YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/2902
KARAR NO : 2023/2866
KARAR TARİHİ : 08.05.2023
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
İlk Derece Mahkemesince sanık hakkında kurulan hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, İlk Derece Mahkemesinde silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkesi doğrultusunda savunmaya yeterli imkânın sağlanması ve bu hakkın etkin şekilde kullandırılmış olması, temyiz denetiminde sınırsız şekilde yazılı savunmayı kullanılabilme olanağının bulunması karşısında savunma hakkının kısıtlanması söz konusu olmadığından, 01.02.2018 tarihli ve 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca takdiren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Konya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 08.02.2022 tarihli ve 2021/485 Esas, 2022/33 Karar sayılı kararı ile, sanığın çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası ve 43 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 20 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
2. Konya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin 14.03.2022 tarihli ve 2022/389 Esas, 2022/391 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile sanık hakkında verilen mahkumiyet hükmü “CMK’nın 217. maddesinin birinci fıkrasında “Hakim kararını ancak duruşmaya getirilmiş ve huzurunda tartışılmış delillere dayandırabilir. Bu delilller hakimin vicdani kanaatiyle serbestçe takdir edilir” ve aynı Kanun’un 210. maddesinin birinci fıkrasında ise “Olayın delili, bir tanığın açıklamalarından ibaret ise, bu tanık duruşmada mutlaka dinlenir. Daha önce yapılan dinleme sırasında düzenlenmiş tutanağın veya yazılı bir açıklamanın okunması dinleme yerine geçemez” hükümlerine yer verilmiş olup, bu kapsamda mahkemece aynı zamanda olayın tek tanığı konumunda bulunan mağdurun duruşmaya getirilerek, iddiaya konu hususlarla ilgili ayrıntılı bir şekilde dinlenmesi, soruşturma aşamasında çocuk izlem merkezinde alınan ifadesinde sanığın yaptıklarının kötü şeyler olduğunu yaşının ilerlemesi nedeniyle anladığını bu nedenle 2 yıl sonra şikayetçi olduğu beyanı ile olayı ağabeylerine anlattığını, ağabeylerinin sanığı parka çağırarak konuştuğunu, sanığın mahalleden taşındığını ve 2 yıldır sanığı görmediği şeklindeki anlatımındaki çelişkinin giderilmesinden sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kabul ve uygulamaya göre de;
1. TCK’nın 103/2. maddesi gereğince suçun mağdurunun on iki yaşını tamamlamamış olması halinde tayin edilecek temel cezanın on sekiz yıl hapis cezasından az olamayacağı gözetilmeden eksik ceza tayini,
2. Kayden sabıkasız olan, tutanaklara yansıyan olumsuz bir tutum ve davranışı bulunmayan sanık hakkında kişiliği neden gösterilerek yetersiz gerekçe ile TCK’nın 62. maddesinin uygulanmaması,
3. Maddi gerçeğe ulaşabilmek amacıyla olayın tanığı olan mağdurun ağabeyi …’nın tanık sıfatıyla dinlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
4. Geçici Koruma Yönetmeliği’nin 21. ve 22. maddeleri uyarınca sanığın Türkiye’ye kabul edilen yabancılardan olup olmadığının ve varsa yabancı kimlik belgesi ile kimliğinin belirlenmesi gerektiği nazara alınmadan sanığın kimliğine ilişkin kayıtlar getirtilmeden hüküm kurulması,
5. Suçtan zarar gören Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının davaya katılma talebi hakkında olumlu ve/veya olumsuz bir karar verilmemesi,
6. Yabancı uyruklu sanık hakkında TCK’nın 59. maddesinde düzenlenen güvenlik tedbirinin uygulanması gerektiğinin dikkate alınmaması,
7. Gerekçeli karar başlığında “2019 yılı” olan suç tarihinin “9.7.2021” olarak gösterilmesi,” gerekçesiyle bozulmuştur.
3. Konya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 11.10.2022 tarihli ve 2022/169 Esas, 2022/342 Karar sayılı kararı ile, sanığın çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesi ve 43 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 22 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
4. Konya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin 24.11.2022 tarihli ve 2022/1624 Esas, 2022/1718 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık Müdafinin Temyiz İstemi
Mağdurun ifadesinde geçen diğer kişilere yönelik sanığın eylemleri hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararları verilmişken kendisi ile ilgili eylemin özetle sübutunun kabul edilmesi, dosyada mağdurun beyanı dışında delil bulunmamasına, şikayetin eylemden yaklaşık 2 yıl sonra olmasına, mağdurun cinsel muayenesinin yapılmadığına, bu tür bir istismarın olması halinde mağdurun ailesi tarafından fark edilmemesinin mümkün olmaması ile dilekçesinde belirttiği diğer nedenlere ilişkindir.
B. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi
Sanığın suçu işlerken güttüğü amaç, kastının yoğunluğu ve dosya kapsamı dikkate alındığında işlediği sabit olan çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan alt sınırdan ceza tayin edilmesine, cezasında iyi hal indirimi yapılmasına ve vekalet ücretine hükmedilmemesine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1. Mahkemece, olay tarihinde sanığın komşusu mağduru “Playstation oynayalım” diyerek evine çağırdığı, evine gelen mağduru kanepeye yüzüstü yatırarak cinsel organını mağdurun anüsüne sürttüğü, sonra playstation oynadıkları, sanığın bir süre sonra mağdura ayağa kalkmasını söyleyerek sürtünme eylemini tekrarladığı, bu şekilde mağdurun sanığın evine 3-4 gün gittiği, ikinci gün sanığın mağdura livata bulunduğu, üçüncü gün ise sanığın mağdur ile oral ilişki yaşadığı, dördünü gün sanığın yine mağdura livatada bulunduğu, mağdurun bir süre sonra bu olayları ağabeyine anlattığı, sanığın suçlamayı kabul etmediğini söylediği, tanık ….’nın beyanında sanığın 2,5-3 yıl kadar önce kendisine de cinsel ilişkide bulunma teklifinde bulunduğunu, kardeşi olan mağdurun da sanığın evine gidip geldiğini, bu teklif üzerine şüphelendiği için kardeşi mağdura sanığın cinsel eylemlerde bulunup bulunmadığını sorması üzerine kardeşinin de sanığın kendisine bir hafta önce tecavüz ettiğini, bunun birden fazla kez olduğunu söylediğini ifade ettiği ve mağdurun beyanlarını teyit ettiğinin anlaşıldığı belirtilerek sanığın bu şekilde üzerine atılı çocuğun cinsel nitelikli istismarı suçunu bir suç işleme kararı icrası kapsamında birden fazla işlediği kanaatına varıldığı belirtilmiştir.
2. Suçun işleniş biçimi ve sanıktaki kasta dayalı kusurun derecesi nazara alınarak sanık hakkında alt sınırdan mahkumiyet kararı verildiği, sanığın kişiliği ve suç işlenmesindeki özellikler nazara alınarak hakkında takdiri indirim hükümlerinin uygulanmadığı görülmüştür.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği, bu nedenle istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verildiği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru şekilde belirlendiği ve iyi hal indirimi de yapılmadığı anlaşıldığından, hükümde hukuka aykırılık görülmemiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle, Konya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin 24.11.2022 tarihli ve 2022/1624 Esas, 2022/1718 Karar sayılı kararında sanık müdafii ile katılan Bakanlık vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden, 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Konya 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Konya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
08.05.2023 tarihinde karar verildi.