Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/3234 E. 2023/4220 K. 13.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/3234
KARAR NO : 2023/4220
KARAR TARİHİ : 13.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2022/274 E., 2022/668 K.
SUÇ : Cinsel saldırı
KARAR : Direnme
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Ankara 19. Asliye Ceza Mahkemesinin, 26.10.2022 tarihli ve 2022/274 Esas, 2022/668 Karar sayılı kararı ile Yargıtay 9. Ceza Dairesinin, 03.02.2022 tarihli ve 2021/2653 Esas, 2022/741 Karar sayılı bozma kararına karşı direnme kararı verildiği anlaşılmakla, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 6763 sayılı Kanun’un 36 ncı maddesiyle değişik 307 nci maddesinin dördüncü fıkrası ile 6763 sayılı Kanun’un 38 inci maddesiyle 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 10 uncu maddesi uyarınca yapılan incelemede;

Mahkemece verilen direnme kararının; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde

yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin direnme kararını temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Ankara 19. Asliye Ceza Mahkemesinin, 14.10.2014 tarihli ve 2013/1263 Esas, 2014/657 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında cinsel saldırı (sehven cinsel taciz yazıldığı kabul edilerek) suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 102 nci maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (b) bendi ve 53 üncü maddesi uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. Ankara 19. Asliye Ceza Mahkemesinin, 14.10.2014 tarihli ve 2013/1263 Esas, 2014/657 Karar sayılı kararının sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 03.02.2022 tarihli ve 2021/2653 Esas, 2022/741 Karar sayılı kararı ile “…Mağdurenin aşamalardaki ifadeleri savunma beyanlarla desteklendiği üzere sanığın, mevcut hastalığının tedavisi kapsamında mağdureye yönelik eylemlerinin muhteviyatı, olayın oluş ve intikal şekli ile tüm dosya içeriği nazara alındığında, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair soyut iddia dışında cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,…” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

3. Ankara 19. Asliye Ceza Mahkemesinin, 26.10.2022 tarihli ve 2022/274 Esas, 2022/668 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında cinsel saldırı (sehven cinsel taciz yazıldığı kabul edilerek) suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 102 nci maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (b) bendi ve 53 üncü maddesi uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık Müdafiinin Temyiz İsteği
Özetle, yerel mahkemenin direnme hükmünün usul ve yasaya aykırı olduğuna, Mahkeme hükmünde direnme nedenlerinin gösterilmediğine ve bozmaya neden uyulmadığının açıklanmadığına, direnme hükmünün gerekçesiz olup bozma ilamından önce kurulan hükümdeki gerekçenin tekrarlanması suretiyle hüküm kurulmasının yasaya aykırı olduğuna, katılanın beyanının alınmasına ilişkin olarak 13.04.2022 tarihli üç numaralı tensip ara kararı hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesinin usule aykırılık teşkil ettiğine, Mahkemece 26.10.2022 tarihli duruşmada katılanın dinlenilmesinden vazgeçildiğine ilişkin bir ara karar oluşturulmaksızın doğrudan hüküm kurulduğu ve bu hususun usule aykırı olduğuna, Cumhuriyet savcısının davanın esasına ilişkin görüşü alınmaksızın hüküm kurulduğuna, “Usul ve yasaya uygun olan Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmesini talep ediyoruz” şeklindeki sözlerin esas hakkında mütalaa olarak geçerli ve yeterli kabul edilemeyeceğine, Mahkemece özensiz yargılama yapılıp 5271 sayılı Kanun’un 232 nci maddesinin üçüncü fıkrasına uyulmadan karar verildiğine, katılanın aşamalarda verdiği ifadelere göre müvekkilinin bütün muayenesini bir bütün olarak kendisini taciz mahiyetinde olduğunu düşünüp şikayetçi olduğuna, katılanın muayene edildiği gün

