Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/2017 E. 2023/2419 K. 25.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/2017
KARAR NO : 2023/2419
KARAR TARİHİ : 25.04.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Nitelikli cinsel saldırı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddi

Sanık hakkında verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun’un) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı, yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Giresun Cumhuriyet Başsavcılığının 12.09.2019 tarihli ve 2019/2548 Esas sayılı iddianamesiyle sanık hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı, nitelikli cinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kamu davası açılmıştır.

2. Giresun 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 15.12.2020 tarihli ve 2019/421 Esas, 2020/355 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 103 üncü maddesinin altıncı fıkrası, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası ile 53 üncü maddesi uyarınca 21 yıl hapis cezası ile cezalandırılması ile hak yoksunluklarına; 109 uncu maddesinin birinci fıkrası, 109 uncu maddesinin beşinci fıkrası, 43 üncü maddesi uyarınca 5 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılması ile hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

3. Kararın sanık müdafii, katılan Bakanlık vekili ile katılan … vekili tarafından istinafı üzerine, Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 24.02.2021 tarihli, 2021/334 Esas, 2021/316 Karar sayılı kararı ile özetle; aldırılan rapor doğrultusunda mağdureye vasi tayin edilmesi ile sanığın mağdureye yönelik işlediği iddia edilen zincirleme şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunda son eylemin 2017 yılı içerisinde işlendiğinin anlaşılması karşısında, sanık hakkında eylemine uyan müsnet suç nedeniyle mahkumiyetine karar verilirken, suç tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan ve daha ağır sonuç doğuran 6763 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonrası 5237 sayılı Kanun’un 102 nci maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (a) bendi ile 43 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca uygulama yapılıp cezalandırılması gerektiği halde, hatalı uygulama ile sanık hakkında eksik ceza tayin edildiği gerekçeleriyle bozulmuştur.

4. Bozma üzerine Giresun 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 06.01.2022 tarihli ve 2021/84 Esas, 2022/10 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında nitelikli cinsel saldırı suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 102 nci maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (a) bendi ile 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 61 inci maddesinin yedinci fıkrası ile 53 üncü maddesi uyarınca 30 yıl hapis cezası ile cezalandırılması ile hak yoksunluklarına; 109 uncu maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (f) bendi, beşinci fıkrası, 43 üncü maddesi ile 53 üncü maddesi uyarınca 5 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılması ile hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

5. Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 05.04.2022 tarihli ve 2022/791 Esas, 2022/775 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik yapılan istinaf başvurusunun, 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesindeki düzenlemeler doğrultusunda “Sanık hakkında kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkum edilmesinin kanuni sonucu olarak Anayasa Mahkemesi’nin 24/11/2015 Tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 tarihli, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararı ve 15/04/2020 tarih, 13100 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 Sayılı Kanunun 10. maddesi ile yapılan değişiklikten sonra oluşan duruma göre, TCK’nın 53. maddesinin 1. ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına ibaresinin eklenmesi suretiyle” düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

6. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 01.06.2022 tarihli ve 9-2022/76111 sayılı, bozma görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi
Üst sınırdan cezalandırılması ve vekalet ücreti verilmesi gerektiğine yöneliktir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Sanığın eşi olan tanık Hava’nın alınan beyanında sanığın bazı günler işe gitmek için evden çıktığı, ancak işe gitmesi gereken yoldan gitmemesi üzerine bu durumdan şüphelenerek evin etrafında bulunan “Tam” diye tabir edilen yere baktığında sanığın ve katılan …’nın yalnız olduğunu, katılanın elbiselerinin belinden dışarı çıkmış “Perişan” vaziyette gördüğünü, katılanın hemen olay yerinden uzaklaştığı, sanığın da eşi olan tanığa ” Şart ettim daha yapmayacağım” dediği, bu olaydan iki gün sonra sanığın ceketinin cebinde katılan ile sanığın eli ürünü olan 4 adet beyaz çizgili kağıt üzerine yazılı sözleşmelerini gördüğü, sanığın eşinin bu mektupları sakladığı, sonrasında sanığı evde yatak odasında cep telefonu ile mesajlaşırken gördüğü, bu mesajlardan bir tanesini katılan …’ya yazıldığını anladığı, tanığın bu mektuplardan komşusuna bahsetmesi neticesinde katılanın annesi …’in olaydan haberdar olarak sanıktan şikayetçi olması üzerine soruşturmanın başladığı olayda, katılanın şikayetten sonra alınan beyanında sanığın kendisine yönelik eylemlerini anlattığı, sanığın on iki-on üç yaşlarından itibaren iki-üç günde bir kez olmak üzere 2017 yılının Aralık ayına kadar “Tam” diye tabir edilen yerde anal yoldan cinsel istismarda bulunduğunu beyan ettiği, olayın ortaya çıkış şekli ve katılanın her aşamada alınan beyanının istikrarlı ve tutarlı olması nedeniyle sanığa iftira atmasını gerektirecek bir husumetin bulunmadığının anlaşıldığı, katılanın zeka geriliği bulunsa da beyanlarına itibar edilebileceğinin Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Adli Tıp 6. İhtisas Kurulu’nun 28.02.2020 tarihli raporunda belirtildiği, Giresun Adli Tıp Şube Müdürlüğü’nün 04.01.2018 tarih 2018/9 sayılı raporunda, yapılan anal muayenesinde saat kadranına göre 5-6 hizasında 0,4×0,3 cm’lik anal mukozaya uzanan nedbe dokusu ve anüs çevresinde damarsal yapılarda artış görüldüğü, söz konusu lezyonun katılanın ifadesinde yer alan anal yolla vücuda penis ve benzer cesamette sair bir cismin sokulması eylemi sırasında oluşmasının tıbben mümkün olduğu, katılanın vücudunda yapılan harici muayenede ise sol uyluk iç kısımda 4-5 cm çapında ortası soluk halkavi yapıda yeşil renkli ekimoz görüldüğü, sol üst kol dış yan kısımlarda 3×3 cmlik yeşil renkli ekimozlar görüldüğü, söz konusu lezyonların cinsel istismar olayları sırasında görülebilen emme, ısırma, sıkma vb davranışlar sırasında oluşabilecek özellikte olduklarının belirtildiği, mektuplar üzerinde yapılan imza yazı incelemesi neticesinde düzenlenen Samsun Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü’nün 04.12.2018 tarihli uzmanlık raporunda mektuplardaki imza ve yazıların sanık ve katılanın eli ürünü olduğunun belirtildiği, mektupların içeriklerinden de anlaşılacağı üzere sanığın katılana yönelik cinsel istismar eylemini gerçekleştirdiğinin sabit olduğu, bu nedenlerle sanığın gerçeği yansıtmayan savunmalarının suçtan kurtulmaya dönük olduğunun kabul edildiği, katılanın sanığın komşusu olması ve uzun süredir eylemlerin devam etmesi nedeniyle Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Adli Tıp 6. İhtisas Kurulu’nun 28.02.2020 tarihli raporunda belirtildiği ” Kendisinde mevcut olan bu zeka geriliğinin hekim olmayanlarca ilk bakışta anlaşılamayabileceği ancak yakın çevresinde yaşayanlarca ve tekrarlayan görüşmelerle anlaşılabileceği” şeklindeki rapor doğrultusunda katılanda mevcut olan zeka geriliğinin sanık tarafından bilindiği, katılanın on sekiz yaşını tamamladıktan sonra da sanığın katılana yönelik eylemlerinin devam etmesi nedeniyle nitelikli cinsel istismar ve nitelikli cinsel saldırı suçlarından ayrı ayrı kamu davası açılmış ise de; sanığın katılana yönelik işlediği iddia edilen zincirleme şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunda son eylemin 2017 yılı içerisinde işlendiğinin anlaşılması karşısında sanığın organ sokmak suretiyle cinsel saldırı suçundan cezalandırılması gerektiği, ayrıca sanığın katılanı “Tam” denilen yere götürerek gerçekleştirdiği cinsel istismar eylemleri sırasında katılanda mevcut zeka geriliği ve yaş küçüklüğünü bildiği, katılanın zeka geriliği ve yaş küçüklüğü nedeniyle bir yere gitmek ve bir yerde kalmak yönündeki rızasının hukuken geçerli bir rıza olmayacağı, sanığın altı yıl boyunca gerçekleştirdiği eylemlerin sayı itibariyle çokluğu da dikkate alındığında, suçun işleniş biçimi, sanığın suç kastının ağırlığı, suçun konusunun önem ve değeri göz önüne alınarak takdiren alt sınırdan hükümler kurulmasına karar verildiği ancak zincirleme suç hükümleri yönünden teşdit uygulanması gerektiği belirlendiğinden sanık hakkında mahkumiyet kararları verildiği anlaşılmaktadır.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediğinden yalnızca hak yoksunluklarına ilişkin hüküm eklenmek suretiyle istinaf talepleri düzeltilerek esastan reddedilmiştir.

