Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/1544 E. 2023/2440 K. 25.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/1544
KARAR NO : 2023/2440
KARAR TARİHİ : 25.04.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2022/152 E., 2022/276 K.
SUÇ : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Şişli Cumhuriyet Başsavcılığının 05.01.2011 tarihli ve 2011/259 Esas sayılı iddianamesiyle, sanığın çocuğun cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, müstehcenlik suçlarından cezalandırılması istemli kamu davası açılmıştır.
2. İstanbul 9 . Ağır Ceza Mahkemesi’nin 22.03.2016 tarihli ve 2015/6 Esas, 2016/179 Karar sayılı kararı ile sanığın müstehcenlik suçundan beraatine, üzerine atılı diğer suçlardan mahkumiyetine karar verilmiştir.

3. Dairemizin 08.02.2022 tarihli ve 2021/12708 Esas, 2022/992 Karar sayılı kararı ile çocuğun cinsel istismarı suçundan kurulan hükmün onanmasına, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükmün ise sair temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, sanığın atılı suçtan eylemine uyan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 109 uncu maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (f) bendi ile beşinci fıkrası gereğince cezalandırılması gerekirken suç vasfının tayininde yanılgıya düşülmüş olması nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

4. Bozma ilamı üzerine İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 16.06.2022 tarihli ve 2022/152 Esas, 2022/276 Karar sayılı kararı ile sanığın bozma ilamı gibi kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan cezalandırılmasına karar verilmiştir.

5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 17.01.2023 tarihli ve 9-2022/115715 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi
Sanık müdafisi, mahkemenin mahkumiyet kanısına hangi delillerle vardığını açıkça gerekçelendirmediğini, sanık aleyhine verilen cezada tek gerekçe olarak mağdurenin beyanlarının hükme esas alındığını, sanık aleyhine başkaca bir delil bulunmadığını, mağdurenin beyanlarının sanığın ceza almasını gerektirecek bir delil olmadığını, şüpheden sanık yararlanır ilkesine aykırı hüküm kurulduğunu ve diğer temyiz sebeplerini beyan ederek temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi
Sanık hakkında cezanın üst sınırıyla karar verilmesi yahut en azından asgari hadden uzaklaşılması gerektiğini, takdiri indirim sebeplerinin uygulanmasının usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini,katılan kurum lehine vekalet ücreti tesisi gerektiğini ve diğer temyiz sebeplerini beyan ederek temyiz isteminde bulunmuştur.

C. Katılan Mağdure Vekilinin Temyiz İstemi
Sanık hakkında alt sınırdan ceza verilmesinin hatalı olduğunu, gerekçeli kararda neden alt sınırdan ceza tesis edildiğinin anlaşılamadığını, takdiri indirim uygulanırken yasal dayanaktan yoksun bir gerekçe oluşturulduğunu, mağdurenin olayın meydana geldiği tarihteki yaşı ve kendisinde bıraktığı kötü izlerde dikkate alındığında cezanın üst sınırdan verilmesi gerektiğini ve diğer temyiz sebeplerini beyan ederek temyiz isteminde bulunmuştur.

III. OLAY VE OLGULAR
İlk Derece Mahkemesince bozma ilamı üzerine ; “Mahkememizin 2015/6 esas ve 2016/179 karar sayılı ilamı Yargıtay 9.Ceza Dairesinin 2021/12708 esas 2022/992 karar sayılı ilamıyla sanık hakkında verilen çocuğun cinsel istismarı suçun yönünden onanmasına karar verilmiş olup ancak sanığın işiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan verilen hükmün bozulmasına karar verildiği, mahkememizce bozma kararına uyularak yapılan yargılama neticesinde;
Müşteki …’ın 1998 doğumlu olan küçük mağdurenin babası olduğu, suç tarihinde sanığın markete gitmekte olan mağdureye sokakta rastladığı ve biz kutu taşıyoruz, bize yardımcı ol diyerek mağdureyi bir apartmanını ikinci katına götürüp orada cebir ve tehdit kullanarak mağdureyi hürriyetinden yoksun bıraktığı, zorla orada bir süre alıkoyduğu, küçük mağdureye cep telefonunda bulunan müstehcen görüntüleri izlettiği ve mağdurenin bacaklarını, göğsünü ve cinsel organını sıktığı ve ellediği, mağdurenin aşamalardaki beyanları, savunma ve tüm dosya içeriği nazara alındığında sanığın, olay günü on beş yaşından küçük mağdureyi cebir ve tehditle götürdüğü yerde alıkoyduğu oluşun bu şekilde gerçekleştiği kabul olunmuştur.
Sanık … *****’ın eylemleri TCK 109. addede tanımlanan kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçunu ve TCK 103. maddede tanımlanan çocuğun cinsel istismarı suçunun unsurlarını bulundurmaktadır. 28.06.2014 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanıp yürürlüğe giren 6545 sayılı yasa ile 5237 sayılı TCK’da atılı suçu düzenleyen maddelerinde bulunduğu bazı maddeler değiştirilmiştir. Suç bu değişiklikten önceki tarihte işlenmiştir. 5237 sayılı yasanın mezkur değişiklik sonrası hükümler ile suç tarihinde yürürlükte olan 5237 sayılı yasanın 6545 sayılı yasa ile değişmeden önceki hükümleri ortaya konarak birlikte değerlendirilmiş, 5237 sayılı yasanın 6545 sayılı yasa ile değişen 103/1-a,103/4, maddelerinin sanık yönünden aleyhe düzenlemeler getirdiği anlaşılmıştır.
Sanık … ****’ın mağdure …*****’a karşı eylemi kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçunun unsurlarını da oluşturduğu anlaşıldığından eylemine uyan TCK 109/1 maddesi gereğince 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, TCK 109/3-f maddesi gereğince verilen ceza takdiren 1 kat arttırılarak 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, TCK 109/5 maddesi gereğince verilen ceza takdiren yarı oranında arttırılarak 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılması gerekmiştir. Sanığın fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışlarında menfi bir husus değerlendirilmediğinden lehine indirim sebebi kabul edilerek TCK 62. maddesi gereğince takdiren 1/6 oranında indirilmek suretiyle 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, karar vermek gerekmiştir. TCK‘nın 53. ve 63. Maddelerinin amir hükümleri gereği karar altına alınmıştır.
” gerekçeleriyle sanığın mahkumiyetine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin, katılan mağdure vekili ile katılan Bakanlık vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 16.06.2022 tarihli ve 2022/152 Esas, 2022/276 Karar sayılı kararında sanık müdafii, katılan mağdure vekili ve katılan Bakanlık vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafii, katılan mağdure vekili ve katılan
Bakanlık vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

25.04.2023 tarihinde karar verildi.