Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/2517 E. 2023/3018 K. 11.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/2517
KARAR NO : 2023/3018
KARAR TARİHİ : 11.05.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2022/288 E., 2022/401 K.
SUÇ : Çocuğun cinsel istismarı
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında bozma üzerine verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edildi.
Sanık müdafiinin kanuni süresinden sonra yaptığı duruşmalı inceleme talebinin 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Silifke Ağır Ceza Mahkemesinin, 02.07.2020 tarihli ve 2019/421 Esas, 2020/181 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarına teşebbüs suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (c) bendi, 35 inci maddesinin ikinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 16 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2.Adana Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin, 14.12.2020 Tarihli ve 2020/1707 Esas, 2020/1492 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik katılan Bakanlık vekilinin, sanık ve müdafiinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

3.Adana Bölge Adliyesi Mahkemesi 12. Ceza Dairesi kararının katılan Bakanlık vekili ve sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 06.07.2022 Tarihli ve 2021/19800 Esas, 2022/7569 Karar sayılı kararı ile özetle “sair temyiz itirazlarının reddine, ancak sanığın olay günü kızı olan mağdureye organ sokmak suretiyle nitelikli cinsel istismar kastıyla hareket ettiğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmayıp, mevcut haliyle mağdurenin göğüslerini okşaması ve cinsel organını poposuna sürtmesi şeklindeki eylemlerinin 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci cümlesi, üçüncü fıkrasının (c) bendi uyarınca cezalandırılması gerekirken, suç vasfının tayininde yanılgıya düşülmesi” nedeniyle bozulmasına ve dava dosyasının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları uyarınca İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

4. Silifke 1.Ağır Ceza Mahkemesinin 29.11.2022 tarihli ve 2022/288 Esas, 2022/401 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında, çocuğun cinsel istismarı suçundan 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (c) bendi ve 53 üncü maddesi uyarınca 12 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi
Sanığın suç işleme kastının yoğunluğu sebebiyle üst sınırdan cezalandırılması ve lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine ilişkindir.
B. Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi
Mağdurenin beyanlarının çelişkili ve tutarsız olduğuna, tanık beyanlarının mağdurenin beyanlarını doğrulamadığına, üvey annenin tanık Fatih’i aradığına dair dosyada delil olmadığına, sanığın daha önce de üvey babası ve başka şahıslar hakkında şikayetçi olup sonrasında iftira attığını söylediğine, mağdurenin iddia ettiği şekilde yere yüzüstü düşmesi halinde yaralanması gerektiğine, sanığın elini tırnakladığını beyan etmesine rağmen sanığın adli tıp raporunda bu hususun tespit edilmediğine, aynı evde yaşayan kişilerin DNA’sının kıyafette çıkmasının normal olduğuna, sanığın atılı suçu işlemediğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
Mahkemece, iddia, savunma, mağdur ve müşteki beyanları, tanık anlatımları, mağdurenin şortunda sanığın DNA’sını yoğun olarak tespit eden Adli Tıp Biyoloji İhtisas Kurulu raporu, toplanan deliller ve bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; mağdurenin babası olan sanığın eşiyle Mersin’de yaşadığı, mağdurenin annesinin de İzmirde kendi eşiyle yaşadığı, yazları Mersin’e babasının yanına gittiği, suç tarihinde sanığın mağdureye önce el hareketleri yapmaya başladığı, gitmesini istemesine rağmen sanığın mağdureye sus dediği, bunun üzerine mağdurenin kalkarak mutfağa gittiği ve kapıyı kapattığı, sanığın da mutfağa girdiği, mağdurenin arkasından sarılarak eli ile göğüslerine dokunduğu, bu sırada mağdurenin yüzüstü yere düşmesi üzerine mağdurenin kalçasına oturduğu ve beline masaj yapmaya başladığı, mağdurenin bırak demesi üzerine sanığın mağdurenin ağzını kapattığı ve mağdurenin üst iç çamaşırını açıp, şortunu bir karış kadar indirdiği ve kendi cinsel organını mağdurenin vücuduna sürtmeye başladığı, mağdurenin bir ara fırsat bularak ayağa kalktığı ve kaçacakken sanığın kendisinin belinden tuttuğunu ve mutfak tezgahına yaslayarak iç çamaşının içinden göğüslerini ellediğini, yine bağırmaya çalıştığını ancak sanığın ağzını kapattığını bu sırada kurtulmak için sanığın ellerini tırmaladığı ve kaçarak kendisini tuvalete kilitlediği ve daha sonra mahkemece dinlenen ve whatsapp yazışmalarını dosyaya sunan arkadaşı tanık …’i arayarak başından geçen olayları anlattığını ve annesini arayarak durumu söylediği, polislerin eve giderek mağdureyi aldığı şeklinde kabul edilen olayda , sanığın olay günü kızı olan mağdureye organ sokmak suretiyle nitelikli cinsel istismar kastıyla hareket ettiğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı, mevcut haliyle mağdurenin göğüslerini okşaması ve cinsel organını poposuna sürtmesi şeklindeki eylemlerinin 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci ve üçüncü cümlesi, mağdurenin kızı olması nedeniyle aynı Kanun’un 103 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (c) bendi uyarınca artırım yapılmasına karar verilmiştir.
2- Sanık … kızının açık giyinmesine müdahale ettiği, erkek arkadaşlarıyla görüşmesi sebebiyle telefonuna el koyduğu, kendisini kısıtladığı için ve tekrar annesiyle birleşmelerini istediği için kızının kendisine iftira attığını, yine üvey annesi …’yı sevmediğini kızının kendisine söylediğini beyan etmiş ise de, tanık … beyanında mağdur ile bir sıkıntıları olmadığını, aralarının iyi olduğunu beyan ettiği, tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde, her ne kadar sanık mağdurun kendisine iftira attığını beyan etmiş ise de mağdurun öz babası sanığa iftira atmasını gerektirecek bir husumetin dosya kapsamında bulunmadığı, nitekim mağdurun sadece yaz tatillerinde babasının yanına geldiği, bu haliyle sürekli beraber yaşamadıkları, her ne kadar sanık mağdura yaptığı baskıdan dolayı iftira attığını beyan etmiş ise de mağdurla olay günü bu anlamda her hangi bir tartışma yaşamadıkları, nitekim sanık soruşturma aşamasındaki beyanında kızının istemesi üzerine kendisinin sırtına bir kaç kez yumruk vurmak suretiyle masaj yaptığını beyan ettiğini, bu haliyle olay günü aralarında herhangi bir tartışma yaşanmamasına rağmen, mağdurun olayın hemen akabinde saat 05.45 civarında konuyu kolluk görevlilerine ihbar etmesi ve olay günü aralarında herhangi bir tartışma olmadığı hususu da göz önüne alındığında mağdurun olayı o an kurgulayıp, belirtilen saatte olayı ihbar etmesinin olağan olmadığı gerekçesiyle sanığın suçtan kurtulmaya yönelik savunmalarına itibar edilmemiştir.

IV. GEREKÇE
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Silifke 1.Ağır Ceza Mahkemesinin 29.11.2022 tarihli ve 2022/288 Esas, 2022/401 Karar sayılı kararında katılan Bakanlık vekili ve sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca Silifke 1. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 11.05.2023 tarihinde karar verildi.