Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/2927 E. 2023/3399 K. 23.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/2927
KARAR NO : 2023/3399
KARAR TARİHİ : 23.05.2023

MAHKEMESİ :Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2013/205 E., 2015/315 K.
SUÇLAR : Nitelikli cinsel saldırı suçuna teşebbüs, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, konut dokunulmazlığının ihlali, basit yaralama
HÜKÜMLER : Mahkumiyet, hükmün açıklanmasının geri bırakılması, ceza verilmesine yer olmadığına
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Kısmî iade, kısmî onama

Şikayetçi Bakanlık vekilinin yargılama aşamalarında davadan haberdar edilmediği gibi yargılamalara da katılmadığı, gerekçeli kararın tebliği üzerine kararı temyiz ettiği anlaşılmıştır. Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ile konut dokunulmazlığını ihlal etme suçlarından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği işbu kararlara mahallinde itiraz edildiği ve itirazların reddine dair karar verildiği anlaşılmıştır.

Suça sürüklenen çocuk hakkında nitelikli cinsel saldırı suçuna teşebbüs ile kasten yaralama suçlarından kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz eden suça sürüklenen çocuk müdafii ile katılan vekilinin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinin, 01.10.2015 tarihli ve 2013/205 Esas, 2015/315 Karar sayılı kararı ile suça sürüklenen çocuk hakkında;
a)Nitelikli cinsel saldırı suçuna teşebbüs suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 102 inci maddesinin ikinci fıkrası, 35 inci maddesinin ikinci fıkrası, 31 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca 3 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,
b)Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin ikinci fıkrası, beşinci fıkrası, 31 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına,
c)Konut dokunulmazlığının ihlali suçundan 5237 sayılı Kanun’un 116 ıncı maddesinin dördüncü fıkrası, 31 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca 6 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına,
d)Kasten yaralama suçundan 5237 sayılı Kanun’un 44 üncü maddesi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına,
karar verilmiştir.

2.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 03.03.2023 tarihli ve 14-2019/83771 sayılı iade ve onama görüşlü Tebilğnameler ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1.Suça sürüklenen çocuk müdafiinin nitelikli cinsel saldırı suçuna teşebbüs ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve konut dokunulmazlığı ihlal etme, kasten yaralama suçlarına yönelik temyiz istemi özetle; katılanın aşamalarda çelişkili beyanlarda bulunduğuna, olayın yanlış anlaşılmadan ibaret olduğuna, eylemde bulunulmadığına, 6545 sayılı Kanun değişikliği tartışmasının yanlış yapılarak aleyhe değerlendildiğine, teşebbüs hükümlerinin uygulanmaması gerektiğine, katılanın ruh sağlığının bozulduğuna, rıza ile girildiğinden konut dokunulmazlığını ihlal etme ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarının da kanuni şartlarının oluşmadığına, yaralama eyleminin de oluşmadığından suça sürüklenen çocuk hakkında atılı suçlardan beraat kararı verilmesi gerektiğine ve re’sen tespit edilecek diğer hususlara ilişkindir.

2.Katılan vekilinin kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ile konut dokunulmazlığını ihlal etme, basit yaralama suçlarına yönelik temyiz istemi özetle; suça sürüklenen çocuk hakkında alt sınırdan uzaklaşılarak hüküm kurulması gerektiğine, suça sürüklenen çocuğun pişmanlığının olmadığından hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının uygulanmamasına, kasten yaralama suçunun öldürmeye teşebbüs olarak değerlendirilmesi gerektiğine ve re’sen tespit edilecek diğer hususlara ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Suça sürüklenen çocuk ile katılanın komşu oldukları, aynı binada ikamet ettikleri katılanın evine tuvaleti kullanmak için giren suça sürüklenen çocuğun, birden katılanın omuzlarından tutup itekleyerek yatak odasına götürdüğü, katılanı öpmeye çalıştığı, katılanın elleri ile yüzünü kapatarak öpmesine engel olduğu, katılanın üzerindeki hırka ve baş örtüsünü çekip çıkardığı ve katılanı itekleyerek yatağın üzerine yatırarak üzerine abandığı, katılanın kurtulmaya çalıştığı, gücünün yetmemesi üzerine yaşı küçük kızına evden gitmesini söylediği, suça sürüklenen çocuk ile katılan arasında arbede ve boğuşmanın devam ettiği, katılan kızın komşulara haber vermesi ve polisin aranması ile olay yerinde suça sürüklenen çocuğun yakalandığı intikalin gerçekleştiği olayda,
Dosya kapsamında bulunan deliller;
Katılanın aşamalarda alınan beyanları,
Suça sürüklenen çocuğun aşamalarda alınan savunmları,
Tanıkların aşamalarda alınan beyanları,
Katılan hakkında aldırılan adli raporlar,
SİR raporu,
Olay yeri inceleme tutanağı ile olay tutanağı, tutanak munzilerinin beyanlarından ibarettir.

