Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/2860 E. 2023/4925 K. 07.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/2860
KARAR NO : 2023/4925
KARAR TARİHİ : 07.09.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2022/1608 E., 2022/1734 K.
SUÇLAR : Nitelikli cinsel saldırı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan esastan reddi ile temyiz isteminin kabule değer sayılmamasından dolayı reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Asıl karar ve ek karar onama

İlk Derece Mahkemesince sanık hakkında mala zarar verme suçundan hükmolunan cezanın tür ve miktarı ile istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince verilen esastan ret kararı dikkate alındığında, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca hükmün temyizinin mümkün olmadığı belirlenmiştir.

İlk Derece Mahkemesince nitelikli cinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından verilen hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen esastan ret kararı ile temyiz talebinin reddine dair verilen ek kararın; 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü ve ek kararı temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği sanık müdafiinin temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı, yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Konya 9. Ağır Ceza Mahkemesinin, 17.10.2022 tarihli ve 2022/340 Esas, 2022/370 Karar sayılı kararı ile sanığın nitelikli cinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 102 nci maddesinin ikinci fıkrası ve üçüncü fıkrasının (d) bendi uyarınca 21 yıl hapis ve 109 uncu maddenin ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının (a) bendi ve beşinci fıkrası uyarınca 9 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 151 inci maddesi uyarınca da 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 53 üncü maddesi uyarınca hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. Konya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 24.11.2022 tarihli ve 2022/1608 Esas, 2022/1734 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafii ve mağdure vekilinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 279 uncu maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi ve 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince reddine karar verilmiştir.

3. Konya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 20.12.2022 ve 2022/1608 Esas, 2022/1734 Karar sayılı ek kararı ile mağdure vekilinin temyiz başvurusu hakkında, 5271 sayılı Kanun’un 296 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği “temyiz isteminin reddine” karar verilmiştir.

4. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 31.01.2023 tarihli ve 9-2023/7246 sayılı ret ve onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık Müdafiinin Asıl Karar Yönünden Temyiz İstemi
Mahkemenin sanık lehine yeterince inceleme yapmadığını, mağdurenin bile beyanını almadan ceza verdiğini, bunun mevzuata aykırı olduğuna, sanığın beyanında geçen deliller toplanmadan, alt sınır ve lehe hükümler uygulanmadan, haksız ve hukuka aykırı olarak karar verildiğini, sanık ve mağdure arasında gönül ilişkisi olduğuna, mağdurenin daveti üzerine sanığın eve gittiğini, sanığın beraatine karar verilmesi gerektiğine ilişkindir.

