Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/1336 E. 2023/3154 K. 16.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/1336
KARAR NO : 2023/3154
KARAR TARİHİ : 16.05.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Çocuğun cinsel istismarı
HÜKÜM : Mahkumiyet

Suça sürüklenen çocuk hakkında bozma üzerine verilen kararın, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilerek gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Silivri Cumhuriyet Başsavcılığının 11.09.2019 tarihli, 2019/2890 Esas sayılı iddianamesiyle, suça sürüklenen çocuk hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kamu davası açılmıştır.

2. Silivri Ağır Ceza Mahkemesinin, 23.06.2020 tarihli, 2019/258 Esas, 2020/189 Karar sayılı kararı ile, suça sürüklenen çocuğun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 103 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (c) bendi, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 31 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 31 inci maddesinin son fıkrası ve 62 nci maddesi uyarınca 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

3. Kararın suça sürüklenen çocuk müdafii ile katılan Bakanlık vekili tarafından istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin 17.03.2021 tarihli, 2020/1080 Esas, 2021/664 Karar sayılı kararı ile katılan Bakanlık lehine vekalet ücreti verilmek suretiyle istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

4. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesi kararının suça sürüklenen çocuk müdafii ile katılan Bakanlık vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 22.03.2022 tarihli ve 2021/20103 Esas, 2022/2738 Karar sayılı kararı ile” İlk derece mahkemesince verilen hükmün esasını teşkil eden kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm kısmında sanığın eyleminin çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunu oluşturduğu belirtilmesine rağmen gerekçeli kararın içeriğinde organ sokma eyleminin anlatılmaması suretiyle kısa karar ile gerekçeli hüküm arasında çelişkiye sebebiyet verilmesi, Kabule göre de; Mağdurenin soruşturma evresindeki beyanında suça sürüklenen çocuğun istismar eylemlerini organ sokmak suretiyle gerçekleştirdiğine dair herhangi bir anlatımda bulunmadığı ve tüm dosya kapsamına göre ilk derece mahkemesince suça sürüklenen çocuğun, farklı tarihlerde on iki yaşından küçük mağdurenin göğüslerini tutarak sıkma ve cinsel organına dokunma şeklinde sübuta eren eylemlerinin bütün halinde çocuğun cinsel istismarı suçunu oluşturduğu gözetilerek eylemlerine uyan 5237 sayılı TCK’nın 103/1-c.3, 103/3-c, 43/1. maddeleri ile hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması karşısında, söz konusu karara yönelik istinaf başvurusunun kabulü yerine düzeltilerek esastan reddedilmesi” gerekçesiyle bozulmasına ve dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

5. Bozma üzerine Silivri Ağır Ceza Mahkemesinin, 06.09.2022 tarihli, 2022/288 Esas, 2022/314 Karar sayılı kararı ile, suça sürüklenen çocuğun, 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin üçüncü fıkrası, 103 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (c) bendi, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 31 inci maddesinin üçüncü fıkrası ve 62 nci maddesi uyarınca 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi
Alt sınırdan uzaklaşılarak ceza verilmesi ile takdiri indirim nedenlerinin uygulanmaması gerektiği, eylemin cebir veya tehditle işlendiği halde eksik ceza tayini ile vekalet ücreti verilmesi gerektiği ve dilekçesinde belirttiği diğer hususlara yöneliktir.

B. Suça Sürüklenen Çocuk Müdafiinin Temyiz İstemi
Mağdurenin beyanı dışında suçun işlendiğine dair somut delil bulunmadığı, HTS, sinyal ve baz kayıtlarının istenilmediği, mağdurenin dinlenilmediği, tanık beyanı olmadığı, mağdurenin alınan beyanlarının yönlendirilmiş olduğu, dosyaya sunulan suça sürüklenen çocuk ile mağdurenin samimi fotoğraflarının dikkate alınmadığı, mağdurenin abisi olan suça süreklenen çocuk ile görüşmeye devam ettiği, mağdurenin yaşandığı iddia edilen olayla ilgili kimseye birşey anlatmadığı, mağdurenin ruh sağlığını bozulup bozulmadığı hususunda rapor alınmadığı, eksik ve yetersiz delille cezalandırılmasına karar verildiği ancak suça sürüklenen çocuğun üzerine atılı suçu işlemediği ve dilekçesinde belirttiği diğer hususlara yöneliktir.

