Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/1151 E. 2023/6300 K. 12.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/1151
KARAR NO : 2023/6300
KARAR TARİHİ : 12.10.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2022/529 E., 2022/658 K.
SUÇ : Cinsel taciz
KARAR : Direnme
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Ankara Batı 7. Asliye Ceza Mahkemesinin, 06.10.2022 tarihli ve 2022/529 Esas, 2022/658 Karar sayılı kararı ile Dairemizin 06.06.2022 tarihli ve 2022/2636 Esas 2022/5615 Karar sayılı bozma kararına karşı direnme kararı verildiği anlaşılmakla, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 6763 sayılı Kanun’un 36 ncı maddesiyle değişik 307 nci maddesinin dördüncü fıkrası ile 6763 sayılı Kanun’un 38 inci maddesiyle 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 10 uncu maddesi uyarınca yapılan incelemede;

Mahkemece verilen direnme kararının; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin direnme kararını temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Sincan Cumhuriyet Başsavcılığının, 25.03.2014 tarihli ve 2014/2889 Esas sayılı iddianamesi ile sanık hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan açılan kamu davasında, Sincan 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.03.2014 tarihli ve 2014/327 Esas, 2014/289 Karar sayılı kararı ile sanığın eyleminin cinsel taciz suçu kapsamında kaldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.

2. Ankara Batı 7. Asliye Ceza Mahkemesinin, 19.09.2014 tarihli ve 2014/399 Esas, 2014/167 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında cinsel taciz suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 105 inci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesi ve 58 inci maddesi uyarınca 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

3. Ankara Batı 7. Asliye Ceza Mahkemesinin, 19.09.2014 tarihli ve 2014/399 Esas, 2014/167 Karar sayılı kararının sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay kapatılan 14. Ceza Dairesinin 27.05.2021 tarihli ve 2017/5619 Esas, 2021/3871 Karar sayılı kararı ile “Sanığın işlediği kabul edilen cinsel taciz suçunun üst sınırının iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektirmesi ve mahkemece mahkumiyet hükmü kurulmasının ardından 17.10.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanunla yeniden düzenlenen 5271 sayılı CMK’nın 251. maddesindeki basit yargılama usulüne dair kanuni düzenlemeden sonra 7188 sayılı Kanunun geçici 5. maddesinin 1/c bendine yönelik olarak 19.08.2020 günlü, 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 25.06.2020 tarih ve 2020/16 Esas-2020/33 sayılı Kararı ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununa 7188 sayılı Kanunun 31. maddesiyle eklenen geçici 5. maddesinin (d) bendinde yer alan ‘kovuşturma evresine geçilmiş’ ibaresinin, aynı bentte yer alan ‘basit yargılama usulü’ yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmesi karşısında, anılan karara istinaden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

4. Ankara Batı 7. Asliye Ceza Mahkemesinin, 04.11.2021 tarihli ve 2021/474 Esas, 2021/688 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında cinsel taciz suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 105 inci maddesinin birinci fıkrası, 62, 53 ve 58 inci maddeleri uyarınca 7 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

5. Ankara Batı 7. Asliye Ceza Mahkemesinin, 04.11.2021 tarihli ve 2021/474 Esas, 2021/688 Karar sayılı kararının sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Dairemizin 06.06.2022 tarihli ve 2022/2636 Esas 2022/5615 Karar sayılı kararı ile “Mahkemece bozma öncesi gerçekleştirilen yargılama sonucunda verilen ilk mahkumiyet kararının temyiz incelemesinde… sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğundan bahisle bozulması üzerine söz konusu ilama uyan mahkemece esasen ceza miktarı itibarıyla sanığın lehine olan basit yargılama usulünün tatbiki suretiyle hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde uygulama yapılması” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