B. Mağdure Vekilinin Ek Karar Yönünden Temyiz İstemi
Mağdurenin usule uygun şekilde davadan haberdar edilmediğine, beyanına başvurulup, şikayetleri sorulmadan hatalı şekilde dinlenmesinden vazgeçilerek karar verilmesinin hukuka aykırı olduğuna, sanığın üst sınırdan cezalandırılması gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Mahkemesince”Yabancı uyruklu olan sanığın suç tarihinde mağdurun evinin yanına geldiği, sabah 08:00 sıralarında mağdurun eşinin işe gitmek üzere evden ayrıldığını görmesi üzerine mutfak penceresine merdiven dayayarak ve camı kırarak mağdurun evine girdiği, bu sırada mağdurun içerdeki odada çocuğunun yanında yatmakta olduğu, cam kırılma sesi duyması üzerine kapıyı açtığında evin içinde olan ve elinde bıçak bulunan sanıkla karşılaştığı, sanığın elindeki bıçakla mağdur ve çocuğunu tehdit ederek bağırmasına engel olduğu, saçlarından tutup mağduru yere fırlattığı, yine bıçakla tehdit ederek mağduru soyundurduğu, devamında mağdurla iki kez zorla ilişkiye girdiği, evde bir saat kadar kaldıktan sonra mağdurdan tehdit ederek aldığı anahtarla dış kapıyı açtığı ve ayrılıp gittiği, olay sonrası mağdurun vajinasından ve teslim ettiği tişörtten sürüntü örneklerinin alındığı, yapılan incelemelerde gerek vajinadan ve gerekse tişörtten elde edilen DNA profillerinin sanığın DNA profili ile uyumlu olduğunun belirtildiği, yine olay sonrası mağdurun fotoğraf üzerinden evine giren ve eylemleri gerçekleştiren kişi olarak sanığı teşhis ettiği, alınan raporunda, mağdurun boyun bölgesinde beyanlarını doğrular şekilde emme ve soğurma ile oluşabilecek ekimozların bulunduğunun tespit edildiği, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; sanığın suç tarihinde gündüz sayılan zaman diliminde mağdurun evine rızası dışında girerek gündüzleyin konut dokunulmazlığını ihlal suçunu işlediği, eve girerken mutfak penceresinin camını kırdığından mala zarar verme suçunu işlediği, evin içerisinde yaklaşık 1 saat süre ile mağduru tuttuğu, bu süreçte mağduru tehdit ettiği, onu saçından sürükleyerek pencereye götürdüğü, onunla konuşmalar yaptığı, bu eylemini bıçakla ve cinsel amaçla gerçekleştirdiği, dolayısıyla nitelikli kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işlediği, bu süreç içinde mağdurla ve onu bıçakla tehdit ederek iki kez zorla ilişkiye girdiği, bu şekilde organ sokmak suretiyle ve silahla nitelikli cinsel saldırı suçunu işlediği kanaatine varılmış ve sanığın cezalandırılmasına karar verilmiştir. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; sanığın suç tarihinde gündüz sayılan zaman diliminde mağdurun evine rızası dışında girerek gündüzleyin konut dokunulmazlığını ihlal suçunu işlediği, eve girerken mutfak penceresinin camını kırdığından mala zarar verme suçunu işlediği, evin içerisinde yaklaşık 1 saat süre ile mağduru tuttuğu, bu süreçte mağduru tehdit ettiği, onu saçından sürükleyerek pencereye götürdüğü, onunla konuşmalar yaptığı, bu eylemini bıçakla ve cinsel amaçla gerçekleştirdiği, dolayısıyla nitelikli kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işlediği, bu süreç içinde mağdurla ve onu bıçakla tehdit ederek iki kez zorla ilişkiye girdiği, bu şekilde organ sokmak suretiyle ve silahla nitelikli cinsel saldırı suçunu işlediği kanaatine varılmış ve sanığın cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Her ne kadar sanık yargılama aşamasında atılı suçu işlemediğini, mağdur ile tanıştıklarını, aralarında rızaya dayalı ilişkinin olduğunu savunmuş ise de, sanığın ilk savunmasının suç tarihinden yaklaşık 10 ay sonra Cumhuriyet Savcılığında alındığı ve suçlamaları kabul etmediği, yine sorgusu sırasında alınan savunmasında suçlamaları kabul etmediği, ATK raporu hazırlandıktan sonra alınan savunmasında suçlamaları kabul etmediği, mağdurun ismini bilmediğini savunduğu, yine mağdurun telefonunu bilmediğini, parka buluşarak iletişim kurduklarını savunduğu, bu savunmaların hayatın olağan akışıyla uyumlu olmadığı, mağdurun suç tarihinde ilgili birimlere müracaat ettiği, alınan beyanının dosya kapsamındaki delillerle uyumlu olduğu, bu yönüyle savunmaların inandırıcı olmadığı kanaatine varılmış ve bu savunmalara itibar edilmemiştir.
Sanığın cezaları tayin edilirken suçların işleniş şekli, suç konularının önem ve değeri, meydana gelen zararın ağırlığı, sanığın kişisel hali, benzer suçları işlemeyi alışkanlık haline getirmiş olması, hakkında benzer suçlardan açılmış ve yargılaması devam eden bir çok davanın bulunması, dolayısıyla sanığın suç işleme konusundaki ısrarlı ve uslanmaz tutumu dikkate alınmış ve temel cezaları tayin edilirken takdiren alt sınırdan ayrılınarak teşdit uygulanmıştır. Aynı gerekçelerle ve para cezasının seçilmiş olması durumunda caydırıcı olmayacağına kanaat getirilmiş olması dikkate alınarak mala zarar verme suçundan verilen cezası bakımından seçenekli cezalardan hapis cezası seçilerek uygulama yapılmıştır. Sanığın duruşmalarda gözlemlenen tutumu, hakkında olumlu izlenim edinilmemiş olması dikkate alınmış ve takdiri indirim hükümleri uygulanmamıştır.
Sanığa cinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından verilen cezalarının süresi dikkate alınarak paraya çevirme, erteleme ve HAGB hükümleri uygulanmamıştır. Sanığın kişiliği, suçların işlenmesindeki özellikler, cezanın caydırıcılık ilkesi dikkate alınmış ve sanığa mala zarar verme ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarından verilen cezaları ile ilgili olarak paraya ve seçenek yaptırımlara çevirme hükümleri uygulanmamıştır. Sanığın geçmişi, duruşmalarda gözlenen tutumu, açıklanması geri bırakılmış ilamlarının olması, eylemlerinden pişman olduğuna ve ileride suç işlemekten çekineceğine ilişkin olumlu kanaat edinilmemiş olması dikkate alınmış ve mala zarar verme suçu ile konut dokunulmazlığını ihlal suçundan verilen cezaları ile ilgili olarak hakkında erteleme ve HAGB hükümleri uygulanmamıştır.” şeklinde karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Asıl karar yönünden; İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediğinden istinaf talepleri esastan reddedilmiştir.
Ek karar yönünden; mağdurenin usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen dava ve duruşmalara katılmaması nedeni ile Baro tarafından atanan vekilinin sanığın üzerine atılı suçlardan kurulan hükmü temyize hak ve yetkisinin olmaması nedeni ile itirazı kabil olmak üzere 5271 sayılı Kanun’un 279 uncu maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca verilen istinaf başvurusunun reddine dair karara yapılan itiraz üzerine Konya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesince itirazın reddine dair karar verilmesi nedeni ile mağdure vekilinin temyiz talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
A. Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi Yönünden
1. Mala Zarar Verme Suçu Yönünden
5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinde yer verilen; “İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adli para cezalarına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararları”nın temyiz incelemesine tabi olmadığı ve incelemeye konu suçun, aynı Kanun’un 286 ncı maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında da bulunmadığı anlaşıldığından hükmün temyizinin mümkün olmadığı anlaşılmıştır.

