Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/3717 E. 2023/3457 K. 24.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/3717
KARAR NO : 2023/3457
KARAR TARİHİ : 24.05.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2022/218 E., 2022/310 K.
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Bakırköy 23. Ağır Ceza Mahkemesinin, 18.08.2021 tarihli ve 2020/335 Esas, 2021/352 Karar sayılı kararı ile sanığın çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237

sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesi, dördüncü fıkrası, 43 üncü maddesi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 28 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesinin, 07.10.2021 tarihli ve 2021/1506 Esas, 2021/1750 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik katılan Bakanlık vekili ile sanık ve müdafiinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

3. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesi kararının, katılan Bakanlık vekili ve sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 18.05.2022 tarihli ve 2021/28931 Esas, 2022/4697 Karar sayılı kararı ile mağdurun aşamalardaki çelişkili ifadeleri, savunma ve tüm dosya kapsamına göre sanığın suç tarihlerinde on beş yaşından küçük olan mağdura karşı gerçekleştirdiği istismar eylemlerini tehditle gerçekleştirdiği hususunda her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek 103/4.maddenin tatbiki suretiyle fazla ceza tayini nedeniyle bozulmasına ve dava dosyasının 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

4. Bakırköy 23. Ağır Ceza Mahkemesinin, 12.10.2022 tarihli ve 2022/218 Esas, 2022/310 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesi, 43 üncü maddesi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 18 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilerek dava dosyası, 5271 sayılı Kanun’un 307 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca doğrudan temyiz merciine gönderilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılanlar Vekilinin Temyiz İsteği
Mağdur beyanının güvenilir ve kronolojik dizime uygun olduğuna dair adli görüşme raporları, tanık beyanlarının mağdur beyanlarıyla örtüşmesi ve mağdurun beyanlarında çelişki bulunmaması karşısında, sanığın eylemini tehditle işlediğinin açık olduğuna ilişkindir.

B. Sanık ile Müdafiinin Temyiz İsteği
Mağdurun annesi ile babası dışında yargılamada tanık olarak dinlenenlerin görgüye dayalı bilgilerinin olmadığına, bu tanıkların rivayete dayalı beyanlarının bulunduğuna, tanıkların anlatımları arasında tutarsızlıkların bulunduğuna, sanık ile tanık İ.Y arasında ev satışı nedeniyle bir problem yaşandığına, İ.Y’nin mağdurun annesinin kardeşi olduğuna, bu durumun incelenmesi halinde husumetin ortaya çıkacağına, mağdurda livata bulgusu bulunmadığına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Mahkeme, “…Mahkememiz nezdinde açılan kamu davasının yapılan açık yargılaması sonucu; mağdurun aşamalardaki uyumlu ifadesi, mağdurun sanığa haksız yere suç isnadında bulunmasını gerektiren bir

hususun olmaması, tanık beyanları, 30/08/2020 ve 06/01/2020 tarihli Adli Görüşme ve Değerlendirme Raporları, 21/05/2021 tarihli ATK raporunda mevcut bulgular ışığında mağdurun anal yoldan cinsel istismar eylemine maruz kalıp kalmadığının tıbben tespit edilemediği, bununla birlikte mağdura bulunduğu olaydan kaynaklanan “Travma Sonrası Stres Bozukluğu” saptandığının belirtilmesi ile tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde, sanığın 2 farklı tarihte 12 yaşından küçük olan mağdura karşı anal yoldan organ sokmak suretiyle üzerine atılı cinsel istismar suçunu işlediğinin sabit olduğu, sanığın gerçekleştirmiş olduğu istismar eylemlerini tehditle gerçekleştirdiği hususunda her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği, mağdura karşı cinsel istismarda bulunmak suçundan eylemine uyan, suç tarihinde yürürlükte olan TCK 103/1-a maddesi yollaması ile T.C.K’nun 103/2.2. cümle maddesi uyarınca sanığın kastı, suç işleme şekli dikkate alınarak takdiren 18 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanığın cinsel istismar eylemlerini tehditle gerçekleştirdiği hususunda her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden TCK’nın 103/4 maddesinin uygulanmasına yer olmadığına, sanığın bu suçu aynı suçu işleme kararının icrası kapsamında mağdura karşı farklı zamanlarda birden fazla kez işlediği anlaşılmakla cezasında TCK nun 43 maddesi uyarınca 1/4 oranında arttırılarak 22 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanığın duruşmalardaki tutum ve davranışları lehine takdiri indirim sebebi kabul edilerek cezası TCK nun 62/1 maddesi uyarınca takdiren 1/6 oranında indirilerek sanığın 18 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilerek…” şeklindeki kabul ve gerekçesiyle sanığın mahkumiyetine karar vermiştir.

IV. GEREKÇE
1. Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin 2020 yılı Temmuz ayı yerine 29.08.2020 olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilebilir yazım hatası kabul edilmiştir.

2. 5271 sayılı Kanun’un 288 ve 294 üncü maddelerinde yer alan düzenlemeler nazara alınıp, aynı Kanun’un 289 uncu maddesinde sayılı kesin hukuka aykırılık halleri ve katılanlar vekili ve sanık ile müdafiinin temyiz dilekçelerinde belirttikleri nedenler de gözetilerek yapılan değerlendirmede, yargılama sürecindeki işlemlerin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanı kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç vasıfları ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, İlk Derece Mahkemesince bozma üzerine kurulan hükümde, eleştiri nedeni dışında bir hukuka aykırılık görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Bakırköy 23. Ağır Ceza Mahkemesinin, 12.10.2022 tarihli ve 2022/218 Esas, 2022/310 Karar sayılı kararında katılanlar vekili ile sanık ve müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda eleştiri nedeni dışında aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca Bakırköy 23. Ağır Ceza Mahkemesine, gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 24.05.2023 tarihinde karar verildi.