Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/1131 E. 2023/2860 K. 08.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/1131
KARAR NO : 2023/2860
KARAR TARİHİ : 08.05.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddi

Katılan mağdure ve katılanlar vekilinin temyiz istemi yönünden; usûlüne uygun şekilde tebliğ edilen karara karşı temyiz sebebi içermeyen dilekçe ile temyiz isteminde bulunduğu belirlenmiştir.

Sanık müdafii ile katılan Bakanlık vekilinin temyiz istemi yönünden, sanık hakkında verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun’un) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı, yapılan ön inceleme neticesinde tespit edildi.

Sanık müdafiinin kanuni süresinden sonra yaptığı duruşmalı inceleme talebinin 5271 sayılı Kanunu’nun 299 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.xElmalı Ağır Ceza Mahkemesinin 15.04.2022 tarihli ve 2021/434 Esas, 2022/125 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında on iki yaşını doldurmamış çocuğa karşı sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçundan açılan kamu davasında … Asliye Ceza Mahkemesinin 24.11.2021 tarihli 2021/604 Esas 2021/970 Karar sayılı görevsizlik kararı verilmiştir.

2. … Ağır Ceza Mahkemesinin 15.04.2022 tarihli 2021/434 Esas 2022/125 Karar sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci ve üçüncü cümlesi, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesi uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile hak yoksunluklarının uygulanmasına karar verilmiştir.

3. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesinin, 04.10.2022 tarihli, 2022/1186 Esas, 2022/1456 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik yapılan istinaf başvurusunun hükümde hatalı yazıldığı tespit edilen “TCK 103/1-3. cümle” ibaresinin çıkarılıp yerine “TCK 103/1-2. ve 3. Cümle” ibaresinin eklenmesi suretiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

4.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 16.01.2023 tarihli Tebliğnamesinde sanık hakkındaki hükmün “onanması” yönünde görüş bildirilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi
Bölge Adli Mahkemesi kararının soyut, muğlak olup illiyet bağı içermediğine, tanıkların görgüye dair bilgisi olmadığına, mağdurenin beyanlarını doğrulamadığına, mağdurenin kovuşturmada sanığın kendisini dudağından öptüğünü söyleyerek iddialarını genişlettiğine, sanığın el kol şakası yapan, çocuklarla oynayan laubali bir kişiliğe sahip olduğuna, dosyadaki bilgiler dedikodudan ibaret olduğuna, mağdurenin ruh sağlığı göz önünde bulundurulduğunda iddiaların hayal ürünü olduğunun görüldüğüne, 2018 yılında gerçekleştiği iddia olunan olayda odadan kimlerin olduğunun dahi belli olmadığına, bu tarihte tanık …’nün daha 3.5 yaşında olduğuna, oluşan şüphenin sanık lehine değerlendirilmesi gerektiğine, somut delil olmadığından sanığın beraatine karar verilmesi ile dilekçesinde belirttiği diğer nedenlere ilişkindir.

B. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi
Sanığın eylemi sarkıntılık değil 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde düzenlenen basit istismar kapsamında olduğuna, sanık hakkında üst sınırdan ceza tayin edilmesine ve kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine ilişkindir.

C. Katılan Mağdure ve Katılanlar Vekilinin Temyiz İstemi
Süre tutum dilekçesinde usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilen karara karşı gerekçeli temyiz dilekçesi sunulmamıştır.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A.İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1.Sanık ve mağdurenin akraba olması nedeniyle ailelerinin sıklıkla görüştükleri, 2018 yılında bir araya geldikleri bir gün sanığın odadaki diğer çocukları çıkartıp on iki yaşından küçük mağdurenin bacak arasına kıyafetinin üzerinden dokunduğu, 2021 yılındaki bir günde ise yine mağdure ve çocukların oyun oynadığı sırada sanığın odaya geldiği, ışığı kapattırdığı, mağdureyi bacaklarından ve sırtından tutup kanepeye yatırdığı ve kendisi de mağdurenin arkasına yatarak cinsel organını mağdurenin kalçasına değdirdiği, kalçasına dokunduğu, bunun üzerine mağdurenin sanığa “Sen sapıksın” diyerek kızdığı, olayı bir süre sonra annesine anlattığı, annesinin olayın üzerine gitmemesi nedeniyle olayı önce arkadaşlarına ardından öğretmenine anlattığı, öğretmeninin durumu bildirmesi üzerine soruşturmaya başlandığının maddi vakıa olarak kabul edildiği görülmüştür.

