YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/1178
KARAR NO : 2023/4690
KARAR TARİHİ : 06.07.2023
MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2021/189 Değişik İş
SUÇ : Çocuğun cinsel istismarı, nitelikli yaralama, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
KARAR : Kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddi
KANUN YARARINA BOZMA YOLUNA BAŞVURAN : Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması
Çocuğun cinsel istismarı, nitelikli yaralama ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından şüpheliler
… haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda Selçuk Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 15.12.2020 tarihli ve 2020/450 Soruşturma sayılı kovuşturmaya yer
olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii İzmir 3. Sulh Ceza Hakimliğinin
19.02.2021 tarihli ve 2021/189 Değişik İş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 309 uncu
maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 23/11/2022 gün ve 94660652-105-35-18399-2022-Kyb sayılı yazılı
evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının,
18.01.2023 tarihli ve KYB-2022/149114 sayılı Tebliğname ile dava dosyası Daireye gönderilmekle,
gereği düşünüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının,18.01.2023 tarihli ve KYB-2022/149114 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
“Dosya kapsamına göre, şüpheliler hakkında 20.02.2020 tarihinde anılan suçları işlemiş oldukları iddiasıyla 15.12.2020 tarihinde Selçuk Cumhuriyet Başsavcılığınca kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, anılan suç tarihinden sonra şüpheli…hakkında 26.12.2020 tarihinde benzer eylemi gerçekleştirdiği iddiasıyla 23.06.2021 tarihinde İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca iddianame düzenlenerek kamu davası açıldığı ve yargılamanın devam ettiği gözetilerek yapılan incelemede; her ne kadar şüpheliler hakkında kamu davası açmak için mağdurların ve müştekinin soyut iddiası dışında yeterli ve inandırıcı delil bulunmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş ise de; mağdur … Yakıt’ın anne ve babasının boşandığı, velayetinin annesinde olduğu, mahkeme kararı nedeniyle hafta sonları şüpheli olan babası ile görüştüğü ve hafta sonlarını şüphelilerin yaşadığı evde geçirdiği, mağdur …’ın çocuk izleme merkezinde alınan ifadesinde, mağdurun babasının teyzesi olan şüpheli …’ın çıplak şekildeyken mağduru kendi poposuna, göğsüne ve gözüne eliyle dokundurttuğunu, bıçakla elini keserek eziyet ettiğini, mağdurun babası olan şüpheli …’ın ise ayakkabı ile kendisine vurduğunu, karanlık odaya kilitlediğini ve şüphelinin pipisiyle oynadığını, eliyle pipisinin içine dokunduğunu ifade ettiği, mağdurun amcası olan şüpheli Mert Yakıt’ın ise kendisini dövdüğünü ve kötü muamele de bulunduğunu beyan etmesi ile birlikte, müşteki …’ın alınan beyanında, şüpheli …’la evli oldukları dönemde kendisini darp etmesi nedeniyle uzaklaştırma kararı aldığını, şüpheli ve ailesinin sapkın davranışlarını evlilik hayatı boyunca gözlemlediğini, ayrıldıktan sonra oğlu mağdur …’ın babasıyla kaldıktan sonra eve döndüğünde değişik davranışlarda bulunduğunu, devamlı eliyle pipisiyle ve poposuyla oynadığını gördüğünü bunu yapmaması için ikazda bulunduğunu, daha sonra mağdurun o bölgelerini kontrol ettiğinde poposunda kızarıklık bulunduğunu, mağdurun psikolojisinin bozulduğunu, ölümle ilgili kendisine sorular sorduğunu, babasının evinde iken karanlık odaya kapatıldığını ve çıkmasına izin verilmediğini anlattığını, daha sonrasında ise devamlı içine kapandığını, diğer küçük oğlu mağdur…’ın da babasının evine gidip geldikten sonra vücudunun farklı yerlerinde morluklar olduğunu gördüğünü ifade etmesi karşısında, cinsel istismar suçlarında suçun niteliği gereği tanık, kamera kaydı vs. gibi delillerin bulunmasının çok zor olduğu, mağdurların beyanı, yaşı, suçun ortaya çıkış şekli, mağdurlarda akıl hastalığı olup olmadığı, beyanı alınırken yapılan gözlem gibi hususların suçun aydınlatılması için önem arzettiği cihetle, olayı ayrıntılı bir şekilde anlatan mağdurun ve müştekinin kurgulama yaparak iftira atmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunun anlaşılması karşısında, şüpheliler hakkında kamu davası açmaya yeterli delil bulunduğu, delillerin takdir ve değerlendirme yetkisinin mahkemeye ait olduğu cihetle, itirazın kabulü ile kamu davasının açılmasına karar verilmesi yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
Mağdur …’ın İzmir Çocuk İzlem Merkezinde avukat, adli görüşmeci ve AÇSHİM temsilcisi eşliğinde ifadesinin alındığı, mağdur … hakkında İzmir Adli Tıp Kurumu Başkanlığınca tanzim edilen 24.02.2020 tarihli ve 2020/3086 sayılı adli raporda “anal yoldan organ veya sair cisim sokma eyleminin tıbbi delillerine rastlanmadığı, şahsın vücudunda tespit edilen travmatik lezyonların şahsın yaşamını tehlikeye sokmadığı, basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte olduğu”nun bildirildiği, adli görüşmeci tarafından tanzim edilen 22.02.2020 tarihli raporda …’ın gerçek yalan ayrımını yapamadığının gözlemlenmediği, mağdurun yaşından dolayı sorulan sorulara net ve amaca yönelik cevaplar veremediği, bu da olayın kurgusal olup olmadığı hakkında net fikir vermediğini, mağdur ile yapılan ön görüşmede mağdur babasının pipisini emip çişini içtiğini ve tadının çok çirkin olduğunu babasının söylediğini de belirttiğini, şüpheli … tarafından müşteki ile aralarında Selçuk Aile Mahkemesinde aralarında görülen boşanma davasına ilişkin şüphelinin savcılık dosyasına ibraz ettiği, pedagog raporunda mağdurun yaş değişkeni önemli olup özellikle bilerek açıklama yapabilecek gelişimsel düzeyde olmadığını, psiko sosyal gelişim kuramlarına göre cinsel kimlik duygusunun geliştiği, yanlış algılamaların olduğu ya da algıladıklarını çarpıttığı bir yaşta olduğunu, yapılan bireysel psikolojik danışma sürecinde istismara yönelik bir psikolojik bulgu, beyan bulunmadığı, …’ın tepkisinin daha çok babasının annesine uyguladığı şiddet olayına odaklandığının belirtildiği, olaylara ilişkin şüphelilerin üzerlerine atılı suçlar yönünden alınan beyanlarında atılı suçlamaların hiçbirini kabul etmediklerinin görüldüğü, dosya kapsamında aldırılan Adli Tıp Kurumu raporu, adli görüşmeci ve pedagog tarafından tanzim edilen raporda mağdurlara işlendiği iddia olunan suçlar yönünden somut delil bulunmadığı, soyut iddialardan ibaret olay hakkında şüpheliler hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verildiğinin anlaşılması ve dosya kapsamında yer alan mevcut deliller de nazara alındığında, İzmir 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 19.02.2021 tarihli ve 2021/189 Değişik İş sayılı kararında usule ve kanuna aykırı bir durum bulunmadığından, kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname münderecatı yerinde görülmemiştir.
III. KARAR
İzmir 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 19.02.2021 tarihli ve 2021/189 Değişik İş sayılı kararına ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin REDDİNE,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,06.07.2023 tarihinde karar verildi.