Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/1891 E. 2023/3242 K. 17.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/1891
KARAR NO : 2023/3242
KARAR TARİHİ : 17.05.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇLAR : Çocuğun cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet

İlk Derece Mahkemesince verilen hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararların; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Kırklareli 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 09.06.2022 tarihli ve 2021/437 Esas, 2022/258 Karar sayılı kararı ile sanığın kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçlarından mahkûmiyetine karar verilmiştir.

2. Sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik katılan Bakanlık vekili ve sanık müdafiinin istinaf başvurularının kabulüne karar verilerek 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme neticesinde aynı Kanun’un 280 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile sanığın çocuğun cinsel istismarı ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkumiyetine karar verilmiştir.

3. Yargtay Cumhuriyet Başsavcılığının 31.01.2023 tarihli, 9-2023/6573 Esas sayılı temyiz ret ve onama görüşlü Tebliğname’si ile dosya Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi
Sübuta, mağdurenin çelişkili beyanları dışında dosyada delil olmadığına, sanığın mağdurenin yaşını bilmediğine, suç işleme ve cinsel arzularını tatmin kastının olmadığına, eksik araştırmaya, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun da unsurlarının oluşmadığına, sanığın atılı suçlardan beraatine karar verilmesi aksi takdirde de alt sınırdan uzaklaşılmaması, takdiri indirim sebeplerinin uygulanması, sanık lehine kararın bozulması gerektiğine ve tahliye talebine ilişkindir.

B. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi
Sanık hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan cezalandırma yapılması gerekirken eksik ceza tayin edildiğine, kabule göre de her iki suçtan üst sınırdan cezalandırılmasına ayrıca vekalet ücreti talebiyle kararın bozulması gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Sanığın on beş yaşından küçük mağdureyle gönül ilişkisi kurduğu, olay günü mağdureyi ikna ederek terkedilmiş bir kulübeye götürdüğü, burada mağdureyle organ veya sair cisim sokmak şeklinde cinsel ilişkiye girdiği kabul edilmiş, mağdure soruşturma aşamasında sanığın cinsel organının kendi cinsel organına girdiğini ve acı hissettiğini söylemiş, kovuşturma evresinde de sanığın cinsel organını değil parmağını kendisinin cinsel organına soktuğunu söylemişse de mağdurenin fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamayacağına, ruh bakımından kendini savunamayacağına ilişkin Trakya Üniversitesi Sağlık Kurulu raporu ile Mahkeme huzurunda alınan beyanında hazır bulunan Psikolog bilirkişinin mağdurenin zihinsel gelişim olarak yaşıtlarının gerisinde olduğu, kendisinin kolaylıkla yönlendirilebilecek olduğu ve zihinsel olarak mental gerilik bulunduğuna dair görüşü birlikte değerlendirilip, mağdurenin yargılamanın her aşamasında sanığın kendisine organ veya sair cisim soktuğunu, canının acıdığını, bağırdığını, sanığın da kendisini bıraktığını tekrarlaması, sanığın çelişkili beyanları, dosya içerisindeki raporlar ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında sanığın mağdureye organ veya sair cisim soktuğu kanaatine varılarak; her ne kadar sanık, mağdurenin yaşının küçük olduğunu bilmediğine ilişkin savunmalarda bulunmuşsa da; mağdurenin fiziksel olarak yaşıtları ile aynı düzeyde olduğuna ilişkin Mahkeme gözlemi, mağdurenin zihinsel gelişim olarak yaşıtlarının gerisinde olduğuna ilişkin Psikolog bilirkişinin beyanları, sanık ve mağdurenin, mağdurenin ailesiyle birlikte üç ay boyunca aynı çiftlikte çalışması, birbirlerini yakından tanıma imkanlarının olması ve tüm dosya kapsamına göre sanığın suçtun kurtulmaya yönelik beyanlarına itibar edilmeyerek mahkûmiyet kararları verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Sanığın on beş yaşından küçük mağdureyle gönül ilişkisi kurduğu, olay günü mağdureyi ikna ederek terkedilmiş bir kulübeye götürerek hakimiyet alanına sokmak suretiyle mağdureyi hürriyetinden yoksun bıraktığı ve burada mağdureyle organ sokma boyutuna varmayacak sarkıntılık boyutunu da aşacak şekilde kıyafetleri üzerinde yokken sürtünme suretiyle cinsel münasebette bulundukları, İlk Derece Mahkemesince eylem, çocuğun nitelikli cinsel istismarı olarak değerlendirilmiş ise de sanığın organ sokma eyleminin şüpheli olduğu, mağdurenin organ sokmaya ilişkin aşamalarda çelişkili ifadelerde bulunduğu, soruşturma aşamasında “Cinsel organını sokmayı denedi canım acıdı bıraktım” dedikten sonra tekrar sorulunca bu kez “Cinsel organıyla içime girdi, canım acıdı” dediği, kovuşturma evresinde ise sanığın cinsel organını değil parmağını kendisinin cinsel organına soktuğunu beyan etmiş ise de mağdurenin vajinasında doğal çentik hariç eski veya yeni yırtığa rastlanmadığına dair adli rapor da değerlendirildiğinde şüpheli bu durum sanık lehine yorumlanarak eylem sarkıntılık boyutunu aşacak şekilde basit cinsel istismar olarak kabul edilmiştir.
Mağdurenin fiziksel olarak yaşıtları ile aynı düzeyde olduğuna ilişkin İlk Derece Mahkemesi gözlemi, hastane doğumlu olması, mağdurenin zihinsel gelişim olarak yaşıtlarının gerisinde olduğuna ilişkin Psikolog bilirkişinin beyanları, ayrıca mağdurenin fiilin hukuki sonuçlarını algılamayacağına dair adli raporunun bulunması, sanık ve mağdurenin, mağdurenin ailesiyle birlikte üç ay boyunca aynı çiftlikte çalışmaları, birbirlerini yakından tanıma imkanlarının olması ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde sanığın suçtun kurtulmaya yönelik beyanlarına itibar edilmemiş, sanığın gerçekleştirdiği eylemlerin niteliği, sabıka kaydına yansıyan suç işlemekten çekinmeyen olumsuz kişilik yapısı, cezanın olası etkileri dikkate alınarak sanık hakkında takdiri indirim hükmü uygulanmamıştır.

