Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/2683 E. 2023/3521 K. 25.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/2683
KARAR NO : 2023/3521
KARAR TARİHİ : 25.05.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2017/1967 E., 2017/1788 K.
SUÇLAR : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Kısmî ret, kısmî onama

İlk Derece Mahkemesince sanık hakkında mağdureye karşı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan hükmolunan cezanın tür ve miktarı ile istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince verilen esastan ret kararı dikkate alındığında, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca hükmün temyizinin mümkün olmadığı belirlenmiştir

ilk Derece Mahkemesince çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Denizli 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 24.05.2017 tarihli ve 2016/224 Esas, 2017/82 Karar sayılı kararı ile sanığın çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası ile 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 13 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarna; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (f) bendi, beşinci fıkrası ile aynı Kanun’un 62 nci maddesi uyarınca 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

2. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 19.10.2017 tarihli ve 2017/1967 Esas, 2017/1788 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik katılan mağdure vekili ile katılan Bakanlık vekilinin ve sanık müdafiinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan Mağdure Vekilinin Temyiz İstemi
Cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesine, sanık lehine takdiri indirim maddesinin uygulanmamasına yöneliktir.

B. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi
Çocuğun nitelikli cinsel istismarına dair temel cezanın alt sınırdan belirlenmesinin hukuken hatalı olduğuna, 5237 sayılı Kanun’un 103üncü maddesinin dördüncü fıkrasının uygulanması gerektiğine yöneliktir.

C. Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi
Mahkemenin gerekçeli kararda hiçbir lehe delilden bahsetmediğine, diğer delilleri de yorum yaparak aleyhe olarak değerlendirdiğine, hatta tanık delillerini saptırarak lehe olan hususları gerekçeli karara geçirmediğine, müvekkilinin cezalandırılması için her türlü şüpheden uzak, kesin, yeterli ve somut delil bulunmadığına, müvekkili ile mağdurenin olay öncesinde sevgili olduklarının tarafların ortak beyanı ile sabit olduğuna, tüm mesaj içeriklerine detaylı şekilde bakıldığında mağdurenin tutarsız ve dengesiz davranışlarının açıkça görüleceğine, Mahkemenin belirttiği gibi mağdurenin sanığın zorlaması ile değil, kendi isteği ile buluşma noktasına gittiğine, mağdure her ne kadar kaçırıldığı sırada sesi kısılana kadar bağırdığını beyan etmiş ise de 09.03.2017 tarihli bilirkişi raporunda, mağdurenin yüksek sesle yardım istemesi halinde evlerde ikamet eden kişiler tarafından duyulabileceğinin belirtildiğine, doktor raporlarında darp-cebir izinin bulunmadığına, mağdurenin yolda karşılaştığı tanık…’ten yardım talep etmediğine, dosyadaki somut delillerin mağdurenin kendi istek ve arzusu ile sanıkla birlikte arabaya bindiğini gösterdiğine, organ sokma eyleminin tam olarak gerçekleşmediğine, müvekkilinin erken boşalması nedeniyle eylemin tamamlanmadığına, müvekkiline ait sperm veya başka bir bulgunun mağdurenin cinsel organında bulunmadığına, mağdurenin genital bölgesinde zora ilişkin tıbbi bir delil tespit edilmediğine, uzman pedogogun 06.10.2016 tarihli celsede mağdurenin “Olayı tamamen anlatmadığı”nı bildirdiğine, dosyadaki delillerin tüm yaşananların mağdurenin gönül rızasıyla gerçekleştiğini gösterdiğine, mağdurenin olaydan hemen sonra şikayetçi olmadığına, babasının olayı öğrenmesi ve ailesi ile yaptığı görüşme sonrası müracaatta bulunduklarına, bu durumun dahi iddia edilen olayın herhangi bir zorlama ile yapılmadığının kanıtı olduğuna, tanık Bircan’ın mahkemedeki ifadesinde mağdureye olayı sorduğunda “İstemeden hiçbir şey olmadı, Denizli’de böyle şeyler normal, bunlar (ailesi) çok büyütüyorlar” dediğini beyan ettiğine, mağdurenin ailesinin bu durumu para aracı olarak kullandıklarının dosya kapsamında dinlenen tanık ifadeleri ile ortaya çıktığına, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına yöneliktir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü

