Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/2219 E. 2023/3973 K. 07.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/2219
KARAR NO : 2023/3973
KARAR TARİHİ : 07.06.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2022/1658 E., 2022/1765 K.
SUÇLAR : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜMLER : İstinaf başvurusunun esastan reddi, istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Kısmî ret, kısmî onama

İlk Derece Mahkemesince sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan hükmolunan cezanın tür ve miktarı ile istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince verilen esastan ret kararı dikkate alındığında, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca temyizinin mümkün olmadığı belirlenmiştir.

İlk Derece Mahkemesince çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Aksaray 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 23.06.2022 tarihli ve 2022/320 Esas ve 2022/409 Karar sayılı kararı ile sanığın çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (d) bendi, 43 üncü ve 53 üncü maddeleri, 61 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca 30 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan ise 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (f) bendi, beşinci fıkrası ve 43 ile 62 nci maddesi uyarınca 3 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

2. Konya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 01.12.2022 tarihli ve 2022/1658 Esas, 2022/1765 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik istinaf başvurusunun kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hüküm yönünden esastan reddine, çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan hüküm yönünden “Hükmün 2-A maddesindeki TCK’nın 103/3-d ve 61/7. maddelerinin uygulanmasına ilişkin 2 ve 5. paragraflarının hükümden çıkartılmasına, hükmün 2. paragrafı yerine ‘Koşulları oluşmadığından TCK’nın 103/3-d maddesinin uygulanmasına yer olmadığına’ ibaresi yazılarak, hükmün 3. paragrafında bulunan ’31 yıl 10 ay 15 gün hapis’ ibaresi yerine ’21 yıl 3 hapis’ ibaresi yazılmak suretiyle” düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık Müdafiinin Temyizi
Sanığın atılı suçları işlediğine dair somut delil bulunmadığına hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine ilişkindir.

