Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/2875 E. 2023/2560 K. 27.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/2875
KARAR NO : 2023/2560
KARAR TARİHİ : 27.04.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Cinsel saldırı
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesinin, 05.12.2018 tarihli ve 2018/179 Esas, 2018/398 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında cinsel saldırı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 102 nci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi ve 53 üncü maddesi uyarınca 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesinin, 05.12.2018 tarihli ve 2018/179 Esas, 2018/398 Karar sayılı kararının sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 22.09.2022 tarihli ve 2021/19331 Esas, 2022/8155 Karar sayılı kararı ile “..sair temyiz itirazlarının reddiyle, suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur düzenlemesi gözetilerek lehe olan hükmün önceki ve sonraki kanunların ilgili maddeleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi ” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

3. İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesinin, 27.12.2022 tarihli ve 2022/483 Esas, 2022/412 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında cinsel saldırı suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 102 nci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi ve 53 üncü maddesi uyarınca 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi
Mahkemece yeterince araştırma yapılmadan deliller toplanmadan karar verildiğine, cezanın asgari hadden verilmesinin yasaya aykırı olduğuna, lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine ilişkindir.

B. Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi
Sanığın cezalandırılması için her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil olmadığına, beraat kararı verilmesi gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Mahkemece; katılan beyanı, savunma, raporlar ve toplanan deliller kapsamında yapılan incelemede katılanın olay tarihi olan 21.01.2013 günü saat 21:00 sıralarında Manisa/Soma’dan yolculuk yaparak İzmir otogarına geldiği, Konak ilçesine gitmek için otogarın içinde bulunan şehir içi minibüs durağına geldiği, burada sanığın kullandığı dolmuşla Konak’a gittiğini söylemesi nedeniyle katılanın dolmuşa bindiği, dolmuşta katılandan başka yolcu bulunmadığı, katılan dolmuşa binerken sanığın orta kapıyı kapatıp işaretle katılanın ön koltuğa geçmesini istemesi üzerine katılanın minibüsün şoför mahalli yanındaki ön koltuğa geçtiği, akabinde sanığın aracı hareket ettirdiği, sonra aracın kapılarını kilitlediği, katılanın aracın kapılarını neden kilitlediğini sorduğunda “Araç belli bir süre gittikten sonra otomatik olarak kilitleniyor” diye karşılık verdiği, bir süre seyir halindeki araç içerisinde katılan ile sohbet ettikten sonra dolmuş güzergahından çıkarak tenha bir yola girip park ettiği, katılanın korkuya kapılarak sanıktan kapıları açmasını istemesine rağmen sanığın kapıları açmayıp katılana sakin olmasını söyledikten sonra ayağa kalkıp katılanın üzerine abanarak sarılmak suretiyle katılanı dudaklarından öpmeye çalıştığı, ancak katılanın karşı koyması nedeniyle katılanın yanağından öptüğü, bunun üzerine astım hastası olan katılanın cebinden spreyi çıkartarak kendisini kurtarmak amacıyla sanki astım krizi geçiriyormuş gibi davrandığı, bunun üzerine sanığın spreyi görünce başka birşey sanıp geri çekildiği ve katılana “Sen de istersin” diye düşündüm dediği, katılanın da kurtulmak amacıyla “Bunu baştan söyleseydin karşılık verebilirdim, o zaman çek bir otele gidelim” dediği, bunun üzerine sanığın aracı çalıştırarak ilerlemeye başladığı, bu esnada katılanın telefonunun çaldığı, katılanın kurtulmak için sanığa “Eşim arıyor cevap vermezsem şüphelenir, ne olur aracı durdur” dediği, bunun üzerine sanığın aracı sağa çekip durdurduğu, ardından katılanın ısrar etmesi üzerine kapıyı da açtığı, katılanın telefonla görüşüyor gibi yapıp uzaklaşmaya çalıştığı ancak sanığın araçla katılanı peşinden takip ettiği ve katılana yaklaşarak “Hadi bin” dediği, katılanın da sanığa “Abi git, ben sana ne söylediysem korkudan söyledim, yoluna git, bu olayı kimseye söylemem, yeterki beni bırak” dediği, bunun üzerine sanığın arabayı durdurup katılanın yanına gelerek kolundan tutup araca bindirmek için araca doğru çekmeye çalıştığı, katılanın diğer eli ile bariyerlere tutunduğu, bu sırada sanığın katılanın belinden sarılıp arabaya bindirmeye çalıştığı, ancak katılanın direnmesi nedeni ile bunu başaramadığı, taraflar arasında bu şekilde yaşanan arbede esnasında katılanın beresini düşürdüğü ve sanığa beresini alması gerektiğini söylediği, sanık bir anlık dalgınlıkla bereyi yerden almak için eğildiğinde, katılanın bir fırsatını bularak sanığın elinden kurtulduğu ve yardım istemek amacı ile koşarak yola fırladığı anda yoldan geçmekte olan bir aracın katılana çarpması sonucu trafik kazası geçirdiği, katılanın trafik kazası nedeniyle vücuttaki kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarını orta (3) derecede etkileyecek nitelikte yaralandığı şeklinde kabul edilen olayda, adli tıp raporuna göre katılanın mağduru bulunduğu olay nedeniyle ruh sağlığının kalıcı olarak bozulduğu tespit edilmiş olup lehe aleyhe kanun değerlendirmesi sonucunda sanığın katılana yönelik zorla sarılma, öpme, akabinde araçtan inen katılanın beline sarılmak suretiyle kucaklayıp araca bindirmek için sürükleme şeklindeki eylemlerinin süreklilik arz etmesi, ani gelişip sona eren bir nitelik taşımaması karşısında, sarkıntılık düzeyini aştığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla sanığın eylemi basit cinsel saldırı suçunu oluşturduğundan 6545 sayılı Kanun’un 58 inci maddesi ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 102 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamında cezalandırılmasına karar verilmiştir.

