Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/1417 E. 2023/4232 K. 13.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/1417
KARAR NO : 2023/4232
KARAR TARİHİ : 13.06.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇLAR : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı, çocuğun cinsel istismarı, müstehcenlik, cinsel taciz
HÜKÜMLER : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı

Sanıklar hakkında cinsel taciz suçundan kurulan hükümlerin kesin nitelikte olduğu belirlenmiştir.

Sanıklar hakkında kurulan diğer hükümlerin; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 40 ıncı maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır” ve 5271 sayılı Kanun’un 34 üncü maddesinin ikinci fıkrasında bulunan “Kararlarda, başvurulabilecek kanun yolu, süresi, mercii ve şekilleri belirtilir” şeklindeki düzenlemeler nazara alındığında, Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararda 291 inci maddesinin birinci fıkrasındaki temyize ilişkin on beş günlük kanuni sürenin belirtilmesinin yanı sıra süresinde verilen temyiz dilekçesiyle talep edildiği takdirde gerekçeli hükmün tebliğinden işlemeye başlayan yedi günlük süresi içerisinde gerekçeli temyiz dilekçesi verilmesinin zorunlu olduğuna dair 295 inci maddesinin birinci fıkrasının da yer alması gerektiğinin gözetilmemesi nedeniyle sanık … müdafiinin temyiz dilekçesinin de süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Artvin Ağır Ceza Mahkemesinin, 08.06.2021 tarihli ve 2020/173 Esas, 2021/90 Karar sayılı kararı ile sanık … hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 103 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (c) bendi ile 53 üncü maddesi uyarınca 24 yıl hapis cezası ile cezalandırılması ile hak yoksunluklarına; cinsel taciz suçundan iki kez 5237 sayılı Kanun’un 105 inci maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi, 105 inci maddesinin ikinci fıkrasının (a) ve (d) bentleri, 43 üncü maddesi, 39 uncu maddesi, 53 üncü maddesi uyarınca 11 ay 7 gün hapis cezası ile cezalandırılması ile hak yoksunluklarına; müstehcenlik suçundan ise 5237 sayılı Kanun’un 226 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının birinci cümlesi, 43 üncü maddesi 52 nci maddesinin ikinci fıkrası ile 53 üncü maddesi uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılması ile hak yoksunluklarına ve 120,00 TL adli para cezasına; sanık … hakkında cinsel taciz suçundan iki kez 5237 sayılı Kanun’un 105 inci maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi, 105 inci maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendi, 43 üncü maddesi ile 53 üncü maddesi uyarınca 11 ay 7 gün hapis cezası ile cezalandırılması ile hak yoksunluklarına; çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, aynı Kanun’un 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası ile 53 üncü maddesi uyarınca 16 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılması ile hak yoksunluklarına; çocuğun cinsel istismarı suçundan, aynı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi ile 53 üncü maddesi uyarınca 8 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılması ile hak yoksunluklarına; müstehcenlik suçundan ise aynı Kanun’un 226 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının birinci cümlesi, 43 üncü maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası ile 53 üncü maddesi uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılması ile hak yoksunluklarına ve 120,00 TL adli para cezasına karar verilmiştir.