B. Katılan Mağdure Vekilinin Temyizi
Sanığın mağdurenin okulunda güvenlik görevlisi olması nedeniyle koruma gözetim ve bakım yükümlülüğünün olduğuna, her iki suç yönünden alt sınırdan uzaklaşılarak hüküm kurulması gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince; “Sanığın ikrarı, katılan ve mağdur beyanları, Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 503756813 sayılı doğum raporu, Aksaray Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 21/06/2022 tarih ve 2022/628 sayılı yazısıyla mağdur …’in beyanlarına itibar edilebileceği yönünde rapor, Aksaray İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Aksaray Devlet hastanesine ve İl Sağlık Müdürlüğü yazı cevapları, kolluk tutanakları ile dosya içerisinde mevcut tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; Yargıtay 14.Ceza Dairesinin 08.09.2014 gün, 2012/13521 Esas, 2014/9563 Karar sayılı ilamlarında açıklandığı gibi; nüfus kaydına göre suç tarihinde on beş yaşından küçük olan ve bu nedenle TCK’nın 6/1-b. maddesi kapsamında “çocuk” sayılan ve 14 yaş içinde olması itibarı ile kendisine karşı işlenen suçlarda “rızası geçerli bulunmayan mağdurenin”, sanığın evinde birden fazla kez cebir, tehdit ve hile olmaksızın vajinal yoldan cinsel ilişkiye girmesi şeklinde gerçekleşen olayda sanığın eylemlerinin 5237 sayılı TCK’nın 103/2, 43/1. maddelerinde düzenlenen “zincirleme biçimde çocuğun nitelikli cinsel istismarı” suçunu oluşturduğu ve sanığın atılı suçuişlediği kanaatine varılmıştır. Temel ceza belirlenirken sanığın kastının yoğunluğu, mağdurun olay tarihindeki yaşı ve sanıkla aralarında bulunan yaş farkı, mağdurun olay sebebiyle gebe kalması ve söz konusu eylemin mağdurun geleceğine olan etkisi nedeniyle telafisi olmayan zararı, mağdurun dışarıdan bakıldığında zayıf, çelimsiz ve çekingen olduğu, sanığın görünüş itibariyle kalıplı olduğu, sanığın mağdurun bu halinden yararlanarak atılı suçu kolaylıkla gerçekleştirdiği, mağdurun sanıkla tanışması incelendiğinde, mağdurun içine kapanık, asosyal olması, anne ve babasının ayrı olması ve mağdurun annesi ile yaşaması, sanığın bu durumları bilmesi, başka bir şahsın tehdit ve şantajından kurtulmak için okulda güvenlik görevlisi olan sanıktan yardımcı olmasını istediği, sanığın bu hususu kullanarak mağdur ile yakınlaştığı, mağdurun başka bir şahsın kendisine olan cinsel yaklaşımından kaçmak isterken sanıktan yardım istemesine rağmen sanığın bu durumu kullanarak mağdurla cinsel ilişkiye girdiği, sanığın cinsel ilişkiye girdiği tarihte 42 yaşında, mağdurun ise 13 yaşında olduğu, sanığın başından beri mağdura iyi niyetle yaklaşmadığı dikkate alınarak alt sınırdan bir miktar uzaklaşılmıştır. Sanığın mağdurun okuduğu okulda güvenlik görevlisi olması nedeniyle koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunduğu mağdura karşı bu suçu işlediği anlaşılmakla, TCK’nın 103/3-d. maddesi gereğince cezasında yarı oranında arttırım yapılmıştır. Sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda bir suçu birden fazla işleyerek eylemini zincirleme suç kapsamında gerçekleştirdiği anlaşılmakla; hakkında 5237 sayılı TCK’nın 43/1. maddesi uyarınca eylemi gerçekleştirme şekli ve miktarı da nazara alınarak takdiren cezasında 1/4 oranında artırım yapılmıştır. Sanığın gerçekleştirdiği sübuta eren eylemi nedeniyle pişman olduğuna ilişkin Mahkememize beyanlarda bulunmuş ise de; sanığın akrabası olan tanığın, mağdurun hamile kaldıktan sonra birden fazla kez çocuğu aldırmak veya düşürmek için kendisinden para istediğine ilişkin beyanları dikkate alındığında samimi bir pişmanlığa ilişin Mahkememizce kanaat oluşmaması ve sanığın işlediği sabit bulunan suça ilişkin olayın oluş şekli gibi hususlar dikkate alınarak takdiren 5237 sayılı TCK’nın 62/1. maddesi uyarınca takdiri indirim uygulanmamıştır.” şeklindeki gerekçeyle karar verildiği anlaşılmıştır.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
1. Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu yönünden İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır.
2. Çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçu yönünden “Mağdurun öğrenim gördüğü okulda güvenlik güvenlik görevlisi olarak çalışan sanığın, bu kapsamda mağdure üzerinde koruma, bakım ve gözetim yükümlülüğü bulunmadığı gözetilmeden müsnet suçtan belirlenen temel cezanın TCK’nın 103/3-d. maddesi ile artırılması suretiyle fazla ceza tayini, hukuka aykırı ve istinaf itirazları bu itibarla yerinde görülmüş, bu aykırılığın yeniden araştırma ve delil takdiri gerektirmediği, CMK’nın 280/1-a ve 303/1. maddeleri uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün 2-A maddesindeki TCK’nın 103/3-d ve 61/7. maddelerinin uygulanmasına ilişkin 2 ve 5. paragraflarının hükümden çıkartılmasına, hükmün 2. paragrafı yerine ‘Koşulları oluşmadığından TCK’nın 103/3-d maddesinin uygulanmasına yer olmadığına’ ibaresi yazılarak, hükmün 3. paragrafında bulunan ’31 yıl 10 ay 15 gün hapis’ ibaresi yerine ’21 yıl 3 hapis’ ibaresi yazılmak suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
A. Sanık Hakkında Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Sanık hakkında kurulan hükmün incelenmesinde İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın, 5271 sayılı Kanunun 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca kesin nitelikte bulunduğu belirlenmiştir.

B. Sanık Hakkında Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç vasıfları ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, 5271 sayılı Kanun’un 288 ve 294 üncü maddelerinde yer alan düzenlemeler nazara alınıp, aynı Kanun’un 289 uncu maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri ve sanık müdafii ile katılan mağdure vekilinin temyiz dilekçelerinde belirttikleri nedenler de gözetilerek yapılan değerlendirmede, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından gerçekleştirilen inceleme neticesinde vaki istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine dair kurulan hükme yönelik sanık müdafii ile katılan mağdure vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiş, hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
A. Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenle sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükme yönelik temyiz istemlerinin 5271 sayılı Kanun’un 298. maddesi gereğince Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,

B. Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçenin (B) bölümünde açıklanan nedenle Konya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Dairesinin, 01.12.2022 tarihli ve 2022/1658 Esas, 2022/1765 Karar sayılı kararında sanık müdafii ile katılan mağdure vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Aksaray 1. Ağır Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Konya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 07.06.2023 tarihinde karar verildi.