Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/2899 E. 2023/3256 K. 18.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/2899
KARAR NO : 2023/3256
KARAR TARİHİ : 18.05.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2022/148 E., 2022/315 K.
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında bozma üzerine verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Kırşehir Ağır Ceza Mahkemesinin, 14.02.2019 tarihli ve 2018/501 Esas, 2019/82 Karar sayılı kararı ile sanığın çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı

Kanun) 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 13 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesinin, 16.11.2020 tarihli ve 2019/894 Esas, 2020/1422 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik katılan mağdure vekili, katılan Bakanlık vekili ile sanık müdafiinin 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

3. Ankara Bölge Adliyesi Mahkemesi 17. Ceza Dairesi kararının katılan mağdure vekili, katılan Bakanlık vekili ile sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 17.03.2022 tarihli ve 2021/19816 Esas, 2022/2468 Karar sayılı kararı ile özetle “sanığın mağdurenin kendisine on beş yaşından büyük olduğunu söylediği yönündeki savunması, mağdurenin ifadeleri, tanık anlatımları ve tüm dosya içeriği nazara alındığında, olay tarihinde arkadaşı olan mağdureyle cebir veya tehdit olmaksızın cinsel ilişkiye giren sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 30. maddesinde düzenlenen hata hükümlerinin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı tartışılması ve tekerrüre esas alınan suçu işlediği tarihte on sekiz yaşından küçük olduğunun anlaşılması karşısında anılan mahkumiyet kaydının tekerrüre esas alınamayacağı” nedeniyle bozulmasına ve dava dosyasının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları uyarınca İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

4. Kırşehir Ağır Ceza Mahkemesinin, 29.11.2022 tarihli ve 2022/148 Esas, 2022/315 Karar sayılı kararı ile sanığın, çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü ikinci fıkrası, 43 üncü maddesi ve 53 üncü maddesi uyarınca 16 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan Mağdure Vekilinin Temyiz İstemi
Sanığın suçun işlenişindeki kastı dikkate alındığında cezasının alt sınırdan tayin edilmesinin ve takdiri indirim uygulanmasının hukuka aykırı olduğuna ilişkindir.

B. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi
Alt sınırdan ceza tayin edilmesinin ve takdiri indirim uygulanmasının hatalı olduğuna ilişkindir.

C. Sanık müdafiinin Temyiz İstemi
Mahkemece mağdure bizzat görülerek değerlendirme yapılmadan 2018 yılında duruşmada alınan segbis görüntü kaydı değerlendirilerek sanık aleyhine karar verildiğine, mağdurenin suç tarihinde on beş yaşında bulunduğuna ilişkin dosyadaki Kırşehir AEÜ sağlık kurulu raporunun dikkate alınmadığına, mağdurenin sanığa büyük olduğunu söylediğine, sanığın hatadan yararlanması gerektiğine, dosyada mevcut bulunan Biyoloji İhtisas Dairesinin raporuna göre de sanık ile mağdure arasındaki ilişkiye ait genetik eşleşme sağlanmadığına, mağdurenin beyanlarının çelişkili olduğuna, bozma sonrası kazanılmış hak dikkate alınarak yapılan yeni yargılamada zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
1. Mahkemece sanık …’nin olaydan bir yıl önce kadar mağdure ile sosyal medya ortamında tanıştıkları ve suç tarihine kadar messenger uygulaması üzerinden konuştukları, 01.10.2018 tarihinde Katılan …’nin Sanık …’yi arayarak buluşmak istemesi üzerine tarafların 15:00 sıralarında Kılıçlı köprü civarında buluştukları ve burada sanığın katılanın vücuduna organ sokmak suretiyle normal yoldan ilişkiye girdiği, daha sonra arkadaşları…’ın yanına giderek saat 18:00’a kadar birlikte gezdikleri ve gece kalmak için Volkan isimli arkadaşlarının evine gittikleri, Volkan’ın annesinin bu duruma tepki göstermesi sebebiyle sanığın, katılanı otogara götürüp şehirler arası yolculukta kullanılan otobüsün kapısını açarak şoför dinlenme bölmesine girdikleri, saat 23:00 civarında sanığın cinsel organını mağdurenin cinsel bölgesine sokmak suretiyle, aradan iki saat geçtikten sonra da mağdurenin anal bölgesine sokmak suretiyle zincirleme şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunu işlediğinden, 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince cezalandırılmasına, aynı Kanun’un 43 üncü maddesinin birinci fıkrası gereğince cezasından 1/4 oranında artırım yapılmasına karar verilmiş, daha önce yapılan yargılama neticesinde verilen kararın katılan vekili ve kurum vekili tarafından temyiz edilmiş olması sebebiyle sanık hakkında kazanılmış hak teşkil etmediği anlaşılmıştır.

2. Sanık her ne kadar mağdurenin on beş yaşından büyük olduğunu bildiğini savunmuşsa da; tarafların bir yıla yakın zamandır sosyal medya uygulaması üzerinden sohbet etmiş olmaları ve özellikle suç tarihi itibariyle mağdurenin Adlî Görüşme odasında kayda alınan görüntülerinde, şüpheye yer bırakmayacak düzeyde küçük olduğunun değerlendirildiği ve herkes tarafından ilk bakışta katılanın on beş yaşından küçük olabileceğinin anlaşılabileceği değerlendirilmiş, Bu sebeple sanığın, mağdurenin on beş yaşından küçük olduğunu bilmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve bu yöndeki savunmalarının suçtan kurtulmaya yönelik olduğu gerekçesiyle 5237 sayılı Kanun’un 30 ncu madde hükümleri uygulanmamıştır.

IV. GEREKÇE
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve Kanun’a uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Kırşehir Ağır Ceza Mahkemesinin 29.11.2022 tarihli ve 2022/148 Esas, 2022/315 Karar sayılı kararında katılan mağdure vekili, katılan Bakanlık vekili ve sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca Kırşehir Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 18.05.2023 tarihinde karar verildi.