2. Sanık suçlamaları kabul etmemiş, ikinci olayda yastık savaşı yapan çocuklardan mağdureyi koruma amaçlı dizlerini mağdurenin üstüne doğru tuttuğunu, yastık savaşı durmayınca odadan çıktığını söylemişse de tanıklar …….. ile …’.nin anlatımlarıyla ikinci olay; tanık ….’nün anlatımlarıyla her iki olayda doğrulanan mağdure beyanları, mağdurenin bir süredir psikolojisinin bozuk olması sebebiyle saçını yolduğu şeklinde tanık anlatımları ile katılan beyanları, mağdurenin beyanlarına itibar edilebileceğine dair adli rapor ile mağdurenin sanığa soyut suç isnadında bulunmasını gerektirir bir husumetinin bulunmadığına dair taraf beyanları birlikte değerlendirildiğinde sanık savunmalarına itibar edilmediği belirtilmiştir.

3. İntikalin geç olması, mağdurenin soyut suç isnadında bulunmasını gerektirir bir husumetin bulunmaması, daha kapalı toplumlarda anne-babaların yaşı küçük olan mağdurenin amiyane tabirle adının çıkmaması amacıyla olayı yetkili makamlara bildirmemelerinin sıkça karşılaşılan bir durum olması, sanığın sıklıkla görüşülen akrabaları olması nedeniyle sanıktan şikayetçi olmamalarının hayatın olağan akışı çerçevesinde değerlendirilmiştir.

4. Sanığın eylemlerinin kısa süreli, ani ve kesintili olduğu ve sarkıntılık düzeyinde kaldığı belirtilmiştir.
5. Mahkemece, sanığın mağdureye 2018 ve 2021 yılında olmak üzere bir suç işleme kararının icrası kapsamında birden fazla günde sarkıntılık düzeyinde cinsel istismar suçunu işlediği, bu kabul çerçevesinde sanığın ilk eylemini gerçekleştirdiği tarihte mağdurenin on iki yaşından küçük olması dikkate alınarak sanık hakkında devam eden eylemleri nedeniyle daha ağır olan cümleden ceza belirlenmiş, zincirleme suç hükümleri uygulanmıştır.

6. Uzaklaşmayı gerektiren bir neden bulunmadığından alt sınırdan ceza belirlenmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, mağdurenin arkadaşlarının nöbetçi öğretmene mağdurenin tecavüze uğradığı yönünde bildirimde bulundukları ve rehber öğretmen ….’nün mağdure ile görüştüğü, mağdurenin kuzeninin eşi olan sanığın özel bölgelerine dokunduğu belirtmesi üzerine durumun tutanağa bağlandığı, aynı tarihte mağdurenin el yazısı ile alınan dilekçesinde sanığın 5. sınıftan itibaren bu eylemlerini devam ettirdiği özel bölgelerini ellediği utandığı için bu durumu kimseye anlatamadığını belirtmiş, mağdurenin mevcut olaylarla ilgili herhangi bir etkileşim olmaksızın Çocuk İzlem Merkezinde ayrıntılı olarak beyanının alındığı, sanığın eylemlerine 2018 yılında başladığı ilk eylemi ….’nün evinde olduğu, oyun oynadıkları çocukları odadan çıkarttığı, kendisini koltuğa oturtarak özel bölgelerine dokunduğu bacak arasına eliyle dokunduğunu kıyafetlerinin üstünden sıktığını süresini hatırlamadığını bu hareketlerine devamlı tekrar ettiğini kalçasına kıyafetlerin üzerinden dokunduğunu söz konusu eylemin de yengesinin evinde olduğunu son dokunmasını 2021 yılında olduğunu kıyafetlerin üzerinden cinsel bölgelerini tuttuğunu, cinsel organını kalçasına değdirdiğini elini de kıyafetlerinin içine sokup kalçasına ve bacak arasına dokunduğunu külotunun içinden bacak arasını sıkarak dokunduğunu çocukların aynı odada olduğunu ancak sanığın ışığı kapattığını belirtmiş olup aralarında husumet bulunmayan mağdurenin sanığa iftira atmasını gerektiren hiçbir sebep bulunmaması sebebiyle beyanı hükme esas alınmış, mağdurenin beyanlarını destekleyen tanık …….., …., …. sanığın mağdureye dokunduğunu belirtmiş olup yerel mahkemece sanığın mağdureye karşı sarkıntılık suretiyle cinsel istismar suçunu gerçekleştirdiği ve eylemin ilk gerçekleştiriliş tarihi ile mağdurenin on iki yaşını bitirmediği yönündeki kabulünün dosya kapsamına uygun düştüğü ancak suç maddesi olarak eylemin sarkıntılık suçunu oluşturmasına rağmen 5237 sayılı Kanun’un “103/1-3” maddesinin yazılması hatalı ise de bu durumun düzeltilmesinin mümkün olduğu anlaşılmış olmakla istinaf taleplerinin düzeltilerek esastan reddine karar verildiği görülmüştür.

