Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/214 E. 2023/1426 K. 15.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/214
KARAR NO : 2023/1426
KARAR TARİHİ : 15.03.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇLAR : Çocuğun cinsel istismarı(katılan mağdur sayısınca)
HÜKÜMLER : Mahkumiyet (mağdure …’ya yönelik), beraat

İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararların; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir oldukları, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. Elazığ 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 12.04.2022 Tarihli ve 2022/10 Esas, 2022/125 Karar Sayılı Kararı ile Sanık Hakkında
1. Katılan mağdure …’ya karşı sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının ikinci ve üçüncü cümleleri, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına,

2. Katılan mağdur …’a karşı sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının ikinci ve üçüncü cümleleri, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 5 yıl 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına,

3. Katılan mağdur …’e karşı sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının ikinci ve üçüncü cümleleri, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına,
Karar verilmiştir.

B. Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 28.09.2022 Tarihli ve 2022/748 Esas, 2022/966 Karar Sayılı Kararı ile Sanık Hakkında
1. Katılan mağdure …’ya karşı sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçundan, İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik katılan mağdurlar vekili, katılan Bakanlık vekili ve sanık müdafiinin istinaf başvurularının kabulüne karar verilerek 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme neticesinde aynı Kanun’un 280 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile sanık hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci maddesinin birinci cümlesi, 62 inci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 8 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına,

2. Katılan mağdurlar … ve …’e karşı sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçundan, İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik katılan mağdurlar vekili, katılan Bakanlık vekili ve sanık müdafiinin istinaf başvurularının kabulüne karar verilerek 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme neticesinde aynı Kanun’un 280 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile sanığın 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraatine karar verilmiştir.

C. Tebliğname Yönünden
Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 02.01.2023 tarihli ve 9-2022/157411 sayılı, sanık hakkında katılan mağdure …’ya yönelik kurulan hükmün onanması görüşünü içeren Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi
1. Katılan mağdure …’ya karşı kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz istemi; katılan mağdurenin olay nedeniyle ailesi tarafından psikoloğa götürüldüğüne, mağdurenin psikolojisinin bozulduğuna, psikolojik sarsıntı yaşadığının Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 07.06.2021 tarihli raporu ile de doğrulandığına, bu denli yıkıma neden olan eylem nedeniyle sanık hakkında alt sınırdan ceza tayininin yerinde olmadığına, cezanın caydırıcılık özelliğinin olması için takdiri indirim hükmünün de uygulanmaması gerektiğine, lehe vekalet ücretine hükmedilmesinin zorunlu olduğuna,

2. Katılan mağdurlar … ve …’e karşı kurulan beraat hükümlerine yönelik temyiz istemi; katılan mağdurların on iki yaşından küçük olmaları nedeniyle iki buçuk yıl önceki olayı birebir aynı şekilde anlatmalarının kendilerinden beklenemeyeceğine, küçük farklılıkların çelişki olmadığına, sanığın bir ifadesinde türbeye çocuklarla birlikte girdiğine, diğerinde ise türbeye birlikte girmediğine yönelik savunması çelişki olarak kabul edilmezken mağdurların özde tutarlı olan beyanlarının çelişki olarak görülemeyeceğine,
İlişkindir.

B. Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi
Katılan mağdure …’ya karşı kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz istemi; katılan mağdurenin, annesi olan katılan … ve diğer tanıklar yanında sanığın eylemini anlattığına, üç tane yetişkinin sanığın gitmesine izin vermeden onu yakalaması gerekirken hiçbir şey yapmadıklarına, bu durumun mantığa aykırı olduğuna, iddia edildiği gibi istismar eylemi gerçekleşmiş olsaydı sanığın türbeden çıkar çıkmaz olay yerini terk etmesi gerektiğine; ancak sanığın suç işlemediği için çocuklarla birlikte ailelerinin yanına gittiğine, mağdurenin beyanlarının çelişkili olduğuna, olay günü katılan mağdure ile birlikte olduğu söylenen mağdur …’ın olayı görmediğini söylediğine, olay yeri olan türbenin mağdurenin evine yakın olduğuna, çocukların bağırması halinde ailelerin duymasının mümkün olduğuna, olayın üzerinden uzun bir zaman geçtikten sonra şikayetçi olunmasının iddianın doğru olmadığını gösterdiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1. Katılan Mağdure …’ya Karşı Gerçekleştirilen Olayın Kabulü
Katılan mağdurların olayın geçtiği yere ve sanığın eylemlerine yönelik somut ve ayrıntılı anlatımları, mağdurların beyanlarına itibar edilmesine engel olabilecek aktif bir psikopatoloji olmadığı tespitini içeren rapor, olaydan sonra katılan mağdure …’nun sanıktan korktuğu ve tedirgin bir halde olduğu yönündeki tanık …’nin anlatımı, yine mağdure …’nun annesi olan katılan …’a sanığın eylemlerini anlattıktan sonra …’ın sanığa bağırıp onu evden kovması, katılan mağdurenin içinde bulunduğu psikolojik durumu nedeniyle tedavi olmak için hastaneye müracaat etmesi sonrasında orada bulunan uzman doktora olayı anlatması üzerine soruşturma makamının haberdar olması biçimindeki intikal şekli birlikte değerlendirildiğinde; sanığın, katılan mağdure …’yu türbede bulundukları sırada kucağına oturttuğu, bu sırada elini mağdurenin elbisesinin içerisinden sokarak önce kalçasına, devamında cinsel bölgesine dokunduğu, söz konusu eylemin mağdurenin beyanına göre üç … sürdüğü anlaşılmakla sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçundan mahkumiyetine karar verilmiştir.

