Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/2065 E. 2023/6485 K. 18.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/2065
KARAR NO : 2023/6485
KARAR TARİHİ : 18.10.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2020/1237 E., 2022/731 K.
SUÇLAR : Çocuğun cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

İlk Derece Mahkemesince verilen hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Ceyhan 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 23.06.2020 tarihli ve 2019/396 Esas ve 2020/198 Karar sayılı kararı ile suça sürüklenen çocuk hakkında çocuğun cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraatine karar verilmiştir.
2. Adana Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin, 18.04.2022 tarihli ve 2020/1237 Esas, 2022/731 Karar sayılı kararı ile suça sürüklenen çocuk hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik istinaf başvurusunun kabulüyle hükümlerin kaldırılmasına, açılan kamu davalarının gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (d) ve (e) bentleri, ikinci fıkrası ve 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereğince düşürülmesine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan Bakanlık vekili ve katılanın temyizi; zamanaşımının dolmadığına, suça sürüklenen çocuğa ceza verilmesi gerektiğine ve kararın bozulmasına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Mahkemece; ”İddia, suça sürüklenen çocuk savunması, mağdur anlatımları, tanık beyanları, adli tıp kurumu rapor içerikleri ve tüm dosya kapsamında; mağdur …’un 11/05/2017 tarihinde ilaç içerek ve alkol alarak sol bilek kısmını jiletle kestiği, intihar girişiminde bulunması üzerine mağdurun alınan beyanında 6 yaşındayken yani intihar ettiği tarihten yaklaşık 12 yıl önce teyzesinin oğlu olan suça sürüklenen çocuk …’ın evindeyken odada yalnız kaldıklarını, suça sürüklenen çocuk …’ın kapıyı kilitlediğini, ikisinin de kıyafetinin olmadığını, kendisine orada bir şeyler yaptığını, bunu senelerce içinde sakladığını, suça sürüklenen çocuk …’ı bir cenaze töreninde gördüğü ve suça sürüklenen çocuğun kendisine aynı şekilde bakışlar atması üzerine yapmış olduğu hareketlerin istismar olduğunu anladığı, psikolojisi bozularak intihar etmek istediğini beyan etmesi üzerine başlatılan soruşturma kapsamında her ne kadar suça sürüklenen çocuk hakkında alınan mağdur beyanı doğrultusunda 2005 – 2006 yılları arasında mağdura karşı gerçekleştirdiği iddia olunan zincirleme şekilde çocuğun cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetten yoksun kılma suçlarından ayrı ayrı cezalandırılması istemiyle mahkememize kamu davası açılmış ise de; şikayet tarihinden yaklaşık 12 yıl önce gerçekleştiği iddia olunan eyleme ilişkin olarak mağdurun aşamalarda alınan birbiriyle çelişik ve tutarsız beyanları dışında sanığın üzerine atılı suçları gerçekleştirdiğine dair somut bir tespitin bulunmadığı, mağdurun Ceyhan Devlet Hastanesinden alınan raporunda fiili livata bulgusunun izlenmesi, hymende saat 7, 12, 3 hizasında yırtıklar tespit edilmiş olup, ne zaman olduğuna dair net bir tespitin yapılamadığı, mağdura ait adli tıp kurumu raporunda da mağdurun bakire olduğunun tespit edildiği, yine her ne kadar mağdur alınan beyanlarında suça sürüklenen çocuğun kardeşi olan …’ın da olay anında yanında olduğunu, kendisine ve …’ye oyun oynama ve masaj yapma bahanesiyle cinsel organının üzerine oturttuğunu beyan etmiş ise de; dosya kapsamında tanık olarak beyanı alınan …’ın mağdurun bu beyanını doğrulamadığı, dosyada tanık olarak beyanı alınan mağdur …’ın arkadaşı olan …’ın beyanlarında ise mağdurun kuzeni tarafından tecavüze uğradığını hastanede diğer kişilerden öğrendiğini, Keziban’dan duymadığını dile getirerek mağdur …’ın beyanlarını doğrulamadığı, ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan “kuşkudan sanık yararlanır” ilkesi uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulu suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlı olduğu, gerçekleşme şekli kuşkulu olaylar ve iddiaların sanığın aleyhine yorumlanarak mahkumiyet hükmü kurulamayacağı, ceza mahkumiyetinin kesin ve açık bir ispata dayanması gerektiği, yüksek de olsa bir olasılığa dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza yargılamasının