Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/4113 E. 2023/4282 K. 14.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/4113
KARAR NO : 2023/4282
KARAR TARİHİ : 14.06.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇLAR : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı, çocuğun cinsel istismarı
HÜKÜMLER : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararları

İlk Derece Mahkemesince verilen hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararların; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Boğazlıyan Ağır Ceza Mahkemesinin, 08.06.2022 tarihli ve 2021/119 Esas, 2022/84 Karar sayılı kararı ile sanığın mağdure … …’a yönelik çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 103 üncü maddesinin üçüncü fıkrası, 43 ve 62 nci maddeleri uyarınca 25 yıl cezalandırılmasına, mağdure …’a yönelik çocuğun cinsel istismarı suçundan 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraatine karar verilmiştir.
2. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 13.01.2023 tarihli ve 2023/3 Esas, 2023/72 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık ve Müdafiinin Temyiz İstemi
Sanığın atılı suçu işlediğine dair delil bulunmadığına, sanığın ve mağdurenin annesi Rukiye’nin beyanlarına itibar edilmesi gerektiğine, tanıkların görgüye dayalı bilgilerinin bulunmadığına, mağdurelerin beyanlarının çelişkili olduğuna, mağdure … … ile sanık arasında husumet bulunduğuna, mağduredeki yırtığın başkası tarafından da gerçekleştirilmiş olabileceğine ilişkindir.

B. Katılan Mağdure … Vekilinin Temyiz İstemi
Dosyanın ve delillerin incelenmesi neticesinde sanığın atılı suçu işlediğinin sabit olduğuna, delillerin nitelendirilmesinde hataya düşüldüğüne, sanığın mağdure …’a yönelik çocuğun cinsel istismarı suçundan cezalandırılması gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1. Mağdure … … Yönünden; Mahkemece mağdure … …’un soruşturma ve kovuşturma aşamasında değişmeyen samimi ve istikrarlı beyanları, mağdure … … ile sanık … arasında mağdure çocuğun iftira atmasını gerektirir bir husumet ya da sebep bulunmaması, olayın oluş şekline ilişkin olay öyküsü ve olayın betimlenişi yönünden diğer mağdurelerden …’ın aşamalardaki beyanlarının ve mağdure … …’un aşamalardaki beyanlarının birbiriyle örtüşmesi, mağdure … …’un beyanında dedesinin cinsel organını kendi cinsel organına soktuğu yönünde beyanının mağdure … … hakkında düzenlenen Adli Tıp Yozgat Şube Müdürlüğünün 24.03.2021 tarihli raporu ile desteklenmesi, mağdure … …’un yaşı itibari ile söz konusu yırtığın başkaca bir olaydan kaynaklanması ihtimalinin ve öyle bir ihtimalde mağdurenin bu gerçeği gizleyerek dedesine iftira atmasının hayatın olağan akışına açıkça aykırı olması, mağdurenin beyanlarına itibar edilebileceğine dair uzman görüşü, kamu davasına konu olayın ortaya çıkış biçimi, diğer mağdureler ve tanıkların da mağdure … …’un beyanlarını destekler mahiyette anlatımları ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilerek, sanık …’un 2016-2017 yılları arasında tam tarihi belli olmayan bir dönemde mağdure … … ve diğer mağdurelerden … ile evde kaldıkları bir anda torunu olan mağdure … …’u odasına götürerek cinsel organını mağdure … …’un cinsel bölgesine sokmak suretiyle üzerine atılı organ sokmak suretiyle çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunu işlediği, yine yukarıda belirtildiği üzere samimi beyanlarına itibar edilen mağdure … …’un aşamalardaki değişmeyen istikrarlı beyanlarına göre sanığın mağdureye karşı organ sokmak suretiyle gerçekleştirdiği bu istismar eylemi haricinde de farklı tarihlerde göğüslerini ve poposunu ellemek, okşamak, emmek suretiyle de farklı istismar eylemlerini gerçekleştirdiği sabit görülüp sanığın cezalandırılmasına karar verilmiştir.

2. Mağdure … Yönünden; mağdure … soruşturma aşamasında dedesinin bir defa kendisinin göğüslerine dokunduğunu, kendisinin ise dedesini iteklediğini beyan etse de; kovuşturma aşamasında alınan beyanında sanığın diğer mağdurelerden … …’a yönelik isnat olunan eylemleri yönünden soruşturma aşamasındaki beyanlarıyla örtüşen istikrarlı beyanlarda bulunmasına rağmen sanığın kendisine yönelik isnat olunan eylemleri yönünden çelişkili beyanlarda bulunması, kovuşturma aşamasında alınan beyanında sanığın kendisine sözlü ya da bedensel olarak herhangi bir cinsel eylemde bulunmadığına dair beyanda bulunması, Adli Tıp Yozgat Şube Müdürlüğünün 24.03.2021 tarihli raporuna göre mağdure …’ın muayenesi neticesinde hiymen intakt (sağlam) olup eski ve yeni yırtık saptanmadığının belirtilmesi, diğer mağdurelerden … …’un sanığın kardeşine bir şey yapıp yapmadığını bilmediğini ve görmediğini beyan etmesi, mağdure …’ın soruşturma aşamasındaki beyanı haricinde sanığın üzerine atılı suçu işlediğini ispatlayacak güçte başkaca somut bir beyan ya da delil bulunmaması, mağdure …’ın sanığa yönelik beyanlarının diğer mağdurelerden … …’un kurum görevlisine kendisine ilişkin olayları anlatması sonrası mağdure …’a da ulaşılması neticesinde verilmiş beyanlar olması, mağdure …’ın kendisine yönelik iddia olunan eylem açısından soruşturma beyanının ise kovuşturma aşamasındaki beyanı ile tamamen çelişmesi nedeniyle soruşturma aşamasındaki beyanının tek başına itibar edilebilir nitelikte bir beyan olmaması karşısında, Mahkemece sanığın üzerine atılı suçu işlediği hususunda her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden beraatine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, mağdurelerden … …’a karşı eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımın doğru biçimde belirlendiği gibi beraat kararının da yerinde olduğu anlaşıldığından, hükümlerde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle, Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 13.01.2023 tarihli ve 2023/3 Esas, 2023/72 Karar sayılı kararında sanık müdafii ve katılan mağdure … vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden, 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, çocuğun cinsel istismarı suçundan kurulan hüküm yönünden oy birliği, çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan hüküm yönünden ise üyeler … ve …’nin karşı oyları ve oy çokluğu ile TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Boğazlıyan Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza

Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

14.06.2023 tarihinde karar verildi.

KARŞI OY

Sanık … hakkında suç tarihi itibariyle dokuz ve yedi yaşlarındaki öz torunlarından … …’a zincirleme surette nitelikli cinsel istismarda, …’a ise cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla görülen davada;
… … yönünden eylem sabit görülerek sanığın mahkumiyetine, mağdur … yönünden ise aşamalardaki çelişkili beyanları nedeniyle sanığın üzerine atılı suçu işlediği hususunda her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gerekçesi ile beraatına karar verilmiştir.

Sayın çoğunluk tarafından mağdure … …’a yönelik eylemler nedeniyle sanığın mahkumiyetine ilişkin ilk derece mahkemesi hükmünün onanmasına karar verilmiş ise de;
Mağdure … … ile …’ın ana bir baba ayrı kardeş olup anneleri ile birlikte uzun yıllardır öz dedeleri olan sanık ve anneanneleri tanık … ile birlikte yaşamakta olup bir süredir de aynı evde mağdurelerin dayıları … ve …’de kalmaktadır. Mağdureler annelerinin nikahsız olarak başka biriyle yaşamaya başlaması üzerine yatılı Kur’an kursuna gönderilmişler, ancak mağdure … …’un kurstan bir arkadaşı ile kaçmasından sonra ihbar üzerine polis tarafından bakanlık birimlerine teslim edilmiştir.

Mağdure … … kurum psikoloğuna özetle; 9 yaşında iken dedesinin kendisini odaya kapatıp kapıyı kilitledikten sonra tecavüz ettiğini, cinsel organından kan geldiğini, evde kardeşi …’ın da olduğunu, bağırdığını ancak kurtulamadığını, kardeşinin de olayı bildiğini ve odanın dışından bağırdığını, iki gün sonra olayı annesine anlattığını ancak annesinin kendisine inanmadığını, deden öyle şey yapmaz diyerek kendisini dövdüğünü söylemiş, ayrıca dedesinin kardeşi …’ın da göğüslerini ellediğini gördüğünü, kurstan 3-4 ay önce de … isimli arkadaşı ile de kaçtığını, şu anda …’in nerede olduğunu bilmediğini ifade etmiş, aşamalarda da benzer beyanlarda bulunmuştur.

Yargılamaya konu eylemlerin 2016 yılında mağdure … … 9, … ise 7 yaşında iken gerçekleştiği iddia edilmiş, ancak intikali yaklaşık 5 yıl sonra mağdurenin kurstan kaçmasından sonra polise yapılan ihbar üzerine kuruma teslimi sonrasında gerçekleşmiştir. Mağdure … …’un beyanları özellikle annesi tarafından doğrulanmadığı gibi, …’ta çelişkili ifadeler vermiş, dedesinin kendisine karşı hiç bir eylemi olmadığı gibi, ablasına karşı bir eylemini de görmediğini söylemiştir. Mağdurenin kızlık zarının 10 günden önceki bir dönemde yırtıldığına ilişkin rapor mevcut ise de; mağdurenin sürekli yurttan kaçan ve erkek arkadaşları olan biri olduğu göz önüne alındığında yırtılmanın sanık tarafından gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin tespiti mevcut dosya içeriği itibariyle de mümkün değildir.

Öte yandan; mağdurenin eylemin gerçekleştiğini iddia ettiği 9 yaşı içerisinde iken annesinin bir erkekle ilişkisi olduğunu, evlerine gelip gittiğini, annesi ile birlikte alkol aldıklarını, cinsel ilişkiye girdiklerine de şahit olduğunu, annesinin de sonra bu kişi ile kaçtığına ilişkin beyanları itibariyle son derece erken bir yaşta cinsel bir eyleme de tanıklık ettiği anlaşılmıştır.

Sanık ise tüm aşamalarda suçlamaları kabul etmemiş, mağdureye ev işleri yaptırdığını, ayrıca erkeklerle mesajlarını yakaladığı için kızdığını savunmuştur.

Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; beş yılı aşkın bir süre sonra ve başka bir nedene dayalı olarak intikali gerçekleşen olayda dokuz yaşı içerisindeki mağdurun tanık anlatımları ile doğrulanmayan soyut beyanından başka sanığın atılı suçu işlediğine dair mahkumiyeti için yeterli somut ve ispata elverişli delil bulunmadığı anlaşıldığından beraatına karar verilmesi kanaatinde olduğumuzdan mahkumiyet hükmünün onanmasına yönelik sayın çoğunluk görüşüne iştirak etmiyoruz.

Hükme iştirak eden üye …’un karar yazımından önce 28.07.2023 tarihinde vefat etmesi nedeniyle imza eksikliğinin giderilemediğine dair 5271 sayılı CMK’nın 232/5. maddesine istinaden düşülen iş bu şerhin altı imzalanmıştır.