2. Katılan Mağdur …’a Karşı Gerçekleştirilen Olayın Kabulü
Katılan mağdur …’ın ve onu teyit eden mağdur …’nun olayın geçtiği yere ve sanığın eylemlerine yönelik somut ve ayrıntılı anlatımları, mağdurların beyanlarına itibar edilmesine engel olabilecek aktif bir psikopatoloji olmadığı tespitini içeren rapor, tanıkların beyanları, sanığın bahsi geçen olay tarihinde türbede olduğunu kabul eden savunmaları birlikte değerlendirildiğinde; sanığın, katılan mağdur …’a karşı gerek …’ya karşı eylemleri gerçekleştirdiği tarihte gerekse bir gün öncesinde türbe içinde oyun oynama ve şınav çektirme bahanesiyle onun kalçasına dokunduğu kabul edilerek sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçundan mahkumiyetine karar verilmiştir.

3. Katılan Mağdur …’e Karşı Gerçekleştirilen Olayın Kabulü
Katılan mağdur …’in ve onu teyit eden katılan mağdurlar … ile …’ın olayın geçtiği yere ve sanığın eylemlerine yönelik somut ve ayrıntılı anlatımları, mağdurların beyanlarına itibar edilmesine engel olabilecek aktif bir psikopatoloji olmadığı tespitini içeren rapor, tanıkların beyanları, sanığın bahsi geçen olay tarihinde türbede olduğunu kabul eden savunmaları birlikte değerlendirildiğinde; sanığın, katılan mağdur …’le oyun oynama ve şınav çektirme bahanesiyle onun kalçasına dokunduğu kabul edilerek sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçundan mahkumiyetine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
1. Katılan Mağdure …’ya Karşı İlk Derece Mahkemesince Kurulan Hükmün İstinaf İncelemesi
Bölge Adliye Mahkemesi, İlk Derece Mahkemesinin sübut değerlendirmesini yerinde bulmakla birlikte sanığın katılan mağdure …’ya yönelik külodunun içinden elini sokarak kalçasını okşama, vajinasına parmağıyla dokunma şeklindeki eylemlerini, cinsel organları doğrudan hedef seçerek temas etme şeklinde gerçekleştirmesi nedeniyle fiilin çocuğun cinsel istismarı suçunu oluşturacağı kabulüyle İlk Derece Mahkemesi hükmünü kaldırarak çocuğun cinsel istismarı suçundan mahkumiyetine karar vermiştir.

2. Katılan Mağdurlar … ve …’e Karşı İlk Derece Mahkemesince Kurulan Hükümlerin İstinaf İncelemesi
Bölge Adliye Mahkemesi, İlk Derece Mahkemesi hükümlerine yönelik istinaf başvurularının kabulü ile mahkumiyet hükümlerini (katılan mağdur sayısınca) kaldırarak “…olayların mağdur …’nun olayının intikalinden sonra meydana çıkması, sanığın aşamalarda söz konusu türbeye bir kız ve bir erkek çocukla gittiğini, iki erkek çocukla birlikte gitmediğini istikrarlı bir şekilde savunması, mağdur …’ın, mağdur …’nun aksine onunla birlikte iken sanığın kendisine bir şey yapmadığına ilişkin beyanı karşısında sanığın mağdurlar … ve …’a yönelik iddia olunan eylemleri işlediğine dair mahkûmiyete yeterli, her türlü şüpheden uzak delil elde edilemediğinden…” şeklindeki gerekçeyle sanığın atılı suçlardan beraatine karar vermiştir.

