Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/264 E. 2023/2553 K. 27.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/264
KARAR NO : 2023/2553
KARAR TARİHİ : 27.04.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Çocuğun cinsel istismarı
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Mağdure vekilinin temyiz istemi yönünden; suç tarihinde on beş yaşından küçük mağdurenin velayet hakkına sahip babası …’in, 27.04.2011 günlü duruşma ifadesinde şikayetçi olmadığını beyan etmesi karşısında, yaş küçüklüğü nedeniyle tayin edilen vekilin davaya katıma ve hükmü temyiz etme hakkı bulunmadığı belirlenmiştir.

Sanık müdafiinin temyiz isteminin incelenmesinde; sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İzmir 5.Ağır Ceza Mahkemesinin, 15.10.2014 tarihli ve 2011/369 Esas, 2014/279 Karar sayılı kararı ile sanığın çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin birinci fıkrası, dördüncü fıkrası, 43 üncü maddesi ve 53 üncü maddesi uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. İzmir 5.Ağır Ceza Mahkemesinin, 15.10.2014 tarihli ve 2011/369 Esas, 2014/279 Karar sayılı kararının sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 17.02.2022 tarihli ve 2021/2421 Esas, 2022/1380 Karar sayılı kararı ile sair temyiz itirazları reddedilerek sanığın cinsel istismar eylemini cebirle gerçekleştirdiğine dair denetime elverişli, somut gerekçeler gösterilmesinin zorunlu olduğu gözetilmeden temel cezanın 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin dördüncü fıkrası ile artırılması nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

3. İzmir 5.Ağır Ceza Mahkemesinin, 26.09.2022 tarihli ve 2022/211 Esas, 2022/297 Karar sayılı kararı ile sanığın çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrası, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Mağdure Vekilinin Temyiz İsteği
Sanığın yaşı küçük mağdureyi farklı zamanlarda para vererek kendisinde … tesis edip çocuğu kandırdığının anlaşıldığına, cebir unsuru olmadığı kabul edilse bile hile durumunun olduğuna, sanık hakkında verilen cezanın az olduğuna ve sair hususlara ilişkindir.

