YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/410
KARAR NO : 2023/3760
KARAR TARİHİ : 01.06.2023
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2022/1199 E., 2022/1046 K.
SUÇLAR : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetindenyoksun kılma çocuğun cinsel istismarı, müstehcenlik
HÜKÜMLER : İstinaf başvurusunun esastan ve düzeltilerek esastan reddi, bozma kararları
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Kısmi ret, kısmi onama
Katılanlar vekilinin, suça sürüklenen çocuklar …, … ve … haklarında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, suça sürüklenen çocuk … hakkında müstehcenlik (5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 226 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının birinci cümlesi uyarınca) suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik temyiz isteminin incelenmesinde; Mahkûmiyet hükümlerine konu cezaların türü ve miktarı ile istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince verilen esastan ret kararı dikkate alındığında, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca hükümlerin temyizinin mümkün olmadığı belirlenmiştir.
Katılanlar vekilinin, suça sürüklenen çocuklar… ve … hakkında çocuğun cinsel istismarı, suça sürüklenen çocuk … hakkında müstehcenlik (5237 sayılı Kanun’un 226 ncı maddesinin beşinci fıkrası) suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik temyiz isteminin incelenmesinde; İstinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince verilen bozma kararı dikkate alındığında, 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca hükümlerin temyizinin mümkün olmadığı belirlenmiştir.
Sanık … hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ile suça sürüklenen çocuk … hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik temyiz isteminin incelenmesinde; İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararların, 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
Sanık … müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, İlk Derece Mahkemesinde silahların eşitliği ve çekişmeli yargılama ilkesi doğrultusunda savunmaya yeterli imkânın sağlanması ve bu hakkın etkin şekilde kullandırılmış olması, temyiz denetiminde sınırsız şekilde yazılı savunmayı kullanılabilme olanağının bulunması karşısında savunma hakkının kısıtlanması söz konusu olmadığından, 01.02.2018 tarihli ve 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca takdiren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Midyat Cumhuriyet Başsavcılığının 28.03.2022 tarihli ve 2022/372 Esas sayılı iddianamesi ile sanık … hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kamu davası açıldığı anlaşılmıştır.
2. Midyat Cumhuriyet Başsavcılığının 07.04.2022 tarihli ve 2022/410 Esas sayılı iddianamesi ile;
a) Suça sürüklenen çocuk … hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve müstehcenlik suçlarından,
b) Suça sürüklenen çocuk … hakkında çocuğun cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve müstehcenlik suçlarından,
c) Suça sürüklenen çocuk … hakkında çocuğun cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından,
Kamu davası açıldığı anlaşılmıştır.
3. Midyat Ağır Ceza Mahkemesinin, 27.06.2022 tarihli 2022/102 Esas ve 2022/218 Karar sayılı kararı ile;
a) Sanık …’ın çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesi, üçüncü fıkrasının (a) bendi ile dördüncü fıkrası, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 61 inci maddesinin yedinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 30 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
b) Sanık …’ın kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (b) ve (f) bentleri ile beşinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
c) Suça sürüklenen çocuk …’in çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesi, üçüncü fıkrasının (a) bendi ile dördüncü fıkrası, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 31 inci maddesinin ikinci fıkrası ile ikinci fıkrasının son cümlesi ve 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 5 yıl 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,
d) Suça sürüklenen çocuk …’in kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (b) ve (f) bentleri ile beşinci fıkrası, 31 inci maddesinin ikinci fıkrası ve 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 3 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,
e) Suça sürüklenen çocuk …’in müstehcenlik suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 226 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının birinci cümlesi, 31 inci maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası ve 51 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 2 yıl 1 ay hapis ve 20,00TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve ertelenmesine,
f) Suça sürüklenen çocuk …’in müstehcenlik suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 226 ncı maddesinin beşinci fıkrası, 31 inci maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası ve 51 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 2 yıl 6 ay hapis ve 20,00TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve ertelenmesine,
g) Suça sürüklenen çocuk …’un çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi ile üçüncü fıkrasının (a) bendi, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 31 inci maddesinin üçüncü fıkrası ve 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 8 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,
h) Suça sürüklenen çocuk …’un kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (b) ve (f) bentleri ile beşinci fıkrası, 31 inci maddesinin üçüncü fıkrası ve 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına,
ı) Suça sürüklenen çocuk …’un müstehcenlik suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 226 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının ikinci cümlesi, 31 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası ve 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına,
i) Suça sürüklenen çocuk …’in çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi ile üçüncü fıkrasının (a) bendi, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 31 inci maddesinin üçüncü fıkrası ve 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 8 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,
j) Suça sürüklenen çocuk …’in kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (b) ve (f) bentleri ile beşinci fıkrası, 31 inci maddesinin üçüncü fıkrası ve 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına,
Karar verilmiştir.
4. Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin 18.10.2022 tarihli ve 2022/1199 Esas, 2022/1046 Karar sayılı kararı ile;
a) Suça sürüklenen çocuklar …, … ve sanık … hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, suça sürüklenen çocuk … hakkında müstehcenlik (5237 sayılı Kanun’un 226 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının birinci cümlesi) suçlarından, İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine,
b) Suça sürüklenen çocuk … ve sanık … hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik istinaf başvurularının kabulüne karar verilerek 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 303 üncü maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilmesi ile;
Sanık …’ın çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesi, üçüncü fıkrasının (a) bendi ile dördüncü fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 61 inci maddesinin yedinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 30 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
Suça sürüklenen çocuk …’in çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesi, üçüncü fıkrasının (a) bendi ile dördüncü fıkrası, 31 inci maddesinin ikinci fıkrası ile ikinci fıkrasının son cümlesi ve 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 5 yıl 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,
c) Suça sürüklenen çocuklar… ve … hakkında çocuğun cinsel istismarı, suça sürüklenen çocuk … hakkında müstehcenlik (5237 sayılı Kanun’un 226 ncı maddesinin beşinci fıkrası) suçlarından, İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik istinaf başvurularının kabulüne karar verilerek 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi ve 289 uncu maddesi uyarınca bozulmasına,
Karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık … Müdafileri
Özetle, temyiz incelemesinin duruşmalı yapılmasına, sanık hakkında verilmiş cezaların haksız olup hukuka ve hukuk genel ilkelerine aykırı olduğundan bozulması gerektiğine, kararın hayatın olağan akışına ters düştüğüne, Mahkeme gerekçesinin dosya kapsamıyla çeliştiğine, bölge adliye mahkemesi kararının gerekçesiz olduğuna, mağdurenin beyanlarının çelişkili olduğuna, Mardin Eğitim ve Araştırma Hastanesinde alınan raporla mağdure beyanlarının çeliştiğine, mağdure beyanlarının hayatın olağan akışına aykırı olduğuna, müvekkillerinin suçsuz olduğuna, eksik incelemeyle karar verildiğine, mağdure beyanını destekleyen hiç bir somut delil bulunmadığına, usulüne uygun bir teşhis yaptırılmadığına, kabul anlamına gelmemekle sanık ve suça sürüklenen çocuk … arasında birliktelik veya iştirak olmamasına ve cinsel istismar suçunu işlememesine rağmen sanık hakkında mahkumiyet kararı verildiğine, mağdureyi Kırkat göleti yakınlarına zorla cebir ve tehdit kullanılarak götürdüğü gerekçe göstererek kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan dolayı mahkumiyetine karar verildiğine, isnat edilen bu suçlamayla ilgili de gerekçe yazılmadığına, dayanak delillerin tartışılmadığına ve bu suç bakımından da eksik incelemeyle karar verildiğine, kararın sanık lehine bozulmasına, sanığın beraatine karar verilmesine ve dilekçelerinde belirttikleri diğer hususlara ilişkindir.
