Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/1194 E. 2023/2300 K. 12.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/1194
KARAR NO : 2023/2300
KARAR TARİHİ : 12.04.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2021/2534 E., 2022/282 K.
SUÇLAR : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜMLER : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı, mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ :Onama

İlk Derece Mahkemesince verilen hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. Çanakkale 1 Ağır Ceza Mahkemesinin 10.09.2021 Tarihli ve 2021/49 Esas 2021/453
Karar Sayılı Kararı ile Sanık Hakkında
1. Çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 43 üncü maddesi ve 53 üncü maddesi uyarınca 16 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına

2. Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (f) bendi, beşinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına
Karar verilmiştir.

B. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7 Ceza Dairesinin 23.02.2022 Tarihli ve 2021/2534 Esas 2022/282
Karar Sayılı Kararı ile Sanık Hakkında
1. Çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik katılan Bakanlık vekilinin ve sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine,
2. Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçundan İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik katılan Bakanlık vekilinin ve sanık müdafiinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilerek 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme neticesinde aynı Kanun’un 280 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (f) bendi, beşinci fıkrası, 43 üncü maddesi ve 53 üncü maddesi uyarınca 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
Karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi
Sanığın atılı suçlardan takdiri indirim uygulanmadan cezalandırılması gerektiğine, eylemi işlediği kabul edilen sanık hakkında takdiri indirim yapılmasına karar verilmesinin kararda çelişki oluşturduğuna ilişkindir.

B. Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi
Mağdurenin fiziki gelişim açısından nüfus kaydındaki yaşından büyük göründüğüne ve hiçbir şekilde yaşının küçük olduğu hususunda sanığa bilgi vermediğine, aksine sanığa on beş yaşından büyük olduğunu söylediğine, ayrı köylerden olması ve mağdurenin fiziken büyük göstermesi itibariyle sanık evlenme amacıyla hareket ettiğinden konuyu fazla sorgulamadığına, mağdurenin şimdi ailesinin baskısı ile bu gerçeği söylemekten kaçındığına, mağdurenin fiziki durumu değerlendirilmeden karar verildiğine, tanık olarak dinlenen köy muhtarının bile mağdurenin yaşını bilmediğini ifade ettiğine, ayrıca ilk cinsel ilişkinin ne zaman gerçekleştiği konusunda dosyada mahkumiyete yeter delil olmadığına, mağdurenin verdiği tarihin doğru olmadığına, sanığın cezalandırılması için her türlü kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı somut delil olmadan çok ağır bir cezaya hükmolunduğuna, kararın bozulması gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1. Mahkemece; Sanık …’ın mağdure …’a instagram üzerinden arkadaşlık isteği gönderdiği, mağdurenin kabul ettiği, instagram üzerinden mesajlaştıkları, sonrasında sanık …’ın mağdureden telefon numarasını istediği, mağdurenin telefon numarasını sanığa gönderdiği, whatsapp uygulaması üzerinden görüşmeye başladıkları, bir sonraki gün 3 Kasım 2019 tarihinde sanık ile mağdurenin buluşarak Karadere Köyü Düğün salonuna gittikleri, burada sanığın mağdure ile vajinal yoldan cinsel ilişkiye girdiği, yine 2019 yılı Kasım ayında D. E.’nin evine giderek vajinal yoldan cinsel ilişkiye girdikleri, 2020 yılı içerisinde bir kaç kez sanığın evine ve yine Karadere Köyü Düğün salonuna giderek cinsel ilişkiye girdikleri, mağdurenin ailesinin durumdan haberinin olduğu tarihe kadar sanık ile mağdurenin görüşmeye devam ettikleri ve olayın bu şekilde gerçekleştiği kabul edilmiştir.

2. Sanığın aşamalarda değişen nitelikteki ilk cinsel ilişki tarihine yönelik beyanına itibar edilmemiş, mağdurenin aşamalarda değişmez nitelikteki bir bütün halinde değerlendirildiğinde olayın gerçekleşme şekline uygun beyanlarına itibar edilerek sanık ile mağdure arasındaki ilk cinsel ilişki tarihi 2019 yılı kasım ayının 3’ü olarak kabul edilmiştir.