IV. GEREKÇE
Savunma, olayın intikal şekli ve zamanı, katılanın soruşturma aşamasında, ilk olayın babası vefat etmeden uzun yıllar önce olduğu ve bu tarihte … … … Okulu’na gittiği, mahkemede ise eylemin on iki-on üç yaşlarından beridir devam ettiği şeklindeki beyanıları, sanıkla katılan arasında yapılan, yaşanacak cinsel temasa yönelik yazılı sözleşmenin yazıldığı tarihler konusundaki katılanın çelişkili anlatımları, Görele Sulh Hukuk Mahkemesinin 19.11.2021 tarihli, 2021/382 Esas, 2021/814 Karar sayılı vesayet dosyasında katılan hakkında aldırılan rapora göre vesayet altına alınmayıp kendisine kanuni danışman atanması yönündeki karar içeriği, aralarında yaptıkları sözleşmelerin içerikleri ve Adli Tıp Kurumu Adli Tıp 6. İhtisas Kurulu’nun 28.02.2020 tarihli ve 834 sayılı rapor içeriği, katılanın Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla temin edilen nüfus kayıt örneği ve tüm dosya kapsamına göre; katılanın 17.02.2013 tarihinde evlendiği, evlenme aktini yapan katılanın rıza açıklamaya ehliyeti bulunması sebebiyle “Akıl zayıflığı bulunduğundan rızasının geçerli olamayacağı” yönündeki kabule mevcut deliller doğrultusunda itibar edilemeyeceğinden katılanın ve sanığın yeniden dinlenmesine karar verilip, katılanın ismini bildirdiği okuldan eğitim bilgilerinin teminiyle suç tarihinin araştırılması ve aralarında yapılan sözleşmenin yapıldığı tarihin de kesinleştirilmesiyle dosyadaki tüm delillerin birlikte ortaya konularak, sanığın eylemlerinin 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen çocuğun nitelikli cinsel istismarı ya da 104 üncü maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen reşit olmayanla cinsel ilişki suçlarını oluşturup oluşturmayacağının ve ayrıca aynı Kanun’un 109 uncu maddesinde düzenlenen kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun kanuni unsurların oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle sanık hakkında verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik istinaf başvurularının kabulü yerine düzeltilerek esastan reddine karar verilmesi, hukuka aykırı bulunmuş, Tebliğname’deki farklı gerekçeyle bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 05.04.2022 tarihli ve 2022/791 Esas, 2022/775 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, farklı gerekçeyle Tebliğname’ye uygun olarak, sayın Başkan vekili …’in muhalefeti ve oy çokluğuyla BOZULMASINA, bozma sebebine göre sanığın TAHLİYESİNE, başka suçtan tutuklu veya hükümlü olmadığı takdirde derhal salıverilmesinin ilgili yerlere en seri şekilde bildirilmesi için müzekkere yazılmasına,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Giresun 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

25.04.2023 tarihinde karar verildi.