2. Kararın sanık … müdafii ile katılan Bakanlık vekili tarafından istinafı üzerine, Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 01.10.2021 tarihli ve 2021/1876 Esas, 2021/1452 Karar sayılı kararı ile “1-Yerel mahkemece sanığın soruşturma aşamasındaki ifade ve sorgusundaki beyanlarının mahiyeti, sanık … ***’in eşi olan … ***’in mahkeme huzurundaki beyanında sanık … ***’in iyi niyetli olduğu ve ince fikirli bir kimse olmadığından kandırılmış olduğuna dair beyanları, sanık … ***’in kızı olan mağdur … ***’in ‘Orta derecede zihinsel işlevsellik’ düzeyinde olduğu, kapasitesindeki kısıtlılık, olayın gerçekleşme süreci/şekli bir bütün olarak değerlendirildiğinde tanımlanan eylemin ahlaki redeatini ikrak etme ve hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneğinin yeterince gelişmemiş olduğuna dair rapor ve mahkemenin bu yöndeki kabulü, bu tür zihinsel yetersizliklerin kalıtsal olmasının sıklıkla rastlanan bir durum oluşu gözönünde bulundurularak sanık … ***’in işlediği iddia edilen fiillerin anlam ve sonuçlarını algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişip gelişmediği, cezai ehliyetinin bulunup bulunmadığının tespiti açısından ilgili kurum ve kuruluşlardan rapor alınarak sanığın hukuki durumunun tayini gerekirken bu husus araştırılmaksızın karar verilmiş olması, Kabule Göre: Müstehcenlik suçu yönünden; sanıkların iki mağdura karşı farklı tarihlerde atılı suçu işlediklerinin kabul edilmesine rağmen TCK 226/3-2, 43/1 maddelerinin her iki mağdur yönünden iki kez uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmemiş olması, Sanık … *** hakkındaki çocuğa karşı cinsel taciz suçu yönünden; sanığın diğer sanık … ***nın çocuklarına yönelik taciz içerikli ifadeler kullandığını bilerek çocuklara suçun işlenmesi için zorunlu durumdaki telefonu verip … *** ile görüştürme şeklindeki eylemi ile ilgili sanığın eyleminin TCK’nın 37/1 maddesi kapsamında müşterek faillik kapsamında olup olmadığının tartışılmaması, Sanıklar hakkında yasal olmayan gerekçeler ile TCK’nın 62. Maddesi gereğince takdiri indirim yapılmamasına ve sanıklar hakkında verilen ceza miktarı şeklindeki hatalı gerekçe ve yasal şartları oluşmadığından şeklindeki gerekçesiz şekilde TCK 50, 51 ve CMK’nın 231/5 maddelerinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmiş olması,” gerekçeleriyle bozularak İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

3. Bozma üzerine yapılan yargılamada sanık … hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası,103 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (c) bendi ile 53 üncü maddesi uyarınca 24 yıl hapis cezası ile cezalandırılması ile hak yoksunluklarına; cinsel taciz suçundan iki kez aynı Kanun’un 37 nci maddesi delaletiyle 105 inci maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi, 105 inci maddesinin ikinci fıkrasının (a) ve (d) bentleri, 43 üncü maddesi ile 53 üncü maddesi uyarınca 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılması ile hak yoksunluklarına; müstehcenlik suçundan ise iki kez aynı Kanun’un 37 nci maddesi delaletiyle 226 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının ikinci cümlesi, 43 üncü maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası ile 53 üncü maddesi uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılması ile hak yoksunluklarına ve 120,00 TL adli para cezasına; sanık … hakkında cinsel taciz suçundan iki kez 5237 sayılı Kanun’un 105 inci maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi, 105 inci maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendi, 43 üncü maddesi ile 53 üncü maddesi uyarınca 11 ay 7 gün hapis cezası ile cezalandırılması ile hak yoksunluklarına; çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, aynı Kanun’un 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası ile 53 üncü maddesi uyarınca 16 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılması ile hak yoksunluklarına; çocuğun cinsel istismarı suçundan, aynı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi ile 53 üncü maddesi uyarınca 8 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılması ile hak yoksunluklarına; müstehcenlik suçundan ise iki kez aynı Kanun’un 37 nci maddesi delaletiyle 226 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının ikinci cümlesi, 43 üncü maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası ile 53 üncü maddesi uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılması ile hak yoksunluklarına ve 120,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına karar verilmiştir.

4. Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 28.09.2022 tarihli ve 2022/2319 Esas, 2022/2038 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik yapılan istinaf başvusunun esastan reddine karar verilmiştir.

5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 18.01.2023 tarihli ve 9-2023/5501 sayılı, kısmî ret, kısmî onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık … ile Müdafiinin Temyiz İstemi
Mağdurelerin anlatımlarından başkaca delil bulunmadığı, mağdurelerin beyanlarının üstün tutulmasına ilişkin yeterli gerekçe sunulmadığı ve dilekçesinde belirttiği diğer hususlara yöneliktir.

B. Sanık … Müdafiinin Temyiz İstemi
Sanığın savunmalarını Segbis vasıtasıyla yaptığı ve savunma hakkının kısıtlandığı, atılı suçların oluştuğuna dair somut deliller bulunmadığı, mağdurenin fiziki muayenesinde herhangi bir bulgunun olmadığı, asli fail olarak cezalandırılmasının usul ve kanuna uygun olmadığı, mağdurelerin

anlatımlarındaki çelişkiler giderilmeden hükümleri kurulduğuna ve dilekçesinde belirttiği diğer sebeplere yöneliktir.

