Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/150 E. 2023/3183 K. 16.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/150
KARAR NO : 2023/3183
KARAR TARİHİ : 16.05.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı
HÜKÜM : Beraat, temyiz isteminin reddi

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hüküm ile ek kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hüküm ile ek kararı temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Bilecik Ağır Ceza Mahkemesinin, 07.05.2020 tarihli ve 2019/294 Esas, 2020/71 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında;
a) Çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (c) bendi, dördüncü fıkrası, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 61 inci maddesinin yedinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 30 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

b) Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.

2. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin 13.10.2020 tarihli ve 2020/1796 Esas, 2020/1482 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik mağdure vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanunun 279 uncu maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca sıfat yokluğu nedeniyle reddine, sanık müdafii ve katılan Bakanlık vekilinin istinaf başvurusunun ise 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

3. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesi kararının, sanık müdafii ve katılan Bakanlık vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 29.03.2022 tarihli ve 2021/19367 Esas, 2022/3006 Karar sayılı kararı ile “En son iki hafta önce meydana geldiği iddia edilen olayda evden kaçan mağdurenin ağladığını gören bekçilerin ihbarı üzerine gerçekleşen intikal, mağdurenin aşamalardaki çelişkili beyanları, aynı evde yaşayan kardeşlerinin olayı görmedikleri yönündeki ifadeleri, mağdure anlatımlarının müşteki annenin beyanlarıyla doğrulanmaması, doktor raporunda anal bulgu bulunmaması, savunma ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında, ilk derece mahkemesinin kabulünde yer alan sübuta ilişkin delillerin dosya içeriğiyle çelişmesi nedeniyle mahkumiyet kararının yerinde olmadığı anlaşıldığından, söz konusu hükme yönelik istinaf başvurusunun kabulü yerine düzeltilerek esastan reddedilmesi” nedeniyle bozulmasına ve dava dosyasının 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

4. Bilecik Ağır Ceza Mahkemesinin, 15.09.2022 tarihli ve 2022/254 Esas, 2022/281 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat kararı verilmiş bu kararın temyizi üzerine Mahkemenin 03.10.2022 tarihli Ek Kararı ile; Mahkemenin 15.09.2022 tarihli ve 2022/254 Esas, 2022/281 Karar sayılı kararına karşı mağdure vekili Av. …’in yapmış olduğu 16.09.2022 tarihli temyiz başvurusunun 5271 sayılı Kanunun 234 üncü maddesinin altıncı fıkrası gereğince sıfat yokluğu nedeniyle reddine karar vermiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Mağdure Vekilinin Temyiz İstemi
Temyiz istemine dair ek kararın kaldırılmasına, eksiklikler ve çelişkiler giderilmeden bozma ilamı doğrultusunda karar verildiğine, sanığın cezalandırılması gerektiğine ilişkindir.

B. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi
Sanığın ifadelerinin çelişkili ve suçtan kurtulmaya yönelik olduğuna, mağdurenin 09.03.2020 tarihli dilekçesinin gerekçeli karara esas teşkil etmeyeceğine, mağdurenin sonradan beyanını değiştirdiği dilekçenin hayatın olağan akışına aykırı olduğuna, mağdure üzerinde yönlendirme veya baskı olduğunun açık olduğuna, beraat kararının bozulması gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Dosya kapsamından; 05.04.2019 tarihinde devriye görevini yapan bekçiler ağlayarak kendilerine doğru gelmekte olan on yedi – on sekiz yaşlarındaki kız çocuğunu görüp ne olduğunu sorduklarında babasının kendisine tecavüz etmek istediğini kendisinin de evden kaçtığını annesinin de hasta olduğunu ve yattığını belirtmesi üzerine haber merkezinin arandığı, mağdurenin kollukta beyanının alınması üzerine olayın intikal ettiği, mağdure ifadesinde 2018 yılının ilk aylarında annesinin tedavi nedeni ile hastanede yattığı sırada, abisi …’ın annesinin yanında refaketçi olarak kaldığını ve sadece küçük kardeşi …’nın evde olduğu esnada, …’nın da uyumasından sonra, babası olan sanığın alkollü iken kendisine anal yoldan cinsel organını sokmak suretiyle istismar ettiğini, bu olaydan sonra ertesi gün babasının kendisinden pişman olduğunu ve sarhoşluğu nedeni ile özür dilediğini, bu olaydan uzunca süre sonra 2019 yılı Mart ayı içerisinde ise annesi, kardeşleri … ve …’ın evde oldukları, … ve …’ın uyduğu sırada babasının kendisini odasına çağırdığını ve kendisi ile ilişkiye girmek istediğini söylediğini, bu sırada annesinin “Ne oluyor ?” diyerek kapının önüne geldiğini, ancak engelli olması ve babasının ikna etmesi üzerinde odadan çıkıp gittiğini, babasının bir kez daha ilişkiye girdiğini, odadan çıkınca annesine bir şey anlatmadığını, olayın ertesi günü polise gitmemesi için babasının kendisini tehdit ettiğini beyan ettiği, Mahkemeye sunmuş olduğu dilekçede ise babasının cinsel istismarda bulunmadığını, babasının kendisini darp ettiğini bildirdiği, sanığın suçlamaları kabul etmediği, kızının bir erkekle görüştüğünü öğrenince kızdığını, tokat attığını savunduğu, mağdurenin annesi ve ağabeyinin görgüye dayalı bilgilerinin olmadığı, mağdurenin erkek arkadaşı olduğundan bahsettikleri, Bozüyük Devlet Hastanesinin 06.04.2019 tarihli raporuna göre; mağdurede darp ve cebir izi mevcut olmadığı, devriye görevi yapan bekçilerin 05.04.2018 tarih ve saat 22.30’da tuttuğu tutanağa göre: on yedi – on sekiz yaşlarında bir kız çocuğunun ağlayarak yanlarına doğru geldiği ve sorduklarında babasının kendisine tecavüz etmek istediğini, bu nedenle evden kaçtığını, annesinin hasta olduğunu ve yattığını beyan etmesi üzerine polis merkezine gönderildiğinin belirtildiği, Bozüyük Devlet Hastanesinin 06.04.2019 tarihli raporuna göre; mağdurenin bakire olduğu, Eskişehir Devlet Hastanesinin 06.04.2019 tarihli rapor içeriğine göre mağdure de anal bulgu bulunmadığı, yine Bilecik Bozüyük Devlet Hastanesinin 25.10.2018 tarihli raporuna göre; mağdure de hafif mental retardasyon (%50), konuşma akıcılığında bozulma ve artikülasyon bozukluğu rahatsızlıkları bulunduğu ve %64 oranında engelli olduğunun belirtildiği, Şanlıurfa … … Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 18.03.2020 tarihli raporunda mağdurede hastalık düzeyinde ruhsal bir bozukluğa rastlanılmadığı, ancak mağdurenin birincil bakım veren kişi ve otorite figürü olan babası tarafından cinsel istismara maruz kalması ve olay tarihindeki yaşı ve olayın üzerinden az bir süre geçmiş olması göz önünde bulundurduğunda ilerleyen zamanlarda ruh sağlığının bozulması ihtimalinin bulunduğu, mağdurenin iddia olunan olay ile ilgili olarak fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını ve davranışlarını yönlendirme yeteneğini halen yeterince geliştiği ve beyanlarına itibar edilebileceğinin mütalaa edildiği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
A. Mağdure Vekilinin Temyiz İsteği Yönünden
Kayden 11.10.2001 doğumlu olup ilk derece mahkemesinde ifadesinin alındığı 03.03.2020 tarihli duruşmada reşit olan mağdurenin olaydan dolayı sanıktan şikayetçi olmadığını beyan etmesi karşısında, yaş küçüklüğü nedeniyle tayin edilen vekilin hükmü temyize hakkı bulunmadığı anlaşıldığından, vaki temyiz isteminin reddine dair 03.10.2022 tarihli ek kararda hukuka aykırılık bulunmamıştır.

B. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İsteği Yönünden
Mağdurenin aşamalarda babası tarafından iki defa anal yoldan cinsel istismara uğradığını beyan etmesine rağmen 09.03.2020 tarihli dilekçesi ile “babam bana hiç dokunmamıştır. Annemin ölmesinden dolayı üzüldüğümden mahkemede öyle beyanda bulundum. İlk polislere gitmemi annem bana söyledi. Hem sen kurtulursun hemde ben kurtulurum diyerek beni ikna etti” şeklinde beyanlarda bulunarak çelişkiye düştüğü, anne …’in kızının, babasının istismarına ilişkin iki gün öncesi ve daha öncesinde hiçbir şey anlatmadığını, sanık olan eşinin kızının erkek arkadaşı ile yazışmasını yakalaması nedeniyle kızdığını ancak darp etmediğini, gittikleri odanın kapısının açık olup içerinin göreceği şekilde konuştuklarını beyan ettiği, mağdurenin kardeşinin olayı görmediği, raporlarında darp cebir izi bulunmadığı gibi anal bulguyada rastlanmadığının belirtildiği, buna göre mağdurenin beyanlarının çelişkili olduğu, raporlarla desteklenmediği, sanığın eylemi gerçekleştiğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delilin bulunmadığı anlaşılmış olup Mahkemece verilen beraat hükmünde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Bilecik Ağır Ceza Mahkemesinin, 15.09.2022 tarihli ve 2022/254 Esas, 2022/281 Karar sayılı kararı ile 03.10.2022 tarihli ek kararında mağdure vekili ve katılan Bakanlık vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKÜM İLE EK KARARIN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca Bilecik Ağır Ceza Mahkemesine, gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

16.05.2023 tarihinde karar verildi.

Hükme iştirak eden üye …’un karar yazımından önce 28.07.2023 tarihinde vefat etmesi nedeniyle imza eksikliğinin giderilemediğine dair 5271 sayılı CMK’nın 232/5. maddesine istinaden düşülen iş bu şerhin altı imzalanmıştır.