Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2023/1077 E. 2023/2303 K. 12.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/1077
KARAR NO : 2023/2303
KARAR TARİHİ : 12.04.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Cinsel taciz
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Bafra Kapatılan 2.Sulh Ceza Mahkemesinin 04.12.2013 tarihli ve 2013/139 Esas, 2013/98 Karar sayılı kararı ile sanığın cinsel taciz suçundan cezalandırılmasına karar verilmiştir.

2. Yargıtay Kapatılan 14.Ceza Dairesinin 30.09.2019 tarihli ve 2016/2436 Esas, 2019/11180 Karar sayılı “…Suç tarihinde on yedi yaşı içinde olan katılan mağdureye yaş küçüklüğü nedeniyle tayin edilen ve yokluğunda verilen hükmü temyiz etme hakkı bulunan katılan mağdure vekili Av. …’a gerekçeli kararın tebliği gerektiği halde dosya içerisinde tebligat yapıldığına dair bilgi veya belge bulunmadığı anlaşıldığından, gerekçeli hükmün katılan mağdure vekiline usulünce tebliğiyle tebellüğ belgesi ile verildiği taktirde temyiz dilekçesinin eklenip, hükmün temyizi halinde bununla ilgili ek tebliğname düzenlenmesinden sonra Dairemize iade edilmek üzere esası incelenmeyen dosyanın mahkemesine gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,..” kararı verilmiştir.

3. Yargıtay Kapatılan 14.Ceza Dairesinin 05.02.2020 tarihli ve 2019/7222 Esas, 2020/842 Karar sayılı kararıyla hükmün “…Sanık hakkında atılı suçtan dolayı 5237 sayılı TCK’nın 105/1, 43/1. maddeleri uyarınca belirlenen 6 ay 7 gün hapis cezasında aynı Kanunun 62/1. maddesi ile 1/6 oranında indirim yapılırken 5 ay 5 gün yerine 4 ay 25 gün hapis cezasına hükmedilmesi suretiyle eksik ceza tayini,…” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.

4. Bozma kararı üzerine Bafra 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 15.12.2020 tarihli ve 2020/115 Esas, 2020/584 Karar sayılı kararıyla sanığın cinsel taciz suçundan cezalandırılmasına karar verilmiştir.

5. Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 24.11.2021 tarihli ve 2021/23931 Esas, 2021/9321 Karar sayılı kararıyla hükmün “…Hakkında mahkemece verilen ilk hükmün temyiz incelemesinde aleyhine bozulmasından dolayı 1412 sayılı CMUK’nın 326/2. maddesinin amir hükmü uyarınca sanığın temin edilerek bozmaya karşı beyanının alınmasının zorunlu olduğu gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,…” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.

6. Bozma kararı üzerine Bafra 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 10.11.2022 tarihli ve 2022/81 Esas, 2022/498 Karar sayılı kararıyla sanığın cinsel taciz suçundan cezalandırılmasına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz istemi; kararı temyiz etme iradesinden ibarettir.