III. OLAY VE OLGULAR
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Sanık …’un mağdureler … ve …’nın anneleri olduğu, sanık …’un soruşturma aşamasında müdafii huzurunda alınan ifadesi ve mağdure …’nin Trabzon Çocuk İzlem Merkezinde alınan beyanı dikkate alındığında, sanık …’un sanık … ile birliktelik yaşadığı, telefonla görüştüklerinde mağdureleri de sanık … ile konuşturduğu, kendisinin de duyabileceği şekilde farklı tarihlerde her iki kızı olan mağdureleri sanık … ile konuşturduğu, sanık …’in mağdurelere “Ben sevişmeyi seviyorum. Annenle sevişmeyi de seviyorum. Seninle de sevişelim. Senin göğüslerini öpeceğim”, “Ben sevişmeyi çok seviyorum, annenle sevişmeyi çok seviyorum, seninle de sevişelim, senin dudağından ısıracağım, yanağından ısıracağım, boğazından ısıracağım” şeklinde cinsel içerikli söylemlerde bulunduğu, sanık …’un bu sözleri duyduğu halde hiçbir engelleme yapmadığı, yine görüştükleri süre zarfında sanık …’un sanık …’in kızları olan mağdurelere cinsel anlamda ilgi duyduğunu, mağdure … ile cinsel ilişkiye girmek istediğini bildiği halde sanık …’in kendisinden birçok kez her iki mağdurenin de çıplak olarak fotoğraf ve videosunu çekip göndermesini istemesi üzerine toplamda iki farklı günde mağdure …’nın yalnızca üzerinde külot bulunduğu haliyle vücudunun diğer kısımları tamamen çıplak vaziyette fotoğraflarını çekerek sanık …’e gönderdiği, mağdure …’yi ise toplamda iki üç kez vücudu tamamen çıplak vaziyette cinsel organları görünür haliyle fotoğraf ve videosunu çekip sanık …’e gönderdiği, cep telefonuna ilişkin inceleme sonucu alınan bilirkişi raporunun da bu hususu doğruladığı, sonrasında sanık …’in sanık …’un kızları olan mağdurelerle görüşmek istemesi üzerine mağdurelere yönelik cinsel anlamda ilgi duyduğunu bildiği halde onu köyde bulunan ikametine çağırdığı, 13.06.2020 tarihinde sanık …’in …’deki eve geldiğinde mağdure …’nın evin dışında olduğu, mağdure …’nin kendileri ile beraber evin içinde olduğu, o sırada sanık …’in mağdure …’nin kendisine yaklaşmasını istemediği halde ona yaklaştığı, sanık …’un da kızı olan mağdure …’yi ikna etmek için “Kızım ben bu adamla evleneceğim, ondan zarar gelmez” dediği, sanık …’in, mağdure …’nin üst kıyafetini tamamen çıkardığı, alt kıyafetini de yarıya kadar indirdiği, mağdurenin göğüsleri, vajinası ve poposunun tamamen görünür vaziyette olduğu, sanık …’in mağdurenin göğüslerine ve arka cinsel bölgesine dokunduğu, vücudunu birçok kez öptüğü, vajinasına parmağını içerisine girecek şekilde soktuğu, mağdurenin annesi olan sanık …’un o esnada yanlarında olmasına ve diğer sanığın cinsel eylemlerini görmesine rağmen bir şey söylemediği, mağdure …’nin istemediğini söyleyip karşı gelmeye çalıştığı bunun üzerine sanık …’in bir süre sonra durduğu ve bu sefer sanık …’un yanına giderek mağdure …’nin güvenini de kazanmak için kendilerini göreceği şekilde cinsel ilişkiye girdikleri, sanık …’un evine birden fazla kez gelen sanık …’in bu olaydan iki hafta önce de geldiği, bu kez yanında yalnızca kızı mağdure …’nın olduğu, ardından …’yı dışarıya gönderdiği, sanıkların cinsel ilişkiye girdikleri, sanık …’un o esnada sanık …’in yanından ayrılarak dışarı çıktığı esnada sanık …’in mağdure …’yı kucağına oturttuğu, göğüslerine kıyafetlerinin içinden ve dışından dokunduğu ayrıca göğüslerini kıyafetinin içinden ve teninin üzerinden olacak şekilde yaladığı iddia ve kabul edilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediğinden istinaf talepleri esastan reddedilmiştir.

IV. GEREKÇE
A. Cinsel Taciz Suçundan Kurulan Hükümler Yönünden
5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinde yer verilen “İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezalarını artırmayan bölge adliye mahkemesi kararları”nın temyiz incelemesine tabi olmadığına ilişkin düzenleme ile incelemeye konu suçun, aynı Kanun’un 286 ncı maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında da bulunmadığı dikkate alındığında, sanıklar müdafilerinin temyiz istemlerinin, 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, Tebliğname’ye uygun olarak, reddine karar vermek gerekmiştir.

