Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/2681 E. 2023/4473 K. 21.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/2681
KARAR NO : 2023/4473
KARAR TARİHİ : 21.06.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
KARAR TARİHİ : 18.01.2022
SAYISI : 2022/99 E. 2022/72 K.
SUÇLAR : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı (Sanıklar hakkında ayrı ayrı)
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Kısmî ret, kısmî bozma

Katılan mağdure vekilinin temyiz istemi yönünden; usûlüne uygun şekilde tebliğ edilen karara karşı dosyaya münhasır temyiz sebebi içermeyen dilekçe ile temyiz isteminde bulunduğu belirlenmiştir.

Sanıklar hakkında verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun’un) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı, yapılan ön inceleme neticesinde tespit edildi.

Sanıklar müdafilerinin duruşmalı inceleme taleplerinin, İlk Derece Mahkemesinde silahların eşitliği ve çekişmeli yargılama ilkesi doğrultusunda savunmaya yeterli imkânın sağlanması ve bu hakkın etkin şekilde kullandırılmış olması, temyiz denetiminde sınırsız şekilde yazılı savunmayı kullanabilme olanağının bulunması karşısında savunma hakkının kısıtlanması söz konusu olmadığından, 01.02.2018 tarihli ve 7079 sayılı Kanunun 94 üncü maddesi ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca takdiren REDDİNE karar verilerek gereği düşünüldü;

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Samsun Cumhuriyet Başsavcılığının 08.09.2021 tarihli 2021/9136 Esas sayılı iddianamesi ile sanıklardan … hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, … … ile … hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fırkasının (a) bendi, dördüncü fıkrası uyarınca cezalandırılmaları istemi ile kamu davası açılmıştır.

2. Samsun 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 10.11.2021 tarihli ve 2021/307 Esas, 2021/368 Karar sayılı kararı ile sanıklardan … … ile …’in, çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesi, üçüncü fıkrasının (a) bendi, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi uyarınca ayrı ayrı 25 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına; sanık … hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 13 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve tüm sanıklar hakkında hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

3. Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 18.01.2022 tarihli 2022/99 Esas, 2022/72 Karar sayılı kararı ile, İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik yapılan istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

4. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 26.04.2022 ve 28.02.2023 tarihli Tebliğnamelerinde katılan mağdure vekilinin gerekçe içermeyen temyiz isteminin “reddi”, sanıklar hakkındaki hükümlerin, sanıkların aşamalarda mağdureyi on yedi-on dokuz yaşında bildiklerine dair savunmaları, tanık E.K.’nin bu yöndeki beyanı, tarafların sosyal medyadan tanışıp ilk defa yüz yüze görüşmüş olmaları ile tüm dosya kapsamına göre; Anayasa Mahkemesinin 25.03.2015 gün ve 2014/6419 başvuru numaralı kararı da dikkate alınarak sanıklar hakkında 5237 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesinde düzenlenen hata hükümlerinin uygulanma koşullarının mevcut olup olmadığı tartışılıp tüm deliller birlikte değerlendirilerek hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi, Mahkemenin kabulüne göre, olay tarihinde mağdure ile sırayla cinsel ilişkiye giren sanıklar … ve … …’in eylemlerinde cebir veya tehdit kullanılmadığının anlaşılması karşısında şartları oluşmadığı halde haklarında 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin üçüncü fırkasının (a) bendi ile 43 üncü maddesinin ikinci fıkrasının uygulanması gerekçesiyle “bozulması” yönünde görüş bildirilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan Mağdure Vekilinin Temyiz İstemi
Özetle, olayın oluş şekli ve mağdurenin yaşı göz önüne alınarak sanıkların üst sınıra yakın bir ceza ile cezalandırılmalarına karar verilmesi gerekirken eksik ceza ile cezalandırılmalarının usul ve yasaya aykırı olmasına ilişkindir.

B. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi
Özetle, Mahkemece eksik inceleme ve araştırma yapılarak sanıklar lehine karar verildiğine, kanunun ilgili maddelerinin olaya doğru uygulanmadığına, sanıklara verilen ceza kararında söz konusu suç için dosya kapsamına göre hatalı şekilde takdiri indirim yapıldığına, mağdureye karşı işlenen suçun unsurlarının varlığını ve yoğunluğunu karşılar nitelikte bir ceza hükmü tesis edilmediğine, vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği ile dilekçesinde belirttiği diğer nedenlere ilişkindir.

C. Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Savcısının Temyiz İstemi
Özetle, sanıkların mağdureyi on yedi-on dokuz yaşında bildiklerini savunmaları, tanık E.K.’nın bunu doğrulaması nedeniyle duruşma açılarak mağdurenin dinlenmesi, sanıklara yaşını bildirip bildirmediğinin sorulması, görüntü itibariyle yaş tespiti yapılması, kemik yaşı tespiti için rapor aldırılması, buna göre 5237 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesinde düzenlenen hata hükümlerinin tartışılması gerektiğine ilişkindir.

D. Sanık … ve Müdafiinin Temyiz İstemi
Sanık … müdafii özetle; müvekkilini atılı suçu işlediğine dair dosya kapsamında mahkumiyete yeterli delil bulunmadığına, suç tarihinde olayın gerçekleştiği iddia edilen evin son bir buçuk iki yıldır Suriyeli bir şahıs tarafından kullanıldığının tespit edildiğine, mağdurenin gebeliğinin sanık ile ilgisi olmadığına, sanığa ait bir bulgu tespit edilmediğine, kararın bozulması ile dilekçesinde belirttiği diğer nedenlere; sanık …’in özetle, mağdure ile sadece bir defa buluştuğu halde bu denli ağır bir ceza aldığına, mağdurenin bahsettiği vücudundaki dövmeleri iddia edilen suç tarihinden sonra yaptırdığına, atılı suçu işlemediğine ve dilekçesinde belirttiği diğer nedenlere ilişkindir.

E. Sanık … ve Müdafiinin Temyiz İstemi
Sanık … Müdafii; özetle, Mahkemece hükme esas alınan tek delilin mağdurenin çelişkili beyanları olduğuna, iddia dışında savunma, raporlar ve tanık beyanlarının hükme esas alınmadığına, mağdurenin Mahkeme huzurunda dinlenmediğine, intikalin uzun bir süre sonra ancak gebelik üzerine gerçekleştiğine, sanık ile mağdure arasında husumet bulunduğuna, eksik araştırma ve inceleme ile karar verildiğine ve dilekçesinde belirttiği diğer nedenlere ilişkinken; sanık …’in özetle, kendisinden alınan örnekler üzerinden yapılan incelemede bir bulgu tespit edilmediğine, işlemediği bir suçtan yirmi beş yıl hapis cezası aldığına ve dilekçesinde belirttiği diğer nedenlere ilişkindir.

F. Sanıklar … ve … Müdafinin Temyiz İstemi
Özetle, katılan mağdurenin soyut beyanı dışında delil bulunmadığına, mağdurenin kovuşturmada dinlenmeden karar verildiğine, sanığın mağdureye yardımcı olabilmek için onu alıp arkadaşının evine Haziran’ın ortasında gitmelerine rağmen mağdurenin 06.07.2021 tarihinde altı haftalık hamile olduğunun ortaya çıktığına, yani mağdurenin sanık ile buluştuğu tarihte hamile olduğunun anlaşıldığına, sanık ile mağdureden alınan DNA profillerinin uyumsuz olduğuna, mağdurenin yaşını önce on dokuz, sonra on sekiz, eve geldiklerinde ise on yedi olarak söylediğine, mağdurenin kemik yaşının tespit edilip hata hükümlerinin tartışılması gerektiğine, mağdurenin iddia ettiği suç tarihinde kolluk tutanağında evin iki senedir yabancı uyruklu şahıslarca kullanıldığının tespit edildiğine, suç tarihinden sonra ancak gebelik üzerine intikalin gerçekleştiğine ve dilekçesinde belirttiği diğer nedenlere ilişkindir.

