e yakyaşık 3-4 yıl önce okula başladığı yıl ilgi duymaya başladığını, duyduğu ilgi sonrası o tarihten itibaren kızı …’ya evde tek yakaladığı zaman yada da annesi ve diğğer kardeşleri odada bulunmadığı zamanlarda kızına önden ve arkadan sarılmak suretiyle gögüslerini, kalçalarını ellemek ve okşamak suretiyle yaklaşımda bulunduğunu, kızının hiç bir zaman elbiselerini çıkarmadığını, ellerini kızının elbisesinin içine sokmak sokmak suretiyle kızının göğüslerini, kalçalarını ve cinsel bölgesini okşadığını, bu olayın 3-4 yıldır devam ettiğini, bu olayı kızı …’ya başkasına söylememesini söylediğini, bu yaptılarını başkalarına söylerse onu döveceğini söylediğini, son olarak şikayet tarihinden 20-25 gün önce yine evde bulukları sırada kızı …’ya karşı cinsel eylemde bulunduğunu” ikrar ettiği, soruşturma aşamasında Savcılıkta alınan savunmasında da benzer şekilde beyanda bulunduğu, kovuşturma aşamasında alınan beyanlarında ise üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini beyan ettiği, Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Adli Tıp Anabilim dalı Başkanlığının 09/01/2019-E.442 sayılı raporuna göre mağdurun yapılan vücut muayenesinde harici herhangi travmatik bir lezyona rastlanılmadığı, yapılan vajinal muayenesinde hymen anüler yapıda olup hymende eski ya da yeni yırtık görülmediği, Hymen açıklığının 1,5 cm olup yetişkin bir erkeğin ereksiyon halinde penisinin veya sair bir cismin herhangi bir travmatik bulgu olmaksızın duhule müsait olmadığı, anal kanalda penis veya sair bir cisim sokulması sonrası görülmesi beklenen ekimoz, hemotom, fissür, mukoza veya sfinkten yırtığı tonusunda yetmezlik gibi travmatik değişimlerden hiçbirisinin tespit edilemediği ancak dokunma, sürtünme, yalama gfibi durumlar ile olayın üzerinden geçen zaman gözönüne alındığında herhangi bir travmatik lezyon saptanamayacağı yönünde rapor düzenlendiği, Mağdur hakkında Tokat Dr. Cevdet Aykan Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinden alınan 23/01/2019 tarihli raporda mağdurun ruh bakımından kendisini savunabilecek durumda olmadığı, verdiği ifadelere yaşı ve zeka seviyesi doğrultusunda itibar edilebileceğinin belirtildiği, Tokat Adli Tıp Şube Müdürlüğü’nün 17/05/2019 tarih ve İstanbul ATK 4. İhtisas Kurulundan alınan 10/03/2021 tarih, 2021/2088 sayılı raporlarda sanığın 2015-2018 yılları arasında şahsın ceza ehliyetinin tam olduğu kanaatinin bildirildiği anlaşılmakla, tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Mağdurun ve sanığın kovuşturma aşamasındaki değiştirmiş oldukları savunma ve beyanlarının sanığı suçlamalardan kurtarmaya yönelik olduğu değerlendirilmekle itibar edilemeyeceği, mağdurun soruşturma aşamasındaki beyanları ile sanığın soruşturma aşamasında müdafii huzurunda alınan savunmalarında da ikrar ettiği üzere; sanığın mağdura karşı eylemlerini kimsenin bulunmadığı bir zaman diliminde gerçekleştirmesi, sanığın bir kısım eylemlerini önden ve arkadan sarılmak suretiyle mağdurun göğüslerini, kalçalarını ellemek ve okşamak suretiyle gerçekleştirmesi, sanığın bir kısım eylemlerini ise mağdurun elbisesinin içine ellerini sokarak mağdurun göğüslerini, kalçalarını ve cinsel bölgesini okşamak suretiyle gerçekleştirmesi dikkate alındığında, sanığın evde yalnız kaldıkları zamanlarda kızı olan mağdura on iki yaşından küçük olduğu 2015 yılından başlayıp intikal tarihine kadar devam eden süreçte değişik zamanlarda zincirleme bir şekilde kısa süreli, ani ve kesintili olarak mağdurun vücuduna dokunmak, ellemek, sarılmak ve okşamak suretiyle sarkıntılık düzeyinde kalacak şekilde cinsel istismar suçunu işlediği anlaşılmakla; Sanık … ***’in üzerine atılı kızı olan mağdur … ***’e yönelik çocukların cinsel istismarı suçunu işlediği sabit olduğundan eylemine uyan TCK’nın 103/1-3.cümle maddesi gereğince, suçun işleniş biçimi, sanığın amaç ve saiki, suç konusunun önem ve değeri, suçun işlendiği zaman ve yer dikkate alınarak takdiren ve teşdiden 6 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanık eylemi kızına karşı gerçekleştirdiğinden sanığın cezasında TCK’nın 103/3-c maddesi uyarınca 1/2 oranında artırım yapılarak 9 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanığa verilen ceza sanığın eylemlerini gerçekleştirme süreci ve sayısı dikkate alınarak TCK’nın 43/1.maddesi uyarınca takdiren 1/2 oranında artırım yapılarak 13 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanığın duruşmadaki tutum ve davranışları, geçmişi ve cezanın failin geleceği üzerindeki etkisi dikkate alınarak sanığa verilen ceza TCK’nun 62 maddesi gereğince takdiren 1/6 oranında indirim yapılarak 11 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, sanığa verilen hapis cezasının 1 yıldan fazla olması nedeniyle TCK 50. maddesinde belirtilen seçenek yaptırımlara çevirme, sanığa verilen hapis cezasının 2 yıldan fazla olması nedeniyle TCK 51. maddesinde belirtilen erteleme ve CMK nun 231/5 maddesinde belirtilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin sanık hakkında uygulanmasına yer olmadığına karar verilmiş, sanığın gözaltında ve tutuklulukta geçirdiği sürelerin TCK’nın 63.maddesi uyarınca cezasından mahsubuna, sanığın mağdura karşı eylemlerini 6763 sayılı kanun yürürlüğe girdikten sonrada devam ettirmesi ve mağdurun 12 yaşını 07.01.2017 tarihinde doldurması dikkate alınarak sanığın 6763 sayılı yasa ile değişik 5237 sayılı TCK’nın ilgili maddelerince cezalandırılmasına karar verilmiştir.” şeklindedir.

IV. GEREKÇE
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımın doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Tokat 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 14.12.2022 tarihli ve 2022/397 Esas, 2022/527 Karar sayılı kararında sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği sanık müdafiinin ile temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 17.05.2023 tarihinde karar verildi.