2. Sanık her ne kadar katılana yönelik herhangi bir cinsel saldırı eyleminde bulunmadığını savunmuş ise de; sanık kullandığı dolmuş güzergahında olmadığı halde katılanı Konak istikametine götürmek için aracına aldığını, katılan ile dolmuşta bir süre baş başa kaldıklarını kabul ettiği gibi, katılanın sanıktan kurtulmak için otele gitme teklifinde bulunması şeklinde yaptığı konuşmayı da doğrulamıştır. Katılanın olay nedeniyle ruh sağlığının bozulduğu Hastane ve Adli Tıp raporları ile saptanmıştır. Katılanın aşamalarda özü itibariyle değişmeyen birbirini teyit eder mahiyetteki anlatımlarında sanığın kendisine yönelik cinsel saldırıda bulunduğunu açıkça belirttiği kabul edilmiştir. Olaydan önce aralarında herhangi bir husumet ve hatta tanımışlık dahi bulunmayan katılanın iffeti ile ilgili sanığı itham etmesini gerektirecek hiçbir sebebin olmadığı ayrıca cinsel saldırı nedeniyle sanığın elinden kurtulmak için koşarak yola fırlayan katılanın yoldan geçmekte olan başka bir aracın kendisine çarpması sonucu trafik kazası geçirmiş olması katılanın kendisine yönelen cinsel saldırıdan kaçtığını göstermekte olup anlatımlarını desteklemekte olduğu kabul edilip bu itibarla sanığın savunmasına itibar edilmemiştir.

IV. GEREKÇE
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, katılan Bakanlık vekilinin ve sanık müdafiinin temyiz sebepleri reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesinin, 27.12.2022 tarihli ve 2022/483 Esas, 2022/412 Karar sayılı kararında katılan Bakanlık vekili ve sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan Bakanlık vekilinin ve sanık müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

27.04.2023 tarihinde karar verildi.