YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/1934
KARAR NO : 2023/2756
KARAR TARİHİ : 04.05.2023
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun cinsel istismarı
HÜKÜM : Beraat
6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un 20 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının ilgili kamu davalarına katılma ve hükümleri temyiz etme hakkının bulunduğu ve Bakanlık vekili tarafından bozma sonrasındaki kovuşturma evresinde 08.11.2022 tarihli dilekçesi ile katılma iradesinin ortaya konulduğu anlaşılmakla, söz konusu madde hükmü de gözetilerek 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 237 nci maddesinin ikinci fıkrası gereğince Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının katılan, vekilinin ise katılan Bakanlık vekili sıfatıyla davaya katılmasına karar verilmiştir.
Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza
Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, 09.06.2014 tarihli ve 2014/24700 Esas sayılı iddianamesi ile sanık hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı anlaşılmıştır.
2. Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesinin, 26.02.2015 tarihli ve 2014/221 Esas, 2015/36 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 inci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
3. Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesinin, 26.02.2015 tarihli ve 2014/221 Esas, 2015/36 Karar sayılı kararının sanık müdafii ile katılan mağdure vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 07.07.2022 tarihli ve 2021/4679 Esas, 2022/7595 Karar sayılı kararı ile “…Olayın intikal şekli ve zamanı, mağdurenin aşamalardaki çelişkili ifadeleri, savunma ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında, mağdurenin başka delille doğrulanmayan soyut beyanları dışında sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,…” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
4. Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesinin, 22.11.2022 tarihli ve 2022/351 Esas, 2022/548 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat kararı verildiği anlaşılmıştır.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İsteği
Özetle sanığın atılı suçu gerçekleştirmiş olduğunun sabit olduğuna, mağdurenin böylesi bir konuda yalan ithamda bulunmayacağının aşikar olduğuna, buna rağmen hukuka ve hakkaniyete aykırı olarak beraat kararı verildiğine, dosyaya kazandırılan delillerin de istismar suçunun işlendiğini kanıtladığına, mağdurenin okulda bir intihar girişiminde bulunmuş olmasının da cinsel istismara maruz kaldığını destekler durum oluşturduğuna, katılan mağdurenin suç tarihinde on beş yaşından küçük olduğuna, suç isnadında bulunmasını gerektiren husumet bulunmadığına, mağdurenin beyanları samimi ve inandırıcı iken verilen beraat hükmünün oluşa ve hukuka aykırılık teşkil ettiğine, hükmün bozularak sanığın en üst hadden cezalandırılmasına, takdiri indirim uygulanmadan hüküm kurulmasına, taraflarına vekalet ücretine takdir edilmesi talebine ilişkindir.
B. Katılan Mağdure Vekilinin Temyiz İsteği
Özetle … Devlet Hastanesinden alınan 22.05.2014 tarihli ve 2014/21530 sayılı Sağlık Kurulu Raporunda olay sonrası mağdurenin ruh sağlığının bozulduğu, sınırda mental kapasiteye sahip olduğu, olayları algılama ve değerlendirme yeteneğinin yaşıtlarından geri olduğu, verdiği bilgilerin tutarlı olması nedeniyle ifadesinin güvenilir olabileceğinin bildirildiğine, 07.08.2014 günlü duruşmada mağdurenin mahkeme huzurunda sürekli ağlayarak kendisine yapılanları tekrar Çocuk İzlem Merkezinde anlattığı şekilde beyan ettiğine, o gün hazır olan psikologunda mağdurenin beyanlarına itibar edilebileceğini, olaylardan olumsuz etkilendiğini belirttiğine, aynı gün dinlenen sanık … tanık beyanlarına göre de sanık mağdurenin evine gittiğini, mağdurenin 18.02.2015 günlü beyanında daha önceki anlattıklarını inkar etse de olayların ilk açığa çıkma şekliyle mağdurenin ilk söylediğine itibar edilmesi gerektiğine, mağdurenin o dönemde on beş yaşından küçük olduğuna, o yaştaki bir çocuğun böyle bir senaryoyu uydurmasının beklenemeyeceğine, bu yaştaki çocukların ilk beyanlarına itibar edilmesi gerekip her aşamadaki psikologlarca tekrarlanmış olması hususlarının birlikte değerlendirilmesi halinde cinsel istismarın yapılmış olduğunun açık olduğuna, sanığın beraatine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna, kararın bozulmasına ve dilekçesinde belirttiği diğer hususlara ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Tüm dosya kapsamına göre on üç yaşı içerisinde bulunan katılan mağdurenin 21.05.2014 tarihinde okulunda pencereden atlamaya çalışması sonrası intikalin gerçekleştiği, katılan mağdurenin soruşturma aşamasında alınan 22.05.2014 tarihli beyanında sanığı iki-üç ay önce tanıdığı, arkadaşlık yaptıkları, ifade verdiği tarihten tahminen iki-üç hafta önce okula gitmediği bir gün sanığı eve çağırdığı, sanığın geldiği, kendisinin poposuna ve özel bölgesine penisi ile içine girecek şekilde ilişkide bulunduğu, sanığı eve çağırmasındaki amacının sadece konuşmak olduğu, ancak sanığın kendisinin rızası dışında kanepeye yatırarak cinsel ilişkide bulunduğu, şikayetçi olduğunu beyan ettiği, yine katılan mağdurenin soruşturma aşamasında alınan 03.06.2014 tarihli beyanında sanığın büyük abdest deliğine penisi ile içine girecek şekilde dokunduğu, ön bölgesine penisi ile dokunmadığı ancak vajinasına parmağını sokmaya çalıştığı ve kendisinin izin vermediği, şikayetçi olduğunu beyan ettiği, somut olayda sanık hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı anlaşılmıştır.
2. Mağdurenin soruşturmanın başındaki ve aşamalardaki beyanlarının birbiri ile çelişkili ve tutarsız olduğu, okulda bir intihar girişiminde bulunmuş olmasının başlı başına cinsel istismara maruz kaldığını göstermeyeceği, olaydan yaklaşık bir ay sonra okuldaki girişimi sonucunda tutanak düzenlenmesi üzerine şikayetçi olduğu, sanıkla aralarında sosyal medya üzerinde samimi görüşmelerin mevcut olduğu, yapılan muayenesinde cinsel saldırıya maruz kaldığına dair somut ve tıbbi bir delillin mevcut olmadığı hususları nazara alınarak sanığın yüklenen suçu işlediğine dair mahkumiyetine yeter her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı somut deliller bulunmadığı gerekçesiyle hüküm kurulduğu görülmüştür.
IV. GEREKÇE
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, katılan Bakanlık vekili ile katılan mağdure vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmış, hukuka aykırılık görülmemiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesinin, 22.11.2022 tarihli ve 2022/351 Esas, 2022/548 Karar sayılı kararında katılan Bakanlık vekili ile katılan mağdure vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan Bakanlık vekili ve katılan mağdure vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
04.05.2023 tarihinde karar verildi.