IV. GEREKÇE
A. Katılan Mağdure ile Katılanlar Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden
5271 sayılı Kanun’un 294 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır” şeklindeki düzenleme de gözetilerek yapılan değerlendirmede, katılan mağdure ile katılanlar vekilinin süre tutum dilekçesi verip gerekçeli karar tebliğinden sonra temyiz dilekçesi vermemesi, süre tutum dilekçesinde de herhangi bir temyiz sebebi göstermediği anlaşıldığından, vaki temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği belirlenmiştir. Bu nedenle Tebliğnamede katılan mağdure ile katılanlar vekilinin temyiz isteminin esastan incelenmesine yönelik görüşe iştirak edilmiştir.

B. Katılan Bakanlık Vekilinin Vekalet Ücretine Yönelik Temyiz İstemi Yönünden
Aile ve çocukların korunması hakkının Anayasa ile güvence altına alınması, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un 20 nci maddesinin ikinci fıkrası gereğince Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının kadın, çocuk ve aile bireylerine yönelik olarak uygulanan şiddet veya şiddet tehlikesi nedeniyle açılan davalara katılabileceği belirtilmesi, Bakanlığın davaya katılmasının doğrudan Anayasa ve kanundan kaynaklanan koruma görevine ilişkin olup Bakanlığa yüklenen bir kamu görevi olması, bu kapsamda değerlendirme yapıldığında 5271 sayılı Kanun’un 237 ve devamı maddelerindeki katılma hakkına ilişkin suçtan zarar görme şartının katılan Bakanlık için söz konusu olmadığı ve vekili lehine koşulları sağlanmadığından vekalet ücretine hükmedilmemesi, hukuka aykırı bulunmamıştır.

C. Sanık Müdafii ile Katılan Bakanlık Vekilinin Sübuta Yönelik Temyiz İstemleri Yönünden
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, ilk derece ve istinaf mahkemelerinin soruşturma ile kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdiriyle anılan hükme ilişkin yerinde görülmeyen sanık müdafiinin ve sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemesince sanığın mağdureye yönelik, mağdurenin kıyafetinin içinden elini sokarak kalçasına ve bacak arasına dokunmayı, külotunun içinden bacak arasını sıkmayı da içerir şekilde gerçekleştiği kabul edilen eylemlerinin belirli yoğunluğa ulaştığı, ani şekilde gerçekleşmeyip sarkıntılık düzeyini aşarak cinsel istismarın temel şeklini oluşturduğu gözetilerek cezalandırılması yerine suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçundan mahkumiyet kararı verilmesi karşısında hükmün bozulması gerekirken, yazılı şekilde anılan hükme yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi, hukuka aykırı bulunmuş, açıklanan nedenle Tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.

V. KARAR
A. Katılan Mağdure ile Katılanlar Vekilinin Temyiz Talebinin İncelenmesinde
Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenle katılan mağdure ile katılanlar vekilinin temyiz dilekçesinde herhangi bir temyiz sebebi göstermediği anlaşıldığından, vaki temyiz isteminin 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle REDDİNE,

B.Katılan Bakanlık Vekili ile Sanık Müdafiinin Temyiz Taleplerinin İncelenmesinde
Gerekçenin (C) bölümünde açıklanan nedenle sanık müdafiinin temyiz istemleri yerinde görülmeyip katılan Bakanlık vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesinin, 04.10.2022 tarihli, 2022/1186 Esas, 2022/1456 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi uyarınca takdiren … Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilamının bir örneğinin ise Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

08.05.2023 tarihinde karar verildi.