G. Sanık …’ın Temyiz İstemi
Trabzon Adli Tıp Kurumundan gelen raporun temiz çıktığına, mağdurenin cinsel ilişkide bulunduğu kişilerin listesinde adının olmadığına, mahkumiyetine yeter delil bulunmadığına ve dilekçesinde belirttiği diğer nedenlere ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü;
1. Mahkemece, iddia ve savunmalar, katılan mağdure …’un anlatımları, Trabzon Adli Tıp Kurumu raporu, Samsun Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi adli raporu, tanıklar anlatımları ve dosyadaki diğer deliller kül olarak değerlendirildiğinde; hadise tarihinde on beş yaşından küçük olan mağdure …’un sanıklar …, … ve … … ile ınstagram isimli sosyal medya hesabı üzerinden tanıştığı, 2020 yılının Aralık ayı içerisinde mağdure … ile sanıklar … … ve …’in sanık …’e ait ikamete gittikleri, ikamette mağdure … ile sırayla organ sokmak sureti ile cinsel birliktelik yaşadıkları, 2021 yılının Mayıs ayı içerisinde mağdure … ile sanık …’ın tanık O.D.’ye ait ikamette bulundukları esnada sanık …’ın mağdure … ile organ sokmak sureti ile cinsel ilişkiye girdiği, Samsun Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi 09.07.2021 tarihli yazısı ile mağdure …’un altı haftalık gebeliğinin olduğu, 09.07.2021 günü düşük yaptığı ve akabinde kürtaj olduğu maddi vakıa olarak kabul edilmiştir.

2. Somut olaya bakıldığında, sanıklar atılı suçlamayı ısrarla reddetmiş iseler de, kendilerine iftira atmayı veya yalan beyanda bulunmayı gerektirir husumeti tespit edilemeyen mağdure …’un samimi ve teferruatlı anlatımları, bu anlatımların Samsun Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesinin 09.07.2021 tarihli, 6 haftalık gebeliğinin olduğu, 09.07.2021 günü düşük yaptığı ve akabinde kürtaj olduğu şeklindeki raporu ile yine tanık B.İ.K.’nin anlatımları ile de desteklendiği ve tüm dosya muhteviyatı ile birlikte değerlendirildiğinde, sanıkların hadise tarihlerinde henüz on beş yaşını doldurmamış mağdure …’a karşı “Çocuğun nitelikli cinsel istismarı” suçunu oluşturduğu, sanıklar … … ve …‘in eylemleri mağdure …‘un rızası dışında maddi ya da manevi zor kullanmak sureti ile gerçekleştirdiklerine ilişkin dosya kapsamından kesin yargıya ulaşılamadığı kanaatine varıldığı belirtilmiştir.

3. Sanıklar … ve … …’in aralarında önceden vardıkları anlaşma gereği mağdure … ile birlikte tanık B.İ.K.’nin ikametine gittikleri, söz konusu ikamette iken sanıklar … ile … …’in aynı suç işleme kararı altında mağdure … ile odaya geçtikleri ve ayrı ayrı organ sokma boyutuna varan cinsel ilişki yaşadıkları, eylemlerin değişik zamanlarda işlendiği, başka bir anlatımla aynı zaman dilimi içerisinde işlenmediği gibi, hukuki anlamda tek bir fiilden de söz edilemeyeceği, mevcut hali ile sanıkların eylemlerini 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin üçüncü fırkasının (a) bendi kapsamında birlikte gerçekleştirmeleri, kendi eylemleri dışında birbirlerinin eylemine de aynı Kanun’un 37 inci maddesinin birinci fırkasına göre iştirak eden olarak katıldıkları anlaşıldığından zincirleme suç hükümlerinin uygulanma şartlarının oluştuğu kanaatine varıldığı belirtilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü;
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediğinden istinaf talepleri esastan reddedilmiştir.