6. Ankara Batı 7. Asliye Ceza Mahkemesinin, 06.10.2022 tarihli ve 2022/529 Esas, 2022/658 Karar sayılı kararı ile önceki hükümde direnilmesine ve sanık hakkında cinsel taciz suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 105 inci maddesinin birinci fıkrası, 62, 53 ve 58 inci maddeleri uyarınca 7 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz isteği; özetle kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna, müvekkilinin üzerine atılı suçu işlemediğine, kararın bozularak müvekkilinin beraatine karar verilmesi talebine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
“Tüm dosya kapsamı hep birlikte ele alınıp değerlendirildiğinde; Her ne kadar mahkememizin 19/09/2014 tarih 2014/399 Esas 2014/167 Karar sayılı dosyasında verilen kararın basit yargılama usulünün yürürlüğe girmesi nedeniyle esası incelenmeksizin bozulmasına karar verilmesinden sonra mahkememiz tarafından 2021/474 Esas-2021/688 Karar sayılı dosyasında basit yargılama usulünün uygulanmasına yer olmadığına dair tensip ara kararı sonrasında duruşmalı yapılan yargılamada CMK’nın 251/3. Maddesi gereğince indirim yapılmamış olmasından dolayı Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından bozma ilamına uyulması nedeniyle ceza miktarı itibariyle sanığın lehine olan basit yargılama usulünün tatbiki suretiyle hükümler kurulması gerekirken yazılı şekilde uygulama yapılması nedeniyle bozulmasına karar verilmiş ise de; Yargıtay 14. Ceza Dairesinin bozma kararının hükümden sonra yürürlüğe giren usul kanunundaki değişiklik ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararı doğrultusunda yeniden değerlendirme yapmak üzere esası incelenmeksizin bozulmasına karar verildiği, Mahkememizce bu kararın lehe kanun değerlendirilmesi yapılması amacıyla usul ve yasaya uygun olduğu kabul edilerek uyulmasına karar verildiği, basit yargılama usulünün usuli bir işlem olup uygulanmamış olmasına rağmen kazanılmış hak teşkil etmeyeceği anlaşılmakla mahkememizin 19/09/2014 tarih 2014/399 Esas 2014/167 Karar sayılı kararında direnilmesine karar verilmiştir.
Aynı binada sanığın 4. katta, mağdurun ise 3. katta oturduğu, olay günü sanığın mağdurun oturduğu kata inerek mağdura seslendiği, mağdurun sanığa baktığında sanığın cinsel organını dışarı çıkartarak gösterdiği, mağdurun sanığa utanmıyor musun, torunun yaşında çocuğa böyle yapmaya diyerek binadan dışarı çıktığı, her ne kadar sanık üzerine atılı suçu kabul etmemiş ise de mağdur ve ailesi ile arasında herhangi bir husumetin olmadığı, sanığın aşamalardaki savunmalarında rahatsızlığı nedeniyle merdiven kullanmadığını asansörle evine girip çıktığını beyan ettiği ancak olay günü mağdura 5 TL para verdiğini beyan ettiği, aşamalardaki beyanında bu hususun farklı bir yerde olduğuna dair beyanının olmadığı, bu haliyle sanığın çelişkili savunmalarına itibar edilemeyeceği ve olay tarihinde 12 yaşında olan mağdurun sanığa iftira atmasını gerektirecek herhangi bir durumun olmadığı dikkate alındığında sanığın yaşı küçük çocuğa teşhir etmek suretiyle işlemiş olduğu cinsel taciz suçunun TCK’nın 105/1. Maddesine uyduğu, bu maddedeki ceza miktarında 6545 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklikte eylemin çocuğa karşı işlenmesi halinde ceza alt sınırının 6 ay olduğu ayrıca teşhir etme nedeniyle yarı oranında artırım öngörüldüğü, bu haliyle ilgili kanun değişikliğinden önceki halinin sanık lehine olduğu anlaşılmakla sanığın eylemine uyan TCK’nın 105/1 maddesinin 6545 Sayılı Yasa ile değişiklik öncesi hali gereğince cezalandırılmasına karar verilmiş, sanığın suçu işleme şekli, mağdurun yaşı ve teşhir suretiyle işlenmesi dikkate alınarak alt sınırdan uzaklaşılmasına karar verilmiş, sanığın adli sicil kaydına göre tekerrüre esas sabıka kaydının bulunması nedeniyle cezasını mükerrirlere özgü infaz rejiminde infazına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.”
Şeklindedir.
2. Direnme Gerekçesi
Mahkemenin 04.11.2021 tarihli ve 2021/474 Esas, 2021/688 Karar sayılı kararının usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
Dairemizin 06.06.2022 tarihli ve 2022/2636 Esas 2022/5615 Karar sayılı bozma ilamı usul ve kanuna uygun olup, 17.10.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanunla yeniden düzenlenen 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesindeki basit yargılama usulüne dair kanuni düzenlemenin ardından 7188 sayılı Kanun’un geçici beşinci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine yönelik olarak 19.08.2020 günlü, 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 25.06.2020 tarih ve 2020/16 Esas, 2020/33 sayılı Kararı ile 5271 sayılı Kanun’u 7188 sayılı Kanun’un 31 inci maddesiyle eklenen geçici beşini maddesinin (d) bendinde yer alan “Kovuşturma evresine geçilmiş” ibaresinin, aynı bentte yer alan “Basit yargılama usulü” yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmesi karşısında, anılan karara istinaden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması ve bozma ilamına uyan Mahkemece ceza miktarı itibarıyla sanığın lehine olan basit yargılama usulünün tatbiki suretiyle hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde uygulama yapılması nedeniyle Mahkemenin direnme kararı yerinde görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Ankara Batı 7. Asliye Ceza Mahkemesinin, 06.10.2022 tarihli ve 2022/529 Esas, 2022/658 Karar sayılı direnme kararı yerinde görülmediğinden, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin, 06.06.2022 tarihli ve 2022/2636 Esas 2022/5615 Karar sayılı bozma kararının, oy birliğiyle DÜZELTİLMESİNE YER OLMADIĞINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 307 nci maddesinin dördüncü fıkrası gereğince direnme kararını incelemek üzere Yargıtay Ceza Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE,

12.10.2023 tarihinde karar verildi.