Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/215 E. 2023/6299 K. 12.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/215
KARAR NO : 2023/6299
KARAR TARİHİ : 12.10.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2022/462 E., 2022/696 K.
SUÇ : Cinsel taciz
KARAR : Direnme
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Antalya 20. Asliye Ceza Mahkemesinin, 25.10.2022 tarihli ve 2022/462 Esas, 2022/696 Karar sayılı kararı ile Dairemizin 26.04.2022 tarihli ve 2022/5767 Esas, 2022/3971 Karar sayılı bozma kararına karşı direnme kararı verildiği anlaşılmakla, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 6763 sayılı Kanun’un 36 ncı maddesiyle değişik 307 nci maddesinin dördüncü fıkrası ile 6763 sayılı Kanun’un 38 inci maddesiyle 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 10 uncu maddesi uyarınca yapılan incelemede;

Mahkemece verilen direnme kararının; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin direnme kararını temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Antalya (Kapatılan) 2. Sulh Ceza Mahkemesinin (Antalya 20. Asliye Ceza Mahkemesi), 12.06.2014 tarihli ve 2013/1103 Esas, 2014/649 Karar (2013/110 Esas, 2014/134 Karar) sayılı kararı ile sanık hakkında cinsel taciz suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 105 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi ve 52 nci maddesinin ikinci ile dördüncü fıkraları uyarınca 3.320TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

2. Antalya (Kapatılan) 2. Sulh Ceza Mahkemesinin (Antalya 20. Asliye Ceza Mahkemesi), 12.06.2014 tarihli ve 2013/1103 Esas, 2014/649 Karar (2013/110 Esas, 2014/134 Karar) sayılı kararının sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 27.05.2021 tarihli ve 2017/3208 Esas, 2021/3809 Karar sayılı kararı ile “Sanığın işlediği kabul edilen cinsel taciz suçunun üst sınırının iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektirmesi ve mahkemece mahkûmiyet hükmü kurulmasının ardından 17.10.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanunla yeniden düzenlenen 5271 sayılı CMK’nın 251. maddesindeki basit yargılama usulüne dair kanunî düzenlemeden sonra 7188 sayılı Kanun’un geçici 5. maddesinin 1/c bendine yönelik olarak 19.08.2020 günlü, 31218 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 25.06.2020 tarih ve 2020/16 Esas-2020/33 sayılı Kararı ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’na 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle eklenen geçici 5. maddesinin (d) bendinde yer alan “kovuşturma evresine geçilmiş” ibaresinin, aynı bentte yer alan “basit yargılama usulü” yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmesi karşısında, anılan karara istinaden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

3. Antalya 20. Asliye Ceza Mahkemesinin, 14.12.2021 tarihli ve 2021/409 Esas, 2021/963 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında cinsel taciz suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 105 inci maddesinin birinci fıkrası, 52 nci maddesinin ikinci ile dördüncü fıkraları ve 5271 sayılı Kanun’un 307 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca 3.320TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

4. Antalya 20. Asliye Ceza Mahkemesinin, 14.12.2021 tarihli ve 2021/409 Esas, 2021/963 Karar sayılı kararının sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Dairemizin 26.04.2022 tarihli ve 2022/5767 Esas, 2022/3971 Karar sayılı kararı ile “Mahkemece bozma öncesi gerçekleştirilen yargılama sonucunda verilen ilk mahkûmiyet kararının temyiz incelemesinde sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğundan bahisle bozulması üzerine söz konusu ilâma uyan mahkemece esasen ceza miktarı itibarıyla sanığın lehine olan basit yargılama usulünün tatbiki suretiyle hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde uygulama yapılması” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