B. Suça Sürüklenen Çocuk … Müdafii
Özetle, kararın usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirdiğine, müvekkili suça sürüklenen çocuğun cezai sorumluluğunun belirlenebilmesi için alınan raporların yetersiz olduğuna, Batman Adli Tıp Şube Müdürlüğü tarafından hazırlanan raporunun yetersiz olup bu rapora dayanılarak verilen mahkumiyet kararının usul ve yasaya aykırı olduğundan kaldırılması gerektiğine, müvekkili suça sürüklenen çocuğun olay tarihinde on beş yaşını henüz doldurmamış olduğuna, suça sürüklenen çocuğun eğitim durumu, yaşadığı kırsal bölge, aile yapısı, kişiliği ve karakteri incelendiğinde algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneğinin bulunmadığına, suça sürüklenen çocuğun işlediği fiilin hukuka aykırı olmadığı bilinciyle hareket ettiğine ve bunun kaçınılmaz nitelikte olduğuna, 5237 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca cezalandırılmaması gerektiğine, mahkemenin gerekçeli kararında yaptığı değerlendirmelerin hatalı olduğuna, Kırkat Göleti yakınlarına gittikleri hususunda hiçbir somut ve şüpheden uzak delil bulunmadığına, suça sürüklenen çocuğun cinsel organını mağdurenin arka özel bölgesine sürtündüğü, cinsel organını bir kez de arka özel bölgesine soktuğu şeklinde yapılan değerlendirmenin 29.12.2022 tarihli iç ve dış beden muayene raporuna göre yerinde olmadığına, eksik incelemeyle karar verildiğine, kararın müvekkili lehine bozulmasına, 5237 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi talebine ve dilekçesinde belirttiği diğer hususlara ilişkindir.
C. Katılanlar Vekili
Özetle, kararının maddi gerçekliğe, hukuka ve mevzuata aykırı olduğuna, suça sürüklenen çocuklar ve sanık hakkında tüm suçlar bakımından alt sınırdan ceza tayinin hatalı olduğuna, suça sürüklenen çocuklar ve sanık hakkında tüm suç tipleri açısından 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinde düzenlenen takdiri indirim uygulandığına ve takdiri indirimin neden uygulandığına dair herhangi bir gerekçelendirme yapılmadığına, suça sürüklenen çocuklar ve sanık hakkında verilen kararların bozulması talebine ilişkindir.
D. Katılan Bakanlık Vekili
Özetle, sanık … hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, suça sürüklenen çocuk … hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçlarından verilen esastan ve düzeltilerek esastan ret kararlarının usul ve yasaya aykırı olduğuna, tüm dosya kapsamına göre sanık ve suça sürüklenen çocuğun söz konusu suçları işlediği sabit olup ilgili maddeler kapsamında herhangi bir indirime gidilmeden en üst hadden ceza verilmesi gerektiğine, katılan Kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine ve kararın bozulması talebine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1. Tüm dosya kapsamına göre; suça sürüklenen çocuk …’in mağdureye ait müstehcen nitelikteki fotoğrafları kullanarak mağdureden çıplak fotoğraflarını göndermesini istediği, göndermemesi durumunda ise elindeki mevcut fotoğrafları herkese yayacağını söylediği, bunun üzerine mağdurenin kıyafetlerinden tamamen arındırılmış vaziyette çıplak nitelikteki fotoğraflarını gönderdiği, bu durumun mağdurenin beyanı, suça sürüklenen çocuğun ikrarı, suça sürüklenen çocuğun incelenen cep telefonunda ele geçen görüntülerden de görüleceği üzere sabit olduğu, suça sürüklenen çocuğun mağdureye ait müstehcen nitelikteki görüntülerini kendi cep telefonunda depoladığı, bunun ardından elindeki görüntüleri kullanarak istediklerini mağdureye yaptırdığı, suça sürüklenen çocuğun sanık … ile birlikte mağdureye cinsel istismarda bulunduğu bu olaydan sonra tekrardan mağdureden çıplak fotoğrafını göndermesini istediği, mağdurenin kabul etmemesi üzerine elindeki mağdureye ait müstehcen nitelikteki görüntüleri dosya kapsamında dinlenilen tanık beyanları ile de doğrulandığı üzere mağdurenin ve okuldaki arkadaşlarının olduğu Instagram isimli sosyal medya uygulamasında kurulan gruba attığı, yine suça sürüklenen çocuğun mağdureye ait müstehcen nitelikteki fotoğrafları Ö.