III. OLAY VE OLGULAR
Mahkemenin Kabulü;
1. Mahkemece yapılan yargılama sürecinde sanığın savunmaları, şikayetçinin beyanları, 24.09.2013 tarihli Genel Adli Muayene Formu, 24.09.2013 tarihli Üst araması ve Teslim tesellüm tutanağı, 23.09.2013 tarihli Fotoğraf Teşhis Tutanağı, 24.09.2013 tarihli Şüpheli İfade Tutanağı, 27.09.2012 tarihli Bafra Asliye Ceza Mahkemesi 2011/862 esas sayılı 2012/1141 karar no’lu Gerekçeli Kararı, 04.12.2013 tarihli Bafra 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 2013/139 esas sayılı 2013/98 karar no’lu Gerekçeli Kararı, 15.12.2020 tarihli Bafra 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/155 esas sayılı 2020/584 karar no’lu Gerekçeli Kararı ile tüm dosya kapsamı göz önüne alınarak yapılan değerlendirme neticesinde; katılan mağdurenin 23.09.2013 tarihinde İlçe Emniyet Müdürlüğü Çocuk Büro Amirliğine müracaatında alınan beyanında; (…) Mahallesi (…) (…) Caddesi üzerinde bulunan telefoncuda yaklaşık beş aydan bu yana çalıştığını, yaklaşık iki seneden bu yana ismen tanımadığı zayıf yapılı, uzun boylu, esmer tenli yirmi beş yaşlarında bir erkek şahsın kendisini takip ettiğini, kendisini gördüğünde uzaktan ağız hareketleri yapıp öpücük attığını “Sana hastayım” şeklinde hitapta bulunduğunu, bu şekilde iş ve evinin yakınında sürekli karşısına çıktığını, en son 23.09.2013 tarihinde saat 20:00 sıralarında iş yerinden çıkıp ikametine gittiği sırada yine takip edildiğini anlayıp baktığında daha önceden kendisini takip eden aynı şahsın arkasından geldiğini, hemen (…) Mahallesi (…) (…) Sokak üzerine doğru koşmaya başladığını, bunun üzerine şahsın arkasından koşarak yanına yaklaşıp “Senin a…ını yalarım” diye üç kez tekrarladığını, … yere geldiğinde şahsın yanından uzaklaşıp gittiğini ifade ederek şikayetçi olduğu, olayın şüphelisi olan şahsın tespiti amacıyla suç işlemiş kişilere ait eşgale uygun fotoğraf teşhisinde katılanın sanığın fotoğrafından kendisini takip edip sözler söyleyen şahsın bu olduğunu söylediği, alınan beyan üzerine yakalaması yapılan sanığın katılana yaptırılan canlı teşhis sırasında aynı şekilde kendisini takip eden şahsın sanık olduğunu kesin ve net olarak teşhis ettiği, her ne kadar sanık olaya ilişkin alınan savunmasında katılana yönelik herhangi bir cinsel içerikli söz söylemediğini, üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini beyan etmiş ise de, katılan mağdureyi daha önceden tanıdığını, sık sık (…) (…) Sokak üzerinde gördüğünü, göz göze geldiklerini, babasının evinden (…) Mahallesindeki evine taşındıktan sonra üç-dört günde bir aynı kızı gördüğünü, en son (…) Mahallesi (…) (…) Sokak girişinde kendisini şikayet eden katılanı tanımadığı bir erkek şahıs ile öpüştüğünü gördüğünü, bu nedenle kendisini uyardığını, 23.09.2013 tarihinde ise (…) (…) Sokak üzerinde katılanı önünde yürür şekilde gördüğünü, birden geri dönerek kendisine doğru yürüyüp “ne bakıyorsun” dediğini, başkaca birşey geçmediğini beyan ettiği, bu savunma karşısında katılanın beyanlarının sanık ile karşılaşma anlarını doğruladığı, katılan mağdure ile sanık arasında herhangi bir husumet bulunmaması ve katılan mağdurenin ısrarlı ve değişmeyen beyanı doğrultusunda sanığın üzerine atılı zincirleme şekilde cinsel taciz suçunu işlediği iddiasıyla cinsel taciz suçundan cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmıştır.
2. Katılan mağdurenin Bafra (kapatılan) 2. sulh ceza mahkemesinin 2013/139 esas sayılı dosyası kapsamında beyanında: “Ben beni taciz eden şahısı simaen tanırım . İsmen tanımam. Beni yaklaşık iki yıldır rahatsız etmekte beni yolda görüp bana karşı ağız hareketleri yapıp bana öpücük atıp ‘sana hastayım’ diyerek laflar söylüyordu. En son eylül ayında iş yerine çıkıp evime doğru giderken arkamdan beni takip ettiğini fark ettim. Koşarak uzaklaşmaya çalıştım. Fakat oda koşup bana yaklaşıp ‘senin a…nı yalarım’ diyerek bana ahlaksız tekliflerde bulunuyordu. Bana bu lafları birden fazla kez tekrarladı bana karşı cinsel taciz eyleminde bulunan şahıstan davacı ve şikayetçiyim. Katılma talebim vardır.” şeklinde beyanda bulunduğu, Sanığın katılan mağdureye yönelik cinsel taciz suçunu işlemediğini, evinin karşısında erkek arkadaşı ile gördüğü katılanı uyardığını, uyardığından dolayı katılanın kendisine hakeret edip küfür ettiğini, üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini alınan savunmasında beyan etmiş ise de; polis karakolunda katılana yaptırılan canlı teşhis sırasında katılanın sanığı kesin ve net olarak teşhis ettiği anlaşılmış ve mahkeme huzurunda alınan beyanında kendisine karşı cinsel taciz suçunu işleyen, kötü sözler sarf eden kişinin sanık olduğunu söylemiş ve katılanın samimi beyanlarına itibar edilmiş olup; sanığın suçtan kurtulmaya yönelik savunmasına itibar edilmeyerek, mahkemedeki vicdani kanıya göre sanığın üzerine atılı cinsel taciz suçunu işlediği sabit kabul edilmiştir.