B. Sanık Müdafiinin Temyiz İsteği
Sanık ifadeleri ile toplanan sınırlı deliller karşılaştırıldığında sanığın ifadesinde belirttiği tüm koşulların oluştuğuna, olayların aksi yönde gerçekleştiğine ilişkin yeterli ve hukuki delil olmadığına, suçun unsurlarının oluşmadığına, Mahkemece kamera görüntüleri istenmeden durumun hayatın olağan akışına uygun olup olmadığı araştırılmadan ve başkaca delil toplanmadan hüküm kurulduğuna, mağdurenin aşamalardaki ifadeleri incelendiğinde polis memurları tarafından yönlendirildiğinin anlaşıldığına ve dosyada polis memurlarının ifadeleri dışında delil olmadığına, mağdure hakkında alınan adli tıp raporuna göre mağdurenin ruh sağlığının bozulmadığına ve olayla ilgili şikâyet dahi olmayan suç iddiasına karşılık verilen mahkumiyetin yasaya aykırı olduğuna, eylemin iki farklı tarihte gerçekleştiğine yönelik delil olmadan zincirleme suç hükümleri uygulandığına, Mahkeme tarafından haksız olarak lehe olan hükümler uygulanmayarak mahkumiyet kararı verildiğine ve sair hususlara ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Mahkemece; sanığın suç tarihleri öncesinde zaman zaman karşılaştığı on beş yaşından küçük mağdureye 5-10 TL gibi küçük miktarlarda paralar vererek onunla yakınlaşma sağladığı, 2010 yılı Kasım ayı içerisinde kesin olarak belirlenemeyen bir günde, … mağazası içerisinde mağdureyi başkalarının göremeyeceği bir köşeye çektiği ve mağdurenin arkasından sıkıca sarılarak bir iki dakika süre ile ona sürtünmek suretiyle cinsel istismarda bulunduğu, yargılama sırasında tanık olarak dinlenen polis …’e … mağazasında yaşlı bir kişi ile öğrenci kıyafetli bir kızın mağazanın üst katına çıktıkları ve kameranın görmediği bir yerde 3-5 dakika kaldıkları, daha sonra aşağıya indikleri ve bu işi mütemadiyen yaptıklarının ihbar edilmesi üzerine emniyet görevlilerince olayın doğruluğunu araştırmak için söz konusu mağazada tertibat alınarak sanık ile mağdurenin mağazaya gelmelerinin beklendiği, ancak sanığın mağazaya gelmediği, ertesi gün yani olaydan yaklaşık 1 hafta sonra 30.11.2010 günü saat 13:00 sıralarında mağdure ile sanığın ayrı ayrı … mağazasına gelerek yukarı çıktıkları, sanığın, kameraların görmediği kör noktada mağdurenin önce ellerini tuttuğu, mağdure geriye doğru hamle yapınca sol eliyle mağdurenin elinden tutup sağ eliyle de mağdurenin göğüslerini ellemeye başlaması üzerine olay yerinde tertibat alan emniyet görevlilerinin bu durumu görerek sanığı yakaladıkları, mağdurenin olay yerinden kaçmaya çalışırken mağaza dışında bekleyen polis memurlarınca yakalandığı, mağdurenin alınan ifadesinde sanığın kendisine olay öncesi birden çok kez para vererek “Ben hep buradayım, paraya ihtiyacın olursa beni burada bulabilirsin” dediğini, tanık olarak dinlenen polis memurları da mağazanın üst katında jeneratör odası denen yerde ızgara kapı arkasında durduklarını, dışarıyı net gördüklerini, ancak dışardan kendilerinin görünmediklerini, öğlen vakti mağdure ile sanığın birlikte geldiklerini, mağdurenin üzerinde okul kıyafeti bulunduğunu, kendilerine 1,5-2 mt mesafede kameranın görmediği kör nokta olan kısma geldiklerini, sanığın mağdurenin sağ kolunu, sol kolu ile tuttuğunu, göğüs hizasına doğru hamle yaptığını, kızın kendisini kurtardığını, ikinci kez hamle yaptığını, bu kez mağdurenin göğsüne dokunup okşar gibi yapınca mağdurenin yine kendisini kurtarmaya çalıştığını, ancak kurtaramadığını görmeleri üzerine mağdureye yardım etmek için çıkıp olaya müdahale ettiklerini, mağdurenin panik yaparak kaçtığını, aşağıda bulunan diğer arkadaşlarının mağdureyi yakaladıklarını ifade etmeleri 30.11.2010 tarih saat 14:15’te düzenlendiği belirtilen olay, yakalama, üst arama tutanağı, mağdureye ilişkin olarak İstanbul Adli Tıp Kurumu 6.İhtisas Kurulunca düzenlenen mağdurenin yapılan muayenesinde sınır düzeyde zeka seviyesi saptandığı, tespit edilen bu zeka seviyesinin olayın hukuki anlam ve sonuçlarını algılamasını ve fiile ruhsal yönden mukavemete muktedir olmasına engel teşkil edecek mahiyet ve derecede bulunmadığı, mağdurede subklinik travma sonrası stres bozukluğu tespit edildiği, tespit edilen bu psikiyatrik tablonun ruh sağlığını etkilediği, ancak bu etkilenmenin ruh sağlığını bozacak mahiyet ve derecede olmadığı, mağdurenin beyanlarına itibar edilmesine engel tıbbi bir neden bulunmadığı yönündeki raporu ve tüm dosya kapsamına göre, sanığın on beş yaşını bitirmemiş mağdureye karşı sarkıntılık düzeyini aşan çocuğun cinsel istismarı suçunu zincirleme olarak işlediği kabul edilen olayda suç tarihi itibariyle lehine olan 6545 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önceki 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi delaletiyle birinci fıkrası gereğince suçun işleniş özellikleri, mağdurenin yaşı ve suç sebebiyle mağdurenin uğramış olduğu zarar dikkate alınarak takdiren ve teşdiden 4 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, Yargıtay bozma kararına göre uygulama şartları bulunmadığından 103 üncü maddesinin dördüncü fıkrasının uygulanmasına yer olmadığına, sanığın farklı zamanlarda mağdureye karşı cinsel istismarda bulunduğu anlaşıldığından sanığa verilen cezanın 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin birinci fıkrası gereğince takdiren 1/4 oranında arttırılarak sanığın neticeten 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanığın geçmişi, sosyal ilişkileri ve sanığa verilen cezanın geleceği üzerinde olası etkileri dikkate alınarak 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
A. Mağdure Vekilinin Temyizi Yönünden
Suç tarihinde on beş yaşından küçük mağdurenin velayet hakkına sahip babası …’in, 27.04.2011 günlü duruşma ifadesinde şikayetçi olmadığını beyan etmesi karşısında, yaş küçüklüğü nedeniyle tayin edilen vekilin davaya katılma ve hükmü temyiz etme hakkı bulunmadığı anlaşılmakla, vaki temyiz isteğinin 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereği reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

B. Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi Yönünden
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir.

V. KARAR
A. Mağdure Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden
Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenle İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesinin, 26.09.2022 tarihli ve 2022/211 Esas, 2022/297 Karar sayılı kararına yönelik mağdure vekilinin temyiz isteğinin, 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,

B. Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi Yönünden
Gerekçenin (B) bölümünde açıklanan nedenlerle İzmir 5.Ağır Ceza Mahkemesinin, 26.09.2022 tarihli ve 2022/211 Esas, 2022/297 Karar sayılı kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

27.04.2023 tarihinde karar verildi.