Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/3 E. 2023/2471 K. 26.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/3
KARAR NO : 2023/2471
KARAR TARİHİ : 26.04.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2012/156 E., 2014/405 K.
SUÇLAR : Cinsel saldırı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesinin 26.11.2014 tarihli ve 2012/156 Esas, 2014/405 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında
1. Cinsel saldırı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 102 ve 62 nci maddelerinin birinci fıkraları ile 53 üncü maddesi uyarınca 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,

2. Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (b) bendi, beşinci fıkrası ile aynı Kanun’un 62 ve 53 üncü maddeleri uyarınca 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık Müdafii Temyiz İsteminde
Özetle; sanığın aşamalarda suçlamaları reddettiğini, somut olayda suçun sanık tarafından işlendiğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı hiçbir delil bulunmadığını, cinsel saldırı eyleminden dolayı verilen mahkumiyet kararının hatalı olduğunu, 6545 sayılı Kanun öncesi 5237 sayılı Kanun’un 102 nci maddesinin birinci fıkrasındaki hükümlerin daha lehe olduğunu, kararın bozulmasını talep etmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR
İlk Derece Mahkemesince; ”Sanık … *****’in olay tarihinde akrabası olan müdahil mağdure … *****’in okula gitmek üzere evinden çıkıp yürüdüğü sırada önünü kestiği, müdahil mağdurenin kolundan tuttuğu, mağdurenin bağırması üzerine ağzını kapattığı başına bastırdığı ve zorla açık kimlik bilgileri ve adresi tespit edilemeyen şahsın kullandığı araca bindirdiği, sanığın bu şekilde meçhul şahısla birlikte kaçırdığı mağdureyi kimlik bilgileri ve adresi tespit edilemeyen bir arkadaşının evine götürdüğü, burada mağdure kaçmaya çalışırken sanığın engel olduğu ve mağdureyi darp ederek yere yatırdığı, kendisiyle bir kez cinsel ilişkiye girer ise serbest bırakacağını söylediği mağdurenin zorla iç çamaşırları dışındaki kıyafetlerini çıkarıp kendi elbiselerini çıkarmadan mağdurenin üzerine yatarak boynundan aşağıya doğru vücudunu öptüğü, mağdurenin kurtulmak için kendisiyle evleneceğini ve istediği yere gideceğinin söylemesi üzerine bu eylemine son verdiği, sanığın mağdureyi Van’a götürmek üzere otogara getirdiği, burada mağdurenin çevredeki insanlara sanığın kendisini kaçırdığını söylemesi ve polise haber vermelerini istemesi üzerine bu kişilerce polise yapılan ihbar üzerine sanığın polis tarafından yakalandığı ve mağdurenin sanıktan kurtarıldığı, mağdurenin olay nedeniyle ruh sağlığının bozulduğu anlaşılmaktadır.
5237 sayılı TCK’nun 102/1 maddesine göre cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığının ihlal edilmesi halinde cinsel saldırı suçu oluşacaktır.
5237 sayılı TCK’nun109/1 maddesine göre bir kimsenin hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakılması halinde kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu oluşacaktır. Aynı yasanın 109/3-b maddesine göre kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi halinde verilecek ceza bir kat artırılır. 109/5 maddesine göre suçun cinsel amaçla işlenmesi halinde yukarıdaki fıkralara göre verilecek cezalar yarı oranında artırılır.
Yargılamaya konu somut olayda sanığın mağdureyi zorla ve cebirle açık kimlik ve adres bilgileri tespit edilemeyen meçhul şahısla birlikte kaçırıp yine kimlik ve adres bilgileri tespit edilemeyen bir arkadaşının evine götürdüğü, burada mağdureyi darp edip yere yatırıp iç çamaşırları dışındaki kıyafetlerini çıkarıp kendisi kıyafetlerini çıkarmadan mağdurenin üzerine yatarak boynundan aşağıya doğru vücudunu öptüğü, mağdurenin kurtulmak için kendisiyle evleneceğini ve istediği yere gideceğinin söylemesi üzerine bu eylemine son verdiği, mağdureyi Van’a götürmek için otogara getirdiğinde mağdurenin buradaki şahıslardan yardım istemesi ve bu şahısların polise haber vermesi üzerine mağdurenin polis tarafından sanıktan kurtarıldığı müdahil mağdurenin aşamalardaki tutarlı ve samimi beyanları, tanık A. G.’nin mahkemece alınan beyanı, ihbar tutanağı, yakalama tutanağı, ATK Eyüp Şube Müdürlüğü raporu, ATK 6.Adli Tıp İhtisas Kurulu raporu ve tüm dosya kapsamı ile sabit olup, sanığın sabit olan bu eylemleri 5237 sayılı TCK’nun 102. Maddesinde düzenlenen cinsel saldırı ve 109.maddesinde düzenlenen kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarını oluşturduğu kabul edilerek” şeklindeki gerekçeyle hükümler kurulmuştur.

IV. GEREKÇE
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç vasıfları ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesinin, 26.11.2014 tarihli ve 2012/156 Esas, 2014/405 Karar sayılı kararında sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

26.04.2023 tarihinde karar verildi.