Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/1446 E. 2023/2017 K. 05.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/1446
KARAR NO : 2023/2017
KARAR TARİHİ : 05.04.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı
HÜKÜM : Mahkumiyet

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Bursa 10. Ağır Ceza Mahkemesinin, 06.04.2022 tarihli ve 2021/195 Esas, 2022/113 Karar sayılı kararı ile, sanığın çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 103 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (c) bendi, 103 üncü maddesinin dördüncü fıkrası, 43 üncü maddesi ve 61 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca 30 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

2. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 09.11.2022 tarihli ve 2022/1183 Esas, 2022/1577 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafii ve katılan Bakanlık vekilinin istinaf başvurularının kabulü ile duruşmalı yapılan inceleme neticesinde 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve sanığın çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 103 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (c) bendi, 43 üncü maddesi ve 62 nci maddesi uyarınca 25 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

3. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 24.01.2023 tarihli ve 9-2023/5689 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi
Sanık hakkında alt sınırdan uzaklaşılarak ceza verilmesi, takdiri indirim hükümlerinin uygulanmaması ve Bakanlık lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine ilişkindir.

B. Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi
Olayın sanıkla mağdurenin kavga etmesi üzerine intikal ettiğine, intikalin geç olduğuna, taraflar arasında husumet olduğuna, mağdurenin soyut beyanı dışında delil olmadığına, sanığın beraatine karar verilmesi gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1. Sanık aşamalarda sürekli elle kardeşini taciz ettiğini ve cinsel birliktelik yaşadığını hatırlamadığını, o dönem selvi isimli uyuşturucu madde kullandığını, böyle bir şey yaptığını bilmediğini ve hatırlamadığını söyleyerek kaçamaklı beyanlarda bulunmuş iken, esasa ilişkin savunmasında bakkal ile ev arasındaki mesafenin kısa olduğunu, böyle bir şey yapmadığını ifade etsede; mağdurenin soruşturma ve kovuşturma evrelerinde birbiri ile istikrarlı beyanları, mağdurenin öz abisi olan ve arasında husumet bulunmayan sanığa iftira atmasını gerektirecek bir nedenin bulunmaması, öz abisi olan sanığa böyle bir isnatta bulunduğu takdirde toplum nezdinde kendisinin de küçük düşeceğini ve onurunun zedeleneceğini bilebilecek yaşta olması, sanığın beyanlarının aksine sanığın mağdurenin telefonuna müdahale edip kırması sebebiyle böyle bir ithamda bulunmasına dair iddiasının aksine mağdurenin bir dönem yakın arkadaşı olan Mahkemece tanık olarak dinlenen …’e 2019 yılında yani şikayetçi olduğu 07.07.2021 tarihinden 2, 2-5 yıl öncesinden anlatmış olması ve tanığın da bu durumu Mahkeme huzurunda teyit etmesi, yine mağdurenin sanığın kendisine karşı eylemini 2020 Kasım ayında vefat eden annesine 2020 yılı Ramazan ayından bir hafta önce anlattığına dair beyanının sanığın kolluktaki ifadesi ile doğrulanması, Mahkeme huzurunda aşamalardaki ifadelerinde üzerine atılı suçlamayı kesin dille reddetmeyen sanığın o dönem selvi isimli uyuşturucu madde kullandığından olayları hatırlamadığına, yapsa idi hatırlayacağına, taciz ettiğini bilmediğine şeklindeki kaçamaklı savunmaları, mağdurenin son organ sokma eyleminin gerçekleştiği tarihte sanığın uyuşturucu madde kullanmış gibi olduğuna dair sanıkla uyumlu beyanı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, sanığın kaçamaklı savunmalarına itibar edilmemiştir.

2. Sanığın öz kız kardeşi olan katılan mağdurenin on üç yaşından on beş yaşına kadar 2013 yılından Aralık ayından 2015 yılına kadar mağdurenin özel bölgelerini ellediği, göğüslerini kıyafetlerinin içinden ve üstünden okşama ve sıkma şeklinde cinsel arzularını tatmin amacıyla 5-6 kez dokunduğu, böylece yan soya karşı çocuğun cinsel istismarı suçunu aynı suç işleme kararının icraası kapsamında değişik zamanlarda üç yıllık süre zarfında 5-6 kez gerçekleştirmek suretiyle zincirleme suretiyle işlediği, Aralık 2015 tarihinde sanığın anne babasının evde olmadığı bir günde, diğer kardeşi …’i bakkala göndererek evde yalnız kalmayı sağladıktan sonra mağdureyi zorla yatak odasına götürdüğü, zorla kıyafetlerini çıkardığı, küçük olduğu için kendisine direnemeyen mağdurenin rızasına aykırı olarak kendi cinsel organını ön bölgesinden mağdurenin cinsel organına soktuğu, böylece yan soya karşı cebirle çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunu işlediği kanaate varılarak hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Sanığın zincirleme şekilde yan soya karşı nitelikli olarak çocuğun cinsel istismarı suçunu işlediği yönünde tam bir vicdani kanaate ulaşılmış olup İlk Derece Mahkemesinin suçun sübutuna ilişkin kabulü yerinde görülmüş ancak 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca cinsel istismar eyleminin aynı Kanunun 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendindeki çocuklara karşı silah kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde verilecek cezanın yarı oranında artırılacağının belirtilmesi karşısında, sanığın mağdureyi zorla yatak odasına götürüp, kıyafetlerini zorla çıkararak rızası hilafına organ sokmak suretiyle cinsel istismarda bulunması şeklindeki eylemini gerçekleştirdiği tarihte mağdurenin 15 yaşını doldurduğu ve sanığın eylemini gerçekleştirirken silah kullanmadığı anlaşılmakla bu madde uyarınca artırım yapılarak fazla ceza tayininin usul ve yasaya aykırı görülmesi nedeniyle İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve sanığın atılı suçtan mahkumiyetine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Mağdurenin, sanığın intikal tarihinde başka bir olay nedeniye telefonunu kırması ve darp etmesi üzerine alınan ifadesinde sanığın cinsel eylemlerini anlatması, mağdurenin başka delille desteklenmeyen soyut beyanları, mağdurenin eski erkek arkadaşı olan tanık …’in görgüye dayalı beyanının bulunmaması, savunma ile tüm dosya kapsamı nazara alındığında, İlk Derece Mahkemesinin kabulünde yer alan sübuta ilişkin delillerin dosya içeriğiyle çelişmesi nedeniyle mahkumiyet kararının yerinde olmadığı anlaşıldığından, söz konusu hükme yönelik istinaf başvurusunun anılan nedenle kabulü yerine değişik gerekçeyle kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırı bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görülmekle katılan Bakanlık vekilinin temyiz nedenleri isabetli bulunmamış, Tebliğnamedeki onama görüşüne iştirak edilmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 09.11.2022 tarihli ve 2022/1183 Esas, 2022/1577 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Bozma sebebine göre sanığın TAHLİYESİNE, başka suçtan tutuklu veya hükümlü olmadığı takdirde derhal salıverilmesinin ilgili yerlere en seri şekilde bildirilmesi için müzekkere yazılmasına,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesnin ikinci fıkrası uyarınca Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

05.04.2023 tarihinde karar verildi.