IV. GEREKÇE
A. Bakanlık vekilinin Temyiz İstemi Yönünden
1.6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un 20 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davaya katılma hakkı bulunan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına yokluğunda yapılan yargılamaya ilişkin olarak mahkemelerce re’sen ihbarda bulunulmasının zorunlu olup olmadığı hususunda Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunca yapılan toplantı sonucunda verilen 13.12.2019 gün ve 2019/6 Esas, 2019/7 sayılı içtihadı birleştirme kararı ile Bakanlığa bildirimde bulunulmasının zorunlu olmadığının kabul edilmesi ve 5271 sayılı Kanun’un 237 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre kanun yolu muhakemesinde davaya katılma talebinde bulunulamayacağının anlaşılması karşısında, Bakanlık vekilinin davaya katılma ve hükmü temyize hakkı bulunmadığından vaki temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

2.Tebliğname’de şikayetçi Bakanlık vekilinin temyiz isteminin esastan incelenmesine yönelik görüşüne iştirak edilmemiştir.

B.Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma ve Konut Dokunulmazlığını İhlal Etme Suçları Yönünden
Suça sürüklenen çocuk hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ile konut dokunulmazlığını ihlal etme suçundan dolayı 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin beşinci fıkrasına göre verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın aynı Kanun’un 231 inci maddesinin on ikinci fıkrası uyarınca itirazı kabil olup, temyiz yeteneğinin bulunmadığı ve anılan karara yönelik temyiz istemlerinin 5271 sayılı Kanun’un 264 üncü maddesine göre itiraz kabul edilip, esasen bu hususta gerekli kararın mahallinde merciince de verildiği anlaşıldığından, söz konusu karara yönelik temyiz istemlerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Bu nedenle Tebliğaname’de iade isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.

C. Kasten Yaralama Suçu Yönünden
Suça sürüklenen çocuğun kasten yaralama suçundan eylemi için, 5237 sayılı Kanun’un 86 ıncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca belirlenecek cezanın türü ve üst haddine göre aynı Kanun’un 66 ncı maddesinin ikinci fıkrası gereği 5 yıl 4 ay olağan zamanaşımı süresinin öngörüldüğü, 5237 sayılı Kanun’un 67 nci maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendi uyarınca zamanaşımı süresini kesen son işlemin 18.09.2013 tarihli sorgu tarihi olduğu ve bu tarihten, temyiz incelemesi tarihine kadar, 5 yıl 4 aylık olağan zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş olduğu belirlenmiştir.

D. Nitelikli Cinsel Saldırıya Teşebbüs Suçu Yönünden
1. Suça sürüklenen çocuk hakkında nitelikli cinsel saldırı suçuna teşebbüs suçundan eylemi için; Olayın intikal şekli ve zamanı, katılanın aşamalardaki beyanları, katılanın alınan raporları, tanıkların anlatımları, suça sürüklenen çocuğun aşamalardaki savunmaları ile tüm dosya kapsamı nazara alındığında, olay tarihinde suça sürüklenen çocuğun katılanın evinde katılanın üzerine yürüyerek öpmeye çalışması ve üzerine abanması şeklindeki eylemde suça sürüklenen çocuğun üzerine atılı suçun basit cinsel saldırı suçunu oluşturduğu gözetilmeden suça sürüklenen çocuk hakkında yazılı şekilde hüküm tesisi hukuka aykırı bulunmuştur.

2.Tebliğname’de onama istiyen görüşe gerekçeye istinaden iştirak edilmemiştir.

V. KARAR
A.Şikayetçi Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden
Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenle şikayetçi Bakanlık vekilinin vaki temyiz isteminin 1412 sayılı Kanun’un 317 inci maddesi uyarınca, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle, REDDİNE,

B. Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma ile Konut Dokunulmazlığını İhlal Etme Suçlarından Kurulan Hükümler Yönünden
Gerekçenin (B) bölümünde açıklanan nedenle şikeyatçi Bakanlık vekilinin vaki temyiz isteminin 1412 sayılı Kanun’un 317 inci maddesi uyarınca, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle, REDDİNE,

C. Kasten Yaralama Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçenin (C) bölümünde açıklanan nedenle İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinin, 01.10.2015 tarihli ve 2013/205 Esas, 2015/315 Karar sayılı kararına yönelik suça sürüklenen çocuk müdafii ile katılan vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesinin birinci fıkrası gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin verdiği yetkiye dayanılarak suça sürüklenen çocuk hakkındaki kamu davasının 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereği gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle DÜŞMESİNE,

D.Nitelikli Cinsel Saldırı Suçuna Teşebbüs Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçenin (D) bölümünde açıklanan nedenle İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinin, 01.10.2015 tarihli ve 2013/205 Esas, 2015/315 Karar sayılı kararına yönelik suça sürüklenen çocuk

müdafii ile katılan vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

23.05.2023 tarihinde karar verildi.