Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/2937 E. 2023/2777 K. 04.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/2937
KARAR NO : 2023/2777
KARAR TARİHİ : 04.05.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇLAR : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçuna teşebbüs, kişiyi
hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜMLER : İstinaf başvurusunun esastan reddi ile düzeltilerek esastan reddi kararı

İlk Derece Mahkemesince verilen hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İstanbul Anadolu 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 25.12.2017 tarihli ve 2017/274 Esas ve 2017/403 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarına teşebbüs suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 35 inci madde ile 53 üncü maddesi uyarınca 8 yıl hapis ve hak yoksunlukları ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 109 uncu maddesinin ikinci, üçüncü fıkrasının (a) ve (f) bendi, beşinci fıkrası ile 53 üncü maddesi uyarınca 6 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin, 20.03.2018 tarihli ve 2018/872 Esas, 2018/469 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik sanık müdafii ile Bakanlık vekili istinaf başvurusunda bulunmuş, istinaf mahkemesi sadece sanık müdafiinin istinaf başvurusu açısından değerlendirme yaparak, çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçuna teşebbüs yönünden; sanığın suçu işlerken bıçak kullandığı anlaşılmasına karşın TCK’nın 103/4 maddesinin uygulanmaması sanık aleyhine istinaf başvurusu bulunmadığından bozma nedeni yapılmayarak 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu yönünden 5271 sayılı Kanun’un 303 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi gereği beraatine karar verilerek düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

3. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin, 20.03.2018 tarihli ve 2018/872 Esas, 2018/469 Karar sayılı kararının Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı, katılan mağdure vekili ile katılan Bakanlık vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 24.03.2022 tarihli ve 2021/19305 Esas, 2022/2859 Karar sayılı kararı ile ilk derece mahkemesince kurulan hükümlerin sanık müdafisi ile katılan Bakanlık vekili tarafından istinaf edilmesine rağmen Bölge Adliye Mahkemesi tarafından gerçekleştirilen istinaf incelemesi sırasında katılan Bakanlık vekilinin istinaf talebiyle ilgili herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın sanık müdafisinin başvurusuna istinaden gerçekleştirilen inceleme neticesinde yazılı şekilde hüküm kurulması nedeniyle esası incelenmeyen hükmün bozulmasına ve dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

4. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin, 25.05.2022 tarihli ve 2022/1154 Esas, 2022/1236 Karar sayılı kararı ile sanık müdafii ile birlikte katılan Bakanlık vekilinin istinaf başvuruları değerlendirilerek çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçuna teşebbüs yönünden; sanığın suçu işlerken bıçak kullandığı anlaşılmasına karşın 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin dördüncü fıkrasının uygulanmaması sanık aleyhine istinaf başvurusu bulunmadığından bozma nedeni yapılmayarak 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu yönünden 5271 sayılı Kanun’un 303 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi gereği beraatine karar verilerek düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi
Sanık aleyhinde istinaf başvurularının olduğu ancak Bölge Adliye Mahkemesi kararında aleyhe başvuru olmadığından bahisle değerlendirme yaptığı, resen inceleme yapması gerektiği, 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin dördüncü fıkrasının uygulanması gerektiği, cinsel istismar suçundan teşdit uygulanması gerektiğine, 5237 sayılı Kanun’un 35 inci maddesi uyarınca 1/4 oranında indirim yapılarak sonuç cezanın belirlenmesi gerekirken eksik ceza tayin edildiğine, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan mahkumiyet hükmü kurulması gerektiğine ilişkindir.

B. Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi
Çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçu yönünden mağdur beyanı dışında delil olmadığında beraat hükmü kurulması gerektiğine, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu yönünden kurulan beraat kararı yönünden vekalet ücreti hükmedilmesi gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucuda; ”iddia, mağdurenin itibar edilen ve dosya kapsamıyla uyumlu aşamalardaki beyanı, tanık …’nin emniyet birimlerindeki 05.06.2017 tarihli olaydan hemen sonra alınan ve itibar edilen beyanı, tanık …’nın duruşmadaki beyanı ile delillerden, suç tarihinde 15-18 yaş grubu arasında bulunan mağdurenin, kaldığı yurttan çıkıp, tanıklar … ve … ile buluştuğu, internet yoluyla tanıştığı sanığın da yanlarına geldiği, hep birlikte … Mahallesi … Caddesinde No: 36 sayılı adresteki çalılık alana gittiklerini, sanık …’in, tanıklar … ve …’ yi uzaklaştırmak su almaya gönderdiğini, bu esnada mağdure ile yalnız kalan sanığın, mağdure istemediği halde göğsüne dokunmaya başladığı, mağdurun direndiği, mağdurenin pantolonunu ve iç çamaşırını indirdiği, mağdurenin de sanığı itip yere düşürdüğü ve kedinisinin de yere düştüğü, sanığın ele geçirilemeyen bıçağı mağdureye gösterip cinsel organını ağzına almasını istediği, bu esnada tanıklar … ve …’nin geldiği, sanığın onlara bıçağını göstermesi üzerine tanıkların olay yerinden kaçtıkları, mağdurenin bağırma sesini duyan çevredeki kişilerin sopalarla gelmesi üzerin sanığın, eylemini tamamalamadan olay yerinden kaçtığı, böylece organ sokmak suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçunun teşebbüs aşamasında kaldığı ve cinsel amaçla çocuğa karşı hürriyetten yoksun kılma suçunu işlediği sabit olduğu” şeklindeki gerekçe ile kabul edilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
1. İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçu yönünden bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır.

2. İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu yönünden sanığın eylemle sınırlı süre zarfında mağdurenin hürriyetini kısıtlamanın kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturmadığı kabul edilerek sanık hakkında 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi gereği beraatine karar verilerek düzeltilerek esastan reddine karar verildiği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
A. Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçu Yönünden
Sanığın mağdure Kader’e karşı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuyla alakalı İlk Derece Mahkemesince verilen mahkumiyet hükmünün Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucu kaldırılarak sanığın atılı suçtan beraatine karar verilmesi ile ilgili olarak Bölge Adliye Mahkemesinin “Mağdurla birlikte oturup sohbet etmek üzere gittikleri çalılık ya da ormanlık alanda mağdura organ sokmak suretiyle cinsel istismara teşebbüs eden ve fakat çevreden işçilerin gelmesi ile bırakıp kaçmak zorunda kalan sanığın alıkoyma eyleminin cinsel istismar için gerekli ölçü ve süre ile sınırlı kaldığı ve başkaca mağdurun hareket serbestisini ortadan kaldıracak mahiyette eylemine rastlanmadığı” şeklindeki gerekçesi yerinde görülmekle hukuka aykırılık bulunmamıştır.Vekaletnamesi bulunmayıp, sanığa baroca görevlendirilen müdafinin vekalet ücreti talep edemeyeceği nazara alınarak sanık müdafiinin vekalet ücretine yönelik temyiz istemi yerinde görülmemiştir.

B. Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı Suçuna Teşebbüs Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, ilk derece mahkemesinin soruşturma ile kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdiriyle anılan hükme ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararı nazara alındığında yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Oluşa uygun kabul ve dosya içeriğine göre sanığın nitelikli cinsel istismar eylemini on yedi yaşındaki mağdureye karşı ele geçirilemeyen bıçak ile teşebbüs ettiğinin anlaşılmasına karşın koşulları oluştuğu halde 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin dördüncü fıkrasının uygulanmaması suretiyle eksik ceza tayini nedeniyle söz konusu karara yönelik istinaf başvurusunun kabulü yerine yazılı şekilde esastan reddine karar verilmesi hukuka aykırılık bulunmuştur.

V. KARAR
A. Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin, 25.05.2022 tarihli ve 2022/1154 Esas, 2022/1236 Karar sayılı kararında sanık müdafii ile Bakanlık vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

B. Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı Suçuna Teşebbüs Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçenin (B) bölümünde açıklanan nedenle katılan Bakanlık vekilinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin, 25.05.2022 tarihli ve 2022/1154 Esas, 2022/1236 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca İstanbul Anadolu 9. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

04.05.2023 tarihinde karar verildi.