Ö.’e attığına yönelik de ikrarının olduğu, suça sürüklenen çocuğun telefonunda yapılan inceleme sonucunda kayıtlı olan mesaj içeriklerinden de mağdureye ait fotoğrafları birden fazla kişiye göndermiş olduğunun anlaşıldığı, mağdureye ait elinde bulunan fotoğrafları da kullanarak mağdureye istediklerini yaptırmaya çalıştığı, yaptırmaya çalıştığı şeylerden birinin de suça sürüklenen çocuğun kendi cinsel organını mağdurenin ağzına sokması olduğu, bu ana ilişkin suça sürüklenen çocuğun cep telefonundan fotoğraf bulunduğunun tespit edildiği, mağdureye sorulduğunda fotoğraftaki kişinin kendisi olduğunu söylediği, suça sürüklenen çocuğun da müdafii eşliğindeki ifadesinde ve kovuşturma aşamasındaki savunmasında bu fotoğraftaki kişilerin kendisiyle mağdure olduğunu ve bu fotoğrafı kendisinin çektiğine dair ikrarda bulunduğu, suça sürüklenen çocuğun cep telefonunun incelenmesi neticesinde Gercüş İlçe Emniyet Amirliğince tanzim edilen İnceleme Tutanağında, 22. ve 23. Resimden de görüleceği üzere ”Gitmezsen kendini bitti bil, herkese gösterecekler” şeklinde mağdureye mesaj attığı, suça sürüklenen çocuğun bu şekildeke şantaj içerikli söylemleri nedeniyle mağdureyi etki altına aldığı ve dediklerini mağdurenin iradesini kıracak şekilde yaptırdığı,
Suça sürüklenen çocuğun mağdureye ait fotoğrafları gönderdiği kişilerden birinin de sanık … olduğu, suça sürüklenen çocuğun cep telefonunun incelenmesi neticesinde tanzim edilen İnceleme Tutanağının resim 32-33-34-35 numara ile belirtilen kısımlardan da görüleceği üzere sanık … ile … arasında mağdureyle ilgili konuşmaların geçtiği, bu konuşmalarda sanık …’ın …’e ”Kızla konuştun mu, yarın gelecek mi, arabayı alayım, tamam hallet” şeklinde mesajlar gönderdiği, bunun üzerine suça sürüklenen çocuk … ile sanık …’ın mağdureyi alarak bir yerlere götürmeyi kararlaştırdıkları, tam belirlenemeyen bir tarihte sanık …’ın kullanımında bulunan araçla mağdurenin okuluna gittikleri, öğle arasında her ikisinin de mağdureyi alarak Kırkat Göleti yakınlarına mağdurenin rızası dışında zorla götürdükleri, burada bulundukları sırada suça sürüklenen çocuk …’in cinsel organını mağdurun ağzına soktuğu, cinsel organıyla mağdurenin arka özel bölgesine sürtündüğü, cinsel organını bir kez de mağdurenin arka özel bölgesine soktuğu, sonrasında tekrardan suça sürüklenen çocuğun cinsel organını mağdurenin ağzına soktuğu, tüm bunlar olurken sanık …’ın da mağdureyle …’i izlediği ve “Hadi sıra bana ne zaman gelecek” diye sorduğu, akabinde sanık …’ın mağdurenin yanına gittiği, kıyafetlerinin alt kısmını çıkararak mağdurenin boynunu, dudaklarını, yanaklarını öptüğü, mağdurenin sanık …’ın cinsel organını görmesinin ardından çok fazla çığlık atması ile sanığın mağdureyi bıraktığı ve eylemini devam ettirmediği, dosya kapsamında yer alan deliller değerlendirilerek suça sürüklenen çocuk … ile sanık …’ın fikir ve eylem birlikteliği içerisinde hareket ettikleri kabul edilerek,
2. Sanık …’ın “Sıra bana ne zaman gelecek” diyerek suça sürüklenen çocuğun eylemlerine iştirak ettiği, suça sürüklenen çocuğun mağdureye yönelik eylemlerini engellemek adına icrai bir davranışta bulunmadığı, sanığın cinsel organı görünecek şekilde pantolonunu çıkardığı ve mağdurenin dudağından boynundan yanaklarından sarkıntılık boyutunu aşacak düzeyde öptüğü, sonrasında ise mağdurun çığlıklarına dayanamayarak mağduru bıraktığı gerekçesiyle suça sürüklenen çocuk … ile sanık …’ın fikir ve eylem birlikteliği içerisinde hareket ettikleri kabul edilerek,
Suça sürüklenen çocuk … ile sanık … hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan mahkumiyetlerine karar verildiği anlaşılmıştır.