2. Nitelikli Cinsel Saldırı Suçu Yönünden
Olayın intikal şekli ve zamanı, mağdurenin beyanı, tanık beyanı, adlî raporlar, sanık savunması ve İlk Derece Mahkemesinin, teşdit ve taktiri indirim uygulanmaması yönündeki gerekçeleri nazara alınarak, Mahkemenin verilen cezadaki teşdit uygulaması yasal olup, sanık müdafiinin teşdit gerekçesinin belirtilmediğine, lehe hükümlerin uygulanmadığına, eksik araştırmaya, sübuta ve sair hususlara yönelik temyiz istemleri yerinde görülmemiştir.

3. Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçu Yönünden
Cinsel saldırı suçunun işlendiği sırada ve eylemle sınırlı süreyle mağdurenin iradesiyle hareket etme imkanının ortadan kaldırılmasının kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturmayacağı, kişinin vücudunun suçun konusu olması sebebiyle mağdurenin hareket etme özgürlüğü ortadan kaldırılmadan bu suçun işlenemeyeceği, dosya kapsamına göre de sanığın evin içerisinde cinsel eylemleri süresince mağdureyi alıkoymasının cinsel saldırı suçu kapsamında kalıp, ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun kanuni unsurları itibarıyla oluşmadığı anlaşılmıştır, bu gerekçe ile Tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir.

B. Mağdure Vekilinin Ek Karara İlişkin Temyiz İstemi Yönünden
5271 sayılı Kanun’un 296 ncı maddesinin birinci fıkrasının ilgili bölümünde yer alan; “… temyiz edilemeyecek bir hüküm temyiz edilmiş [ise] …, hükmü temyiz olunan bölge adliye veya ilk derece mahkemesi bir karar ile temyiz istemini reddeder.” şeklindeki hüküm nazara alındığında mağdure vekilinin temyiz istemi yerinde görülmemiştir.

V. KARAR
A. Mala Zarar Verme Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçenin (A) bölümünün (1) bendinde açıklanan nedenle, sanık müdafiinin temyiz isteminin, 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,

B. Nitelikli Cinsel Saldırı Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçenin (A) bölümünün (2) numaralı bendinde açıklanan nedenle Konya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 24.11.2022 tarihli ve 2022/1608 Esas, 2022/1734 Karar sayılı kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

C. Ek Karar Yönünden
Gerekçenin (B) bölümünde açıklanan nedenle Konya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin 20.12.2022 tarihli ve 2022/1608 Esas, 2022/1734 Karar sayılı ek kararında hukuka aykırılık görülmediğinden mağdure vekilinin temyiz isteminin 5271 sayılı Kanun’un 296 ncı maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİ İLE EK KARARIN ONANMASINA,

D. Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçenin (A) bölümünün (3) bendinde açıklanan nedenle sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Konya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 24.11.2022 tarihli ve 2022/1608 Esas, 2022/1734 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliği ile BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Konya 9. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Konya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

07.09.2023 tarihinde karar verildi.