IV. GEREKÇE
A. Katılan Mağdure Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden
5271 sayılı Kanun’un 294 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır.” şeklindeki düzenleme de gözetilerek yapılan değerlendirmede, katılan mağdure vekilinin temyiz dilekçesinde herhangi bir temyiz sebebi göstermediği anlaşıldığından, vaki temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği belirlenmiştir.

B. Sanıklar Hakkında Kurulan Hükümler Yönünden
1. 5271 sayılı Kanun’un 217 nci maddesinin birinci fıkrasında “Hâkim, kararını ancak duruşmaya getirilmiş ve huzurunda tartışılmış delillere dayandırabilir. Bu deliller hâkimin vicdanî kanaatiyle serbestçe takdir edilir” ve aynı Kanun’un 210 uncu maddesinin birinci fıkrasında ise “Olayın delili, bir tanığın açıklamalarından ibaret ise, bu tanık duruşmada mutlaka dinlenir. Daha önce yapılan dinleme sırasında düzenlenmiş tutanağın veya yazılı bir açıklamanın okunması dinleme yerine geçemez” hükümlerine yer verilmiş olup, bu kapsamda İlk Derece Mahkemesince olayın tek tanığı konumunda bulunan mağdure …’un duruşmaya getirilerek iddiaya konu hususlarla ilgili dinlenip, bu mümkün olmadığı takdirde soruşturma evresinde verdiği görüntülü ifade CD’sinin temin edilip duruşmada taraflarla birlikte izlenerek beyanlarının alınmasından sonra sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi karşısında, anılan hükme yönelik istinaf başvurusunun kabulü yerine esastan reddedilmesi,
2. Sanıkların aşamalarda katılan mağdurenin yaşını on dokuz, on sekiz ve on yedi şeklinde beyan ettiğine dair savunmaları ve tüm dosya içeriği nazara alındığında, bu husus duruşmada hazır edilmesi halinde mağdureye de sorularak olayda 5237 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesinde düzenlenen hata hükümlerinin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı tartışıldıktan sonra karar verilmesi gerekirken bu konuda herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın eksik gerekçe ile yazılı şekilde mahkumiyet hükümleri kurulması suretiyle 5271 sayılı Kanun’un 230 uncu maddesine muhalefet edilmesi karşısında, anılan hükme yönelik istinaf başvurusunun kabulü yerine esastan reddedilmesi,
3. Sanıklar … ve … …’in dosya kapsamına ve kabule göre istismar eylemlerini mağdure …’un rızası dışında maddi ya da manevi zor kullanmak sureti ile gerçekleştirdiklerine ilişkin kesin yargıya ulaşılamadığı kanaatine varılması ve mağdurenin rızası ile sanıkların eylemlerini birbirini takiben gerçekleştirdiğinin anlaşılması karşısında, cebir ve tehditle gerçekleşmediği, mağdurenin direnci kırılarak fiil üzerinde ortak hakimiyet kurulmadığı, her bir sanığın bizzat gerçekleştirdiği eylemden ayrı olarak diğer sanığın eylemine iştiraklerinin bulunmadığı gözetildiğinde, sanıklar … ve… hakkında tayin edilen cezaların koşulları oluşmadığı halde 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin üçüncü fırkasının (a) bendi ile 43 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca artırılması suretiyle fazla ceza tayini karşısında, anılan hükme yönelik istinaf başvurusunun kabulü yerine esastan reddedilmesi hukuka aykırı görülmüştür.

V. KARAR
A. Katılan Mağdure Vekilinin Temyiz Talebinin İncelenmesinde;
Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenle katılan mağdure vekilinin temyiz dilekçesinde dosyaya münhasır herhangi bir temyiz sebebi göstermediği anlaşıldığından, vaki temyiz isteminin 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle, REDDİNE,

B. Sanıklar Hakkında Kurulan Hükümler Yönünden
Gerekçenin (B) bölümünde açıklanan nedenlerle katılan Bakanlık vekili, sanıklar ve müdafileri ile bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz istemi yerinde görüldüğünden Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 18.01.2022 tarihli 2022/99 Esas, 2022/72 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca Samsun 3. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

21.06.2023 tarihinde karar verildi.