müvekkili sanık doktor tarafından kendisine uygulanan ve spina bifida hastalığının teşhisine yönelik olan muayene tarzını farklı şekilde yorumlamış olduğuna, müvekkilinin katılanın bacağına dokunmadığı şeklindeki istikrarlı savunması karşısında katılanın hangi bacağına ve ne şekilde dokunulduğuna dair beyanların da çelişkili olduğuna, direnme kararının bozulması talebine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Tüm dosya kapsamına göre, katılanın olay tarihinde annesi tanık F.O. ile birlikte sanığın görev yaptığı Gazi Üniversitesi beyin cerrahi bölümüne şikayetleriyle ilgili müracaat ettiği, ilk muayenenin katılanın annesinin hazır bulunduğu aşamada ayakların toplanıp bırakılması, ayak bileklerinden başlayıp diz kapaklarına kadar pantolon üzerinden elle muayene şeklinde gerçekleştiği, sanığın servisine gama ışın tedavisi gören hastalarla ilgilenmesi gerektiğini söyleyip katılan ve annesinin odasından çıkartıp bir müddet sonra sanığın odasına dönüp hasta katılan ve annesini muayene edilmek üzere odasına aldığı, muayene başlayacağı aşamada katılanın annesinin sanık tarafından muayene odasından dışarıya çıkartıldığı ve muayene odasında hemşirenin bulunmadığı, muayenenin bu aşamasında sanığın pantolon üzerinden ayak bileklerinden başlayıp bele kadar kasık bölgesine vajen bölgesine dokunularak parmak ve iğne muayenesi yapıldığı, bu muayeneler sırasında katılandan his kaybı olup olmadığının sorulduğu, katılanın his kaybı olduğunu söylemesi üzerine katılanın pantolonunun dizlerine kadar indirilerek elle kasıklara kadar muayenenin yapıldığı, bu aşamada katılanın kilodunun üzerinde bulunduğu katılanın üzerinde kilot varken sanığın vajenin üst kısmına dokunup bunu hissediyormusunuz diye sorduğu, katılanın bacakları oranında hissettiğini söylemesi üzerine sanığın orada daha fazla hissetmen gerekiyor dediğini daha sonra sanığın göbekten başlayarak katılanın göğsüne kadar parmakla muayenenin gerçekleştirildiği, doktorun anlatması üzerine katılanın analtolus muayenesini yapılmasını kabul ettiği kilodunu çıkartıp analtolus muayenesine müsade ettiği bu aşamaya kadar yapılan muayene işlemlerinin, alınan 05.11.2013 tarihli Rapor ve bu rapora atıfta bulunulan adli tıp kurumu uzmanı tarafından düzenlenen 11.11.2013 tarihli bilirkişi rapor içeriklerine göre şüphelenilen spina bifida hastalığının teşhisine yönelik işlemler olduğu kabul edilerek, şüphelendiği hastalığa ilişkin tetkiklere müteakip sanığın muayene bitiminde katılanın masadan ineceği sırada katılanın elini tutması, sol eliyle katılanın bacağının iç tarafına dokunması, bu dokunuşun okşama babında yapılması, o anda katılanın sanığın ellerinin titrediğini görünce “Siz gerçekten beni muayene ettiğinize emin misiniz?” diye sorup kendisinin tacize uğradığını beyan etmesi hususları gözetilerek, sanığın muayenenin bu aşamasında hasta katılanın sedyeden kalkacağı sırada sol bacağının iç tarafına doğru okşama mahiyetindeki dokunuşunun spina bifida hastalığının tanısıyla ilgili bir hareket tarzı olmadığı gerekçesiyle sanığın üzerine atılı suçtan cezalandırılmasına karar verildiği görülmüştür.

IV. GEREKÇE
Katılanın aşamalardaki beyanları, savunma ve tüm dosya içeriğine göre; katılanın hastalığına ilişkin olarak sanığın katılan beyanlarıyla tutarlı tedaviye yönelik eylemleri, olayın oluşu ve ortaya çıkış şekli de nazara alındığında, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair katılanın soyut beyanı dışında cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur. Mahkemenin direnme kararı da bu nedenle yerinde görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Ankara 19. Asliye Ceza Mahkemesinin, 26.10.2022 tarihli ve 2022/274 Esas, 2022/668 Karar sayılı direnme kararı yerinde görülmediğinden, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 03.02.2022 tarihli ve 2021/2653 Esas, 2022/741 Karar sayılı bozma kararının, oy birliğiyle DÜZELTİLMESİNE YER OLMADIĞINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 307 nci maddesinin dördüncü fıkrası gereğince direnme kararını incelemek üzere Yargıtay Ceza Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE,13.06.2023 tarihinde karar verildi.