KARŞI OY
Sanık … hakkında katılana karşı nitelikli cinsel saldırı suçundan mahkumiyetine dair verilen kararın farklı gerekçeyle bozulması görüşünde olduğumdan, evlenme aktini yapan katılanın rıza açıklamaya ehliyeti bulunması sebebiyle mağdurenin akıl zayıflığı bulunduğundan rızasının geçerli olacağı yönündeki gerekçede belirtilen çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
Şöyle ki;
Sanık …’nın, katılanın komşusu olduğu, intikal tarihine kadar katılanla aralarında anal yoldan cinsel ilişki yaşandığı, aldırılan doktor raporları, dosya içerisinde bulunan ve taraflar arasında yazılı sözleşme içerikleri doğrultusunda olayın oluşumu konusunda dairenin çoğunluk görüşü ve görüşüm arasında bir fark yoktur.
Mağdurenin dosya içindeki 28.02.2020 tarihli Adli Tıp Kurumu Adli Tıp Başkanlığı 6. İhtisas Kurulu’nun 28.02.2014 tarihli ve 834 sayılı ; ” Sınır-Hafif Derecede Zeka Geriliği tespit edildiği, Kurulumuzca tespit edilen bu zeka geriliği ile olay tarihindeki yaşı birlikte değerlendirildiğinde mağduru bulunduğu olayda fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılamasına ve bu olayda fiile ruhsal yönden mukavemete muktedir olmasına mani olacak mahiyet ve derecede olduğu, dolayısıyla; Büşra Kır’ın 2017 Kasım, 2017 yılı, 2016 ve önceki yıllarda (iddianameye göre) mağduru bulunduğu olayda, fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamayacağı, fiile ruhsal yönden mukavemete muktedir olamayacağı, kendisinde mevcut olan bu zeka geriliğinin hekim olmayanlarca ilk bakışta anlaşılamayabileceği ancak yakın çevresinde yaşayanlarca ve tekrarlayan görüşmelerle anlaşılabileceği, beyanlarına itibar edilebileceği,” şeklinde rapor tanzim edilmiştir.
Yine katılan hakkında Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı’nın 29.10.2019 tarih, 626 sayılı Adli Kurul mütalaasında; ” Şahsın mağduru olduğu belirtilen cinsel istismar fiiline yönelik beden ve ruh sağlığı bakımından kendini savunacak durumda olmadığı” belirtilmiştir.
Mağdurenin annesi …’in aşamalarda, mağdurenin yaşının yaşıtlarından beş yaş geri olduğunu beyan ettiği anlaşılmıştır.
Görele Sulh Hukuk Mahkemesinin 19.11.2021 tarihli, 2021/382 Esas, 2021/814 Karar sayılı vesayet dosyasında katılan hakkında aldırılan rapor doğrultusunda katılana vasi tayin edilmediği ancak yasal danışman atanması yönünde karar verildiği anlaşılmaktadır.
Katılan savcılıkta verdiği ifadesinde, sanığın kendisine terzi dükkanında cinsel içerikli yazıları yazdırdığını, kendisinden söylediklerini yazmasını istediği, söylediklerini kendi düşünceleriymiş gibi ifade ederek yazmasını söylediğini, altına ismini ve soyismini yazıp imzasını attığını, yazıların çok önce yazıldığını, beyan etmiş, çelişki üzerine sorulunca da babası ölmeden önce yazıldığını beyan etmiştir.
Samsun Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü’nce tanzim edilen 12.11.2018 inceleme tarihli ve SMS-BLG-18-01952 uzmanlık numarası sayılı raporuna göre”Anlaşmanın şartları”, ” isteklerin varsa buna yaz”, “yapacaklarım şunlar” ,” anlaşma sözleşmesi” başlıklı 4 sayfadan ibaret evrak üzerinde yapılan incelemede, yazı ve imza karakterlerinin tarafların el ürünü olduğu tespit edilmiştir.
Sanık aşamalardaki savunmalarında; katılan ile cinsel ilişki yaşamadığını beyan etmektedir.
Katılanın da hükümden sonra 17.02.2023 tarihinde evlendiği UYAP kayıtlarından anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamı, katılana ait adli raporlar, sanık savunması, katılanın beyanları, uzmanlık raporu, sözleşme içerikleri ve tüm dosya kapsamına göre; katılan her ne kadar eylemin tehditle gerçekleştirildiğini beyan etmiş ise de katılanın beyanı dışında eylemlerin tehditle gerçekleştirildiği hususunda başka bir delil olmadığı, katılan hakkında akıl zayıflığı konusunda raporları bulunsa da katılanın sınır mental kapasitede olduğunun belirtilerek kendisine vasi dahi tayin edilmediği, sözleşme
adı altında taraflarca yazılı imzalanan evrakların içerikleri dikkate alındığında suç tarihinin tespit edilerek sanık hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı ya da reşit olmayanla cinsel ilişki ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarının kanuni unsurlarının tartışılarak hükümler kurulması gerektiği yönündeki sayın çoğunluk görüşüne katılmakla birlikte, katılanın evlenmeyle rıza açıklamaya ehliyeti bulunduğu yönündeki görüşün dosya kapsamındaki mevcut adli raporları bertaraf edemeyeceği görüşünde olduğumdan bu husustaki sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum. 25.04.2023