3. Mağdurenin aşamalarda değişmez nitelikteki beyanında ilk cinsel ilişkilerinin 2019 yılının kasım ayının 3’ünde gerçekleştiğini, sanığın kendisine yaşını sorduğunu, kendisininde sanığa yaşını doğru olarak söylediğini bu sebeple sanığın yaşını bildiğini ifade etmesi, diğer taraftan katılan …’nin beyanında daha önce sanığın evlilik yaptığını, kendisinin sanığın düğününe katıldığını, bu sebeple önceye dayalı tanışıklıklarının bulunduğunu ifade etmesi, diğer katılan …’in ailelerin daha önceden birbirini tanıdıklarına yönelik beyanları dikkate alındığında sanığın mağdurenin yaşını bilmediğine yönelik beyanlarına mahkemece itibar edilmemiştir.

4. Sanığın suç tarihi itibariyle on beş yaşından küçük olan mağdure ile cinsel ilişkiye girmek suretiyle 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi delaletiyle aynı Kanun’un 103 üncü maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesi gereğince cezalandırılmasına, sanığın eylemini aynı mağdureye karşı, değişik zamanlarda birden fazla kez gerçekleştirdiği anlaşılmakla zincirleme suç hükümleri kapsamında cezasında aynı Kanun’un 43 üncü maddesinin birinci fıkrası gereğince belirlenen oranda artırım yapılmış, sanığın geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama aşamasındaki davranışları değerlendirilerek cezasında aynı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 1/6 oranında indirim yapılmasına karar verilmiştir.

5. Mağdurenin suç tarihinde on beş yaşından küçük olduğu, bu anlamda rızasının hukuken geçerli olamayacağı, dolayısıyla rızasıyla gelmiş olsa dahi bu kişilere karşı gerçekleştirilen eylemlerin anılan suçu oluşturacağı, somut olayda da mağdureye yönelik cinsel eylemlerin gerçekleştirildiği Karadere Düğün Salonunda, D. E.nin evinde ve yine sanığa ait evde hürriyetinin cinsel amaçla kısıtlandığı gerekçesiyle sanığın eylemine uyan çocuğa karşı cinsel amaçlı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (f) bendi, beşinci fıkrası gereğince cezalandırılmasına, sanığın geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama aşamasındaki davranışları dikkate alınarak cezasında aynı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca indirim yapılmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
1. Bölge Adliye Mahkemesince; çocuğun cinsel istismarı yönünden yapılan incelemede; İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve taktirine, gösterilen gerekçe ve uygulamaya oluşa ve dosya içeriğine göre; mahkemenin kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı, delillerde ve işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, cezanın kanuni bağlamda uygulandığı, kararda bir isabetsizlik görülmediği anlaşıldığından, istinaf başvurusunda bulunanların istinaf itirazları yerinde görülmemiş olmakla, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesince sanığın eylemine uyan 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin birinci fıkrası gereğince cezalandırılmasına karar verilmiş, sanığın eylemini çocuğa karşı gerçekleştirmesi nedeniyle cezasında aynı Kanun’un 109 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının (f) bendi gereğince bir kat artırım yapılmış, sanığın eylemini cinsel amaçla gerçekleştirmesi sebebiyle 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin beşinci fıkrası gereğince cezasında yarı oranında artırım yapılmasına karar verilmiş, sanığın geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama aşamasındaki davranışları dikkate alınarak cezasında 5237 sayılı Kanun’u 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca indirim yapılmasına karar verilmiş, İlk Derece Mahkemesince mağdureye karşı bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda birden fazla kez kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun işlendiğinin kabul edilmesine karşın aynı Kanun’un 43 üncü maddesi gereğince zincirleme suç hükümlerinin uygulanmaması ve aleyhe istinaf başvurusu bulunması nedeniyle İlk Derece Mahkemesinin kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurduğu hükmün kaldırılmasına ve sanığa verilen cezada aynı Kanun’un 43 üncü maddesinin birinci fıkrası gereğince zincirleme suç hükümleri uygulanarak 1/4 oranında arttırım yapılmak suretiyle sanığın cezalandırılmasına dair karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımın doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, bu kapsamda Bölge Adliye Mahkemesi tarafından gerçekleştirilen yargılama neticesinde kurulan hükümlere yönelik katılan Bakanlık vekilinin ve sanık müdafiinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçede açıklanan nedenlerle Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 23.02.2022 tarihli ve 2021/2534 Esas, 2022/282 Karar sayılı kararında katılan Bakanlık vekili ve sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Çanakkale 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 12.04.2023 tarihinde karar verildi.