Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/3043 E. 2023/3405 K. 23.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/3043
KARAR NO : 2023/3405
KARAR TARİHİ : 23.05.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I.HUKUKİ SÜREÇ
1. İstanbul Anadolu 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 14.09.2022 tarihli ve 2022/692 Esas ve 2022/504 Karar sayılı kararı ile sanığın çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (c) bendi ve dördüncü fıkrası, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 61 inci maddesinin yedinci fıkrası ile 53 üncü maddesi uyarınca 30 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin, 23.11.2022 tarihli ve 2022/2168 Esas, 2022/2543 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafii, katılanlar vekili ve katılan Bakanlık vekilinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

3. Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 22.02.2023 tarihli ve 9-2023/14032 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II-TEMYİZ NEDENLERİ
Sanık müdafiinin temyiz istemi; Suçun sübut bulmadığı, katılan mağdure ve katılan beyanlarının kendi içinde ve birbiriyle çelişki olduğu, suçun işlendiği iddia edilen evin oldukça küçük ve kalabalık olduğu, mağdurenin iki yaşından beri istismara uğradığını iddia etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, adli tıp raporlarında sanığın sapkın davranışlarının bulunmadığının belirtildiği, normal zekaya ve psikolojiye sahip bir ebeveynin atılı eylemleri uzunca bir süre yapmasının mümkün olmadığı, sanığın iktidarsızlık hususunda herhangi bir iddiasının bulunmamasına rağmen bu hususla alakalı tanzim edilen raporların sanık aleyhine değerlendirildiği, uzman raporunda katılan mağdurenin tutarsız beyanlarda bulunduğunun belirtildiği, savunmanın ileri sürdüğü vakıaların Mahkemece değerlendirilmediği, sanığın ev internetini kestirmesi yüzünden iftira atıldığı, bu sebeple sanık … katılan mağdure arasında husumet bulunduğu, mağdurenin izlediği yayınların tesiri ve sosyal medyaya olan ilgisi sebebiyle suça konu iddiaları dile getirdiği, adli raporlara göre mağdure bir cinsel istismara uğramış dahi olsa bir başkası tarafından yapılmış olabileceğinin araştırılmadığı, mağdurenin ifadesi doğrultusunda evde yapılan aramada herhangi bir suç unsuruna rastlanılmadığı, dosyada katılan mağdurenin çelişkili ve tutarsız ifadeleri dışında şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı, sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Sanığın kızı olan katılan mağdurenin iki yaşında olduğu dönemden on yaşında olduğu döneme kadar farklı zamanlarda cinsel bölgelerine dokunmak, öpmek, yalamak ve kucağına oturtmak, mağdurenin genital ve anal bölgelerine kendi cinsel organı ile birlikte, havuç, salatalık, tarak, fırça sapı gibi sair cisimler ve ağzına kendi cinsel organını sokmak, istismar eylemini başkalarına anlatırsa annesine zarar vereceğini ve kendisini boğacağını söyleyerek tehdit etmek suretiyle üzerine atılı çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunu işlediği Mahkemece kabul edilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, hükümde bir isabetsizlik görülmediğinden müsnet suçtan dolayı sanık müdafii, katılanlar vekili ve katılan Bakanlık vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Olayın intikal şekli ve zamanı, katılan mağdurenin 21.03.2021 tarihli kolluk ifadesinde nitelikli cinsel istismar eylemine ilişkin beyanda bulunmaması, son eylem tarihi ile alakalı çelişkili anlatımları olması, ayrıca katılan mağdurenin Cumhuriyet savcısı tarafından avukatı ve adli görüşmeci huzurunda alınan 19.04.2021 tarihli ifadesi doğrultusunda evde yapılan aramada herhangi bir suç unsuruna rastlanılmaması, savunma ve tüm dosya kapsamına göre İlk Derece Mahkemesinin kabulünde yer alan sübuta ilişkin delillerin dosya içeriğiyle çelişmesi nedeniyle mahkûmiyet kararının yerinde olmadığı anlaşıldığından, söz konusu hükme yönelik istinaf başvurusunun kabulü yerine esastan reddedilmesi kanuna aykırı görüldüğünden sanık müdafiinin temyiz istemi bu itibarla kabul edilmiştir. Açıklanan nedenlerle Tebliğname’de onama talep eden görüşe iştirak edilmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin, 23.11.2022 tarihli ve 2022/2168 Esas, 2022/2543 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Bozma sebebine göre sanığın TAHLİYESİNE, başka suçtan tutuklu veya hükümlü olmadığı takdirde derhal salıverilmesinin ilgili yerlere en seri şekilde bildirilmesi için müzekkere yazılmasına,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca İstanbul Anadolu 10. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

23.05.2023 tarihinde karar verildi.