3. Suça sürüklenen çocuk … ile mağdurenin oral ilişki anına dair suça sürüklenen çocuğun cep telefonundan ele geçirilen görüntülerdeki kişilerin kendileri olduğunu beyanlarında ifade ederek kabul ettikleri, mağdurenin bu eylemin gerçekleştiği sırada sanık …’ın da suça sürüklenen çocuğun yanında olduğunu ifade ettiği, sanık savunmasında atılı suçlamayı kabul etmemiş ise de mağdurenin sanık … hakkında yalan söylemesini gerektirecek şekilde sanık ile aralarında bir husumet yahut anlaşmazlığın bulunmadığı hatta bir tanışıklıklarının bile olmadığı, tanışıklığı bile olmadığından mağdurun beyanlarının doğru kabul edilmesi gerektiği, sanığın mağdure ve Sametle birlikte Kırkat Göleti yakınlarına gittiklerini kabul ettiği, suça sürüklenen çocuk … ile sanık …’ın birbirlerini doğrulamayacak şekilde çelişkili savunmalarda bulundukları, sanık …’ın Kırkat göletine gittiklerini kabul ederek mağdur anlatımını bir noktada doğruladığı, suça sürüklenen çocuk …’in ifadesinde kabul ettiği üzere sanık …’ın kendisine “Bana kızı getir” dediğini, bunun üzerine sanık …’ın da mağdureyi kastederek ”Kızla konuştun mu, yarın gelecek mi, arabayı alayım, tamam hallet” şeklinde mesajlar gönderdiğinin dosyadaki inceleme tutanakları ile sabit olduğu, mesaj kayıtlarının da mağdur anlatımını desteklediği, dosya kapsamında tanık olarak dinlenilen B.E.’nin beyanının da mağdur anlatımlarını desteklediği gözetilerek on iki – on beş yaş aralığındaki suça sürüklenen çocuk hakkında düzenlenen dosya içerisinde mevcut raporlar da dikkate alınıp hüküm kurulduğu görülmüştür.
4. Suça sürüklenen çocuğun fikir ve eylem birlikteliği içerisinde bulunduğu sanık … ile birlikte rıza açıklamaya ehliyeti bulunmayan on beş yaşının altındaki mağdureyi Kırkat Göleti yakınlarına cinsel amaç ile zorla götürdükleri, suça sürüklenen çocuğun fotoğrafa yansıdığı üzere oral yönden gerçekleşen ilişkinin evde olduğunu söylese de mağdurenin yalan ifadede bulunmasını gerektirecek bir durumun bulunmadığı, suça sürüklenen çocuğun savunmalarının itibar edilebilir olmadığı, bu haliyle suça sürüklenen çocuğun mağduru sanıkla birlikte hareket ederek Kırkat Göletine götürmek şeklinde gerçekleştirdikleri eylemlerinin kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna vücut verdiği, ayrıca suça sürüklenen çocuğun mağdurenin fotoğraflarını da yaymak ile tehdit etmesinin 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan zor unsurunu teşkil ettiği kabul edilerek suça sürüklenen çocuğun kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan mahkumiyetine, sanık …’ın fikir ve eylem birlikteliği içerisinde olduğu suça sürüklenen çocuk … ile birlikte rıza açıklamaya ehliyeti bulunmayan on beş yaşının altındaki mağdureyi Kırkat Göleti yakınlarına cinsel amaçla zorla götürdüğü gerekçesiyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan mahkumiyetine karar verildiği anlaşılmıştır.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
A. Sanık … Hakkında Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.
B. Sanık … ve Suça Sürüklenen Çocuk … Hakkında Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı Suçundan Kurulan Hükümler Yönünden
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, istinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemesice, “…suç tarihinde suça sürüklenen çocuk … ve sanık …’ın mağdurun tehdit yoluyla direncini kırdıktan sonra birbirlerini takiben çocuğun cinsel istismarı suçu işledikleri, eylemin birden fazla kişi tarafından birlikte gerçekleştirilmiş olması nedeniyle 5237 sayılı TCK’nın 103/3-a. maddesi gereğince cezalarında artırım yapıldığı halde, suça sürüklenen çocuk ve sanığın suç tarihinde gerçekleşen eylem dışında mağdura karşı başkaca bir cinsel istismar eylemlerinin de bulunmadığı gözetilerek, suça sürüklenen çocuk ve sanığın aynı kasıt altında mağdura karşı aynı suçu birden fazla işledikleri gerekçesiyle mükerrer cezalandırma oluşturacak şekilde 5237 sayılı TCK’nın 103/2, 103/3-a, 103/4. maddeleri gereğince tayin edilen cezasının aynı Kanunun 43/1. maddesiyle artırılması suretiyle fazla ceza tayini,…” gerekçesiyle hükümlerin düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
A. Suça Sürüklenen Çocuklar …, … ve … Hakkında Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma, Suça Sürüklenen Çocuk … Hakkında Müstehcenlik (5237 sayılı Kanun’un 226 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının birinci cümlesi uyarınca) Suçlarından Kurulan Hükümler Yönünden
Suça sürüklenen çocuklar hakkında kurulan hükümlerin incelenmesinde İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın, 5271 sayılı Kanunun 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca kesin nitelikte bulunduğu belirlenmiştir.