III. OLAY VE OLGULAR
Suça sürüklenen çocuk ile mağdurenin baba bir kardeş oldukları, mağdurenin annesinin, babasının imam nikahlı eşi olduğu, mağdurenin okuldan sonra ve tatillerde suça sürüklenen çocuğun da yaşadığı babasının evine gittiği, evde mağdureye cinsel içerikli videolar izlettiği ve bu videoda yaşananları kendisine yapmasını istediği, suça sürüklenen çocuğun cinsel organını çıkarıp mağdurenin ağzına almasını istediği, mağdurenin memelerine dokunduğu, kıyafetlerinin içine elini sokup memelerini sıktığı, suça sürüklenen çocuğun cinsel organıyla mağdurenin vajinasına dokunduğu ancak sokmadığı, bu eylemleri farklı günlerde birden fazla kez yaptığı, mağdurenin bu olaylardan sonra suça sürüklenen çocuğun da yaşadığı babasının evine gitmek istemediği, olayı ilk olarak anneannesine “Sana bir şey söyleyeceğim ama aramızda sır” deyip ağzını ve bacak arasını gösterdiği, aradan bir kaç hafta sonra yine mağdurenin anneannesine ağzını ve bacak arasını göstererek olayı anlattığı ve sonrasında mağdurenin Bakırköy Prof. Dr. Mazhar … Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesine muayene için götürüldüğünde mağdurenin cinsel istismara uğradığına dair uzman doktorca tutanak tutulduğunda olayın ortaya çıktığının anlaşıldığı, savunma, suça sürüklenen çocuğun annesinin tanık olarak alınan aşamalardaki çelişkili ifadeleri, mağdurenin iftira atmasını gerektirir bir husumetinin olmadığı, alınan sosyal inceleme raporu ve mahkeme beyanının uyumlu olduğu anlaşılmakla, mağdurenin beyanlarına itibar edilip, mağdurenin aşamalardaki beyanları ve yaşı da dikkate alındığında kurgu yapmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu düşüncesiyle suça sürüklenen çocuğun savunmalarının suçtan ve cezadan kurtulmaya yönelik olduğu kabul edilerek savunmasına itibar edilmediği, böylelikle suça sürüklenen çocuğun değişik zamanlarda baba bir anne ayrı kardeşine yönelik memelerine dokunma, kıyafetlerinin içine elini sokup memelerini sıkma ve cinsel organıyla mağdurenin vajinasına dokunması şeklindeki eylemlerinin bütün halde çocuğun cinsel istismarı suçunu oluşturduğu gözetilerek cezalandırılmasına karar verildiği, suça sürüklenen çocuğun kastı, suç işleme şekli dikkate alınarak takdiren alt sınırdan cezalandırılmasına ve duruşmadaki tutum ve davranışları, verilen cezanın geleceği üzerindeki olası etkileri dikkate alınarak takdiren cezasından indirim yapılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.

IV. GEREKÇE
A.Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemine Yönelik
1. Dosya kapsamı ve İlk Derece Mahkemesinin gerekçesi dikkate alınarak eylemin doğru vasıflandırıldığı, alt sınırdan tayin edilen ve takdiri indirim nedenleri uygulanarak verilen cezanın gerekçelendirildiği anlaşılmakla, temyiz istemi yerinde görülmemiştir.

2. Bakanlığın davaya katılması doğrudan Anayasa ve kanundan kaynaklanan koruma görevine ilişkin olup, Bakanlığa yüklenen bir kamu görevi olduğu, bu kapsamda değerlendirme yapıldığında 5271 sayılı Kanun’un 237 ve devamı maddelerindeki katılma hakkına ilişkin suçtan zarar görme şartı katılan Bakanlık için söz konusu olmadığı ve vekili lehine koşulları sağlanmadığından vekalet ücretine hükmedilmemesi, hukuka aykırı bulunmamıştır.

B.Suça Sürüklenen Çocuk Müdafiinin Temyiz İstemine Yönelik
İlk Derece Mahkemesinin gerekçesi ve tüm dosya kapsamına göre, yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin suça sürüklenen çocuk tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırılarak vicdanî kanıya ulaşıldığı, eylemlere uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, kurulan hükümde hukuka aykırılık görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Silivri Ağır Ceza Mahkemesinin, 06.09.2022 tarihli, 2022/288 Esas, 2022/314 Karar sayılı kararında katılan Bakanlık vekili ile suça sürüklenen çocuk müdafiince, öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca Silivri Ağır Ceza Mahkremesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

16.05.2023 tarihinde karar verildi.

Hükme iştirak eden üye …’un karar yazımından önce 28.07.2023 tarihinde vefat etmesi nedeniyle imza eksikliğinin giderilemediğine dair 5271 sayılı CMK’nın 232/5. maddesine istinaden düşülen iş bu şerhin altı imzalanmıştır.