Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/1170 E. 2023/2826 K. 08.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/1170
KARAR NO : 2023/2826
KARAR TARİHİ : 08.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Cinsel taciz
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Sanık hakkında katılana yönelik eylemleri nedeniyle hakaret, kişilerin huzur ve sükununu bozma ve cinsel taciz suçlarından kamu davası açılmıştır.

2. İstanbul Anadolu 40. Asliye Ceza Mahkemesinin, 26.11.2014 tarihli ve 2014/221 Esas, 2014/681 Karar sayılı kararı ile sanığın cinsel taciz suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 105 inci maddesinin birinci fıkrası, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü ve 58 inci maddeleri uyarınca 7 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, tekerrür hükümlerinin uygulanmasına, aynı Kanun’un 123 üncü ve 125 inci maddelerinde düzenlenen suçlar yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına, 10.02.2009 tarihinde verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı yönünden ihbarda bulunulmasına karar verilmiştir.

3. İstanbul Anadolu 40. Asliye Ceza Mahkemesinin, 26.11.2014 tarihli ve 2014/221 Esas, 2014/681 Karar sayılı kararının sanık tarafından temyizi üzerine Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 24.02.2020 tarihli ve 2018/906 Esas, 2020/10233 Karar sayılı kararı ile aynı anda veya çok kısa zaman aralıklarıyla peş peşe mesaj atarak gerçekleştirilen cinsel taciz eyleminde 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin uygulanma olanağının bulunmadığı, kabule göre de sanık hakkında en ağır cezayı içeren tek mahkumiyetin tekerrüre esas alınması gerektiği belirtilerek bozulmasına karar verilmiştir.

4. İstanbul Anadolu 40. Asliye Ceza Mahkemesinin, 22.12.2020 tarihli ve 2020/199 Esas, 2020/568 Karar sayılı kararı ile sanığın cinsel taciz suçundan 5237 sayılı Kanun’un 105 inci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü ve 58 inci maddeleri uyarınca 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, tekerrür hükümlerinin uygulanmasına, aynı Kanun’un 123 üncü ve 125 inci maddelerinde düzenlenen suçlar yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına, 10.02.2009 tarihinde verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı yönünden ihbarda bulunulmasına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın Temyiz İsteği
Delil bulunmadığı, mesaj kayıtlarının bilirkişiye gönderilmemesi nedeniyle eksik inceleme yapıldığı, ilk mahkeme kararının zamanaşımına uğradığı, tekerrür hükümlerinin uygulanmasının hatalı olduğu, hükmün açıklanmasının geri bırakılması ihbarının da usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek kararın bozulmasına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Suç tarihinde reşit ve evli olan katılanın kullanımında olan hatta babasıyla aynı iş yerinde çalışmaları nedeniyle tanıdığı sanığın cinsel içerikli mesajlar attığını iddia ettiği, sanığın mesaj gönderdiği iddia edilen hattı eski sevgilisi olan … isimli şahsa verdiğini beyan ederek atılı suçlamaları reddettiği, katılanın bahsi geçen mesajlardan bahsettiği ağabeyi tarafından sanığın yaralanması üzerine başlatılan soruşturma ile intikalin gerçekleştiği, katılanın telefonunda yapılan incelemede sanık adına kayıtlı olan hattan katılana hitaben “…bende kaşarım, bir hayranın, seni çok beğenen biri, tatlım, yalatmayı sever misin….” şeklinde mesajlar atıldığının tespit edildiği, mahkemece yapılan yargılama neticesinde mesajların sanık adına kayıtlı numaradan gönderilmesi, başka bir hat alma imkanı olan …’un sanığı doğrulamaması ve olay öncesinde sanığın suçu üstlenmesi için baskı yaptığına dair anlatımı, sanığın savunmasına göre kavgalı olarak ayrıldıkları …’a hattını vermesinin çelişki oluşturması, mesaj gönderen hattın katılanın ağabeyinin telefonunda tanışıklıkları olan sanığın adıyla kayıtlı olması dikkate alınarak bahsi geçen mesajların bütün halinde cinsel taciz suçunu oluşturduğu kabul edilmiş, sanığın bu suçtan cezalandırılmasına karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
1. Sanığın işlediği kabul edilen eylemin suç tarihi itibarıyla lehe olup 6545 sayılı Kanun değişikliğinden önceki 5237 sayılı Kanun’un 105 inci maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen cinsel taciz suçunu oluşturup, öngörülen cezanın üst sınırının iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektirmesi ve mahkemece mahkumiyet hükmü kurulmasının ardından 17.10.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanun’la yeniden düzenlenen 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesindeki basit yargılama usulüne dair kanuni düzenlemeden sonra 7188 sayılı Kanun’un geçici 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine yönelik olarak 19.08.2020 günlü, 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 25.06.2020 tarih ve 2020/16 Esas-2020/33 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Kanun’a 7188 sayılı Kanun’un 31 inci maddesiyle eklenen geçici 5 inci maddesinin (d) bendinde yer alan “Kovuşturma evresine geçilmiş” ibaresinin, aynı bentte yer alan “Basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilmesi karşısında, anılan karara istinaden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması nedeniyle hukuka aykırı bulunmuştur.

2. Mahkemenin kabulüne göre 06.01.2014 olan suç tarihinin 07.01.2014 olarak yazılması, temyize konu cinsel taciz suçu yönünden katılan sıfatı bulunmayan …’un karar başlığında katılan olarak yer alması ve hükümden sonra 24.11.2015 günlü, 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesi yönünden kısmi iptal kararı verildiği nazara alınarak yeniden değerlendirme yapılmaması hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle İstanbul Anadolu 40. Asliye Ceza Mahkemesinin, 22.12.2020 tarihli ve 2020/199 Esas, 2020/568 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

08.05.2023 tarihinde karar verildi.