B. Suça Sürüklenen Çocuklar… ve … Hakkında Çocuğun Cinsel İstismarı, Suça Sürüklenen Çocuk … Hakkında Müstehcenlik (5237 sayılı Kanun’un 226 ncı maddesinin beşinci fıkrası) Suçlarından Kurulan Hükümler Yönünden
Suça sürüklenen çocuklar hakkında kurulan hükümlerin incelenmesinde İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın, 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilemez nitelikte bulunduğu belirlenmiştir.
C. Suça Sürüklenen Çocuk … ve Sanık … Hakkında Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı, Sanık … Hakkında Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçlarından Kurulan Hükümler Yönünden
1. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanık ve suça sürüklenen çocuk tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç vasıfları ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, 5271 sayılı Kanun’un 288 ve 294 üncü maddelerinde yer alan düzenlemeler nazara alınıp, aynı Kanun’un 289 uncu maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri ve sanık müdafileri, suça sürüklenen çocuk … müdafii, katılanlar vekili ile katılan Bakanlık vekilinin temyiz dilekçelerinde belirttikleri nedenler de gözetilerek yapılan değerlendirmede, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından gerçekleştirilen inceleme neticesinde vaki istinaf başvurusunun esastan ve düzeltilerek esastan reddine dair kurulan hükümlere yönelik sanık müdafileri, suça sürüklenen çocuk … müdafii, katılanlar vekili ile katılan Bakanlık vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiş, hükümlerde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un 20 nci maddesinin ikinci fıkrası gereğince Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının davaya katılma hakkı bulunduğu, Bakanlığın davaya katılması doğrudan Anayasa ve kanundan kaynaklanan koruma görevine ilişkin olup Bakanlığa yüklenen bir kamu görevi olduğundan, 5271 sayılı Kanun’un 237 ve devamı maddelerindeki katılma hakkına ilişkin suçtan zarar görme şartının katılan Bakanlık için söz konusu olmadığı ve vekili lehine koşulları sağlanmadığından vekalet ücretine hükmedilmemesi hukuka aykırı bulunmamıştır.
V. KARAR
A. Suça Sürüklenen Çocuklar …, … ve … Hakkında Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma, Suça Sürüklenen Çocuk … Hakkında Müstehcenlik (5237 sayılı Kanun’un 226 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının birinci cümlesi uyarınca) Suçlarından Kurulan Hükümler Yönünden
Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenle suça sürüklenen çocuklar hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz istemlerinin 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesi gereğince Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,
B. Suça Sürüklenen Çocuklar… ve … Hakkında Çocuğun Cinsel İstismarı, Suça Sürüklenen Çocuk … Hakkında Müstehcenlik (5237 sayılı Kanun’un 226 ncı maddesinin beşinci fıkrası) Suçlarından Kurulan Hükümler Yönünden
Gerekçenin (B) bölümünde açıklanan nedenle suça sürüklenen çocuklar hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz istemlerinin 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesi gereğince Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,
C. Suça Sürüklenen Çocuk … ve Sanık … Hakkında Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı, Sanık … Hakkında Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçlarından Kurulan Hükümler Yönünden
Gerekçenin (C) bölümünde açıklanan nedenle Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 18.10.2022 tarihli ve 2022/1199 Esas, 2022/1046 Karar sayılı kararında sanık müdafiileri, suça sürüklenen çocuk … müdafii ile katılanlar vekili ve katılan Bakanlık vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Midyat Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 01.06.2023 tarihinde karar verildi.