IV. GEREKÇE
1. Trakya Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezinin 02.04.2021 tarihli sağlık kurulu raporu ile Trakya Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 12.04.2021 tarihli raporunda mağdurede sınırda mental kapasiteye sahip olması nedeniyle fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamayacağı, ruh bakımından kendisini savunmayacağının belirtilmesi karşısında, mağdurenin dava dosyasıyla birlikte İstanbul Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kuruluna sevk edilerek suç tarihi itibarıyla herhangi bir akıl hastalığı veya akıl zayıflığı bulunup bulunmadığı, varsa bundan dolayı kendisine karşı işlenen fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneğinin gelişip gelişmediği, beden veya ruh bakımından kendisini savunabilecek durumda olup olmadığı, durumunun hekim olmayanlar ile çevresinde yaşayanlar ve üçüncü kişilerce anlaşılıp anlaşılamayacağı, beyanlarına itibar edilip edilemeyeceği hususlarında ayrıntılı rapor alındıktan sonra raporun sonucuna göre mağdurenin suç tarihinde 14 yaş 10 ay 10 günlük olması ve sanık savunması karşısında hata hükümlerinin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığının yeniden tartışılması gerektiği anlaşılmakla eksik araştırma ve yetersiz gerekçe ile hüküm kurulması hukuka aykırı bulunmuştur.

2. Katılan Bakanlık vekilinin 09.11.2022 tarihli süre tutum ve 28.11.2022 tarihli gerekçeli temyiz dilekçeleri ile kararı süresinde temyiz ettiği anlaşılmakla Tebliğname’de katılan Bakanlık vekilinin temyiz isteminin reddine ve yukarıda açıklanan nedenlerle de hükmün onanmasına ilişkin görüşe iştirak edilmemiştir.

V. KARAR
Gerekçenin (1) numaralı bölümünde açıklanan nedenle sanık müdafii ile katılan Bakanlık vekilinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesinin, 07.11.2022 tarihli ve 2022/1669 Esas, 2022/2021 Karar sayılı kararlarının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

17.05.2023 tarihinde karar verildi.