3. Sanığın, katılan mağdureye yönelik sabit olan cinsel taciz suçundan eylemine uyan 5237 sayılı Kanun’un 105 inci maddesinin birinci fıkrası gereğince suçun işlendiği yer, kastın yoğunluğu, suçun işleniş biçimi, sanığın tekerrüre esas sabıka kaydı, meydana gelen zararın ağırlığı gözetilerek alt sınırdan uzaklaşılarak; takdiren teşdiden 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanığın aynı suçu işleme kararı icrasından değişik zamanlarda, aynı suçu birden fazla işlediği anlaşıldığından aynı Kanun’un 43 üncü maddesinin birinci fıkrasına göre 1/4 oranında artırılarak, 6 ay 7 gün hapis cezası ile cezanladırılmasına, sanığa verilecek cezanın geleceği üzerindeki olumsuz etkileri nazara alınarak aynı Kanun’un 62 nci maddesi gereğince cezasından takdiren 1/6 oranından indirim yapılarak 5 ay 5 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanığın cezasından başkaca yasal artırım ve indirim yapılmasına takdiren yer olmadığına, sanığın kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre, sanık hakkında hükmolunan kısa süreli hapis cezasının aynı Kanun’un 50 nci maddesinde yazılı adli para cezasına ve seçenek tedbirlere çevrilmesine ilişkin hükümlerin uygulanmasına takdiren yer olmadığına, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmiş olması, 5237 sayılı Kanunu’nun 51 inci maddesi gereğince ertelenmesine yer olmadığına, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı hapis cezasına mahkûm edilmiş olması, nedeniyle sanık hakkından 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin beşinci fıkrası gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasın yer olmadığına, sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a), (d) ve (e) bentlerindeki haklardan hapis cezasının infazına kadar (bihakkın tahliye tarihine kadar), (c) bendindeki kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerinin ise koşullu salıverme tarihine kadar yoksun bırakılmasına, sanığın Bafra Asliye Ceza Mahkemesi 2011/862 esas 2012/1141 karar sayılı ilamı ile 1 yıl 9 ay 2 gün hapis cezası aldığı ve ertelendiği, sanığın tekerrür süresi içinde tekrar kasten suç işlediği anlaşıldığından verilen hapis cezasının, 5237 sayılı Kanun’un 58 inci maddesinin altıncı fıkrası gereğince mükerrerlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, ayrıca sanık hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Mahkemece bozma öncesi gerçekleştirilen yargılama sonucunda verilen mahkumiyet kararının temyiz incelemesinde 17.10.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanun’la yeniden düzenlenen 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesindeki basit yargılama usulüne dair kanuni düzenlemenin ardından 7188 sayılı Kanun’un geçici 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine yönelik olarak 19.08.2020 günlü, 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 25.06.2020 tarih ve 2020/16 Esas-2020/33 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Kanunu’na 7188 sayılı Kanun’un 31 inci maddesiyle eklenen geçici 5 inci maddesinin (d) bendinde yer alan “Kovuşturma evresine geçilmiş” ibaresinin, aynı bentte yer alan “Basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilmesi karşısında, mahkemece esasen ceza miktarı itibarıyla sanığın lehine olan basit yargılama usulünün tatbiki suretiyle hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde uygulama yapılması nedeniyle hukuka aykırılık bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Bafra 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 10.11.2022 tarihli ve 2022/81 Esas, 2022/498 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

12.04.2023 tarihinde karar verildi.