YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/1155
KARAR NO : 2023/2460
KARAR TARİHİ : 26.04.2023
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Çocuğun cinsel istismarı
HÜKÜM : Mahkûmiyet
Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Silifke Cumhuriyet Başsavcılığının, 15.07.2010 tarihli ve 2010/155 numaralı iddianamesi ile sanık hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun cinsel istismarı suçundan, 6545 sayılı Kanun değişikliği öncesi 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun(5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin birinci fıkrası ve altıncı fıkrası uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
2. Silifke Ağır Ceza Mahkemesinin, 02.10.2018 tarihli ve 2010/267 Esas, 2018/342 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan, 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 16 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
3. Adana Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 10.12.2018 tarihli ve 2018/2933 Esas, 2018/2660 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
4. Adana Bölge Adliyesi Mahkemesi 7. Ceza Dairesi kararının, sanık müdafii ve katılan Bakanlık vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay Kapatılan 14. Ceza Dairesinin 07.09.2020 tarihli ve 2020/396 Esas, 2020/3326 Karar sayılı kararı ile dosyadaki bilgi ve belgeler İstanbul Adli Tıp Kurumuna gönderilerek mağdurenin eylem nedeniyle ruh sağlığının bozulup bozulmadığı raporla saptandıktan sonra sonucuna göre belirlenecek lehe Kanuna göre uygulama yapılması gerekirken eksik araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması nedeniyle bozulmasına ve dava dosyasının 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
5. Silifke Ağır Ceza Mahkemesinin, 21.01.2021 tarihli ve 2020/399 Esas, 2021/49 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan, 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 16 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilerek dava dosyası, 5271 sayılı Kanun’un 307 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca doğrudan temyiz merciine gönderilmiştir.
6. Silifke 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 02.06.2022 tarihli ve 2022/111 Esas, 2022/207 Karar sayılı kararının sanık ile müdafii ve katılan Bakanlık vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 03.11.2021 tarihli ve 2021/20077 Esas, 2021/8826 Karar sayılı kararı ile ruh sağlığı raporunda ilgilinin vefat etmesi sebebiyle evrak üzerinden değerlendirme yapılamayacağının belirtilmesi karşısında, sanığın istismar eylemleri nedeniyle mağdurenin ruh sağlığının bozulduğu hususunun şüphede kalmasından dolayı hakkında 6545 sayılı Kanun değişikliğinden önceki 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin altıncı fıkrasının uygulamayacağı gözetilerek buna göre belirlenecek Kanun hükümleri uyarınca cezalandırılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
7. Silifke 1.Ağır Ceza Mahkemesinin, 02.06.2022 tarihli ve 2022/111 Esas, 2022/207 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan, 6545 sayılı Kanun değişikliği öncesi 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrası, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İsteği
Sanığın suç işleme kastının yoğunluğu nazara alınarak üst hadden cezalandırılması gerektiğine, lehe vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkindir.
B. Sanık Müdafiinin Temyiz İsteği
Fiilin sanık tarafından işlenip işlenmediğinin yüzde yüz belliliğe ulaşmadığına, bu durumda şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince beraat kararı verilmesi gerektiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Mahkeme, “…mağdur … ****’nin dedesi olan katılan … *****’ın yanında eğitim amacı ile ikamet ettiği, sanık … ***’un katılan …’un evine misafir olarak gittiğinde mağdure …’yi gördüğü, telefonla mağdurenin dedesine ait telefonu aradığı, mağdure telefona cevap verdiğinde sanığın mağdureye ‘seni seviyorum, çok tatlısın’ diyerek telefonu kapattığı, mağdurenin sanığa sevgilisi olduğunu söylemesi üzerine sanığın bu durumu dedesine söyleyeceğinden bahisle mağdureyi korkuttuğu, sanığın mağdureye mesaj atarak evlerinin dışında bulunan tuvalete gitmesini söylediği, mağdurenin tuvalete gittiği, sanığın tuvalette mağdurenin dudaklarından öptüğü, göğüslerinden ve kalçalarından ellediği, başka bir gün sanığın …’ya gideceğini söyleyerek mağdureyle buluşmak istediği, buluştuklarında yine sanığın mağdurenin dudaklarından öptüğü, mağdurenin evlerinin yakınında buluştuklarında mağdurenin dedesini evden çıkarken görmesi ile sanığın olay yerinden uzaklaştığı…” şeklindeki kabulüyle sanığın mahkumiyetine karar vermiştir.
IV. GEREKÇE
1. Dairemiz bozma ilamı üzerine yapılan yargılama sürecindeki işlemlerin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanı kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, 5271 sayılı Kanun’un 288 ve 294 üncü maddelerinde yer alan düzenlemeler nazara alınıp, aynı Kanun’un 289 uncu maddesinde sayılı kesin hukuka aykırılık halleri ve sanık müdafii ile katılan Bakanlık vekilinin temyiz dilekçelerinde belirttikleri nedenler de gözetilerek yapılan değerlendirmede, bozma üzerine İlk Derece Mahkemesi tarafından gerçekleştirilen yargılama neticesinde çocuğun cinsel istismarı suçundan kurulan hükme yönelik sanık müdafii ile katılan Bakanlık vekilinin temyiz sebepleri yerinde görülmeyerek reddedilmiş, hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2. Mahkemece 5237 sayılı Kanun’un Cezanın belirlenmesi başlıklı 61 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen kriterler ile aynı Kanun’un 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında ifade edilen cezada orantılılık ilkesi göz önünde bulundurulmak suretiyle sanık hakkında kurulan hükümde; suçun işleniş şekli, sanığın kişiliği, meydana gelen zarar, kasta dayalı kusurunun ağırlığı, suçtan sonraki ve önceki davranışları, sanığın yaşı ile mağdurun yaşı arasındaki fark, kastının yoğunluğu, mağdurenin intiharı, olayın vahim ve büyüklüğü göz önüne alınarak temel cezanın 6 yıl olarak belirlenmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden, bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
3. Bakanlığın davaya katılması doğrudan Anayasa ve kanundan kaynaklanan koruma görevine ilişkin olup, Bakanlığa yüklenen bir kamu görevidir. Bu kapsamda değerlendirme yapıldığında 5271 sayılı Kanun’un 237 ve devamı maddelerindeki katılma hakkına ilişkin suçtan zarar görme şartı katılan Bakanlık için söz konusu olmadığı ve vekili lehine koşulları sağlanmadığından vekalet ücretine hükmedilmemesi, hukuka aykırı bulunmamıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Silifke 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 02.06.2022 tarihli ve 2022/111 Esas, 2022/207 Karar sayılı kararında katılan Bakanlık vekili ile sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca Silifke 1. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
26.04.2023 tarihinde karar verildi.