Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/1926 E. 2023/1789 K. 29.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/1926
KARAR NO : 2023/1789
KARAR TARİHİ : 29.03.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

İlk Derece Mahkemesi tarafından bozma üzerine verilen kararın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığının 03.07.2020 tarihli iddianamesi ile sanığın sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.

2. Gaziosmanpaşa 20. Asliye Ceza Mahkemesinin 17.11.2020 tarihli ve 2020/220 Esas, 2020/905 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında çocuğun cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından yargılama yapılması gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmiştir.

3. İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesi 02.03.2021 tarihli ve 2020/447 Esas, 2021/143 Karar sayılı kararı ile sanığın sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından cezalandırılmasına karar verilmiştir.

4. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesinin 29.04.2021 tarihli ve 2021/672 Esas, 2021/889 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 303 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine dair karar verilmiştir.

5. Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 01.06.2022 tarihli ve 2021/24638 Esas, 2022/5253 Karar sayılı kararı ile katılan Bakanlık vekilinin temyiz talebinin sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçundan kurulan hükümle sınırlı olduğu belirtilip sanık müdafii ile katılan Bakanlık vekilinin temyiz istemleri yerinde görülmekle kararın “…Verilen görevsizlik kararına istinaden yargılamaya devam eden ilk derece mahkemesince gerçekleştirilen yargılama sırasında duruşmada hazır bulunan sanığın 5271 sayılı CMK’nın 147. ve 191.maddelerine uygun şekilde kimlik tespiti yapılıp kanuni hakları da hatırlatılmak suretiyle savunması alınması gerekirken, kimlik tespiti yapılmayıp, kanuni hakları da hatırlatılmaksızın
savunması alınarak yazılı şekilde hüküm kurulması karşısında, vaki istinaf başvurusunun kabulü yerine düzeltilerek esastan reddedilmesi,…” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.

6. Bozma Kararı üzerine İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesinin 17.11.2022 tarihli ve 2022/339 Esas, 2022/442 Karar sayılı kararı ile sanığın sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından cezalandırılmasına dair karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi
Dosya kapsamına uygun düşmeyen eksik inceleme ile sanık hakkında alt sınırdan ve eksik hüküm tesis edilmesi ile şartlar gerçekleştiği halde 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü meddisinin 3 üncü fıkrasının (d) bendinin uygulanmayarak eksik ceza tayin edilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğuna, eylemin sarkıntılık boyutunu aştığına ve dilekçesinde belirttiği diğer hususlara yöneliktir.

B. Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi
Teşhis işlemlerinin usul ve kanuna aykırı olarak yapıldığına ve hukuka aykırı toplanmış bulguların delil olarak kabul edilemeyeceğine, sanık hakkında her türlü şüpheden uzak ve hükme esas alınabilecek bir delil elde edilemediğine, mağdurenin beyanlarında çelişkiler olduğuna, atılı suçların maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığına, kararın usul ve kanuna aykırı olduğuna ve dilekçesinde belirttiği diğer hususlara yöneliktir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyiz kapsamına göre;
İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1. Yapılan yargılama, toplanan delillere, iddia, sanık savunması ve tüm dosya kapsamı bir bütün halinde değerlendirildiğinde; mağdurenin olay tarihinde bir arkadaşı ile birlikte okula giderken sanığın yanlarına geldiği, sanığın mağdure ve arkadaşına hitaben okuma yazma bilmediğini, … isimli bir arkadaşını aradığını söyleyerek yardım istediği, mağdure ve arkadaşının inandıkları, bir kaç binaya baktıkları bu esnada mağdurenin yanındaki arkadaşının ayrıldığı ve sanık ile mağdurenin yine … isimli kişiyi aramak için bina bina dolaştıkları ve bir bina içerisine girdikleri, mağdurenin sigorta kutusundaki isimlere baktığı esnada sanığın arkadan mağdureye sarılarak cinsel bölgesine dokunduğu, mağdurenin de tekme atarak kaçtığı tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır.

2. Her ne kadar sanık üzerine atılı suçlamayı kabul etmemiş ise de mağdurenin açık, net bir şekilde hem duruşmada hem soruşturma evresinde sanığı teşhis etmesi keza soruşturma ve kovuşturma evresindeki olayın başlangıcına ve bitimine ilişkin kesintisiz ve istikrarlı anlatımları dikkate alındığında sanığın suçtan kurtulmaya yönelik savunmasına itibar edilmemiş ve üzerine atılı cinsel istismar suçunu işlediği kanaati hasıl olmuş, ancak sanığın eylemini kesintili bir biçimde dokunma – okşama şeklinde olduğu anlaşılmakla eylemin sarkıntılık düzeyinde kaldığı nazara alınarak 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi gereğince cezalandırılmasına karar verilmiştir.

3. Sanığın gerek adli sicil kayıtları gerekse Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden derdest dosyaları incelendiğinde yine cinsel saldırı suçundan tutuklu olduğu, sanığın tekerrüre esas alınan ilamındaki olaylar ile mevcut olayların birebir aynı olduğu dikkate alındığında sanığın küçük yaştaki çocukları bir şekilde kandırarak kendince yakalanmasını engelleyecek ortamlarda cinsel istismar – saldırı suçlarını işlediği kanatiyle sanığın sorunlu kişiliği, müsnet suça karşı eğilimi ve yoğun kastı dikkate alınarak alt sınırdan uzaklaşılarak cezalandırılmış, sanığın adli sicil kayıtları dikkate alındığında atıfet maddesi olmayan 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi uygulanmamıştır.

4. Sanığın olay tarihinde mağdureyi cinsel amacını gerçekleştirebilmek kastıyla hile kullanarak mağdureyi bina bina dolaştırıp en son olayın olduğu binada da eylemini gerçekleştiği dikkate alındığında üzerine atılı ve eylemine uyan hürriyetten yoksun kılma suçunu işlediği anlaşılmakla eylemine uyan 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince cezalandırılmış, sanığın müsnet suçu işleme esnasındaki eylemlerinin yoğunluğu, benzer şekilde başka mağdurlara karşı aynı şekilde suç işlemiş olması hususları dikkate alındığında sorunlu kişiliği göz önünde alınarak cezalandırılırken alt sınırdan uzaklaşılmış, müsnet suçun çocuğa karşı işlendiği anlaşılmakla cezasında aynı Kanun’un 109 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının (f) bendi gereğince artırım yapılmış, müsnet suçun cinsel amaçla işlendiği anlaşılmakla aynı Kanun’un 109 uncu maddesinin beşinci fıkrası tatbik edilmiştir.

IV. GEREKÇE
1. 09.02.2021 tarihli duruşmada, mağdure, şikayetçiler ve Bakanlık vekili hakkında katılma kararı verildiği halde gerekçeli karar başlığında mağdur, müşteki ve suçtan zarar gören olarak gösterilmeleri mahallinde düzeltilebilir yazım hataları olarak kabul edilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesi gerekçesi ve tüm dosya kapsamına göre, yargılama sürecindeki işlemlerin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle
birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırılarak vicdani kanıya ulaşıldığı, buna ilişkin gerekçelerin hukuka uygun olduğu, eylemlere uyan suç vasıfları ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından hükümlerde hukuka aykırılık bulunmamış, sanık müdafii ile katılan Bakanlık vekilinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.

V. KARAR
İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesinin 17.11.2022 tarihli ve 2022/339 Esas, 2022/442 Karar sayılı kararında sanık müdafii ve katılan Bakanlık vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

29.03.2023 tarihinde karar verildi.