Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/2233 E. 2023/6376 K. 16.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/2233
KARAR NO : 2023/6376
KARAR TARİHİ : 16.10.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2021/209 E., 2022/383 K.
SUÇLAR : Reşit olmayanla cinsel ilişki, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Düzeltilerek istinaf başvurularının esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Temyiz dilekçelerinin içeriği ayrı ayrı incelendiğinde reşit olmayanla cinsel ilişki ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükümleri temyiz ettikleri anlaşıldığından temyiz incelemesinin anılan hükümlerle sınırlı yapılmasına karar verilmekle, yapılan ön inceleme neticesinde;
İlk Derece Mahkemesince verilen hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Bursa 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 11.11.2020 tarihli ve 2019/279 Esas, 2020/321 Karar sayılı kararı ile; sanık hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 16 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin birinci fıkrasıyla üçüncü fıkrasının (f) bendi ve beşinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. Anılan karara karşı katılan Bakanlık vekili, mağdure vekili ve sanık müdafiinin istinaf yoluna başvurması üzerine Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin 15.03.2022 tarihli ve 2021/209 Esas, 2022/383 Karar sayılı kararı ile; suç tarihinde on beş yaşını ikmal eden mağdurenin şikayetçi olmadığını beyan etmesi karşısında, mağdure vekilinin kararı istinaf etme hak ve yetkisi bulunmadığından, sıfat yokluğundan 5271 sayılı 279 uncu maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarında istinaf başvurusunun reddine karar verilmekle birlikte, sanık müdafii ve katılan Bakanlık vekilinin istinaf başvuruları yönünden mağdure ve sanık beyanları ile dosyaya ibraz edilen mesaj kayıtları itibariyle ilk cinsel ilişkinin 20.01.2018 tarihinde yaşandığı ve mesaj içerikleri itibariyle eylemlerin mağdurenin rızası ile işlendiğinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince suçun vasıflandırılmasında ve ispat bakımından değerlendirilmesinde hataya düşüldüğü gerekçesi ile değişen suç vasfına göre;
Hükmün sanık hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan mahkumiyetine dair (B) bendinin tamamen çıkartılarak yerine;
“Sanık … hakkında her ne kadar çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de; yapılan yargılama sonucu toplanan delillere göre eylem 5237 sayılı Kanun’un 104 üncü maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan ve takibi şikayete bağlı olan reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturduğundan ve mağdur sanık hakkında şikayetçi olmadığını beyan ettiğinden, kamu davasının şikayet yokluğu sebebiyle 5237 sayılı Kanun’un 73 üncü maddesinin dördüncü fıkrası delaleti ile 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE,” ibaresi eklenmek suretiyle,
Hükmün sanığın kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan mahkumiyetine dair (C) bendinin tamamen çıkartılarak yerine;
“Sanık … hakkında her ne kadar kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de; yapılan yargılama sonucu toplanan delillere göre unsur itibariyle oluşmayan müsnet suçtan 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca BERAATİNE,
Yargılama giderinin kamu üzerinde bırakılmasına” ibareleri eklenmek suretiyle,
İstinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrası delaletiyle aynı Kanun’un 303 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca düzeltilerek aynı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

3. Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 09.02.2023 tarihli ve 9-2022/86342 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi
Mevcut deliller itibariyle çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarının sanık tarafından işlendiğinin sabit olması karşısında kurulan beraat ve düşme kararlarının usul ve yasaya aykırı olduğuna, yargılama konusu suçların şikayete bağlı olmadığına, kurulan hükmün sanık aleyhine bozularak vekil ile temsil edilmelerinden ötürü vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine ilişkindir.

B. Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Savcısının Temyiz İstemi
İlk Derece Mahkemesince kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik istinaf incelemesi neticesinde kurulan hükmün delil değerlendirmesi neticesinde verilmesinden ötürü duruşmalı inceleme yapılması gerekmesine karşın dosya üzerinden yapılan inceleme ile hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Hastane doğumlu olup kayda göre 18.01.2003 doğumlu olan mağdure ile sanığın 2017 yılı içinde arkadaş ortamında tanışarak görüşmeye başladıkları ve devam eden süreçte farklı zamanlarda olmak üzere üç kez sanığın, mağdure ile buluşarak adı geçeni kendisine ait ikamete götürerek anılan mahaldeki görüşmelerinden ikisinde sanığın cinsel organını mağdurenin ağzına sokmak suretiyle oral yoldan cinsel ilişki yaşadığının kabulüne dair Mahkemesince kurulan hükmün gerekçesinde mağdurenin anal yoldan cinsel ilişki yaşandığı iddiasına karşın 11.09.2020 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda mağdurenin anal yoldan cinsel istismar eylemine maruz kalıp kalmadığının tıbben tespit edilemediğinin bildirilmesi, ibraz edilen mesaj kayıtları, sanığın oral yoldan cinsel ilişki yaşandığına dair ikrar içerikli savunması ve dosya kapsamı itibariyle ilişkilerin oral yoldan ve rıza dahilinde gerçekleştiğinin kabulü ile sanık … mağdurenin anlatımlarına göre eylemlerin 2017 yılı içerisinde gerçekleşmiş olduğu, hastane doğumlu olan mağdurenin anılan tarihte on beş yaşını ikmal etmemiş olduğu ve yaş hususunda hataya düşündüğüne dair dosya kapsamında delil bulunmadığından hata hükümlerinin tatbik edilemeyeceği kanaati ile sanığın sabit görülen eylemlerinden ötürü mahkumiyet hükümleri kurulduğu anlaşılmıştır.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen suçun sübuta ermesi hususunda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmemekle birlikte mağdurenin anlatımları ile yargılama konusu eylemlerin 2017 yılı Ağustos ayı içerisinde işlendiğinin anlaşılmasına karşın sanık beyanlarında eylemin zamanına ilişkin bir beyanın bulunmaması karşısında mağdure tarafından dosyaya ibraz edilen oral yoldan cinsel ilişki yaşandığına dair mesaj içeriklerinin bulunduğu yazışma kayıtlarının tetkikinden sanığın mağdureye 27.02.2018 tarihinde gönderdiği mesaj içeriğinde bir ay öncesini kastederek ilk gün cinsel ilişkiye girdiklerine dair anlatımlarda bulunması üzerine mağdurenin kabul mahiyetindeki mesajlarla cevap vermesi sebebiyle anılan mesaj içeriklerinin sanık lehine değerlendirilmesi ile ilk buluşmanın ve cinsel ilişkinin 20.01.2018 tarihinde yaşandığının kabulü ile aynı mesaj içeriklerinde cinsel ilişkilerin mağdurenin rızasına binaen birden çok kez yaşandığının anlaşıldığı, belirlenen suç tarihine göre hastane doğumlu olan mağdurenin on beş yaşını ikmal etmesi sebebiyle rızasına binaen sanığın ikametine gidilmesi eyleminin hukuka uygun olması sebebiyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun yasal unsur itibariyle oluşmadığı ve sanığa ait ikamette birden çok rıza ile cinsel ilişki yaşanması eyleminin 5237 sayılı Kanun’un 104 uncu maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturmakla takibi şikayete bağlı olan suçla ilgili mağdurenin şikayetçi olmadığı gerekçesiyle, İlk Derece Mahkemesince suçların vasıflandırılmasında ve ispat bakımından değerlendirilmesinde hataya düşüldüğü kanaati ile araştırma ve yeniden duruşma yapılmaksızın düzeltilebilir nitelikte görülen hususlarla ilgili İlk Derece Mahkemesince kurulan mahkumiyet hükümlerinin kaldırılarak sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan yasal unsurları oluşmaması sebebiyle beraat hükmüne, reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan şikayet yokluğu sebebiyle davanın düşmesine karar verildiği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
1. İlk Derece Mahkemesince sanık hakkında yapılan yargılama sonucunda atılı suçlardan kurulan mahkumiyet hükümleriyle ilgili istinaf incelemesini gerçekleştiren Bölge Adliye Mahkemesince, mevcut deliller ve suçun vasfına yönelik yapılan değerlendirmenin suçun işleniş şekli ile sübutuna ve delil takdirine ilişkin olması nedeniyle 5271 sayılı Kanun’un 303 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamına girmediği ve bu husustaki değerlendirmenin aynı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca duruşmalı yapılması gerektiği gözetilmeden dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde vaki istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddedilmesi suretiyle hüküm kurulması, 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi kapsamında hukuka kesin aykırılık hâli olarak saptanmıştır.

2. Bozma gerekçesine göre, Tebliğnama’de onama isteyen düşünceye iştirak olunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle; Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin 15.03.2022 tarihli ve 2021/209 Esas, 2022/383 Karar sayılı kararına yönelik katılan Bakanlık vekili ve Bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz istemleri yerinde görüldüğünden kararın 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi uyarınca Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

16.10.2023 tarihinde karar verildi.