en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan, varsayıma dayalı olarak hüküm vermek anlamına geleceği, ceza yargılamasında mahkumiyet, büyük veya küçük bir olasılığa göre değil, her türlü kuşkudan uzak bir kesinliğe dayanması gerektiği anlaşılmakla suça sürüklenen çocuğun üzerine atılı zincirleme şekilde çocuğun cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarını işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, somut, objektif delil bulunmadığından suça sürüklenen çocuğun üzerine atılı suçlardan ayrı ayrı beraatine dair mahkememizde oluşan tam tarafsız vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklinde karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Mahkemece; ”SSÇ’ye atılı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve çocuğun cinsel istismarı suçu nedeni ile suç tarihi olarak 2005-2006 yılları belirtilerek TCK.103/1,1. cümle ve 109/1 maddeleri gereğince 11.10.2019 tarihli iddianame ile kamu davası açıldığı, SSÇnin soruşturma aşamasında jandarma aracılığı ile savunmasının alınması nedeni ile zaman aşımını kesen ilk sebebin 11.10.2019 tarihli iddianame olduğu, SSÇ ye iddia edilen TCK.103/1,1. cümle maddesinde düzenlenen suça ilişkin yaptırımın, suç tarihleri itibari ile 3-8 yıl hapis cezası, 6545 sayılı yasa ile değişik TCK.103/1, 1. Cümlenin 8-15 yıl arası, 6763 sayılı yasaya göre değişik TCK.103/1, 1.ve 3.cümle maddesi gereğince 10-15 yıl hapis olarak belirlendiği ve her halukarda TCK.66/1-d maddesinde tanımlanan 15 yıllık asli zaman aşımı süresine, SSÇ nin suç tarihinde 15-18 yaş grubunda olduğu kabul edildiğinde TCK.66/2 maddesi gereğince 10 yıllık asli zaman aşımı süresine tabi olduğu, SSÇ ye atılı kişiyi hürriyetinden kılma suçuna ilişkin TCK.109/1 maddesinde düzenlenen yaptırımın 1-5 yıl hapis cezası olduğu ve bu suç için TCK.66/1-e maddesinde öngörülen asli zaman aşımı süresinin 8 yıl olduğu ve SSÇnin suç tarihinde 15-18 yaş grubunda kabul edildiğinde asli zaman aşımı süresinin TCK.66/2 maddesi gereğince 5 yıl 4 ay olduğu, Yukarıda izahına çalışılan bilgiler ışığında, 2005-2006 suç tarihli olaya nedeni ile suç tarihinde 15-18 yaş grubunda kabul edilen SSÇ ye atılı, çocuğun basit cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarına yönelik TCK.66/1-d-e, 66/2 maddeleri gereğince belirlenen 10 yıl ve 5 yıl 4 aylık asli zaman aşımı sürelerinin, SSÇ hakkında düzenlenen 11.10.2019 tarihli iddianame tarihinden önce dolmuş olmasına rağmen, SSÇ hakkında iddianame düzenlenerek kovuşturma yapıldığı, (dairemizce yapılan inceleme tarihi itibariyle atılı suçların olağanüstü zaman aşımı sürelerinin dolduğu da anlaşılmıştır) Yasaya aykırı, o yer Cumhuriyet Savcısı, katılan mağdur vekili v e katılan kurum vekilinin istinaf istemleri bu nedenle yerinde görülmüş, ancak bu aykırılık CMK’nın 280/1-a ve 303/1-a maddeleri uyarınca yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeden karar verilmesi mümkün olduğundan, Ceyhan Ağır Ceza Mahkemesinin 23.06.2020 tarih, 2019/396 Esas 2020/198 Karar sayılı SSÇ … hakkındaki hükümlerin tamamen kaldırılarak, ”Sanık hakkında açılan kamu davalarının gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle 5237 sayılı TCK’nun 66/1-d-e, 66/2 ve CMK’nun 223/8. maddeleri gereğince AYRI AYRI DÜŞÜRÜLMESİNE, Adli emanetin 2017/534 sırasında kayıtlı not kağıtlarının karar kesinleştiğinde imhalarına, Yargılama giderlerinin kamu üzerine bırakılmasına” şeklinde karar verilerek istinaf başvurusunun DÜZELTİLEREK ESASTAN REDDİNE” şeklinde karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Suça sürüklenen çocuk hakkında kurulan hükümlerde, delillerin ve olguların açıklandığı ve ilişkilendirildiği, buna ilişkin gerekçelerin hukuka uygun olduğu anlaşılmış, bu kapsamda Bölge Adliye Mahkemesi tarafından gerçekleştirilen inceleme neticesinde kurulan hükme yönelik temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Adana Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin, 18.04.2022 tarihli ve 2020/1237 Esas, 2022/731 Karar sayılı kararında katılan Bakanlık vekili ile katılan mağdure vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Ceyhan 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Adana Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

18.10.2023 tarihinde karar verildi.