5. Antalya 20. Asliye Ceza Mahkemesinin, 25.10.2022 tarihli ve 2022/462 Esas, 2022/696 Karar sayılı kararı ile önceki hükümde direnilmesine ve sanık hakkında cinsel taciz suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 105 inci maddesinin birinci fıkrası, 52 nci maddesinin ikinci ile dördüncü fıkraları ve 5271 sayılı Kanun’un 307 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca 3.320TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık Müdafiinin Temyiz İsteği
Suç tarihinde müvekkilinin başka bir şehirde olduğunu somut delillerle ispat etmelerine rağmen savunmaya itibar edilmediğine, eksik araştırmayla karar verildiğine, müvekkilinin suça konu olayı kesinlikle işlemediğine, suçsuz olup beraati gerektiğine, usul ve kanuna aykırı kararın bozulması talebine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
“Antalya Kapatılan 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 12/06/2014 tarih 2013/1103 Esas 2014/649 Karar sayılı ilamı ile sanık hakkında Cinsel Taciz suçundan 3320TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın sanık müdafi tarafından Temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 27/05/2021 tarih 2017/3208 esas 2021/3809 karar sayılı ilamı ile basit yargılama usulü konusunda değerlendirme yapılmadığı gerekçesi ile bozma karar verildiği ve dosyanın mahkememize gönderildiği, mahkememiz 14/12/2021 tarih ve 2021/409 Esas, 2021/963 Karar sayılı ilamı ile takdiren basit yargılama usulü uygulanmayarak sanığın üzerine atılı suçtan 3.320 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, sanık müdafisinin kararı temyiz etmesi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 26/04/2022 tarih ve 2022/9371 Karar sayılı ilamı ile yeniden basit yargılama usulü konusunda değerlendirme yapılmadığı gerekçesi ile bozma kararı verildiği ve dosyanın tekrar mahkememize gönderildiği, yeniden yapılan yargılama sonunda;
Müştekinin 08/04/2013 günü saat 21:00 sıralarında evine giderken sanığın kendisini takip etmeye başladığı, müştekinin evinin bulunduğu apartman önüne geldiğinde apartmanın içine gireceği sırada sanığın cinsel organını çıkartarak müştekiye gösterdiği, müştekinin bu şekilde apartman içerisine girdiği, sanığında arkasından apartman içerisine girdiği, müştekinin bağırması üzerine sanığın apartmandan çıkarak olay yerinden kaçtığı, müştekinin şikayetçi olması üzerine ve verdiği eşgal bilgilerine göre olay yerine ilişkin güvenlik kamerası görüntülerinin alındığı, bu güvenlik kamerası görüntülerinde gece vakti bir erkek şahısın müştekiyi takip ettiğinin ve apartman içerisine müştekinin arkasından girdiğinin daha sonra hızlıca kaçtığının görüldüğü, polis tarafından yapılan araştırmalarda eşgal bilgilerine göre şahsın sanık olabilceğinin belirlendiği ve hazırlık aşamasında müştekiye canlı teşhis yaptırıldığı, bu teşhiste müştekinin sanığın kendisine yönelik eylemi gerçekleştiren kişi olarak teşhis ettiği, yargılama aşamasında da bu teşhisi yineleyerek eylemin sanık tarafından gerçekleştiğini belirttiği, sanığın bu olaydan 4 gün sonra başka bir cinsel saldırı dosyası nedeniyle yakalandığı, sanığın hazırlık aşamasında verdiği savunmasında olay tarihinde Antalya ilinde olmadığını 07/14/2013 ile 11/04/2013 tarihleri arasında iş nedeniyle kapadokya bölgesinde bulunduğunu belirttiği, yargılama aşamasında da bu savunmasını yinelediği, tanık olarak da … isimli arkadaşını dinlettiği, bu tanığında sanık ile kapadokya bölgesine gittiğini beyan etmesine rağmen sanığın burada kaldıkları otele dair konaklama belgelerini mahkememiz dosyasına ibraz edemediği, konakladıkları iddia edilen yere ilişkin hiç bir bilginin olmadığı, sanığın dosyaya kapodokya da çekilmiş bazı fotoğraf örnekleri sunuğu ve bu fotoğrafların 09-10 Nisan 2013 tarihlerine ilişkin olduğu, suç tarihini kapsamadığı, kaldı ki fotoğrafın kayıt tarihi de olabileceği, bu haliyle müştekinin, sanığı net olarak teşhis etmesi de dikkate alındığında suç tarihinde Antalya da olmadığı yönündeki savunmalarına itibar edilemeyeceği anlaşılmakla sanığın müştekiye cinsel organını göstererek cinsel taciz suçunu işlediği sabit kabul edilmekle eylemine uyan ve suç tarihi itibariyle lehine olan TCK’nın 105/1. Maddesi uyarınca cezalandırılması yoluna gidilmiş, sanığın kabul etmemesi, benzer suçlardan başka mahkemelerde de yargılanması, bu ve edinilen izlenim itibari ile yeniden suç işlemeyeceğine dair olumlu kanaat oluşmaması nedeni ile Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması yoluna gidilmeyerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.”
Şeklindedir.
2. Direnme Gerekçesi
“Önceki Yargıtay bozma ilamının basit yargılama usulünün değerlendirilmesine ilişkin olduğu, mahkememizce de bu değerlendirmenin yapılması amacıyla Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verildiği, bu uymanın basit yargılama usulünün uygulanmasının kabulü anlamına gelmeyeceği, sadece değerlendirme yapılması gerektiği yönünden uyma kararı verildiği ve takdiren basit yargılama usulünün uygulanmamasına karar verildiği açıklandığından duruşma aşamasına geçilmesi, bu aşamaya geçildikten sonra basit yargılama usulünün uygulanmayacağına dair kanun değişikliği yapılması, dosyanın Yargıtay incelemesinden geçmesi ve usul işlemlerinin yapılması nedeniyle takdiren basit yargılama usulünün uygulanmamasına karar verildi açıklandı açık yargılamaya devam olundu.”
Şeklindedir.

IV. GEREKÇE
Dairemizin 26.04.2022 tarihli ve 2022/5767 Esas, 2022/3971 Karar sayılı bozma ilâmı usul ve kanuna uygun olup, 17.10.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanunla yeniden düzenlenen 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesindeki basit yargılama usulüne dair kanuni düzenlemenin ardından 7188 sayılı Kanun’un geçici beşinci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine yönelik olarak 19.08.2020 günlü, 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 25.06.2020 tarih ve 2020/16 Esas, 2020/33 sayılı Kararı ile 5271 sayılı Kanun’u 7188 sayılı Kanun’un 31 inci maddesiyle eklenen geçici beşini maddesinin (d) bendinde yer alan “Kovuşturma evresine geçilmiş” ibaresinin, aynı bentte yer alan “Basit yargılama usulü” yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmesi karşısında, anılan karara istinaden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması ve ceza miktarı itibarıyla sanığın lehine olan basit yargılama usulünün tatbiki suretiyle hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde uygulama yapılması nedeniyle Mahkemenin direnme karar yerinde görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Antalya 20. Asliye Ceza Mahkemesinin, 25.10.2022 tarihli ve 2022/462 Esas, 2022/696 Karar sayılı direnme kararı yerinde görülmediğinden, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin, 26.04.2022 tarihli ve 2022/5767 Esas, 2022/3971 Karar sayılı bozma kararının, oy birliğiyle DÜZELTİLMESİNE YER OLMADIĞINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 307 nci maddesinin dördüncü fıkrası gereğince direnme kararını incelemek üzere Yargıtay Ceza Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE,

12.10.2023 tarihinde karar verildi.