B. Müstehcenlik ve Çocuğun Cinsel İstismarı Suçları Yönünden
1. Sanıklar haklarında müstehcenlik suçundan dolayı İlk Derece Mahkemesince verilen 08.06.2021 tarihli 6 yıl 3 ay hapis ve 120,00 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin hükümlerin sanık … müdafii ve katılan Bakanlık vekili tarafından istinafı üzerine hükmün bozulmasının ardından söz konusu karara direnme yetkisi bulunmayan ve kanunen uymak zorunda olan İlk Derece Mahkemesince müstehcenlik suçundan dolayı sanıklar haklarında 2 yıl 6 ay hapis cezası ile 120,00 TL adli para cezasına dair mahkumiyetlerine dair kurulan hükümlerin aslında Bölge Adliye Mahkemesince verilmiş bir karar olarak kabulünde zorunluluk bulunduğu, esas olarak Bölge Adliye Mahkemesince istinaf incelemesi sırasında tespit edilen hukuka aykırılıklar karşısında 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca duruşma açılmak suretiyle yapılacak yargılama sonucunda esasa ilişkin yeni hüküm kurulması gerektiği ve bu kapsamda bozma üzerine İlk Derece Mahkemesince kurulan yeni hükümlerin temyizi kabil olduğu gözetilerek Tebliğnamede müstehcenlik suçu açısından kesin olduğu gerekçesiyle temyiz ret isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.

2. Sanıkların çocuk mağdureleri kullanmak suretiyle müstehcen görüntülerin oluşturulmasını sağladıklarının anlaşılması karşısında, sanıklarının eylemlerinin 5237 sayılı Kanun’un 226 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının birinci cümlesinde düzenlenen suçu oluşturduğu gözetilmeyerek eksik ceza tayin edilmiş ise de aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.

3. Bölge Adliye Mahkemesi ile İlk Derece Mahkemesinin gerekçesi ve tüm dosya kapsamına göre, yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırılarak vicdanî kanıya ulaşıldığı, eylemlere uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından ve sanık …’un savunmasının bizzat yapılarak beyanda bulunabilmesi suretiyle yüzyüzelik ilkesinin sağlandığı gözetilerek, eleştirilen husus dışında kurulan hükümlerde hukuka aykırılık görülmemiştir.

C. Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı Suçu Yönünden
Sanık … ile mağdure …’nin sanık …’in parmağını vajinasına soktuğuna yönelik beyanları ile mağdure …’nin soruşturma aşamasında “Canım acımadı, kan gelmedi” şeklindeki beyanı, Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi’nce düzenlenen mağdure …’de de eski ya da yeni yırtığın bulunmadığı, fehvasının 1 cm olduğu ve hymenin intakt olduğuna dair 16.06.2020 tarihli rapor içeriği, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; mağdurenin olay tarihinde yapılan vajinal muayenesine ilişkin raporun içerik itibariyle yetersiz olduğunun anlaşılması karşısında hymenin erekte bir penis, parmak veya sair cisim sokulmak suretiyle yırtılma olmaksızın duhule müsait olup olmadığı hususunda önceki mevcut raporlar değerlendirilerek rapor alındıktan sonra sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hükümler kurulması karşısında söz konusu kararlara yönelik istinaf başvurusunun kabulü yerine esastan reddedilmesi, hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
A. Cinsel Taciz Suçu Yönünden
Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenlerle sanıklar müdafilerinin temyiz istemlerinin, 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,

B. Müstehcenlik ve Çocuğun Cinsel İstismarı Suçları Yönünden
Gerekçenin (B) bölümünde açıklanan nedenlerle Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 28.09.2022 tarihli ve 2022/2319 Esas, 2022/2038 Karar sayılı kararında sanık … ve sanıklar müdafilerince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,

C. Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı Suçu Yönünden
Gerekçenin (C) bölümünde açıklanan nedenlerle sanık … ve sanıklar müdafilerinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 28.09.2022 tarihli ve 2022/2319 Esas, 2022/2038 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca Artvin Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

13.06.2023 tarihinde karar verildi.

Hükme iştirak eden üye …’un karar yazımından önce 28.07.2023 tarihinde vefat etmesi nedeniyle imza eksikliğinin giderilemediğine dair 5271 sayılı CMK’nın 232/5. maddesine istinaden düşülen iş bu şerhin altı imzalanmıştır.