IV. GEREKÇE
A. Katılan Mağdure …’ya Karşı Çocuğun Cinsel İstismarı Suçundan Kurulan Mahkumiyet Hükmü Yönünden
1. Suçun Sübutuna Yönelik Temyiz İstemi Yönünden
Katılan mağdurenin olaydan kısa bir süre sonra annesi olan katılan …’ın ve tanıkların bulunduğu evin önüne sanıkla birlikte gittiği, tanık …’nin ifadesine göre katılan mağdurenin tedirgin bir vaziyette olduğu, kendisini yatıştırmak için başını okşayan sanıktan çekindiği, yine katılan mağdure, katılan mağdurenin annesi olan katılan … ile tanıkların anlatımları ve sanığın soruşturma evresindeki ifadeleri nazara alındığında; katılan mağdurenin katılan … ile ayrı bir yerde konuştuktan sonra katılan …’ın tepki göstermesi üzerine sanığın evden ayrıldığı, katılan …’ın mağdurenin adının böyle bir olay ile duyulmasını istememesi nedeniyle şikayetçi olmadığı; ancak olaydan yaklaşık iki yıl sonra mağdurenin derslerinin kötü olmasından dolayı onu Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Psikiyatri Bölümüne götürdüğü, muayene sırasında katılanın daha önceden yaşanan istismar olayını doktora anlatarak bu durumun mağdureye etkisinin olup olmadığını sorduğu, bunun üzerine Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından ihbarda bulunulduğu dikkate alındığında; intikalin doğal bir şekilde gerçekleştiği, sanığın istismar eyleminin doktorla yapılan görüşmede anlatıldığı, buna göre sanığın mağdureyi kucağına aldıktan sonra elinin külodunun içine sokarak teni üzerinden cinsel organına ve kalçasına dokunarak üzerine atılı on iki yaşından küçük mağdureye karşı çocuğun cinsel istismarı suçunu işlediği kabulünde bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte sanık hakkında temel ceza tayin edilirken uygulama maddesinin 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci ve üçüncü cümleleri şeklinde yazılması gerekirken aynı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi şeklinde yazılması Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülen bir hukuka aykırılık olarak görülmüştür.

2. Tebliğname Yönünden
Düzeltilerek onama sebebine göre Tebliğnamedeki onama isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.

3. Katılan Bakanlık Vekilinin Temel Cezada Teşdit Yapılması, Takdiri İndirim Hükmünün Uygulanmaması ve Lehe Vekalet Ücretine Hükmedilmesi Gerektiğine Yönelik Temyiz İstemleri Yönünden
1. Mahkemece 5237 sayılı Kanun’un cezanın belirlenmesi başlıklı 61 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen kriterler ile aynı Kanun’un 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında ifade edilen cezada orantılılık ilkesi göz önünde bulundurulmak suretiyle sanık hakkında kurulan hükümde; suçun işleniş biçimi, suç konusunun önem ve değeri, suçun işlendiği yer ve zaman, olayın oluş şekli, kasta dayalı kusurun ağırlığı ve failin güttüğü amaç ve saiki göz önüne alınarak temel cezanın alt sınırdan belirlenmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2. 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrasında sayılan ve dosya kapsamıyla da örtüşen “…cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası etkileri…” şeklindeki gerekçeyle sanık hakkında takdiri indirim maddesi uygulanarak kurulan hükümde, bu yönüyle bir hukuka aykırılık bulunmamıştır..

3. Bakanlığın davaya katılması doğrudan Anayasa ve kanundan kaynaklanan koruma görevine ilişkin olup, Bakanlığa yüklenen bir kamu görevidir. Bu kapsamda değerlendirme yapıldığında 5271 sayılı Kanun’un 237 ve devamı maddelerindeki katılma hakkına ilişkin suçtan zarar görme şartı katılan Bakanlık için söz konusu olmadığı ve vekili lehine koşulları sağlanmadığından vekalet ücretine hükmedilmemesi, hukuka aykırı bulunmamıştır.

B. Katılan Mağdurlar … ve …’e Karşı Çocuğun Cinsel İstismarı Suçundan Kurulan Beraat Hükümleri Yönünden
Sanığın aşamalarda bir kız ve bir erkek çocuğu ile türbeye gittiğine dair aşamalardaki istikrarlı savunmaları, katılan mağdur …’ın Çocuk İzlem Merkezinde (ÇİM) alınan ifadesinde; katılan mağdure … ve sanık ile birlikte türbede bulunduğu sırada sanığın kendisine karşı çocuğun cinsel istismarı suçunu oluşturacak fiziksel bir temasının bulunmadığını beyan etmesi, katılan mağdurların ÇİM ifadelerinde; sanığın kendilerine cinsel amaçlı dokunup dokunmadığı hususunda ‘…galiba dokunuyordu…’ şeklinde kesinlik içermeyen ve tereddüte yol açan anlatımlarının bulunması karşısında, Bölge Adliye Mahkemesince sanığın atılı suçları işlediği hususunda mahkumiyete yeterli her türlü şüpheden uzak delil elde edilemediği gerekçesiyle kurulan beraat hükümlerinde, hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
A. Katılan Mağdurlar … ve …’e Karşı Çocuğun Cinsel İstismarı Suçundan Kurulan Beraat Hükümleri Yönünden
Gerekçenin (B) bölümünde açıklanan nedenlerle Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 28.09.2022 tarihli ve 2022/748 Esas, 2022/966 Karar sayılı kararında katılan Bakanlık vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,

B. Katılan Mağdure …’ya Karşı Çocuğun Cinsel İstismarı Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçenin (A) bölümünün (1) nolu bendinde açıklanan nedenle katılan Bakanlık vekili ile sanık müdafiinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 28.09.2022 tarihli ve 2022/748 Esas, 2022/966 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 303 üncü maddesinin verdiği yetkiye istinaden Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesi hükmünün (C-1) bendinde yer alan temel cezanın tayin edildiği kısımda bulunan “…103/1-c.1.maddesi…” ibaresi çıkarılarak yerine “…103 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci ve üçüncü cümleleri…”yazılması suretiyle Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Elazığ 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

15.03.2023 tarihinde karar verildi.