Sanık ile mağdurenin yaklaşık iki ay süreyle arkadaşlık yaptıkları, sanığın 05.06.2016 günü “Babana arayemmu şimdi” içerikli mesaj göndererek mağdure ile arasında geçen arkadaşlık ilişkisini babasına söyleyeceğinden bahisle mağdureyi tehdit ederek kendisiyle buluşmaya zorla ikna ettiği, sanığın babasına ait ford transit marka 20 KY *** plaka sayılı araçla buluşma noktasına gelerek mağdureye bir şey vereceğini söyleyip ellerini arkasına uzatmasını istediği ve bu sırada elinde bulunan kelepçeyi mağdurenin koluna takarak zorla araca bindirdiği; sanığın mağdureyi araçla tarlalık bir alana götürdüğü, mağdurenin kolundaki kelepçeyi bir tel yardımıyla çıkardığı, mağdurenin bulunduğu yolcu kısmındaki koltuğa yanaşarak mağdurenin altında bulunan eşofmanı ve iç çamaşırını çıkardığı ardından kendi iç çamaşırını ve pantolonunu da diz üstüne kadar indirerek mağdurenin üzerine uzanıp kendi erkeklik cinsel organını mağdurenin cinsel organına soktuğu şeklinde olayın kabul edildiği anlaşılmıştır.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
A. Sanık Hakkında Katılan Mağdureye Yönelik Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
İlk Derece Mahkemesince hükmolunan cezanın tür ve miktarları ile istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince verilen esastan ret kararı nazara alınarak 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinde yer verilen; “İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adlî para cezalarına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararları”nın temyiz incelemesine tabi olmadığına ilişkin düzenleme ile incelemeye konu suçun, 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında da bulunmadığı dikkate alındığında, sanık müdafii ile katılan mağdure vekilinin temyiz istemlerinin, aynı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca reddine karar verilmesi gerektiği belirlenmiştir.

B. Sanık Hakkında Katılan Mağdureye Yönelik Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
1. Olayın intikal şekli ve zamanı, katılan mağdurenin aşamalardaki beyanları, sanık savunması, hastane raporları ve İlk Derece Mahkemesinin gerekçesi nazara alınarak sanık müdafii, katılan mağdure vekili ve katılan Bakanlık vekilinin temyiz istemleri yerinde görülmemiştir.

2. Mağdure Özlem’in ilk derece yargılama aşamasında sanıktan şikayetçi olarak davaya katılan olarak dahil olduğundan 17.11.2021 tarih ve 2021/138401 nolu Tebliğname’deki katılan mağdure vekilinin temyiz isteminin reddine ilişkin görüşe iştirak edilmemiştir.

V. KARAR
A. Sanık Hakkında Katılan Mağdureye Yönelik Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenle sanık müdafii ile katılan mağdure vekilinin temyiz istemlerinin, 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, oy birliğiyle REDDİNE,

B. Sanık Hakkında Katılan Mağdureye Yönelik Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçenin (B) bölümünde açıklanan nedenlerle Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 19.10.2017 tarihli ve 2017/1967 Esas, 2017/1788 Karar sayılı kararında sanık müdafii ile katılan mağdure vekili ve katılan Bakanlık vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Denizli 3. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 25.05.2023 tarihinde karar verildi.

Hükme iştirak eden üye …’un karar yazımından önce 28.07.2023 tarihinde vefat etmesi nedeniyle imza eksikliğinin giderilemediğine dair 5271 sayılı CMK’nın 232/5. maddesine istinaden düşülen iş bu şerhin altı imzalanmıştır.